Esas No: 2010/1-9
Karar No: 2010/83
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/1-9 Esas 2010/83 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık T.I. kasten öldürmeye kalkışma suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamuda bir davada, eyleminin kasten yaralama suçuna uyduğu kabul edildi ve bu suçtan 3 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Ancak, aynı eylem nedeniyle ikinci bir kamu davası açıldı ve bu durum mükerrer yargılama olarak değerlendirildi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mükerrer yargılama nedeniyle açılan bu ikinci davanın reddine karar verilmesi gerektiğine karar verdi. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir: 1412 sayılı CYUY’nın 253/3. maddesi ve 5271 sayılı CYY’nın 223/7. maddesi, \"non bis in idem\" ilkesi uyarınca, aynı eylem nedeniyle mükerrer yargılama yapılmasının engellenmesi amacıyla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
tirazname : 2009/271951
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi : ANKARA 7. Ağır Ceza
Günü : 05.12.2006
Sayısı : 368-395
Kasten öldürmeye kalkışma suçundan, sanık T.I.’ın, eyleminin kasten yaralama suçuna uyduğu ve 765 sayılı TCY’nın lehine olduğu kabul edilerek, bu Yasanın 456/2, 457/1 ve 59. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince 05.12.2006 gün ve 368-395 sayı ile verilen hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.05.2008 gün ve 1185-4208 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 21.12.2009 gün ve 271951 sayı ve özetle;
“Aynı fiil nedeniyle açılan ikinci kamu davasında Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince, yargılama koşulu gerçekleşmediğinden dolayı CMK’nun 223/7. maddesi gereğince kamu davasının reddi yerine, mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle anılan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinde isabet görülmemiştir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın, yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık hakkında mükerrer olarak açıldığı anlaşılan davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusuna ilişkin yasal düzenlemeler incelendiğinde;
1412 sayılı CYUY’nın 253/3. maddesi, “Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dâva var ise dâvanın reddine karar verilir” hükmünü taşımaktaydı.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CYY’nın 223/7. maddesi ise, “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir” hükmünü taşımaktadır.
Her iki yasa da birbirine benzer düzenlemeler içermekte olup, “non bis in idem” ilkesi uyarınca, aynı eylem nedeniyle mükerrer yargılama yapılmasının engellenmesi amacıyla davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanık T. I.’ın, 01.09.2003 tarihinde B.F. E.’i bıçakla yaralamak eyleminden dolayı, kolluk tarafından düzenlenen soruşturma evrakının farklı tarihlerde Ankara C. Başsavcılığına gönderilmesi sonucunda, C. savcılığınca iki kez hazırlığa kaydedildiği, bunun sonucunda da iki farklı C. savcısı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda;
1- 24.10.2003 gün ve 86052-38997 sayılı iddianame ile 765 sayılı TCY’nın 456/2 ve 457/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Asliye Ceza Mahkemesine açılan kamu davasında, Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesince eylemin kasten öldürmeye kalkışma suçuna uyacağından bahisle verilen görevsizlik kararı üzerine, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 12.05.2008 gün ve 80-110 sayı ile sanığın kasten öldürmeye kalkışma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu hüküm Yargıtay 1. Ceza Dairesince 28.04.2009 gün ve 9602-2390 sayılı karar ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
2- Aynı eylem nedeniyle bu kez, 09.04.2004 gün ve 89107-15495 sayılı iddianame ile 765 sayılı TCY’nın 448 ve 62. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 05.12.2006 gün ve 368-395 sayı ile sanığın eyleminin kasten yaralama suçuna uyduğu ve 765 sayılı TCY’nın lehine olduğu kabul edilerek, bu Yasanın 456/2, 457/1 ve 59. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu hüküm de Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.05.2008 gün ve 1185-4208 sayı ile onanmıştır.
Görüldüğü gibi, 09.04.2004 günlü iddianame ile açılan ikinci kamu davası, aynı eylem nedeniyle açılan mükerrer dava niteliğindedir. Ancak, yapılan yargılamalarda her iki mahkemede de bu husus savunmalarda bildirilmediği gibi, dosyalara da bu konuda herhangi bir bilginin bulunmadığı, infaz aşamasına gelindiğinde Ankara C.Başsavcılığınca durumun farkına varılması üzerine, itiraz konusu yapılması için Yargıtay C. Başsavcılığına bildirimde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama mükerrer açılmış davadan kaynaklandığından, CYY’nın 223/7. maddesi uyarınca, açılan bu ikinci kamu davasının reddine karar verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu itibarla, haklı nedene dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün, mükerrer açılan davanın reddi yerine, duruşmaya devamla hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 21.05.2008 gün ve 1185-4208 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.12.2006 gün ve 368-395 sayılı hükmünün, saptanan usul yanılgısı nedeniyle BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.04.2010 günü yapılan müzakerede, oybirliğiyle karar verildi.