AYM 2020/7290 Başvuru Numaralı H.S. Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2020/7290
Karar No: 2020/7290
Karar Tarihi: 27/1/2021

AYM 2020/7290 Başvuru Numaralı H.S. Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

H.S. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/7290)

 

Karar Tarihi: 27/1/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

H.S.

Vekili

:

Av. Hatem ÖZER

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, idari gözetim kararının hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/2/2020 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca 17/9/2020 tarihinde kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı dışındaki iddialar yönünden kabul edilemezlik kararı verilmiş, başvurunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ilişkin kısmının kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, emniyet güçlerince yapılan bir operasyon kapsamında yabancı terörist savaşçı olduğu iddiasıyla refakatindeki çocuklarıyla birlikte 30/7/2019 tarihinde yakalanmıştır.

8. Ankara İl Göç İdaresi Müdürlüğünce 31/7/2019 tarihinde Irak uyruklu başvurucunun Türkiye içinde DEAŞ silahlı terör örgütü adına faaliyet yürüttükleri, örgüt adına infaz gerçekleştirdikleri ve ülke içinde kırsal alan çalışmalarının hazırlıklarını yaptıkları şeklinde haklarında bilgiler bulunan şahıslara destek verdiği yönünde bilgiler elde edildiği belirtilerek 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu"nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı edilmesine ve 6 ay süreyle idari gözetim altına alınmasına karar verilmiştir.

9. 2/8/2019 tarihinde başvurucunun ülkesine veya gidebileceği güvenli üçüncü ülkeye gitmek istemediği ve mevzuat kapsamında gerekli tüm kolaylıklar sağlanmasına rağmen bu konuda iş birliği yapmadığı gerekçesiyle idari gözetim süresinin 6 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiştir.

10. Başvurucu, sınır dışı işlemine karşı 7/11/2019 tarihinde Ankara 1. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) iptal davası açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini de talep etmiştir.

11. Mahkeme 8/11/2019 dava konusu işlemin sınır dışı etmeye ilişkin olması ve uygulanması hâlinde telafisi güç zarar doğurabilecek nitelikte bulunması nedeniyle, davalı idarenin savunması ve ara kararı cevabı alınıp ya da savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçip yeni bir karar verilinceye kadar dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar vermiştir.

12. İdarenin savunmasını vermesi üzerine Mahkeme kanunda öngörülen şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle 27/11/2019 tarihinde yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar vermiştir.

13. Başvurucu 26/11/2019 tarihinde idari gözetimin kaldırılması talebiyle Kırıkkale Sulh Ceza Hâkimliğine başvurmuştur.

14. Kırıkkale Sulh Ceza Hâkimliği 4/12/2019 tarihinde idari gözetimin sonlandırılması talebini reddetmiştir. Hâkimlik gerekçesinde başvurucunun sınır dışı işlemleriyle ilgili olarak iş birliği yapmaması nedeniyle 2/8/2019 tarihinde idari gözetim süresinin 6 ay süreyle uzatılmasına karar verildiği, idari gözetimin sona erdirilmesinin kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından sorun oluşturacağı belirtilmiştir.

15. Başvurucu 26/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

16. Başvurucu 12 aylık azami idari gözetim süresinin dolması üzerine 31/7/2020 tarihinde salıverilmiştir.

17. Ankara 1. İdare Mahkemesi 10/9/2020 tarihinde başvurucunun söz konusu şahıslara DEAŞ terör örgütü lehine destek verdiğine ilişkin somut bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, ayrıca DEAŞ terör örgütü ile ilişkili olduğuna dair somut bir tespitin de olmadığı gerekçesiyle sınır dışı işleminin iptaline kesin olmak üzere karar vermiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

18. İlgili hukuk için bkz. B.T. [GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017, §§ 19-38.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 27/1/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu; Anayasa"nın 19. maddesinde öngörülen güvencelere aykırı olarak haksız yere özgürlüğünden yoksun bırakıldığını, yasal haklarının anlayabileceği bir dilde hatırlatılmadığını, hukuka aykırı idari gözetim nedeniyle bir tazminat yolunun olmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ve bu hakla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16) . Anayasa"nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasında, hürriyeti kısıtlanan kişiler için güvence altına alınan bir yargı merciine etkili başvuru hakkı Anayasa’nın 40. maddesinin özel bir hâlini ifade ettiğinden 40. madde yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.

22. Anayasa Mahkemesi 6458 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 11/4/2014 tarihinden sonra idari gözetim altında bulundurulan yabancıların gerek idari gözetim kararının idarece resen sonlandırılması gerekse tutulanların sulh ceza hâkimliğine yaptıkları itiraz üzerine serbest bırakılmalarını müteakiben Anayasa Mahkemesine yapılan başvurularda, Anayasa"nın 19. maddesine ve 6458 sayılı Kanun"daki usule aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren ya da hakkında sınır dışı etme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya gözetim altına alınması uygulamasında tutma kararı verme işleminin koşulları, süresi, sürenin uzatılması, ilgiliye bildirilmesi, idari gözetim kararına karşı başvuru yolları gibi usul güvencelerine aykırılık dolayısıyla bu başlık altında yapılan şikâyetlerden ötürü ihlal kararları vermiştir (K.A. ve I.S.).

23. Anayasa Mahkemesi tarafından içtihat değişikliğine gidilen B.T. başvurusunda, herhangi bir idari karar olmaksızın idari gözetim altına alınarak özgürlüğünden yoksun bırakılan yabancılar bakımından doğan zararlar için idari yargı mercilerinde doğrudan tam yargı davası açılabileceği belirtilmiştir. Anılan kararda 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesinin idari işlem veya eylem türleri yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığından idari fonksiyona giren her türlü işlem veya eylem sebebiyle oluşan zararın tazmininin bu kurala dayanılarak idari yargıda açılacak tam yargı davasıyla istenebilmesi için yeterli bir yasal zemin oluşturduğu, sırf -bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta bu yolun işletilmemesinin etkisiz olduğu biçiminde yorumlanamayacağı, hiçbir idari işlem ve eyleme dayanmadan hukuka aykırı biçimde tutulan yabancılar yönünden tam yargı davasının etkili hukuk mekanizması olduğu belirtilmiştir (B.T., §§ 52, 54).

24. Anayasa Mahkemesi aynı başvuruda, idari gözetimi sona erdirilen başvurucuların hukuka aykırı olarak idari bir kararla özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları nedeniyle uğradıklarını öne sürdükleri maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvuruların incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varmıştır (B.T., § 73; A.A., B. No: 2014/18827, 20/12/2017, § 37).

25. Başvurucunun Geri Gönderme Merkezinden salıverildiği görülmüştür. Bu durumda başvurucunun geri gönderme merkezlerinde tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiası bakımından yukarıda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.

26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 2/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 27/1/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara