Esas No: 2018/43
Karar No: 2018/95
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/43 Esas 2018/95 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2018 / 43 KARAR NO : 2018 / 95 KARAR TR : 26.2.2018
|
ÖZET : Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle başka kuruma nakledilen davacının, maaş nakil ilmuhaberinin düzeltilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : M.C.
Vekili : Av. S.D.
Davalı : Türk Telekomünikasyon A.Ş.
Vekili : Av. A.U.
O L A Y : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı 16.9.2010 tarihinde, GAP Toprak-Su Kaynakları ve Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü emrine atanmıştır.
Davacı vekili müvekkilinin, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilinin maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağının, 1 aya denk düşen miktarının tespit edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesine ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle 19.04.2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
ŞANLIURFA 1.İŞ MAHKEMESİ; 8.5.2017 gün ve E:2016/462, K:2017/665 sayı ile “(…) Dava, nakilden dolayı eksik ödenen ücretlerin tahsiline ve tespitine yöneliktir.
Tarafların tüm delilleri toplanmış, emsal kararlar sunulmuştur.
Dosya kapsamı ile ilgili araştırılan içtihatlarda konu ile ilgili birden çok karara rastlanılmıştır. En son yüksek Yargıtay tarafından varılan sonuç uyuşmazlığın idari yargıda görülmesi gerektiğidir. (Yargıtay 22. hukuk dairesi 31.10.2016 tarih, 2016/26056 E.,2016/24386 K. Sayılı ilamı)
Özelleştirmeden önce statü hukuku hükümlerine tabi davacı niteliğindeki personel, özelleştirme sonrası belirli bir süreliğine davalı ile özel hukuk hükümlerine tabi olarak iş sözleşmesi kapsamında çalıştırılmakta, nakledildiğinde tekrar statü hukuku kapsamına girmektedir. Davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde, davalı şirkete davacının ücreti konusunda "artış oranının, kamudaki memur maaş artış oranında" olacağı yönünde yükümlülük getirildiği gibi, 406 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davalı şirket, hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığına bildirmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi, personelin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemler yaptırıldığı görülmektedir. Bu işlemler idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlediği, söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve uyuşmazlığın ise adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2015 tarih, 2014/9-1550 Esas ve 2015/2669 sayılı kararında belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı da dikkate alınarak davaya bakmaya idari yargı görevli olduğundan, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden REDDİNE…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
Davacı vekili tarafından 17.5.2017 tarihli dilekçe ile dosyanın görevli ve yetkili olan Şanlıurfa İdare Mahkemesi"ne gönderilmesinin istenmesi üzerine, Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi"ne ait E:2016/462, K:2017/665 sayılı dosya, İdare Mahkemesine gönderilmiş; Şanlıurfa 1.İdare Mahkemesi; 7.8.2017 gün ve E:2017/793, K:2017/804 sayı ile, idari davaların kanun vaazı gereğince, davacı veya vekili tarafından konusuna göre Danıştay"a, İdare Mahkemesi"ne veya Vergi Mahkemesi"ne hitaben yazılmış imzalı dilekçeler ile açılacağı; İdare Mahkemesi ile İş Mahkemesi"nin farklı Mahkemeler olduğu ve bunun sonucu olarak da buralarda açılan davaların birbirinden ayrı ve bağımsız davalar oldukları ve adlî yargı kolu içerisinde bulunan İş Mahkemesinin vermiş olduğu karar sonrasında, dosyanın idari yargı kolu içerisinde yer alan İdare Mahkemesi"ne gönderilmesi sureti ile İdare Mahkemesi nezdinde bir dava açma usulü bulunmadığından; uyuşmazlığının esasının incelenmesine hukuken imkân bulunmadığı gerekçesiyle; dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (d) bendi gereğince, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla, 3 üncü ve 14 üncü maddeye uygun şekilde düzenlenerek "yeniden dava açılmak üzere" reddine karar vermiştir.
Davacı vekili bunun üzerine, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilinin davalı şirket tarafından düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin iptali ile maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağı olan net 570 TL’nin maaş nakil ilmühaberine eklenmesi suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenip Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ŞANLIURFA 1.İDARE MAHKEMESİ; 22.9.2017 gün ve E:2017/1161 sayı ile “(…)Olayda, her ne kadar Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi"nce davacı ile ilgili yapılan işlemlerin idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlediği, söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve uyuşmazlığın ise adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözülmesi gerektiği gerekçesi ile görev ret kararı verilmiş ise de; dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş."nin olması karşısında, yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ile birlikte yapılan değerlendirme sonucunda idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından, görevli merciin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurma zarureti hasıl olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; görevli merciin belirlenmesi için bu dava dosyasının ve ekinde yer alan Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi"nin E:2016/462, K:2017/665 sayılı dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine, bu davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi"nin görevli yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararını vermesine dek ertelenmesine…” karar vererek 18.12.2017 tarih ve 2017/1161 esas sayılı üst yazısı ile görev uyuşmazlığı yönünden Mahkememize başvurmuş, dava dosyası Mahkememizde 2.1.2018 tarihinde kayda girmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 26.2.2018 günlü toplantısında:
I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa"nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa"nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacının, maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağının, 1 aya denk düşen miktarının tespit edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesine ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.
Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.
Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa"nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa"nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; ilk olarak adli yargı yerinde, müvekkilinin maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağının, 1 aya denk düşen miktarının tespit edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesine ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle 19.04.2016 tarihinde; idari yargı yerinde ise müvekkilinin davalı şirket tarafından düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin iptali ile maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağı olan net 570 TL’nin maaş nakil ilmühaberine eklenmesi suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenip Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:
“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.
Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş."nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen nedenlerle Şanlıurfa 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Şanlıurfa 1.İş Mahkemesinin, 8.5.2017 gün ve E:2016/462, K:2017/665 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Şanlıurfa 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Şanlıurfa 1.İş Mahkemesinin, 8.5.2017 gün ve E:2016/462, K:2017/665 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.2.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Nuri NECİPOĞLU
|
Üye Şükrü BOZER
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ |
Üye Mehmet AKSU
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Suna TÜRE
Üye Turgay Tuncay VARLI
|