Görevli memura hakaret suçundan sanık A.A.nın beraatına ilişkin, Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesince oyçokluğu ile verilen 10.05.2004 gün ve 343-107 sayılı hüküm, katılan ve yerel Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 14.06.2006 gün ve 7133-12475 sayı ile;
“Görevliye sövme suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
a) 09.08.2000 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığına 18.10.2000 olarak yanlış yazılmak suretiyle 1412 sayılı CYY’nın 268. maddesine uyulmaması,
b) Tanık anlatımları arasındaki çelişkinin yüzleştirilerek giderilmesi, giderilemediği takdirde yöntemince irdelenerek hangilerinin hangi nedenle üstün tutulduğunun tartışılması, sövme kabul edildiği takdirde yakınanın haksız davranışlarıyla olaya neden olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle beraat hükmü kurulması” isabetsizliklerinden bozulmuştur.
Bozmadan sonra yargılama yapan Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesince 18.04.2007 gün ve 226-179 sayı ile; önceki hükümdeki gerekçelerle direnilerek, oy çokluğu ile sanığın beraatına karar verilmiştir.
Bu hükmün de katılan ve yerel Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının 18.11.2009 gün 2007/259626 sayılı “dava zamanaşımının gerçek¬leştiğinden bahisle kamu davasının düşürülmesi” istemli tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe¬lerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık hakaret suçunun sabit olup olmadığı noktasında toplanmakta ise de; dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmiştir.
İnceleme konusu somut olayda;
Sanığa yüklenen suçun cezası 765 sayılı TCY’nın 266. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinde 2 aydan 8 aya kadar hapis ve ağır para cezası olarak öngörülmüştür. Lehe yasa olan 765 sayılı TCY’nın 102/4. maddesi uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı süresi 5 yıldır. Dava zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 25.03.2002 ile mahkemece direnme hükmünün verildiği 18.04.2007 tarihleri arasında asli dava zamanaşımının dolmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, sanık hakkındaki direnme hükmünün bozulmasına ve bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa¬nın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. madde¬sinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2007 gün ve 226-179 sayılı direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
2- 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık A.A.hakkında görevli memura hakaret suçundan açılmış olan kamu davasının, 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
3- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.01.2010 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteğe uygun olarak oybirliği ile karar verildi.