Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/6-121 Esas 2010/147 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2010/6-121
Karar No: 2010/147

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/6-121 Esas 2010/147 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2010/6-121 E.  ,  2010/147 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname : 2010/113684
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : AKÇAKOCA Asliye Ceza
    Günü : 11.10.2005
    Sayısı : 164-196

    Sanık F. A."nin, hırsızlık suçundan, lehe olan 5237 sayılı TCY’nın 142/1-b ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında 53. maddenin uygulanmasına ve ertelemeye yer olmadığına ilişkin, Akçakoca Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.10.2005 gün ve 164-196 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 01.12.2009 gün ve 10017-15652 sayı ile;
    “I- Sanık F. A.hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5237 sayılı TCK’nun 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK’nun 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, sanığın, diğer sanık Ü. İ. ile birlikte, yakınana ait daireye, giriş kapısını sert bir cisimle zorlayıp açarak girip hırsızlık suçunu işlediği ve yakınmanın da devam ettiğinin anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı Yasanın 142/1-b maddesinde belirtilen hırsızlık suçunun yanı sıra aynı Yasanın 151/1. maddesindeki mala zarar verme, 116/1, 119/1-c maddelerindeki gündüzleyin konut dokunulmazlığını bozma suçlarını da oluşturduğu gözetilmeden bu konularda değerlendirme yapılmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Sanığın, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması,
    2- 5237 sayılı TCK’nun erteli para cezalarının çektirilmesine ilişkin bir düzenleme içermediği gözetilmeden, aynı Yasanın 51/7. maddesi uyarınca sanık hakkındaki erteli para cezasının aynen infazına karar verilmesi,
    3- Sanıklardan, neden oldukları yargılama giderlerinin ayrı ayrı alınması gerekirken, ‘müşterek ve müteselsilen’ alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık F.A.savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi bozulmasına, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘53/1 ve 51/7. maddelerin uygulanması’ ve ‘yargılama giderinin sanıklardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye gelir kaydedilmesine’ ilişkin bölümler çıkarılarak, yerine ‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’ ve ‘sanıklardan neden oldukları yargılama giderinin ayrı ayrı alınmasına’ cümlelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün düzeltilerek onanmasına” karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 21.05.2010 gün ve 113684 sayı ile;
    “İkamet tezkeresi sahibi (D.ve Z.kızı, 1975 Kırıkkale doğumlu) hakkında hırsızlık suçundan soruşturma yapılıp iddianame düzenlenmiştir.
    Sanığın tutuklu olarak katıldığı oturumda ise sorgusu yapılırken kimliği (K.. ve Ü..kızı, Çorum 1955 doğumlu) F.A.olarak tutanağa geçirilmiş ve aynı oturumda bu kimlikle ilgili nüfus kaydı okunmuştur.
    Yapılan duruşma sonucunda (K. ve Ü. kızı, Çorum 1955 doğumlu) F.. A. hakkında Akçakoca Asliye Ceza Mahkemesinin 11.10.2005 tarihli ve 2004/164-2005/196 sayılı kararıyla mahkûmiyet hükmü (5237 sayılı TCK’nun 142/1-b, 62, 63/1, 53/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası) kurulmuştur.
    Sanık müdafiinin temyizi üzerine bu sanık hakkındaki hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    İnfaz aşamasında, hakkında hüküm kurulan (K.ve Ü. kızı, Çorum 1955 doğumlu) F..A.. vekili tarafından iddianame konusu suç ve kişi ile ilgisinin bulunmadığı ileri sürülmüştür.
    Kovuşturma evresinde ortaya çıkan farklı kimlik bilgilerinin nedeni hakkında araştırma yapılarak gerçeğe ulaşılması ve durumun değerlendirilmesi gerektiği, ancak hakkında dava açılan sanıkla ilgili hüküm kurulabileceği hususlarının gözetilmediği anlaşılmıştır.
    Sanığın kimliği hakkındaki açık uyumsuzluğun giderilmemesi ve hakkında dava açılmamış bir kişi hakkında hüküm kurulması nedeniyle; CMK’nun 147, 191, 209, 225. maddeleri karşısında mahkeme hükmünün ve Yüksek Daire kararının yerinde olmadığı” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Dairenin sanık F..A..hakkındaki kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İnceleme, sanık F.A. hakkında kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkeme hükmünün, iddianamede kimlik bilgileri gösterilen sanık hakkında verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Vatansız olup, hakkında Kırıkkale Valiliği tarafından 11.12.2003 gün ve 71/585 sayılı ikamet tezkeresi düzenlenmiş olan D..ve Z.. kızı, 1975 doğumlu F.. A. hakkında Akçakoca C.Başsavcılığının 09.07.2004 gün ve 125 sayılı iddianamesi ile hırsızlık suçundan kamu davası açıldığı, yerel mahkeme tarafından sanığa ait nüfus kaydının talep edilmesi üzerine, Akçakoca Nüfus Müdürlüğü tarafından 46267224520 TC. Kimlik numaralı, K.ve Ü.kızı, 10.06.1955 doğumlu, Kırıkkale-Merkez Yenimahalle nüfusuna kayıtlı F.. A..."ye ait kaydın gönderildiği, sanığın tutuklu olarak bulunduğu oturumda sorgusu yapılırken nüfus müdürlüğünden getirtilen kayıttaki bilgilerin kimlik bilgileri olarak duruşma tutanağına geçirildiği ve bu kimlik bilgileri esas alınarak sanık hakkında hükümlülük kararı verildiği anlaşılmaktadır.
    5271 sayılı CYY"nın 225. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, hüküm, ancak hakkında iddianame ile kamu davası açılan fail hakkında verilebilir.
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Akçakoca C.Başsavcılığının 09.07.2004 gün ve 125 sayılı iddianamesi ile vatansız olup, ikamet tezkeresi bulunan D.ve Z.kızı, 1975 doğumlu F. A.hakkında hırsızlık suçundan kamu davası açıldığı halde, 46267224520 TC. kimlik numaralı, K.ve Ü..kızı, 10.06.1955 doğumlu, Kırıkkale-Merkez Yenimahalle nüfusuna kayıtlı ve incelemeye konu bu kamu davası ile ilgisi bulunmayan F.A. hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu itibarla haklı nedene dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire düzeltilerek onanma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin sanık F. A. hakkındaki 01.12.2009 gün ve 10017-15652 sayılı düzeltilerek onanma kararının KALDIRILMASINA,
    3- Akçakoca Asliye Ceza Mahkemesinin 11.10.2005 gün ve 164–196 sayılı hükmünün BOZULMASINA,
    4- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2010 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

     

     

    Hemen Ara