Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1216 Esas 2022/1104 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1216
Karar No: 2022/1104
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1216 Esas 2022/1104 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/1216 E.  ,  2022/1104 K.

    "İçtihat Metni"

    Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm davalılar vekilince istinaf edilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararını kaldırarak faiz başlangıç tarihini düzelterek davanın kabulüne karar vermiş, bu karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ... İnş. San. ve Tic. Ltd.Şti arasında 30.05.2013 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkiline yapılacak iş bedeli ödemesinin vergileri de kapsadığını, müvekkilinin edimini sözleşmeye uygun yerine getirerek tutanak ile teslim ettiğini, müvekkilinin davalı şirkete kestiği faturada %18 KDV alacaklısı olduğunu, davalı şirketin ise müvekkiline kestiği faturada KDV’yi %1 olarak gösterdiğini, davalıların iş bedeli olarak kararlaştırılan 13,5 daireyi müvekkiline devretmek için müvekkilinin hesabına faturalardaki KDV farkı ödemesi olarak gönderecekleri bedelin tekrar kendilerine iade edilmesini şart koştuklarını, davalı şirketin 14.12.2015 tarihinde 459.000,00TL’yi müvekkilinin hesabına gönderdiğini, aynı gün bu paranın ... isimli şahıs tarafından hesaptan çekilerek 259.000,00TL’si davalı ... hesabına, 200.000,00TL’nin ise davalı ... hesabına yatırıldığını, gönderdikleri bedeli iade alan davalıların ancak bu şekilde tapuda devir yaptıklarını, bu bedelin müvekkiline ödenmesi için gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, dava dilekçesinde 100.000,00TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiş, 02.11.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 459.000,00TL olarak ıslah etmiş, davanın kabulünü talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davacının dava dilekçesinde dayandığı gabin ve aşırı yararlanma gibi irade bozukluğu hallerine göre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçmiş olduğunu, müvekkilleri ... ve ...’ın sözleşmenin tarafı olmadığını ve bu davalılara husumet düşmediğini,sözleşmeye göre KDV sorumluluğunun davacıda olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin başlığının altyüklenici sözleşmesi olsa da esas itibarı ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi olduğunu ve değerlendirmenin buna göre yapılması gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
    Yerel mahkemece, sözleşmeye göre KDV yükümlülüğünün davalı şirkette olmasına karşın gönderilen bedelin iade edildiğini ve tapudaki devrin de iade yapıldıktan sonra gerçekleştiği, bu durumda davalıların sebepsiz zenginleştiği bedel olan 459.000,00TL ‘nin 200.000,00TL’lik kısmı bakımından davalı şirket ve davalı ...’dan, 259.000,00TL bakımından ise davalı şirket ve davalı ...’dan sebepsiz zenginleşme tarihi olan 14.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Yerel mahkeme kararı davalılar vekilince istinaf edilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi , davanın doğrudan gabin hükümlerinden değil sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan alacak davası olarak nitelendirilmesi ile faiz başlangıç tarihinin ihtarname ile temerrüde düşülen tarih olan 24.12.2015 olması gerektiği belirtilerek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 459.000,00TL ‘nin 200.000,00TL’lik kısmı bakımından davalı şirket ve davalı ...’dan, 259.000,00TL bakımından ise davalı şirket ve davalı ...’dan tahsiline, faizin ise 24.12.2015 tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmiş, bu karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 480. maddesine göre; “Eser sözleşmesinde bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez”. Toptan götürü bedel kararlaştırılan eser sözleşmelerinde, KDV götürü bedele dahil olduğundan sözleşmede aksine hüküm yoksa yüklenici ayrıca KDV isteyemez.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğine,
    Davacı altyüklenici ile davalı yüklenici şirket ... İnş. San. ve Tic. Ltd.Şti arasında imzalanan 30.05.2013 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesi taraflar arasında ihtilafsız olup, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.maddesinde sözleşme tutarına her türlü işçilik ve verginin dahil olduğu, 8.2. maddesinde ise yapılan imalatın tamamına karşılık iş bedeli olarak belirlenen taşınmazların davacıya devredileceği kararlaştırılmıştır. Bu hali ile taraflar arasındaki sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 480. maddesine göre götürü bedelli eser sözleşmesidir.
    Davacı altyüklenici tarafından tamamlanan imalat, davalı şirket tarafından 12.12.2015 tarihli tutanak ile teslim alınmış, davacı alt yüklenici , 12.12.2015 tarihli 708478 numaralı, muhatap davalı şirkete yönelik inşaat yapım bedeli açıklamalı 2.700.000,00TL anapara + %18 KDV 486.000,00TL olmak üzere toplamda 3.186.000,00TL lik fatura düzenlemiştir. Davalı yüklenici şirket ise 12.12.2015 tarihli 010502 numaralı, muhatap davacıya yönelik düzenlemiş olduğu faturada davacıya düşen daireleri açıklama olarak belirterek %1 KDV 27.000,00TL dahil olmak üzere toplamda 2.727.000,00TL’lik fatura düzenlemiştir. 14.12.2015 tarihinde ise davalı şirket tarafından kendi düzenlediği faturadaki KDV bedeli mahsup edilmek sureti ile 459.000,00TL davacı altyükleniciye gönderilmiş, devamındaki işlemler ile bu bedel davalı şirket ve diğer davalılara iade edilmiş ve sözleşemde iş bedeli olarak kararlaştırılan bağımsız bölümler davacı altyükleniciye devredilmiştir.
    Davacı altyüklenici tarafından düzenlenmiş olan imalat bedeline ilişkin fatura karşılığında, taraflar arasındaki götürü bedelli eser sözleşmesinde KDV dahil olarak belirlenmiş iş bedeli karşılığında kararlaştırılan bağımsız bölümlerin davacıya devri ile davalı şirket sözleşme gereği bedel ödeme borcunu yerine getirmiş olup, yukarıda da belirtildiği üzere bu bedele KDV dahil olduğundan davalı şirketin ayrıca bir KDV borcu ya da diğer bir deyişle davacının ayrıca bir KDV alacağı bulunmamaktadır.
    Yerel mahkeme kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nce kaldırılarak yeniden karar verildiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda yer verilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın temyiz eden davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 2018/2023 Esas 2021/49 Karar 22.01.2021 tarihli kararının temyiz eden davalılar lehine BOZULMASINA, 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, temyiz peşin harcın talep halinde davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'ne, gönderilmesine, 01.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara