Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1375 Esas 2020/4656 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1375
Karar No: 2020/4656
Karar Tarihi: 12.06.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1375 Esas 2020/4656 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/1375 E.  ,  2020/4656 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalının velisi bulunduğu öğrencinin kendilerine ait okulda okuduğunu, eğitim borcunu ödemediğinden hakkında ... 5.İcra Müdürlüğü"nün 2010/10096 Esas sayılı icra takibinin yapıldığını, davalının icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının icra takibine vaki itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2010/10096 sayılı takip dosyasında 3200,00 asıl alacak ile 408,13 TL faiz olmak üzere 3.608,13 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK"nin 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK"nin 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK"nin 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa"nın 141. maddesi ile HMK"nin yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi Yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
    Somut olayda; Mahkemece son celsede açıklanan kısa kararda davacının icra inkar tazminatına ilişkin talebi hakkında bir karar verilmeksizin, davanın kısmen kabulü ile ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2010/10096 sayılı takip dosyasında 3200,00 asıl alacak ile 408,13 TL faiz olmak üzere 3.608,13 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise davanın kısmen kabulü ile ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2010/10096 sayılı takip dosyasında 3200,00 TL asıl alacak ile 408,13 TL faiz olmak üzere 3608,13 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek, kısa kararda hakkında değerlendirme yapılmayan davacının icra inkar tazminatı talebi yönünden de hüküm kurulmuştur. Bu şekilde kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara