AYM 2018/31568 Başvuru Numaralı MUHAMMED ŞAHİN Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2018/31568
Karar No: 2018/31568
Karar Tarihi: 28/1/2021

AYM 2018/31568 Başvuru Numaralı MUHAMMED ŞAHİN Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUHAMMED ŞAHİN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/31568)

 

Karar Tarihi: 28/1/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Zehra GAYRETLİ

Başvurucu

:

Muhammed ŞAHİN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, aynı eyleme dayalı olarak ikinci kez yargılama yapılmasının aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya cezalandırılmama (ne bis in idem) ilkesini ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 11/10/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden kabul edilemezlik kararı verilmiş; başvurunun adil yargılanma, özel hayat ve aile hayatına saygı hakları ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkin kısmının kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış ve bu nedenle 21/7/2016 tarihinde ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmiştir. Olağanüstü hâl 19/7/2018 tarihinde son bulmuştur. Kamu makamları ve yargı organları -olgusal temellere dayanarak- bu teşebbüsün arkasında Türkiye"de çok uzun yıllardır faaliyetlerine devam eden ve son yıllarda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) olarak isimlendirilen bir yapılanmanın olduğunu değerlendirmiştir (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-25).

10. Darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında ülke genelinde darbe girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle bağlantılı olmasa bile FETÖ/PDY"nin kamu kurumlarındaki örgütlenmesinin yanı sıra eğitim, sağlık, ticaret, sivil toplum ve medya gibi farklı alanlardaki yapılanmasına yönelik olarak Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soruşturmalar yürütülmüş; çok sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama tedbirleri uygulanmıştır (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 51; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/1/2018, § 12).

11. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında anılan terör örgütünün İzmir"in Kemalpaşa ilçesindeki özel eğitim kurumları ile dershane yapılanmasının Altın Kiraz Eğitim ve Öğretim Kurumları adlı şirket bünyesinde oluşturulduğu, Yamanlar Kolejinin de bu şirkete bağlı olarak terör örgütü tarafından kurulup işletildiği, bu sayede örgütün gelir ve eleman temin ettiği tespit edilmiş ve söz konusu eğitim yapılanması içinde bulunduğu değerlendirilen çok sayıda kişi gözaltına alınmıştır.

12. Başvurucu, 23/7/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Kemalpaşa Yamanlar Kolejinde fizik öğretmeni olarak çalıştığı gerekçesiyle anılan soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştır.

13. Soruşturma sonucunda FETÖ/PDY"nin eğitim yapılanması içinde bulunduğu tespit edilen okullarda öğretmenlik yapan başvurucu hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 30/4/2017 tarihli iddianamesi ile silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan kamu davası açılmıştır.

14. İddianamede başvurucunun FETÖ/PDY ile bağlantılı olduğu tespit edilen okullarda 2014 yılından itibaren öğretmen olarak çalışması ve Bank Asyada hesabının bulunması hususları silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği iddiasına delil olarak gösterilmiştir.

15. İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2017/90 sayılı dosyası üzerinden görülen yargılama sonucunda başvurucunun üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı, mahkȗmiyetine yeterli somut delillerin bulunmadığı gerekçesiyle 27/11/2017 tarihinde beraatine hükmedilmiştir.

16. Hüküm, temyiz edilmeksizin 5/12/2017 tarihinde kesinleşmiştir.

17. Öte yandan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından FETÖ/PDY hakkında yürütülen başka bir soruşturma kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Daire Başkanlığı kadrosunda polis memuru olarak çalışmakta iken 2/1/2017 tarihli ve 679 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edildiği ve adına kayıtlı 507...04 numaralı hat üzerinden ByLock uygulamasını kullandığı tespit edilen M.U., silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği şüphesiyle gözaltına alınmıştır.

18. M.U., soruşturma kapsamında kolluk tarafından alınan ifadesinde -diğerlerinin yanı sıra- adına kayıtlı 507...04 numaralı hattı üniversiteden sınıf arkadaşı olan başvurucuya verdiğini ve bu hattın açıldığı tarihten itibaren başvurucu tarafından kullanıldığını ileri sürerek üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.

19. Bunun üzerine, 507...04 numaralı hat üzerinden ByLock kullanıcısı olduğu ve silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği şüphesiyle soruşturma kapsamında 20/3/2018 tarihinde gözaltına alınan başvurucu, aynı tarihte tutuklanmıştır.

20. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından Başsavcılığın 22/5/2018 tarihli iddianamesi ile başvurucu ve M.U. hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan kamu davası açılmıştır.

21. İddianamede başvurucunun M.U. adına kayıtlı olan 507 ... 04 numaralı hattı kullandığı, bu hat üzerinden ilk olarak 19/8/2014 tarihinde ByLock uygulamasına giriş yapıldığı ve kullanıcı adının "muhammed0386", şifresinin "1591fb." olduğunun tespit edildiği iddia edilmiştir. İddianamede ayrıca söz konusu hat üzerinden yapılan görüşmelerin incelenmesi sonucunda bu hat ile başvurucunun ailesinin kullandığı telefon hatları arasında yoğun bir şekilde görüşme yapıldığının anlaşıldığı iddiasına da yer verilmiştir.

22. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen yargılamanın 18/7/2018 tarihli celsesinde başvurucu, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile duruşmaya katılarak savunma yapmıştır. Başvurucu savunmasında özetle M.U. ile üniversiteden sınıf arkadaşı olduklarını, M.U. adına kayıtlı olan 507 ... 04 numaralı hattı indirimli kamu tarifesinden faydalanmak amacıyla M.U.dan alarak belirli bir süre kullandığını, telefon hattına ilişkin tarife sona erince M.U.dan hattı kapatmasını istediğini ve böylece hattı kapattırdığını, ByLock uygulamasını kullanmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu savunmasında ayrıca aynı suç nedeniyle daha önce İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanarak beraat ettiğini, önceki davayla mevcut dava arasında tek farkın ByLock uygulamasını kullandığı iddiası olduğunu belirtmiştir.

23. Yargılama devam etmekte iken başvurucu 11/10/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

24. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgelere göre yargılama sonucunda Mahkemece başvurucu hakkında temadi eden örgüt üyeliği iddiasından İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2017/90 sayılı dosyasında beraat kararı verildiği belirtilerek aynı fiili ve faili kapsayan davaların varlığı, hukuki kesinti bulunmaması, beraat kararı verilen eylemlerin tarihinin mevcut davaya konu iddianamede belirtilen eylemleri de kapsaması gerekçesiyle mükerrer açıldığı değerlendirilen davanın 16/1/2020 tarihinde reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Muhammed ŞAHİN hakkında daha önce İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/90 Esas 2017/135 karar sayılı dosyasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılandığı, sanık Muhammed ŞAHİN"nin örgütün haberleşme aracı olan ByLock kullanmadığı, gizli tanıklar İNCİ, ELMAS, KARANFİL ve NİLÜFER"in Muhammed ŞAHİN"in bu yapı içerisinde olduğunu bilmedikleri örgüt içinde fazla faal olmadığını, aksine devletini ve milletini seven biri olduğunu belirtikleri, Bankasyada örgüt liderini talimatı üzerine para yatırmaksızın sadece maaş hesabının bulunmasının, konum ve kişisel özellikleride nazara alındığında sempati ve irtisak boyutunu aşan örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı mahkümiyete yeterli somut delil bulunmadığı gerekçesi ile beraatine karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği anlaşıldığından sanık hakkında aynı fiili ve faili kapsayan davaların varlığı, hukuki kesinti bulunmaması, beraat kararı verilen eylemlerin tarihinin iş bu davaya konu iddianamede belirtilen eylemleri de kapsaması bakımından sanık hakkında dava mükerrer açıldığından CMK 223/7. maddesi gereğince davanın reddine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur."

25. Karara karşı Başsavcılık tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Cumhuriyet savcısı istinaf başvurusunda; başvurucunun diğer sanık M.U. adına kayıtlı olan telefon hattı üzerinden ByLock uygulamasını kullandığını, başvurucunun örgüt üyesi olduğuna dair tanık beyanının bulunduğunu, yine başvurucunun örgüte müzahir okullarda çalışıp Bank Asyada hesap açtırdığını ileri sürmüş ve başvurucu hakkında atılı suçtan mahkȗmiyet karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

26. UYAP üzerinde yapılan incelemede dava dosyasının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi önünde derdest olduğu görülmüştür.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

27. Mahkemenin 28/1/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

28. Başvurucu; İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kesinleşmiş beraat kararından sonra aynı olayla ilgili olarak ikince kez yargılanması ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillere dayalı olarak yargılama yapılması nedenleriyle adil yargılanma hakkının, haberleşme hürriyetinin ve özel hayat ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

29. Bakanlık görüşünde; başvurucu hakkında açılan kamu davasının aynı suç nedeniyle mükerrer yargılama yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verildiği ve başvurucunun bu karara karşı kanun yoluna müracaat etmediği vurgulanarak adil yargılanma hakkı kapsamında ileri sürülen şikâyetler yönünden başvurucunun mağdur sıfatının bulunmaması nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilmesi hususunda takdirin Anayasa Mahkemesine ait olduğu belirtilmiştir. Görüş yazısında ayrıca; bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesinin zorunlu olduğu, başvurucunun adil yargılanma hakkına ilişkin şikâyetlerini yargılama aşamalarında ileri sürebilme ve bu aşamalarda inceletme imkânı bulunduğu belirtilerek dava dosyasının hâlihazırda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi önünde derdest olması nedeniyle başvurunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği şikâyeti yönünden başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi hususunda takdirin Anayasa Mahkemesine ait olduğu ifade edilmiştir.

B. Değerlendirme

30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında, aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya cezalandırmama ilkesi yönünden incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

31. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"…Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

32. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

33. Başvuru yollarının tüketilmesi koşulu, bireysel başvurunun temel hak ihlallerini önlemek için son ve olağanüstü bir çare olmasının doğal sonucudur. Diğer bir ifadeyle temel hak ihlallerini öncelikle idari makamların ve derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, başvuru yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılmaktadır (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 20).

34. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi, idari ve yargısal makamların görevidir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

35. Başvuru konusu olayda, Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda başvurucu hakkında daha önce İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2017/90 sayılı dosyasında FETÖ/PDY üyeliği suçundan yargılama yapıldığı ve başvurucunun bu yargılama sonucunda mahkȗmiyetine yeterli somut delil bulunmadığından beraat kararı verildiği belirtilerek aynı fiili kapsayan ikinci davanın mükerrer açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir (bkz. § 24).

36. Karara karşı savcılık makamınca istinaf kanun yoluna müracaat edilmesi üzerine davanın istinaf aşamasında derdest olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre başvurucunun aynı fiil nedeniyle yeniden yargılama yapılmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiği yönündeki şikȃyetinin derece mahkemesince değerlendirildiği ve bu kapsamda aynı fiile dayalı olarak açıldığı belirtilen davanın reddine karar verildiği açıktır.

37. Yukarıdaki içtihatlar uyarınca derece mahkemesince davanın reddi yönünde verilen karara ilişkin istinaf aşaması tamamlanmadan aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesinin ihlal edildiği şikȃyetini içeren başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmamaktadır. Nitekim istinaf mahkemesince istinaf talebinin kabulü veya reddi yönünde yapılacak olan değerlendirmenin sonucu, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamında aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesinin ihlal edildiği iddiası yönünden yapacağı incelemeyi etkilemektedir.

38. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 28/1/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara