Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3367 Esas 2022/1024 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3367
Karar No: 2022/1024
Karar Tarihi: 24.02.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3367 Esas 2022/1024 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı iş sahibi, eksik işler bedeli ve işin süresinde yapılmaması nedeniyle oluşan zararının giderilmesini talep etti. Davalı yüklenici ise iş bedelinin ödenmediği gerekçesiyle 10.000 TL tahsilini talep etti. İlk derece mahkemesi asıl davanın kısmen, birleşen davanın ise kabulüne karar verdi. İstinaf sonucunda ise asıl dava reddedilirken, birleşen dava kabul edildi. Davacı vekilin sonradan çekilmesi nedeniyle, temyiz istemine süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedildi. Kanun maddeleri ise şöyle: 6100 Sayılı HMK’nın 81. maddesi ve 83. maddesi.
6. Hukuk Dairesi         2021/3367 E.  ,  2022/1024 K.

    "İçtihat Metni"

    Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı iş sahibi asıl davasında, taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davalı yüklenicinin sera yapım işini üstlendiğini, ancak işi tamamlamayarak eksik bıraktığını iddia ederek eksik işler bedeli ile işin süresinde yapılmaması nedeniyle oluşan zararının giderilmesini talep etmiştir.
    Davalı yüklenici birleşen davasında, sözleşme uyarınca iş bedelinin 280.000,00TL olduğunu, işin %75’in ifa edilmesine rağmen 210.000TL iş bedelinin ödenmediğinden bahisle şimdilik 10.000,00TL’nin tahsilini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kısmen, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş, kararın davalı-birleşen dosya davacısı yüklenici tarafından istinaf edilmesi sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1611 Esas – 2021/175 Karar ve 26.01.2021 günlü ilamı ile davalı yüklenicinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı – birleşen dosya davalısı tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 Sayılı HMK’nın 81. maddesi uyarınca, vekilin azli ya da istifasının mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için bu konudaki beyanın dilekçe ile bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak yatırılması zorunludur. Bu maddenin sonucu olarak taraflardan biri vekilini azletmiş ve bunu vekiline bildirmiş olsa da azilin varlığı mahkemeye bildirilmedikçe mahkeme ve karşı taraf için azil hüküm ifade etmez ve vekile yapılan işlemler geçerliliğini korur.
    Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilamın davacı vekili Av. ...’a 03.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğden sonra vekilin, davacı asilin azilname ile vekillik görevini sonlandırması nedeniyle vekillikten çekildiğine ve ilamın asile tebliğ edilmesi gerektiğine dair 10.03.2021 tarihli dilekçeyi sunduğu, dilekçe ekinde Tekirdağ 3. Noterliğince düzenlenen 29.01.2020 tarih ve 620 yevmiye numaralı azilnameyi dosyaya ibraz ettiği anlaşılmıştır. Bu dilekçeden sonra istinaf mahkemesinin ilamı ve vekilin çekilme dilekçesini davacı asile tebliğe çıkarttığı, 24.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 07.04.2021 tarihinde dosyaya vekalet ibraz eden davacı avukatı Av. ... tarafından kararın temyiz edildiği anlaşılmıştır. Açıklandığı üzere HMK’nun 83. maddesi asilin vekili azli halinde, asile hem azil durumunu mahkemeye bildirme hem de iki hafta içinde yeni bir vekil tayin etme yükümlülüğü getirmiş aksi halde tarafın yokluğuna ilişkin hükümlerin uygulanacağını kabul etmiştir. Somut olayda, davacı asil vekilini kendisi azlettiğinden azil durumundan haberdar durumdadır. Mahkemeye vekilini azlettiğini, tebligatın kendisine yapılmasını bildirmemiştir. Mahkemenin azil durumunu kendisine bildirilince bunu, sonuç doğurabilmesi bakımından karşı tarafa tebliğ etmesi gerekir. Zaten vekilini azleden asile gerekmediği halde yapılan tebligat ile işlemeye başlayan temyiz süresi bittikten sonra davacıya yapılan tebligat davacıya yeni bir hak bahşetmez. Davacı kanundaki gereklilikleri yerine getirmemekle kusurlu olduğundan kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemez. Süresinde yapılmayan temyiz başvurusunun reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı birleşen davada davalı vekilinin süresinden sonra yapmış olduğu temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 24.02.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara