Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/5-93 Esas 2010/130 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2010/5-93
Karar No: 2010/130

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/5-93 Esas 2010/130 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık S.A. zorla kaçırdığı reşit olmayan mağdureyi herhangi bir şehveti harekette bulunmaksızın kendiliğinden serbest bırakmak suçuna iştirak ettiği gerekçesiyle cezalandırılması isteniyor. Ancak, verilen cezanın ertelenmesi mümkün bulunması nedeniyle, Çocuk Koruma Kanunu'nun belirlediği yükümlülükler itibariyle aleyhine olduğu kanaatine varıldığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş. Bu karar, Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından bozulmuş ve yeniden yapılan yargılama sonucunda hüküm açıklanmaması gerektiği kararı verilmiş. Temyiz edilmesi üzerine Ceza Genel Kurulu, KarakIçerikPanel'in bozmanın eylemli uyması sonucu verilen yeni bir hüküm olduğunu belirterek dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiş.
Kanun Maddeleri: 765 sayılı TCY'nın 429/1. maddesi yollamasıyla 432, 65/3, 433, 55/3 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 23. maddesi.
Ceza Genel Kurulu         2010/5-93 E.  ,  2010/130 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 2009/85538
    Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
    Mahkemesi      : KOCAELİ Çocuk Ağır Ceza
    Günü            : 20.11.2008
    Sayısı            : 90-108

    Sanık S.A..", reşit olan mağdureyi zorla kaçırıp herhangi bir şehevi harekette bulunmaksızın kendiliğinden serbest bırakmak suçuna iştirakten 765 sayılı TCY’nın 429/1. maddesi yollamasıyla 432, 65/3, 433, 55/3 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 80 YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen cezanın 647 sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince ertelenmesine, sanığın cezasının 647 sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince koşul öngörülmeksizin ve denetim süresi belirlenmeksizin ertelenmesinin mümkün bulunması nedeniyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 23. maddesindeki düzenlemenin, sanığa getirilecek yükümlülükler itibariyle aleyhine olduğu kanaatine varıldığından, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin, Kocaeli Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.03.2006 gün ve  471-326 sayılı hüküm katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 09.07.2008 gün ve 7062-7540 sayı ile;
    “Sanığın suç tarihindeki yaşı ve hükmolunan ceza miktarı nazara alındığında 15.07.2005 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile 5560 ve 5728 sayılı Kanunlarla değişik CMK.nun 231. maddesi uyarınca mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması lüzumu” gerekçesine dayalı olarak diğer yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.
    Bozmadan sonra yeniden yargılama yapan Kocaeli Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince 20.11.2008 gün ve 90-108 sayı ile;
    “Mahkememizce kurulan 23.03.2006 tarihli hükümde, çocuk sanık S.A..hakkında, Çocuk Koruma Kanunun 23. maddesinin uygulanmaması ve uygulanmama nedeninin hükmün gerekçesinde tartışılmış olması nedeniyle, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin bozma ilamının usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatine varıldığı” gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi” istekli 12.04.2010 gün ve 85538 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemenin ilk hükmünde, sanık hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılıp tartışılmadığı noktasında toplanmakta ise de, direnme kararının yeni hüküm olup olmadığı hususu Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınarak öncelikle değerlendirilmelidir.
    İncelenen dosya içeriğine göre;
    Yerel mahkemece bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda hükmolunan kararın gerekçe bölümünde, direnme kararının nedenleri belirtildikten sonra, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmaması ile ilgili olarak  “Kaldı ki; Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinde 06.12.2006 tarihinde yapılan değişiklikle de, hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi ve ertelenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde hükmolunamayacağına dair düzenleme yapıldığı” şeklindeki gerekçeye yer verilmek suretiyle, ilk hükümde yer almayan ve bozma kararında belirtilen hususun tartışılması suretiyle yeni bir gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Görüldüğü gibi, bozmadan sonraki yargılamada ilk hükümden sonra yürürlüğe giren ve bozma kararında belirtilen hususun tartışılması suretiyle bozma ilamının gereğinin eylemli olarak yerine getirilmiş bulunması karşısında, verilen kararın direnme hükmü niteliğinde olduğunun kabulü olanaksızdır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış kararlarında vurgulandığı üzere, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,      
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayan¬mak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,           Suretiyle verilen hüküm; özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
    Somut olayda, bozma nedeninin tartışılarak gereğinin eylemli olarak yerine getirilmiş olması karşısında, Ceza Genel Kurulunca uyuşmazlık konusunda herhangi bir değerlendirme yapılması olanaklı görülmediğinden, dosyanın eylemli uyma nedeniyle incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.    
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2010 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

     


     

    Hemen Ara