Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/11-109 Esas 2010/48 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2009/11-109
Karar No: 2010/48

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/11-109 Esas 2010/48 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2009/11-109 E.  ,  2010/48 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname :  2009/191751
    Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
    Mahkemesi      : MERSİN 3. Ağır Ceza
    Günü            : 13.07.2007
    Sayısı            : 156-264

    Sanık M. T.’nin dolandırıcılık suçundan 5271 sayılı CYY’nın 223/3-e maddesi uyarınca beraatine,
    Sanık Y. K.’nin resmi evrakta sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCY’nın 204/1, 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında aynı Yasanın 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına,
    Sanıklar A.N., Y. K., M.F. K. ve N.T.’nin müdahil ....... İthalat ve İhracaat Ticaret Limited Şirketi ve ........Company Şirketi’ne yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCY’nın 37. maddesi yollamasıyla ikişer kez 158/1-d, 35/2, 62/1 ve 52.  maddeleri uyarınca 1 yıl 5 ay 15’er gün hapis ve 16.660’şar YTL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve adli para cezalarının taksitlendirilmesine, haklarında aynı Yasanın 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına,
    Sanıklar A. N., Y.K., M. F. K.. ve N. T.’nin müdahil ..... S.A. Şirketi ve  ..... ... Şirketi’ne yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından, 5237 sayılı TCY’nın 37 maddesi yollamasıyla ikişer kez 158/1-d, 62/1 ve 52.  maddeleri uyarınca 5 yıl 10 ay hapis ve 66.660’şar YTL adli para cezası ile cezalan¬dırılmalarına ve adli para cezalarının taksitlendirilmesine, haklarında aynı Yasanın 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına,
    Sanıklar A.N., M.F.K.ve Y.K.’ye verilen ceza miktarları gözetilerek bu sanıklar hakkında 5271 sayılı CYY’nın 98. maddesi uyarınca yakalama müzekkeresi çıkartılmasına, sanıkların mahkemenin yetki çevresi dışında yakalandıklarında en yakın yer Sulh Ceza Hakimi huzuruna çıkartılarak aynı Yasanın 100/1. maddesi uyarınca tutuklama kararı verilmesine,
    Sanık N. T.’nın 5271 sayılı CYY’nın 109/3-a maddesi uyarınca yurtdışına çıkışının yasaklanmasına, buna ilişkin Mersin Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılmasına,
     Kararın kesinleşmesine müteakip sanıklar A.N., N.T. ve M. F. K. hakkında müteselsilen resmi evrakta sahtecilik suçunu işleme ihtimallerine binaen gereğini takdir ve ifası için Mersin C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin, Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.07.2007 gün ve 156-264 sayılı hüküm, sanık N. T. Y. K., M. F.K. ve A.N. müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 19.03.2009 gün ve 8210-2629 sayı ile;
    "Sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin hükmolunan cezaların türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından, ayrıca sanıklar A. N.ve Y. K. yönünden süresinden sonra yapılmış olmasına göre 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 318. maddesi uyarınca reddine oybirliğiyle karar verildikten sonra, incelenerek gereği görüşüldü:
    Sanık A. N.hakkında görevli memura yalan beyanda bulunmak suçundan açılan kamu davasında mahkemesince zamanaşımı içinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
    1- Sanık Y.K.’nin resmi belgede sahtecilik, sanıklar A. N. Y.K., M. F. K.ve N. T.’nın katılanlar .... S.A ve ... Overseas İnc. şirketlerine yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklara yüklenen suçların sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezaları artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkân verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasa belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmuş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar müdafilerinin suçların sabit olmadığına, yasal unsurlarının oluşmadığına, cezaların fazla tayin edildiğine, eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle adı geçen sanıklar hakkında kurulan hükümlerin onanmasına,
    2- Sanıklar A.N., Y.K., M.F. K. ve N.T.’nın katılanlar.... İth. İhr. Tic. Ltd. ile ...... Company şirketlerine karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarına gelince:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
    Hükümden sonra, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231 ve TCK’nun 7/2 maddeleri gereğince, sanıklar A.N., Y.K., M. F. K. ve N.T. hakkında ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ kararı verilip verilmeyeceği hususunun tartışılmasında zorunluluk bulunması” gerekçeleriyle bozulmuştur.
    Yargıtay C.Başsavcılığınca 06.05.2009 gün ve 191751 sayı ile;
    "Sanık Avukat .....ın A.N.tarafından verilmiş 21.10.1998 tarihli vekaletnameye dayanarak vekilliğini üstlendiği ......Denizcilik ve Nak. Tic. Ltd. Şirketinin müdürü olan A. N.’in şirketi zarara uğrattığından bahisle Mersin 5. İcra Müdürlüğünün 2001/5255 sayılı dosyası ile A. N. hakkında 1.250.000 Amerikan Doları tutarlı ilamsız takip başlattığı, adı geçene 13.10.2001 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği ve sanık N. T.’nın talebi üzerine İcra Müdürlüğünün A. N.’in katılan şirketlerden alacağı bulunduğundan bahisle adreslerine, İİK’nun 89/1-2. maddesi uyarınca birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri gönderdiği, tebligatların yetkili ve ilgili olmayan Y. K.’ya şirket müdürü sıfatı ile tebliğ edildiği ve bu suretle haciz ihbarnameleri kesinleştirilerek katılan şirketlerin banka mevcutları ile araç ve varlıklarına haciz konulduğu ve haczedilen paradan 285 milyar liranın M. F.K. tarafından tahsil edildiği olayda, sanık N. T.’nın diğer sanıklarla birlikte hareket ettiği iddia ve kabul olunmuştur.
    Ancak;
    - A. N.’nin annesi ve kız kardeşi ile birlikte M. Denizcilik ve Nak. Tic. Ltd. Şirketinin sahibi olduğu, fiilen A. N.tarafından idare edildiği,
     - 20.08.2001 tarihinde M. F. K.’nin de haricen şirket müdürlüğüne getirildiği,
     - Katılan şirketlerin Türkiye mümessili .... İth. İhr. Tic. Ltd. olduğu, haciz ihbarnamelerinin bu şirket adresine çıkarıldığı, bu şirketlerin aynı merkezden yönetilip yönetilmediği belirlenmemiş ise de birlikte hareket ettikleri mahkemelerde aynı vekille temsil edildikleri,
    - Mersin Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/1284 esas sayılı dosyasında .... Şirketinin, katılan ....şirketine karşı alacak davası açtığı fakat sonuç alınamadığı, bu davada da şirketin vekilinin N.T.olduğu,
    - Sanıkların birbirleriyle de nizalı oldukları,
    Sanık aşamalardaki savunmasında ve itirazında özetle; müvekkili M.... Şirketi yetkililerinden aldığı talimat doğrultusunda hukuki süreci İİK ve diğer yasaların verdiği yetki içerisinde yürüttüğünü, talimatı şirketin yeni müdürü M.F. K.den aldığını, Y. K.’yi tanımadığını, yüklenen suçla ilgisinin bulunmadığını ileri sürmüştür.
     Özetlenen savunmaya, M. F. K.’nin İcra takip talebinden önce şirket müdürlüğüne getirilmesine, haciz ihbarnamelerini alan Y. K. ve diğer sanıklarla organize bir çıkar ilişkisinin tespit edilememesine göre, yüklenen dolandırıcılık suçlarına katıldığının somut kanıtları bulunmadığından, sanık N.T.’nın mahkûmiyetine hükmolunmasının yasaya aykırı olduğu düşünüldüğünden, Yüksek Dairenin onama kararının kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmek gerekmiştir” gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 19.03.2009 gün ve 8210-2629 sayılı sanık N. T. ile ilgili "onama" kararının kaldırılarak, Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.07.2007 gün ve 2004/156 esas sayılı adı geçenle ilgili itiraza konu hükümlerin bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu’nca değerlen¬dirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının, sanık N. T. hakkında katılanlar ....S.A ve ... ....İnc. şirketlerine yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin onanması ile sınırlı olması nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca itiraza konu hükümlerle sınırlı inceleme yapılması gerekmekte ise de, sanığın hukuki durumunun belirlenebilmesi için diğer sanıklarla ilgili bilgi ve belgeler ile hukuki sürecin tüm boyutlarıyla ortaya konulmasında zorunluluk bulunmaktadır.
    Dosyanın incelenmesinde;
    ....S.A, ....İthalat İhracat Ltd. Şti., Commandity Specialist Company ve CSC Overseas INC Şirketleri vekili tarafından Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 31.01.2002 tarihli şikayet dilekçesinde;
    Şikayetçi şirketlerin, Mersin Serbest Bölgesinde uluslararası ticaret yapmakta oldukları,
    .... Denizcilik Ticaret Limited Şirketi vekili Av. ..... tarafından A. N.aleyhine 09.10.2001 günü 1.250.000.-USD tutarındaki alacağından bahisle ilamsız icra takibinde bulunulduğu, Mersin 5. icra Müdürlüğünün 2001/5255 sırasında kayıtlı bu takip nedeniyle icra müdürlüğünce borçlu A. N.ye ilamsız takiplerdeki örnek 49 ödeme emri çıkarıldığı ve Andre Nofal’e 16.10.2001 günü bizzat tebliğ edildiği,
    A.N.tarafından ilamsız takibe itiraz edilmediğinden, takip konusu alacak ve icranın kesinleştiği,
    A. N.’ın, müvekkil şirketlerden alacağı olduğunu belirterek İİY’nın 89. maddesi uyarınca 1 ve 2. haciz ihbarnamesi çıkartılmasını talep etmesi üzerine müvekkil şirketlere Mersin 5. icra Müdürlüğünce gönderilen 1 ve 2. haciz ihbarnamelerinin, 14.12.2001 ve 26.12.2001 tarihlerinde tebliğ memuru M.T.vasıtasıyla, Y.K.’ye tebliğ edildiği, bu şekilde usulsüz işlemlerle ....Denizcilik Ticaret Limited Şirketinin 1.250.000.-USD alacaklı hale getirildiği, müvekkil şirketlerin tüm mal varlıklarına, banka hesaplarına ve motorlu araçlarına hacizler konulduğu, bunlarla da yetinilmeyerek, 227.000.-USD karşılığı 313.978.380.000.-TL paranın ....Şirketi genel müdürü M.F. K. tarafından 10.01.2002 günü 5. icra Müdürlüğünün 2001/5255 sayılı dosyasından tahsil edildiği, Y. K."ın müvekkil şirketlerle hiç bir alakası ve tebligatları almak gibi bir hak ve yetkisi bulunmadığı belirtilerek, A.N., Y. K., M.F. K., .... Denizcilik Ticaret Limited Şirketi sahip ve yetkilileri ile M. T. hakkında, suç işlemek için teşekkül oluşturmak, resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından şikayetçi olunmuş,
    Mersin C.Başsavcılığınca 12.02.2002 gün ve 2382-1217 sayı ile; sanıkların üzerlerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıklar A. N., Y. K., M. F. Kelleci ve M. T.haklarında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, şikayetçilerin hukuk mahkemelerinde ve icra tetkik merciinde dava açmakta muhtariyetlerine karar verilmiş,
    Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara şikâyetçiler vekilince yapılan itiraz ise,
    Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca 20.03.2002 gün ve 141-189 müt. sayı ile red edilmiştir.
    Bu karara karşı yazılı emir yasa yoluna başvurulması üzerine; Yargıtay 6. Ceza Dairesince 03.11.2003 gün ve 1432-7949 sayı ile; yazılı emir istemi kabul edilerek Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen 20.03.2002 gün ve 141-189 müt. sayılı kararın 1412 sayılı CYUY’nın 343. maddesi uyarınca bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar verilmiş,
    Bu karar üzerine Mersin C.Başsavcılığının 11.06.2004 gün ve 335 sayılı iddianamesi ile;
     Alacaklı ....Denizcilik Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi vekili Av. ...... tarafından aynı şirketi temsile yetkili müdür sanık A. N. aleyhine Mersin 5. İcra Müdürlüğünün 2001/5255 sayılı dosyası ile 1.250.000 USD bedelli icra takibine başlanarak, ödeme emrinin 16.10.2001 tarihinde borçlu-sanık A.N.ye bizzat tebliğ edildiği, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştirildiği,
    Alacaklı vekilinin 14.12.2001 tarihli beyanıyla müşteki şirketlerde borçlu-sanığın alacağı olduğu ve İİY’nın 89/1. maddesi gereği haciz  ihbarnamesi gönderilmesini istemesi üzerine, müşteki şirketlere icra müdürlüğü tarafından 1. ve 2. haciz ihbarnameleri gönderilerek borçlu-sanık A.N.’nin şirketlerdeki alacaklarının icra müdürlüğüne ödenmesinin istendiği,
     İhbarnamelerin 15.12.2001 ve 26.12.2001 tarihlerinde müşteki şirketlerin İsmet İnönü Bulvarı, Anadolu Hayat Sigorta İşhanı, Kat 5/51 Mersin adresinde sanık Y. K.’ye şirket müdürü sıfatıyla posta dağıtıcısı sanık M. T. tarafından tebliğ edildiği ve kesinleştirildiği, daha sonra ilgili bankalara ve trafik tescil müdürlüğüne talimat yazılarak müşteki şirketlerin banka hesaplarına ve arabalarına haciz konulduğu, ilgili bankaların durumu müşteki şirketlere haber vermeleri üzerine müştekilerin haberdar olduğu;
     Şirketlerin Mersin İcra Tetkik Mercii’ne müracaat ederek haciz ihbarnamelerini tebellüğ eden sanık Y. K.’nin şirketleri temsile yetkili müdür olmadığı gerekçesiyle tebliğlerin geçersiz sayılması yönünde karar aldıkları, ancak 09.01.2002 tarihinde şirkete müdür olarak atanan M. F.K. tarafından icra dosyasına yatan 313.000.000.000 TL’nın tahsil edildiği iddiasıyla, sanıklar A. N., Y.K. ve M.T.’ın 765 sayılı TCY’nın 504/8, 64, 343/2 ve 64. maddeleri, M.F.K.’nin ise 765 sayılı TCY’nın 504/8 ve 64. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, davanın Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/156 esasına kayıt edildiği;
    Ayrıca, sanık Y. K. hakkında yapılan tebligatların usulsüz olduğunun İcra Tetkik Merci Hakimliğinin kararıyla anlaşıldığı, sanığın bu şekilde 7201 sayılı Yasanın 55/son maddesine aykırı davrandığı iddiasıyla, Mersin C.Başsavcılığının 02.04.2003 gün ve 1978 sayılı iddianamesi ile, Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemece 16.12.2004 gün ve 460-1421 sayı ile; hukuki ve fiili irtibat nedeniyle bu davanın Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/156 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği;
    Adalet Bakanlığınca verilen izin üzerine, sanık Necati Törekara hakkında, Tarsus C.Başsavcılığının 07.02.2005 gün ve 313 sayılı iddianamesi ile aynı iddialarla ilgili olarak, 765 sayılı TCY’nın 504/8 ve 522. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle son soruşturmanın Mersin Ağır Ceza Mahkemesince yapılmasına karar verilmesi isteminde bulunulduğu, 
     Tarsus Ağır Ceza Mahkemesince 24.02.2005 gün ve 30-35 sayı ile; nitelikli dolandırıcılık suçundan 1136 sayılı Yasanın 59 ve 62. maddeleri aracılığıyla 765 sayılı TCY’nın 504/8, 80, 522, 31 ve 33. maddeleri uyarınca sanığın cezalandırılması istemiyle son soruşturmanın Mersin Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar verildiği,
     Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesince 26.05.2005 gün ve 92-155 sayı ile, hukuki ve fiili irtibat nedeniyle bu dosyanın Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/156 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın 2004/156 esas sayılı dosya üzerinde yürütülmesine karar verildiği,
     Bu şekilde tüm sanıklar hakkındaki yargılamanın Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/156 esas sayılı dosyasında yürütülerek, 13.07.2007 gün ve 156-264 sayı ile karara bağlandığı,
     Anlaşılmaktadır.
     Sanık N. T.yazılı ve sözlü savunmalarında özetle; .....Denizcilik Şirketinin verdiği talimatlar doğrultusunda icra takibi yaptığını, bu konuda yalnızca M.F. K.den sözlü ve yazılı talimat aldığını, borçlu A.N.’dan talimat almasının sözkonusu olmadığını, A. N.’in şirketi 2.560.000 dolar zarara uğratan borçlu kişi olduğunu, görevini yaptığını, fikir ve eylem birliği içinde olduğu iddia edilen kişilerle arasında evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dava bulunduğunu, bu kişilerin kendilerini de dolandırdıklarını,
    A. N.’in temsil ettiği M.D. genel müdürü olmayıp, tam tersine bu şirkete borçlu olduğunu, bunu kendisine M.F. K.nin söylediğini, F. K.’nin kendisine yetki belgesini göstererek söz konusu şirketin genel müdürü ve yetkilisinin kendisi olduğunu belirttiğini, F. K.’nin önce sözlü, talep üzerine de yazılı talimatı ile A. N.aleyhine icra takibi başlattığını, aralarında ücret sözleşmesi yaptıklarını, harç nedeniyle sorun çıkınca A.N.’nin kendisini şikayet ettiğini söylemiştir.
    Sanık A.N.savunma ve beyanlarında özetle; M.F. K.’den önce 2001 yılı Ekim ayına kadar .... Denizcilik Ticaret Şirketinin müdürlüğünü yaptığını, şikayete konu Mersin 5. İcra Müdürlüğünün 2001/5255 esas sayılı takip dosyasında, müştekiler gibi borçlu gösterildiğini, ancak yapılan işlemlerin tamamen hukuki olduğunu, resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık fiillerine herhangi bir iştirakinin bulunmadığını savunmuş,
    Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/273 esas sayılı dosyasında alınan beyanında ise; davaya konu şirketin genel müdürü olup, ortağı olmadığını, N. T.nın şirketin işlerini yaparken şirket sahipleri ve ortakları ile genel müdür sıfatıyla kendisine danışmadan ve olurunu almadan feragat etmesi nedeniyle şirketi zarara uğrattığını, bu şekilde görevini kötüye kullandığını sanık N.’nin, F.’nin talimatları doğrultusunda hareket ettiğini ancak icra müdürlüğünde bütün işlemleri bizzat N. T.’nın yaptığını söylemiştir.
    Sanık M. F. K., savunmalarında özetle; .....Denizcilik Ticaret Şirketinin 20.08.2001 tarihinde müdürü olduğunu, önce müdür yardımcısı bilahare de A.N.’nin istifa etmesi üzerine şirket müdürlüğünü yapmaya başladığını, yönetiminden önce şirketin kimlerle hukuki münasebetleri ve ihtilafları olduğunu bilmediğini, şikayet dilekçesindeki şirketlerin Pakistan’lılar tarafından kurulmuş Amerikan şirketleri olduklarını ve aynı çatı altında, aynı mekanda aynı kişiler tarafından değişik isimlerle faaliyet göstermekte bulunduğunu, temsil ettiği şirketin komisyon alacağı olduğunu, şirket çalışanı avukat ve muhasebecinin bildirmesi üzerine, takip işlemlerine girişmelerini söylediğini, ancak hukuki prosedürü bilmediğini, tebligatı kimin aldığını, posta memurunun hata yapıp yapmadığını bilemeyeceğini, A. N.’yi çocukluğundan beri tanıdığını, kendisinden önce ....Denizcilik Ticaret Şirketinin müdürlüğünü yaptığını, komisyon alacağı olduğu bildirilince durumu A.N.ye telefonla bildirdiğini, takibe geçeceğini hatta kendisini borçlu göstereceğini zira şirketin yapılan ithalat işleminden zararı olduğunu ve kendisinin ihmali olduğunu belirttiğini, kendisinin de bu olay zuhur edince konsolosluk ilişkisine zarar gelir düşüncesi ile şirketten yani yönetimden ayrılmayı uygun bulduğunu, şikayet dilekçesinde iddia edildiği gibi diğer sanıklarla anlaşmadığını, şikayet edilen Y.K.’yi ve M. T.’yi tanımadığını, yaptığı herşeyin hukuki olduğunu, suçsuz olduğunu savunmuştur.
    Sanık Y. K., savunmalarında özetle; 1997 yılının Aralık ayından beri birbiri ile organik bağı olan ... Ltd., CSC ve .....Firmalarında çalışmakta olduğunu, ... ve ... şirketlerinin serbest bölgede depoculuk ve ticaret faaliyetlerini sürdürmekte olduklarını, ancak bütün işlerin Mersin İnönü Bulvarındaki Anadolu Hayat İşhanında yürütüldüğünü,
    Bu üç şirketin tüm ofis işlerinin aynı merkezden ve aynı şahıs tarafından yürütüldüğünü, Makbul Hussain adlı şahsın üç şirketi temsile yetkili olduğunu, avukatlara verilen vekaletnameler incelenecek olur ise bütün şirketleri temsilen bu şahsın aynı adresi belirterek vekalet verdiğinin görüleceğini,
    Bu şirketlerden CSC’de 1997 yılında çalışmaya başladığını, ....ve .....’da da görev yaptığını,
    İşinin gelen ve giden evrakların takibini yapmak olduğunu, ancak tercümanlık da dâhil her türlü işin yaptırıldığını,
    .....Şirketine gönderilen tebligatları kendisinin tebellüğ ettiğini, tebligatların ilk grubunu o tarihte M. Bey’in Türkiyede olmaması sebebi ile M.Beyin çalışma masasına koyduğunu ve bu hususu telefonla bildirdiğini, bu tebligatlarla ilgili olarak kendi dönüşünde işlem yapılacağını söylediğini, diğer tebligatları da kendisi buradayken bizzat tebellüğ ettiğini masasına bıraktığını, içeriğini bilmediğini, alınan evrakları açma yetkisinin bulunmadığını,
    Diğer sanık şahıslarla ilgisinin olmadığını, olayın içeriğini hacize gelindiğinde öğrendiğini,
    Bu firmaların birbirleri ile yıllardır devam eden kavgaları bulunduğunu, sanıklardan bir tek A. N.’yi tanıdığını, postacıyı ise sürekli tebligat ve postaları teslim nedeniyle tanıdığını, adını bilmediğini, ancak postacının mektup veya başka posta getirdiğinde hep “müdürüm” diye hitap ettiğini, bu sebeple imzanın üzerine ". ... Müdürü" diye yazmış olabileceğini, postacıya müdür olduğunu söylemediğini ancak bu şirketlerle iş yapan herkesin kendisini buranın müdürü olduğunu zannettiğini,
    Şikâyet etmelerinin sebebinin bu tebligatları geçersiz kılmak olduğunu savunmuştur.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin dosyaların incelenmesinde;
    ".....Company isimli katılan şirketin 1995 yılında 7 milyon dolar tutarındaki şekeri Mersin ve Silifke İlçesi Taşucu Limanına getirdiği, Mersin’deki liman işçilerinin grevi nedeniyle tonu 400 USD olan şekerin ..... Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından Taşucu Limanında tonu 700 USD’ye satılarak katılan ........... şirketine ton başı 300 USD kâr ettirildiği, şeker bedelinin tamamının kârı ile birlikte bu şirkete havale edildiği, bu nedenle katılan şirketten 350.000 USD komisyon alacaklarının olduğu gerekçesi ile ..... Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi temsilcisi A. N.’in verdiği vekâletnameye dayalı olarak Av. ... .... tarafından, 22.10.1998 tarihinde, ...... acentesi olan .... İthalat ve İhracat Ticaret Limited Şirketi aleyhine icra takibinin başlatıldığı, Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 1998/3452 sayılı dosyası ile yürütülen bu takibe borçlu şirket vekili Av. ......tarafından itiraz edildiği, itiraz nedeniyle 09.11.1998 tarihinde takibin durdurul¬masına karar verildiği, alacaklı şirket vekili Av. ........ tarafından da, 16.11.1998 tarihinde Mersin Asliye Ticaret Mahkemesinden itirazın iptaline karar verilmesi talebinde bulunulduğu,  yapılan yargılama sonu¬cunda .... ......şirketi ile .... Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi arasında komisyon ilişkisinin bulunmadığı kabul edilmek suretiyle, 07.07.2000 gün ve 1284-325 sayı ile davanın reddine karar verildiği; red kararının Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 31.05.2001 gün ve 215-4184 sayılı ilamı ile onandığı, davacı vekilinin 13.09.2001 tarihinde tashihi karar talebinde bulunduğu,  ancak daha sonra ...Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi adına A. N. ile vekili Av. .........’nın imzasını taşıyan 01.10.2001 tarihli dilekçe ile tashihi karar taleplerinden feragat edildiği, feragat nedeniyle red kararının 04.10.2001 tarihinde kesinleştiği;
    Feragat dilekçesinden sekiz, ilamın kesinleşmesinden ise beş gün sonra, sanık Av. .......’nın ..... Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi adına, sanık A.N. tarafından verilmiş 21.10.1998 tarihli vekâletname ile 09.10.2001 tarihinde Mersin 5. İcra Müdürlüğüne sanık A.N.aleyhine, .....Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketinin sanık A.N.’den 2.027.725.000.000 TL. değerinde 1.250.000 USD karşılığı alacağı olduğu gerekçesi ile, 04.12.1995 tarihinden itibaren dolar üzerinden senelik % 10 gecikme faizi ile birlikte alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlattığı örnek 49 ödeme emrinin, alacaklı ......Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi’nin 03.12.1997 tarihinden 20.08.2001 tarihine kadar faaliyet gösterdiği ...... İşmerkezi A-Blok N:4 adresinde borçlu A.N.’ye 12.10.2001 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, borçlu sanığın icra takibine itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, alacaklı şirket vekili Av. .... .....’nın 14.12.2001 tarihinde Mersin 5. İcra Müdürlüğünden, borçlu A. N.’in, ..... ...., ........ Inc, Comtrade S.A. şirketlerinden ve bu şirketlerin Türkiye’deki mümessili olan ...... İthalat ve İhracaat Ticaret Limited Şirketi’nden alacağı olduğu gerekçesi ile bu şirketlere İİY’nın 89/1. maddesi gereğince, 1. haciz ihbarnamesinin gönderilmesini talep ettiği, aynı gün katılan dört şirkete 1. haciz ihbarnamelerinin çıkartıldığı, tebligatların talepten bir gün sonra 15.12.2001 tarihinde ..... iş yeri müdürü sıfatıyla sanık Y.K.’ye tebliğ edildiği, 1. haciz ihbarnamelerine her hangi bir itirazın olmaması nedeniyle, 1. haciz ihbarnamelerinin 23.12.2001 tarihinde kesinleştiği, 25.12.2001 tarihinde alacaklı şirket vekili Av. .....’ın bu kez katılan dört şirkete 2. haciz ihbarnamelerinin tebliğ edilmesini talep ettiği,  aynı gün talep doğrultusunda İİY’nın 89/2. maddesi gereğince aynı şirketlere 2. haciz ihbarnamelerinin çıkartıldığı, bu ihbarnamelerin de yine aynı şekilde, 26.12.2001 tarihinde aynı adreste .....müdürü sıfatıyla sanık Y.K.’ye tebliğ edildiği ve herhangi bir itiraza uğramaksızın 2. haciz ihbarnamelerinin de 03.01.2002 tarihinde kesinleştiği, aynı gün 5. İcra Müdürlüğüne gelen alacaklı vekili N.T.’nın 3. şahıs durumundaki şirketlerin menkul malları, bankalardaki mevduatları, vesair alacaklarının haczini talep ettiği ve yine talep doğrultusunda aynı gün Garanti ve Vakıfbank Serbest Bölge Müdürlüğü şubelerine, katılan şirketlerin mevduatlarına el konulması için yazıların yazıldığı, bu yazıların elden takipli olarak sanık Avukat .......’a verildiği, ayrıca ..... İthalat ve İhracaat Ticaret Limited Şirketi’nin, Garanti ve Vakıfbank Merkez Şube Müdürlüklerine buradaki mevduatlara el konulması amacıyla ve yine Trafik Şube Müdürlüğüne de bu şirketin araçlarına el konulması için yazıların yazıldığı, 04.01.2002 tarihinde ...... ve ..... S.A. isimli şirketlerin Serbest Bölgede bulunan depolarına gidildiği, haczedilecek mallarının bulunamadığı, .....İthalat ve İhracaat Ticaret Limited Şirketi’nin, Garanti Bankası Mersin Şubesinde 53.836,84 USD ve 4.410.431.020 TL. parasına 03.01.2002 tarihinde bloke konulduğu, Vakıfbank Mersin Serbest Bölge Şube Müdürlüğü hesabında bulunan .....İnc. firmasına ait 1.334 ve 107.014 USD toplamı 108.348 USD ile, Comtrade S.A ya ait 34.746 ve 84.427 USD toplamı 119.173 USD tutarındaki paranın 04.01.2002 tarihinde bloke edildiği, diğer müdahil şirket ........ firmasının hesabında ise para bulunmadığının tespit edildiği, aynı gün alacaklı vekili Av. .........’nın bankalarda bloke edilmiş paraların icra dairesi hesabına aktarılmasını talep ettiği, ayrıca 07.01.2002 tarihinde de iki şirkete ait bloke edilen 227.521 USD’nin günün kurundan TL’ye çevrilerek 5. İcra Müdürlüğünün, Vakıfbank Mersin Şubesindeki hesabına aktarılmasını talep ettiği, bu talep doğrultusunda 10.01.2002 tarihinde Vakıfbank Mersin Serbest Bölge Şubesinde bloke konulan 227.521 USD’nin 1.380.000 TL kur üzerinden hesaplanan 313.978.980.000 TL’nin 5. İcra Müdürlüğü’nün Vakıfbank Mersin Şubesindeki 2025625 numaralı hesabına aktarıldığı, harç vergi vesaire gider ve masraflar düşüldükten sonra kalan 285.092.880.00 TL’nin aynı gün sanık M.F.K. tarafından çekilerek alındığı, müdahil şirketler vekili Av. M. C.S.’in 07.01.2002 tarihli dava dilekçesindeki talebi doğrultusunda, Mersin Ticaret Mahkemesinin 2002/115 esas sayılı dava dosyasında 09.01.2002 tarihli tensip ile paraların alacaklı tarafa ödenmemesine karar verildiği, tedbir kararının saat l6.05’de 5. İcra Müdürlüğü’ne intikal ettiği ve bu nedenle ....S.A. şirketine ait Garanti Bankası Mersin Serbest Bölge Şubesinde bulunan 75.971 USD ile .... İthalat ve İhracaat Ticaret Limited Şirketi’ne ait Garanti Bankası Mersin Şubesindeki 53.836,84 USD ve 4.410.431.020 TL’nın tahsil edilemediği;
    Aleyhine 3. kişilere yönelik haciz işlemi yapılan şirketler vekili Av. ... ...’in, 07.01.2002 tarihli dilekçesi ile .... Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi ve sanık A. N. aleyhine Mersin Asliye Ticaret Mahkemesine açtığı davanın yapılan yargılamasında 24.06.2002 gün ve  115-376 sayı ile "haciz ihbarnameleri Mersin İcra Tetkik Mercii’nin 35-158 sayılı dosyasında iptal edildiğinden" bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının, muvazaa ile ilgili bölümünden ise feragat etmesi nedeniyle bu konudaki talebin reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19.03.2004 gün ve 4019-3082  sayı ile onandığı, karar düzeltme talebinin de aynı dairenin 18.04.2005 gün ve 9078-4202 sayı ile reddine karar verilmesi üzerine 115-376 sayılı kararın kesinleştiği,
    Aleyhine haciz işlemi yapılan şirketler vekili M.C. S.nin 09.01.2002 tarihinde Mersin İcra Tetkik Merciine verdiği dilekçe ile Mersin 5. İcra Müdürlüğü’nün 2001/5255 sayılı takip dosyasındaki 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, İcra Tetkik Merciince 12.02.2002 gün ve 35-158 sayı ile tebligatları alan Y.K.’nın şirkete temsile yetkili olmadığı, tebligat mazbatasında iş yeri müdürü olduğu belirtilen şahsın şirket temsilcisi olduğunun belirtilmediği gerekçeleri ile şikayetin kabulüne, 1. haciz ihbarnamesinin 03.01.2002 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, 2. haciz ihbarnamesinin ise iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 05.04.2002 gün ve 5468-7127 sayı ile onandığı, karar düzeltme isteminin de aynı Dairece 21.05.2002 gün ve 9802-10699 sayı ile reddedilmesi üzerine 35-158 sayılı kararın kesinleştiği,
    Sanık A. N.’in 26.03.1982 tarihinde kurulan .... Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti’nin, kurulduğu tarihten itibaren münferiden şirketi temsile yetkili müdürü olduğu, bu şirketin sahiplerinin ise sanık A.N.’in annesi ve kız kardeşi S. N. ve V. N. olduğu, 20.08.2001 tarihinde sanık M.F.K.’nin şirketi münferiden temsil etme yetkisini kullanan müdür yardımcısı sıfatıyla atandığı, ancak bu tarihten sonra da sanık A. N.’nın şirket müdürlüğü görevi ile şirketi münferiden temsil etme yetkisinin devam ettiği, sanık Av. N. T.’nın 1998 yılından beri sanık A. N.tarafından verilmiş vekalet¬name ile şirket vekilliğini sürdürdüğü,
    Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 1998/3452 sayılı dosyasında 7.000.000 USD dolarlık şekerin pazarlanması, nakliyesi, depolanması, tahliye nezareti ve gözlenmesi ile ilgili olarak tahakkuk eden komisyon ve alacak bedeli 350.000 USD doları üzerinden takip yapıldığı, Mersin Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/1284 esas sayılı dosyasında davacı vekili sıfatıyla Av. ........ tarafından verilen 16.11.1998 tarihli dilekçede de 350.000 USD dolarlık komisyon alacağı ve masrafların varlığından bahsedildiği halde, ...... Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından sanık A. N.aleyhine neden 1.250.000 USD dolarlık takipte bulunulduğu ve 350.000 USD dolar haricinde kalan 900.000 USD dolar zarar miktarının nereden kaynaklandığının açıklanamadığı,
    Saptanmış, ayrıca dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden;
    Sanık Avukat .......’nın, M.F. K. tarafından 09.01.2002 tarihli vekaletname ile .....Denizcilik Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketini temsile yetkili kılındığı,
    Ticaret Sicil Memurluğunun 13.07.2004 günlü yazısına göre, ......Denizcilik Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketini 28.11.1988 tarihinden itibaren S. N., V. N. aksine bir karar alınıncaya kadar münferiden ve müştereken, hariç müdür seçilen Andre Nofal’in 17.11.1995 tarihinden itibaren münferiden, hariçten müdür yardımcısı seçilen M. F.K. 20.08.2001 tarihinden itibaren münferiden şirketi temsille yetkili olduğu,
    M.F. K.’nin, 15.08.2001 gün ve 68 sayılı karar ile S.N. ve V. N. tarafından, hariçten genel müdür olarak atandığı,
    Sanık Y.K.’nın, ...., ........ ve .......... çalıştığının tespiti istemiyle açılan davanın Mersin İş Mahkemesince 27.12.2005 gün ve 390/1304 sayılı karar ile red edildiği, red kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesince 26.12.2006 gün ve 6807 sayı ile onanmak suretiyle kesinleştiği,
    M. F.K. imzasını taşıyan tarihsiz ve N.T.’ya hitaben yazılan yazıda, 1998/1284 esas sayılı dosyada talep ettiğiniz komisyonculuk bedelinin karşı tarafça kabul edilmediği,
    .şirketine fazladan para çıkartıldığı, bu paranın da eski müdür A. N.tarafından çıkartıldığı,.....adlı şirketin aynı zamanda ......, ..... ve .... Türkiye Şirketinin de ortağı olması nedeniyle şimdilik 1.250.000 dolar için A.N.aleyhine takip başlatılması, takip kesinleştiğinde fazladan çıkartılan paraların belirtilen dört şirketten tahsili, tahsilatın % 10 tutarının avukatlık ücreti olarak ödeneceğinin  bildirildiği,
    Saptanmıştır.
    Tüm bu bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Kurulumuz ve yerel mahkemece de kabul edildiği üzere, aslında sanık A. N.’in, ..... Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti’ne borcunun olmadığı, takibin esasen sanık A.N.’e değil müdahil dört şirkete yönelik olarak gerçekleştirildiği, Av. ........ tarafından mahkemeye sunulan sanık M..K. imzalı tarihsiz belgedeki "....adlı şirketin aynı zamanda .....,....S.A. ve ......Türkiye Şirketi’nin de ortağı olması hasebiyle şimdilik alacağımızın 1.250.000 Dolarlık tutarı için A.N. aleyhine acilen icra takibi yapmanızı ve takip kesinleştiği takdirde A.N.’in fazladan çıkarttığı paraların bu dört şirketten tahsili cihetine de gidilmesini rica ederim" beyanından icra takibinin A. N.’ye yönelik başlatılacağı, bu sanığın takibe itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleşmesinden sonra haczin 3. kişiler olan bu şirketlere yöneltileceği planıyla hareket edildiği açıkça anlaşılmaktadır. 5. İcra Müdürlüğü’nün 2001/5255 sayılı dosyasında icra takibinin kesinleşmesinden sonra sanık A. N.’nin menkul veya gayrimenkul mal varlığının olup olmadığı araştırılmamış olması ve sanık A. N. tarafından takibin kesinleşmesini müteakip mal beyanında bulunulmamış olmasına karşın, İcra Ceza Mahkemesine şikayette bulunulmaması da varılan bu sonucu doğrulamaktadır. Takibin başla¬dığı tarihle, sonrasında A. N.’in, .....Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi ile olan ilişkisi kesilmemiş, şirket müdürlüğü ve şirketi temsil yetkisi devam etmiştir. Bu da asıl amacın katılan dört şirketten dava konusu paraların alınması olduğunu açıkça göstermektedir. Bir an için aksi yargı kararlarına rağmen şirket müdürü A. N.’nin kendi şirketine gerçekten borçlu olduğunu kabul ettiğimizde, alacaklı olan şirketin bu alacağı elde edemediği ve şirketi zarara uğrattığı dolayısıyla kendisine borçlu olduğunu iddia ettiği şirket müdürüne karşı takip başlattığı, bu takip sonucunda yine kendi alacağı olduğunu iddia ettiği parayı katılan şirketler hesaplarına haciz koydurarak tahsil yoluna gittiği sonucuna ulaşılır ki, bu kabul de dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Şöyle ki, şirket kendisine karşı takip yaptığı takip borçlusunun değil, katılan şirketlerin hesaplarına el koymuş, bu şirketlerden edindiği paranın da kendi alacağı olduğunu iddia etmiş, bunların A.N.’nin alacağı olduğuna dair bir beyanda bulunmamıştır. Diğer yönden borçlu olduğu iddia edilen şirketten başka üç şirketin daha hesaplarına haciz koydurulmuş ve bunların borçlu olduğuna dair bir iddiada da bulunulmamıştır. Burada varlığı ileri sürülen alacak .....Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi’nin alacağı olup, şirket müdürü olan sanık A.N.’nin şahsi bir alacağı bulunmadığı halde, borçlu olarak görünen şirket müdürü yine şirketin parasıyla şirkete olan borcunu ödemiş olmaktadır.
    Sanık Av. ..........savunmalarında, şirketi temsile yetkili olan sanık M. F. K.’den almış olduğu talimat doğrultusunda sanık A. N. aleyhine İcra takibi başlattığını, avukat olarak kendisine verilen talimatları yerine getirdiğini savunmuş ise de; sanık N.T.’nın, şirket müdürü varken şirket müdür yardımcısı M. F. K.’den talimat alarak şirket müdürü aleyhine söz konusu icra takibini başlatması, icra dosyasına ibraz edilen vekâletnamenin M. F. K.tarafından değil A.N.tarafından verilmiş olması ve bu vekâletnameye dayanarak A. N. aleyhine takip başlatılması, icra takibi talimat emrini verdiği iddia edilen M.F.K.nin takip başlamadan önce bu avukata vekâletname vermemesi, vekâletnamenin takipten sonra 09.01.2002 tarihinde verilmesi, hukuk bilgisinden yoksun M. F.K.nin icra takibindeki sürece dayalı takibin kesinleşmesinden sonra 3. şahıs konumundaki şirketlere haczin yöneltilmesine dair icra hukuku bilgisini gerektirecek bir talimat vermesinin mümkün görülmemesi, hususları birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanık A. N.’nin, .........şirketine karşı başlattığı hukuksal süreci kaybetmesi üzerine, şirketi tarafından kendisi aleyhine icra takibi başlatıp, bu takibe itiraz etmeyerek takibi kesinleştirilmesi, ...... Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti’nin alacaklı 3. kişi olduğu gerekçesi ile müdahil dört şirkete karşı haciz ihbarnamelerinin çıkartılması, ihbarnamelerin katılan şirketlerle ilgisi olmayan Y. K.’a tebliğ edilip kesinleştirilmesi ve bu suretle şirketlerin paralarının alınmasına dair işleyecek sürecin, hukuk bilgisinden ve tecrübesinden yoksun olan sanık A.N. tarafından düşünülüp planlanması mümkün olmayıp, bu planın Mersin Barosuna kayıtlı uzunca yıllar avukatlık yapmış ve icra hukuku alanında tecrübeli olduğu bilinen sanık Av. ......tarafından düşünüldüğü ve sanıklar A. N. ve Av. ........’nın plan dahilinde birlikte hareket ederek 01.10.2001 tarihinde Mersin Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/1284 esas sayılı dosyasında tashihi karar taleplerinden vazgeçtikleri, 8 gün sonra Mersin 5. İcra Müdürlüğünün 2001/5255 sayılı dosyasıyla başlattıkları icra takibinde, takibin kesinleşmesi üzerine 1 ve 2. haciz ihbarnamelerini Y. K.’ye bu plan dairesinde tebliğ edilerek, 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin şirketleri temsile yetkili kişilere tebliğ edilmesi halinde, yapılacak itirazları engellemek amacıyla Y. K.’nin da bu plana dahil edilerek, 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin şirketi temsile yetkili olmadığı, Mersin İcra Tetkik Mercii’nin 35-158 sayılı ilamı ile anlaşılan katılan şirketlerde çalışmadığının Mersin İş Mahkemesinin 27.12.2005 gün ve 390-1304 sayılı kararı ile de sabit olan Y.K.’ye tebliği sağlanarak,
     Sanıklar A. N., N. T., M.F.K.ve Y.K.’ın eylem ve fikir birliği içerisinde üzerlerine atılı kamu kurumu olan İcra Müdürlüğünü aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri, ...... Şirket sahiplerinin E.W. ve R. O.; ...... Şirket sahibinin M. A. ......Şirket sahibinin O.W.M., .....İthalat ve İhracaat Ticaret Limited Şirketi sahiplerinin N.M., M. H. S. olduğu, olay tarihinden önce mağdur şirketler olan.....Inc., ..... .....ve Comtrade S.A. şirketlerinin Türkiye’deki işlerini takip etme yetkisini mağdur .....İthalat ve İhracaat Ticaret Limited Şirketi’ne verdikleri; katılan üç yabancı şirketin Türkiye’deki temsilcisi ...... İthalat ve İhracaat Tic. Ltd. Şti olsa dahi, bu şirketlerin sahiplerinin ayrı ayrı şahıslar olması, banka¬lardaki hesaplarının ve malvarlıklarının ayrı olması, 1. ve 2. haciz ihbarna¬melerinin her şirkete ayrı ayrı çıkartılması, mağdur sayısınca nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır.
     Bu itibarla, yerel mahkeme uygulaması ve bu hükmü onayan Özel Daire ilamında bir isabetsizlik bulunmayıp, itirazın reddine karar verilmelidir.
     Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Kurul Üyesi, itirazın haklı nedenlere dayandığı görüşüyle, kabulü yönünde oy kullanmıştır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının REDDİNE,      
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.03.2010 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
     

    Hemen Ara