Kaçak elektrik kullanmak suretiyle hırsızlık suçundan sanığın 765 sayılı TCY’nın 492/2, 522 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca sonuç olarak 1.440 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 08.03.2006 gün ve 167-112 sayılı hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 18.10.2007 gün ve 10090-13371 sayı ile;
“26.10.2002 günlü sayacın gerilim kancası düşürülerek kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin suç tutanağı kapsamı karşısında; kaçak kullanım şeklinin saptanması için tutanak düzenleyici tanıklar dinlenerek, suç tarihinden önceki bir yıllık döneme ait tüketim belgeleri yakınan kurumdan getirtilerek, suça konu sayacın bulunduğu evde keşif yapılıp kurulu güç belirlenerek, elektrikli aletlerin normal kullanım süreleri dikkate alınarak, enerji tüketiminde düşme olup olmadığı bilirkişi aracılığıyla karşılaştırmalı olarak saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmuştur.
Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince 22.07.2008 gün ve 26-719 sayı ile; belirtilen eksik soruşturma konularının yargılama aşamasında yerine getirildiği, tutanak düzenleyicilerinin tanık olarak dinlenmesinin de bu aşamada sonuca etkili olmayacağı, gerekçeleriyle önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli 19.04.2010 gün ve 181954 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlen¬dirilmiş ve açıklanan gerek¬çelerle karara bağ¬lanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, eksik araştırma ile hüküm verilip verilmediği noktasında toplanmakta ise de;
Sanığa isnat edilen elektrik enerjisi hırsızlığı suçu 765 sayılı TCY’nın 492/2. mad¬desinde yaptırıma bağlanmış olup, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir.
Sanığın 26.10.2002 tarihinde işlediği iddia olunan suç, cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCY’nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık dava zamanaşımına tabi olup, kesen nedenlerin varlığı halinde bu süre en fazla yarı oranında artarak 7 yıl 6 aya uzamaktadır. Suç tarihi itibariyle bu süre direnme hükmünün verildiği 22.07.2008 tarihinden sonra, 26.04.2010 tarihinde dolmuştur. Zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.07.2008 gün ve 26-719 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
3- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.05.2010 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.