Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/4-66 Esas 2010/114 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2010/4-66
Karar No: 2010/114

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/4-66 Esas 2010/114 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık D.Ö., mühür bozma suçundan 3 ay hapis ve 440 YTL adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak Yargıtay 4. Ceza Dairesi, eylem öncesi mühürleme önkoşulunun bulunup bulunmadığının belirlenmeyerek ve seçimlik ceza öngörülen 5237 sayılı TCY'nın göz önünde bulundurulmadan hüküm kurulması nedenleriyle yerel mahkeme kararını bozmuştur. Yerel mahkeme ise sanığın savunmasına rağmen belediye görevlilerinin düzenlediği yapı tatil tutanaklarında binanın mühürlenmiş olduğunu tespit etmiş, sanığın iddiasının doğru olmadığı sonucuna varmıştır. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun yürürlüğe girmesiyle birlikte sanık lehine sonuç doğuracak bir değişiklik olmuştur. Bu nedenle Ceza Genel Kurulu, yerel mahkeme hükmünün öncelikle yasa değişikliği doğrultusunda değerlendirilmesi için bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri ise şunlardır: Türk Ceza Yasası'nın 274/1. ve 765 sayılı TCY'nın 274/1. maddeleri, Türk Ceza Yasası'nın 203/1. maddesi
Ceza Genel Kurulu         2010/4-66 E.  ,  2010/114 K.

    "İçtihat Metni"

    tebliğname: 2008/49073
    Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
    Mahkemesi      : BAKIRKÖY 10. Asliye Ceza
    Günü            : 05.10.2007
    Sayısı            : 552-721

     Sanık D. Ö..’in mühür bozma suçundan 765 sayılı TCY’nın 274/1. maddesi uyarınca 3 ay hapis ve 445 YTL adli para ceza ile cezalandırılmasına ilişkin, Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06.07.2005 gün ve 963-636 sayılı hüküm sanık müdafiince temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 11.04.2007 gün ve 504-3411 sayı ile;
     “1- Mühürleme tutanağını düzenleyen görevliler tanık sıfatıyla dinlenerek eylem öncesi var olması gereken fiilen mühürleme önkoşulunun bulunup bulunmadığı sorulup belirlenerek sonucuna göre suçun oluşup oluşmadığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
     2- Kabule göre, sanığın mühür bozma suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCY’nın 203. maddesinde seçimlik ceza öngörülmüş bulunması karşısında, lehe yasa belirlenirken bu husus da gözetilerek karşılaştırma yapılması yerine yazılı biçimde hüküm kurulması” isabetsizliklerinden bozulmuştur.
    Yerel mahkeme ise, 05.10.2007 gün ve 552-721 sayı ile;
    “Sanık hakkında tutanak düzenlenen Bakırköy .. Mahallesi .. Sokakta bulunan tapunun 580 ada ve 61 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki beş katlı binayı yüklenici firmanın müdürü sıfatıyla yaparak bitirdiğini kabul etmiş, ancak inşaatın mühürlenmediğini savunmuştur.
    Fakat belediye görevlileri düzenlenen 02.03.2004 tarihli birinci yapı tatil tutanağı 08.03. 2004 tarihli ikinci yapı tatil tutanaklarında açıkça binanın mühürlenmiş olduğunu ve mührün bozularak inşaata devam edildiğini belirtmişlerdir. Tutanağı düzenleyen kişilerin gelip de tutanağın aksine beyanda bulunmaları düşünülemez ve hayatın olağan gerçekleri ile de bağdaşır bir durum değildir.
    Bu nedenle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin bozma kararındaki birinci madde mahkeme¬mizce usul ve yasaya uygun bulunamamıştır.
    İkinci bozma gerekçesine gelince mahkememizce verilen kararda 765 sayılı TCY’nın 274/1. maddesindeki düzenlemenin 5237 sayılı Yasanın aynı suçu düzenleyen 203. madde¬sinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı ceza göz önüne alınarak karşılaştırma yapıldığında lehe olduğu açıkça görülmektedir.
    Çünkü mahkememizce yapılan uygulamada sanığa verilen kısa süre özgürlüğü bağlayıcı ceza yerine paraya çevirme tedbiri uygulanmadığına göre 5237 sayılı TCY’nın 203. maddesinde seçenekli olarak düzenlenen para cezasının uygulanması da elbetteki düşünüle¬mez, durum böyle olunca, 765 sayılı TCK’nun 274/1. maddesindeki düzenlemenin lehe olduğu açıktır. Çünkü 5237 sayılı Yasanın 203/1. maddesinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın alt sınırı altı aydan başlamaktadır” gerekçesiyle ilk hükümde direnmiştir. 
    Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C. Başsav¬cılı¬ğının 09.03.2010 gün ve 49073 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI 
     Sanığın mühür bozma suçundan 765 sayılı TCY’nın 274/1. maddesi uyarınca 3 ay hapis ve 440 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığa atılı mühür fekki suçunun oluşup oluşmadı¬ğı¬nın tespiti açısından eksik soruşturmanın bulunup bulunmadığına ilişkindir.
     Ancak, hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile CYY’nın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında gerçek¬leştirilen değişiklikler sonu¬cun¬da, bu maddede öngörülen objektif ve subjektif koşulların varlığı halinde uygulanması olanağı bulunan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kurumunun tatbik alanı genişletilmiş ve somut olayda herhangi bir sabıkası bulunmayan sanık hakkında uygulanabilir hale gelmiştir.
    Kurulan hükmün sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamasına olanak sağlayan ve bu yönüyle sanık lehine sonuç doğurduğunda kuşku bulunmayan bu hukuksal kurumun, sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının öncelikle yerel mahkemece ele alınıp değerlen¬dirilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, diğer yönlerinin bu aşamada incelenmesine gerek bulunmayan yerel mahkeme hükmünün, öncelikle bu yasal değişiklik doğrultusunda değerlendi¬ril¬me yapılabil¬mesi için bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ :
     Açıklanan nedenlerle;
     1- Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.10.2007 gün ve 552-721 sayılı direnme hükmünün, diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle açıklanan yasa değişikliği nedeniyle BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,  11.05.2010 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

     

     

     

    Hemen Ara