Esas No: 2013/986
Karar No: 2013/1147
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/986 Esas 2013/1147 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2013/986 E. , 2013/1147 K.- TC AKDENIZ ELEKTRIK DAĞITIM A.Ş, IDARENIN SORUMLULUĞU BULUNUP BULUNMADIĞI HUSUSU ARAŞTIRILACAK OLMASINDAN ÖTÜRÜ, İDARİ YARGI YERİNDE GÖRÜLMESI GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : A. Sigorta A.Ş. Vekili : Av. M.Z.D. Davalı : T.C. Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. Vekili : Av. M.B.T. O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalısı durumunda bulunan İntek Yapı Turizm İnşaat Yat.San ve Tic A.Ş.’ne ait tesiste elektriklerin kesilmesinden sonra meydana gelen elektrik dalgalanmalarından dolayı 3 adet ısınma kazanının, 5 adet multiblok gaz valfı 4311 panelin zarar gördüğü ve FM441, MM 482 ZM432. Katlarda arıza meydana geldiğini; müvekkil şirket sigortalısı olan dava dışı şirketin olay nedeni ile uğradığı 3912,63 EURO zararın, davacı tarafından ödendiğini; arızaya ilişkin olarak alınan ekspertiz raporunda “ hasarın yakın nedeni elektrik enerjisinin doğrudan doğruya tesiri neticesi kısa devre, şerare, voltaj yükselmesi ile izolasyon hatası ve atmosferik elektrikiyetin dolaylı etkileri”nden kaynaklandığının tespit edildiğini; meydana gelen olayda %100 kusuru bulunan davalı idareye, sigortalıya ödenen zarar bedelinin rucu edilmesi gerektiğini belirterek; bu nedenle 3912,63 Euro’nun davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açılmıştır. Davalı Akdeniz Elektrik A.Ş. vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur. ANTALYA 3. İDARE MAHKEMESİ: 28.01.2013 gün 2012/1055 esas sayılı kararı ile görev itirazının reddine karar vermiştir. Davalı Akdeniz Elektrik A.Ş.i vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine dava dosyasının onaylı bir örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Türkiye Elektrik Kurumu’nun 233 sayılı KHK dayanak alınarak 9 Kasım 1984 tarihli resmi gazetede yayınlanan Ana Statü ile kurulduğunu;Statünün 3.maddesinde, kurumun tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk, hususi hukuk hükümlerine tabi ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunun açıklandığını; 12.08.1993 gün ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye Elektrik Üretim, İletim A.Ş.’nin ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. adı altında İktisadi Devlet Teşekküllerinin oluşturulduğunu;Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarihli ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin hissedarı olan Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin TEDAŞ Yönetim Kurulunun 17.02.2005 ve 7/91 sayılı karı gereğince 01.03.2005 tarihli itibari ile tescil edildiğini ve Antalya Burdur Isparta İl sınırları dahilinde elektrik enerjisinin dağıtım ve perakende satış hizmeti verdiğini; Akdeniz Elektrik A.Ş.’nin resmi internet sitesindeki kayda göre; 07.03.2013 tarihinde 546,000,000 ABD doları bedelle en yüksek teklifi veren Cengiz-K.-Limak Ortak Girişim Grubuna ihale edildiğini ve ihale devir sürecinin onaylanarak sözleşme aşamasına gelindiğini; davalı şirketin davaya konu olay tarihinde sermayesinin tamamının devlete ait olmasına rağmen 233 sayılı KHK’nın verdiği yetki ve resmi gazetenin 9 Kasım 1984 tarihli sayısında yayınlanan ana statünün 3.maddesine göre ticari faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu; ayrıca TEDAŞ Ana Statüsünün 4. Maddesinde de bu teşekkülün elektrik dağıtımı yanında , faaliyet konuları ile ilgili menkul, gayrimenkul almak, aynı ve fikri haklara tasarruf etmek için işletme ve iştirak kurarak çalıştırabileceği ve bütün bunları bir ticari işletme kurup işleten tacir gibi verimlilik ve karlılık esaslarına göre yapabileceğinin düzenlendiğini; 28.03.1945 tarih ve 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile Devlet İktisadi Teşekküllerinin özel hukuk prensiplerine tabi olduklarının belirtildiğini; yine 15.03.2006 tarih 2006/4-60 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında Türk Telekom ile EDAŞ arasındaki haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında EDAŞ’ın özel hukuk hükümlerine tabi olacağının karara bağlandığını; bu nedenlerle idari bir işlem ya da eylemden kaynaklanmayan sigorta alacağına bağlı rucu alacağına ilişkin davada adli yargının görevli olduğunu belirtilerek 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu ve 13’üncü maddeleri uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 1.7.2013 günlü toplantısında; l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Akdeniz Elektrik A.Ş. vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı"nca, davalı Akdeniz Elektrik A.Ş. vekili bakımından 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargı, Danıştay Savcısı M.Ali GÜMÜŞ’ün ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacının sigortalısının işyerindeki cihazların elektrik dalgalanmalarına bağlı olarak hasar görmesi nedeni ile davacının sigortalısına ödediği 3912,63 EURO bedelin, meydana gelen olayda %100 kusurlu olduğunu iddia ettiği davalı Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nden rucuen tahsili istemi ile açılmıştır. Elektrik sektöründeki dağınık yapıyı ortadan kaldırmak ve işletme bütünlüğünü sağlamak amacıyla 1970 yılında çıkarılan 1312 sayılı Kanun ile Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmuş, imtiyazlı şirketlerin görev bölgeleri ve belediye sınırları dışında tüm yurtta elektriğin üretim, iletim, dağıtım ve satış hizmetleri TEK bünyesinde toplanmıştır. Hizmetlerin daha etkin, daha verimli ve çağdaş bir şekilde sürdürülebilmesi amacıyla ve özelleştirme politikaları çerçevesinde TEK, Bakanlar Kurulunun 12.8.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile, Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmıştır. 1994 yılında TEAŞ ve TEDAŞ tüzel kişiliklerine kavuşmuşlardır. Elektrik dağıtım ve perakende satış sektöründe rekabete dayalı bir ortamın oluşturulması ve gerekli reformların yapılmasını teminen dağıtım bölgeleri baz alınarak Kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve TEDAŞ 2.4.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır. Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan TEDAŞ; özelleştirme sürecinde bulunan ve sermayesinin tamamı T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na ait bir kuruluştur. Amacı, elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini karlılık ve verimlilik ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal gereklere uygun biçimde yürütmek olan TEDAŞ’ın ve buna bağlı olarak bölgesel dağıtım şirketlerinden biri olan Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin yaptığı hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğu açıktır. Ancak, davalı Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. 07.03.2013 gün ve 2013/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı uyarınca, 546000000 ABD Doları bedelle en yüksek teklifi veren Cengiz-K.-Limak Ortak Girişim Grubuna satılmışsa da davanın açıldığı 07.09.2012 tarihinde davalı idarenin kamu kuruluşu niteliğini sürdürmekte olduğu tartışmasızdır. Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır. Kamu hizmetlerini yürütmekte görevli kılınmış bir kamu kurum veya kuruluşunun kendisini görevli kılan kanunlarda gösterilen hizmetlerden birinin yürütülmesi sırasında hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi sebebiyle kişilere verdiği zararın tazmini istemine ilişkin davada, kamu hizmetinin yöntemine uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun olarak işletilip işletilmediğinin ve hizmet kusuruyla zarara sebep olunup olunmadığının saptanmasının idari yargı yerine ait olduğu tartışmasızdır. Öte yandan, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğR.anlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır. Olayda, olay tarihi itibariyle kamu kuruluşu niteliğinde olan Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nın kamu hizmetini, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütüp yürütmediği, kamu yararına uygun şekilde işletip işletilmediği hususu irdelenecek, bu bağlamda hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığı araştırılacak olup, bu araştırmanın da idari yargı yerlerince yapılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun reddi gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 1.7.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.