Sanık A. B.’nin, 765 sayılı TCY’nın 237/5 ve 59. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca hapis cezasının günlüğü 6 YTL’den, 1.800 YTL adli para cezasına çevrilmesine, 647 sayılı Yasasının 5 ve 6. maddeleri uyarınca bu cezanın taksitlendirilmesine ve ertelenmesine ilişkin, Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 14.02.2007 gün ve 327-74 sayılı hüküm, sanık A. B. müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 23.06.2009 gün ve 12862-12516 sayı ile onanmıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 02.03.2010 gün ve 8718 sayı ile;
“Akhisar Asliye Ceza Mahkemesince TCY’nın 237/5 ve 59. maddeleri uyarınca belirlenen 5 ay hapis cezasının, 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca günlüğü 6.00 TL’den paraya çevrilmesi sırasında hesap hatası sonucu, sonuç cezanın 900 TL yerine 1.800 TL adli para cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanık hakkında fazla para cezası tayin edildiği” gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 23.06.2009 gün ve 12862-12516 sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık A. B. hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında hesap hatası yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde;
Evli olan sanık A. B.’nin resmi nikah olmadan dini nikah yaptırma suçundan 765 sayılı TCY’nın 237/5. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasıyla, bu cezadan 59. madde uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmedildiği olayda, 5 ay hapis cezasının 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca günlüğü 6 YTL’den paraya çevrilmesi sonucu, (150X6=900) lira adli para cezası yerine yanılgılı uygulama ile sanığın 1.800 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve bu hükmün Özel Dairece onandığı anlaşılmakla, Yargıtay C.Başsavcılığının bu yöne ilişkin itirazı yerinde olup, kabulü ile yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Özel Daire onama kararı ile kesinleşen hükümde, onama kararının verildiği 23.06.2009 tarihinde dava zamanaşımı süresi henüz dolmamış ise de, itirazın kabulü ile onama kararı kaldırılarak, bozma kararı verilmiş bulunduğundan, dava zamanaşımı süresinin yeniden değerlendirilmesi gerekmiştir.
Bu yönde yapılan incelemede ise;
Sanığa isnat edilen resmi nikah olmadan dini nikah yaptırmak suçunun 765 sayılı Yasanın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık asli zamanaşımı süresine tabi olduğu, kesen nedenlerin varlığı halinde bu sürenin 765 sayılı Yasanın 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzamak suretiyle 7 yıl 6 ay olacağı, suç tarihi olan 27.06.2002 tarihinden itibaren işlemeye başlayan 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresinin ise dosyanın henüz Ceza Genel Kuruluna intikal etmediği 27.12.2009 tarihinde gerçekleştiği saptanmakla, itirazın kabulüne Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve Ceza Genel Kurulunca bu aşamada 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen uygulanması zorunluluğu bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 23.06.2009 gün ve 12862-12516 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.02.2007 gün ve 327-74 sayılı hükmü¬nün, sanık hakkında fazla adli para cezası tayini isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- İnceleme tarihinden önce dava zamanaşımı süresinin dolduğu saptanmakla, yeniden yargılama yapılması gerekmeyen bu konuda 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi yollamasıyla, 1412 sayılı CYUY’nın 322. mad¬desi uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurulunca karar verilmesi olanaklı bulunduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zaman¬aşımı nedeniyle 765 sayılı TCY’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
5- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.03.2010 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.