AYM 2017/31424 Başvuru Numaralı BOTEK İNŞAAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2017/31424
Karar No: 2017/31424
Karar Tarihi: 12/1/2021

AYM 2017/31424 Başvuru Numaralı BOTEK İNŞAAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BOTEK İNŞAAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/31424)

 

Karar Tarihi: 12/1/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Fatma Burcu NACAR YÜCE

Başvurucu

:

Botek İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Tuğba ERYILDIZ UZUN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, eser sözleşmesinden kaynaklanan davada yargılamanın makul sürede tamamlanmaması ve hüküm altına alınan miktarın tahsili için gerekli tedbirin alınmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 31/7/2017 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu; Kemer Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) açtığı davada, Antalya"nın Kemer ilçesinde bulunan otelin çatı kaplama işlerini üstlendiğini, sözleşme kapsamında davalının edimini yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığını belirterek zararın tazmini ile sözleşme kapsamında verilen çekin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

7. Birleştirilen dosyanın davacısı; aynı Mahkemede açtığı davada müteahhit (yüklenici) tarafından işin süresinde tamamlanmaması nedeniyle başka birisiyle sözleşme yapmak zorunda kaldığını, bu nedenle turizm sezonunu kaçırdıklarını belirterek uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.

8. Başvurucu dava dilekçesinde ve yargılama sırasında davalıların mal varlığı hakkında tedbir kararı verilmesi isteğinde bulunmuş ancak Mahkeme taleplerin reddine karar vermiştir.

9. Mahkeme 8/5/2014 tarihli kararında asıl davayı kısmen kabul etmiş, ıslahla artırılan talebi zamanaşımı nedeniyle reddetmiştir. Mahkeme bunun yanında asıl davada dava konusu alacakların davaya müdahil olan taraflardan alınmasına ilişkin talep ile birleştirilen davanın reddine karar vermiştir.

10. Temyiz üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin (Daire) 21/01/2016 tarihli ve E.2015/4661, K.2016/342 sayılı kararı ile onanmış, başvurucunun karar düzeltme talebi Dairenin 18/5/2017 tarihli ve E.2016/5740, K.2017/2137 sayılı kararı ile reddedilmiş, hüküm 18/5/2017 tarihinde kesinleşmiştir.

11. Karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ilam 30/6/2017 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 31/7/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Mahkemenin 12/1/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

14. Bireysel başvurular sonrasında yürürlüğe giren 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun"un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun"a geçici madde eklenmiştir.

15. 6384 sayılı Kanun"a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Tazminat Komisyonu) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.

16. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır.

17. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).

18. Mevcut başvuruda, söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer ihlal iddiaları

1. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu, davalıya ait mal varlığı üzerinde ihtiyati tedbir uygulanması isteği yerine getirilmediğinden lehe hükmedilen tazminatı tahsil etme imkânının kalmadığını ve Mahkeme hâkiminin yanlı davrandığını belirterek anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu itibarla başvurucunun iddiaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı da gözetildiğinde bu başlık altındaki iddiaları Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

23. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi, somut olayın usul kurallarına uygunluğunu değil adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelerin somut olayda ihlal edilip edilmediğini denetlemektir (Durmaz Oto. Petrol Ürünleri İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (4), B. No: 2013/251, 10/6/2015, § 22).

24. Somut olayda başvurucu; başka bir şirketle yaptıkları sözleşmeden kaynaklı alacağına ilişkin ihtiyati tedbir talepli davada, defalarca talep etmesine karşın ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilmesi ve dosyanın başka bir dosya ile birleştirilerek yargılamanın uzaması nedeniyle davanın kabul edilmesine rağmen borçlunun iflas etmesiyle alacağını alamadığını, mağdur olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu ihtiyati tedbir konulmadığından şikâyet etmiş ise de tedbir koşullarının oluşup oluşmadığını değerlendirme yetkisi kural olarak derece mahkemelerine aittir. Bu itibarla başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

25. Başvurucu bunun yanında Mahkeme hâkiminin tutum ve davranışları nedeniyle tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de başvurucunun bu iddiasına ilişkin somut bir bilgi ve belge sunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 12/1/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara