Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/16HD-178 Esas 2011/233 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/16HD-178
Karar No: 2011/233

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/16HD-178 Esas 2011/233 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2011/16HD-178 E.  ,  2011/233 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 2010/345814
    Yargıtay Dairesi : 16. Hukuk Dairesi
    Mahkemesi : ANKARA 12. İcra Ceza
    Günü : 04.05.2010
    Sayısı : 204-92

    Şikayetçi vekilinin 04.09.2008 tarihli şikâyet dilekçesiyle, sanığın 2004 sayılı İİY’nın 332. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan davada, aynı Yasanın 347. maddesine göre şikayet hakkının düşürülmesine ilişkin, Ankara 12. İcra Ceza Mahkemesince verilen 14.10.2008 gün ve 638-1230 sayılı hükmün, müşteki vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 22.06.2009 gün ve 3505-4483 sayı ile;
    “Şikayetçi vekili 04.09.2008 tarihli dilekçesi ile borçlu E. İnş. .. Dek. San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi sanık E.S.K.’nun taahhüdü altında bulunan Ankara İli Yenimahalle İlçesi ... Mah..ada ... parselde kain. Blok . kat .nolu daireyi bedelini peşin alarak sattığını, mezkur sözleşme gereği 01.06.2007 tarihinde dairenin tapusunu müvekkili adına tescil ettireceğini, 30.10.2007 tarihinde de daireyi teslim etmesi gerekirken, edimlerini yerine getirmemesi sonucu teminat olarak verdiği 300.000,00 TL senet bedelinin tahsili için Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2007/6787 sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak S.S.S. Konut Yapı Koop.ne ait taşınmazlardan borçlu E.. Ltd. Şti.ne düşecek hisselere haciz şerhi işlendiğini, ancak anılan kooperatifin açmış olduğu dava neticesinde Ankara 12. İcra Mahkemesinin 22.07.2008 tarih 2008/708-744 sayılı kararı ile haczin kaldırılmasına karar verildiğini, bunun gibi ...Mah. ..adada bulunan halen T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı adına kayıtlı bulunan taşınmaza, . Mah. 43673 ada . parselde halen S.S.Y.Ç. Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı bulunan taşınmazlara haciz şerhi işlendiğini, bu taşınmazlarda birden çok takyidatın mevcut olduğu tespit edildiğini, bu taşınmazların tapuda şüpheli şirket adına kayıtlı bulunmadığından haciz fekki altında bulunduğunu, ayrıca şüpheli adına kayıtlı bulunan ... plakalı araç kaydına 11. sırada haciz şerhi işlendiğini, alacaklıya olan borcunu bugüne kadar ödemediği gibi geliri ile orantılı olmayacak şekilde basiretsizce davranarak ödeme gücünü aşacak şekilde borç edindiğini ileri sürerek İİK’nun 332. maddesi ile cezalandırılması isteminde bulunmuş, yargılama sırasında ilk duruşmada, ‘…alacaklı vekilinin talebi üzerine 16.08.2007 tarihinde borçlu şirkete ait taşınmazlara haciz konulduğu ve davacı alacaklı vekilinin 08.10.2007 tarihinde haciz konulan taşınmazlar yönünden borçluya 103 davetiyesinin gönderilmesini istediği, davacı vekilinin şikayete konu eylemden 08.10.2007 tarihinde haberdar olduğu ve şikayet tarihi itibariyle şikayet süresinin geçtiği’ gerekçesiyle müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmiştir.
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ‘Aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştıran borçlunun cezası’ başlıklı 332. maddesi, ‘Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, adet üzere tecviz edilemeyecek bir hiffetle hareket ederek veya haddinden fazla masraflar yaparak yahut cüretli talih oyunlarına veya basiretsizce spekülasyonlara girişerek yahut işlerinde ağır ihmallerde bulunarak aczine kendi fiili ile sebebiyet verir yahut vaziyetinin fenalığını bildiği halde o gibi hareketlerle bu fenalığı ağırlaştırırsa, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde, onbeş günden altı aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır’ şeklinde düzenlendiği ve alacaklı vekilinin alacağının tahsili amacıyla S.S.S. Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı bulunan B. Mah. 46932 ada . parsel, . ada .parsel, B. Mah..ada. parsel sayılı taşınmazlarda borçlu E.İnş.M..D..San.ve Tic. Ltd.Şti.’ne düşecek hisselere konulan hacizlerin şikayet yoluyla kaldırılması davasının yargılamasının 22.07.2008 tarihli ara kararı ile söz konusu taşınmazların borçlu adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle haczin kaldırılmasına karar verilmesini takiben 04.09.2008 tarihinde şikayette bulunduğu dikkate alındığında, atılı suçun niteliğine göre şikayet süresinin geçtiğinden söz edilemez. Eş anlatımla alacaklı vekili güvende olduğunu düşündüğü alacağının, sanığın başka borçları nedeniyle tehlike altında bulunduğu endişesini taşımaktadır. Hal böyle olunca yargılamaya devamla sanık hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün istem gibi bozulmasına” karar verilmiştir.
    Ankara 12. İcra Ceza Mahkemesi ise 04.05.2010 gün ve 204-92 sayı ile;
    “…Şikâyete konu iddia, haciz konusu taşınmaz ve araç üzerinde başka hacizlerin bulunması ve bu nedenle borçlunun kendi eylemiyle aczine sebebiyet verilmesine yöneliktir. Müşteki iddiasına göre kendi eylemiyle aczine sebebiyet verme gerekçesi olan başka hacizler, daha önce konulduğundan, şikâyetçi tarafından sonradan konulan hacizlerin kaldırılması mevcut iddia yönünden sonuca etkili değildir. Başka bir anlatımla, şikâyet konusu bu takip dosyasından konulan hacizler kaldırılması değil, borçlunun kendi eylemi ile aczine sebep olacak şekilde borçlanmasıdır. Müşteki de, kendi eylemiyle aczine sebep olma gerekçesi saydığı başka hacizlerden 103 davetiyesi gönderilmesini istediği 08.10.2007 tarihinde öğrenmiştir. Kaldı ki bu takip dosyasından önce konulan hacizlerin en son tarihi 25.07.2007 olduğundan, borçlunun aczine sebep olacak eylem (suç) tarihinin 25.07.2007 ve öncesi olduğu ve bu tarihten şikayet tarihine kadar bir yıllık sürenin de geçtiği anlaşılmakla mahkememizin önceki kararında direnilmesine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle ilk hükümde direnmiştir.
    Bu hükmün de, müşteki vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının “bozma” istekli 15.06.2011 gün ve 345814 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanığın 2004 sayılı İİY’nın 332. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan dava sonucunda şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilen somut olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece şikâyetçinin İİY’nın 347. maddesi uyarınca şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Şikayetçi İ. D.’nun, E. İnş. M.. D.. San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi sanık E.S. K.’ndan 03.10.2006 tarihinde bedelini peşin ödeyerek Ankara İli Yenimahalle İlçesi . Mah. .ada . parselde bulunan A Blok .. kat .nolu daireyi satın aldığı, aralarında düzenlenen sözleşmeye göre 01.06.2007 tarihinde dairenin tapusunun şikayetçi adına tescil ettirileceği, 30.10.2007 tarihinde de teslim edileceği, sözleşme gereği müştekiye sanık tarafından 300.000 Lira değerinde teminat senedi verildiği, taahhüdün yerine getirilmemesi üzerine sanığa Ankara.... Noterliği aracılıyla 21.06.2007 gün ve 15370 sayılı ihtarnamenin çekildiği, buna karşın sözleşmenin gereğinin yine yerine getirilmemesi nedeniyle teminat olarak verilen 300.000 Liralık senedin tahsili için 13.07.2007 tarihinde Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2007/6787 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine başlanıldığı, borçlu şirket vekilince verilen 20.07.2007 tarihli mal beyanına göre, şirketin büro malzemeleri ve mobilyalarının bulunduğu,
    Kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak A. Mah. .Ada .nolu parsel ile .ada ve 1 parsel sayılı yerdeki S.S.S. Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı taşınmazların borçlu E. Şti.’ne düşecek hisselere haciz konulduğunun Etimesgut Tapu Sicil Müdürlüğünün 23.08.2007 tarihli yazısıyla bildirildiği, ancak anılan kooperatifin açmış olduğu dava neticesinde Ankara 12. İcra Mahkemesinin 22.07.2008 gün ve 2008/708-744 sayılı kararı ile taşınmazda borçlunun hissesinin bulunmadığı için haczin kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın müşteki vekiline 08.08.2008 tarihinde tebliğ edildiği,
    Müşteki tarafından başlatılan icra takip dosyasından önce sanığın malvarlığına yönelik olarak diğer alacaklılar tarafından Y.Ç.Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı .Mah. .ada .nolu parseldeki inşaatın bağımsız bölümlerine konulan hacizlerin ilkinin 28.02.2007’de Yenimahalle Belediye Başkanlığı tarafından kamu haczi olarak, sonuncusunun ise 25.07.2007 tarihinde V.S. isimli kişinin 132.000 Liralık alacağı için Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2007/8635 nolu dosyası üzerinden konulduğu, müştekinin ise aynı taşınmaza 06.08.2007 tarihinde 7. sırada haciz koydurduğu, müştekinin sanıktan satın aldığı Alacaatlı Mahallesi .ada . nolu parsel . Blok ... kat .nolu bağımsız bölüme de ilki 28.02.2007, sonuncusu 25.07.2007 tarihli hacizlerin konulduğu, müştekinin ise 6. sırada 06.08.2007 tarihinde haciz koydurduğu, müşteki tarafından bu şekilde ....Konut Yapı Kooperatifine ait 18 daireye konulan hacizlerin şikayet üzerine Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesince 25.05.2010 gün ve 531-575 sayılı kararı ile kaldırıldığı,
    Sanığın aracına 09.08.2007 tarihinde 11. sıradan haciz konulduğu, araca konulan hacizlerin ilkinin 05.04.2006, sonuncusunun ise 11.06.2007 tarihli olduğu,
    Sanığın yetkilisi olduğu ..... şirketinin Türkiye Finans Ostim Şubesindeki hesabında bakiye olmadığı, ayrıca aynı hesapta iki adet haczin daha bulunduğunun 24.08.2007 havale tarihli yazıyla bildirildiği,
    Müşteki tarafından sanığa 2004 sayılı İİY"nın 103. maddesine göre, konulan hacizlere ilişkin 08.10.2007 tarihinde davet kâğıdının tebliğe çıkarıldığı,
    Anlaşılmaktadır.
    2004 sayılı İİY’nın “Aczine Kendi Fiiliyle Sebebiyet Veren veya Vaziyetinin Fenalığını Bilerek Ağırlaştıran Borçlunun Cezası” başlıklı 332. maddesinde; “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, adet üzere tecviz edilemiyecek bir hiffetle hareket ederek veya haddinden ziyade masraflar yaparak yahut cüretli talih oyunlarına veya basiretsizce spekülasyonlara girişerek yahut işlerinde ağır ihmallerde bulunarak aczine kendi fiili ile sebebiyet verir yahut vaziyetinin fenalığını bildiği halde o gibi hareketlerle bu fenalığı ağırlaştırırsa, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde, onbeş günden altı aya kadar hapis cezasiyle cezalandırılır.
    Konkordato mühleti talebinden önceki iki yıl içinde birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.
    Bu suç alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur. Borçluyu fazla borç altına girmeye veya talih oyunu ile spekülasyonlarda bulunmaya sevk etmiş yahut ağır faiz almak suretiyle zaafından istifade etmiş olan alacaklıların şikâyet hakkı yoktur”,
    “Şikayet Süresi” başlıklı 347. maddesinde; “Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer”,
    “Davet” başlıklı 103. maddesinde ise; “Tutanak tutulurken alacaklı, borçlu veya namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmazsa, bulunmayan alacaklı veya borçlu üç gün içinde tutanağı tetkik ve diyeceği varsa söylemesi için icra dairesine davet olunur. Kanunen ilavesi gereken müddetler mahfuzdur. Haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya alacaklıya ayrıca haber verilmez” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
    İcra İflas Yasasının 332. maddesinde düzenlenen “aczine kendi fiiliyle sebebiyet verme veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırma” suçunda, suç olarak düzenlenen husus, haciz yoluyla takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlunun;
    a- Basiretsizce hareket ederek veya,
    b- Haddinden fazla masraf yaparak veya,
    c- Cüretli talih oyunlarına girmesi veya
    d -Basiretsizce spekülasyonlar girmesi veya,
    e- İşlerinde ağır ihmallerde bulunmak suretiyle,
    Kendi fiiliyle aczine sebebiyet vermesi veya durumunun kötülüğünü bildiği halde yukarıda sayılan hareketlerle durumunu daha da kötüleştirmesidir.
    Ancak sayılan davranışlar da borçlunun bu madde uyarınca cezalandırılmasına yeterli olmayıp, ayrıca borçlu aleyhine aciz vesikası düzenlenmesi veya alacaklının alacağını bu davranışlar nedeniyle alamadığını ispat etmesi gereklidir.
    Anılan Yasanın 347. maddesi uyarınca takibi şikâyete bağlı olan bu suçta, şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Müşteki tarafından sanık aleyhine icra takibi başlatıldıktan sonra, çeşitli konut kooperatiflerine ait olup sanık tarafından yapılmakta olan birçok bağımsız bölüme ve sanığın aracına haciz konulduğu, tapu sicil ve emniyet müdürlüklerinden gelen cevabi yazılarda sanığın diğer kişilere olan borçlarından dolayı bu taşınmazlara ve araca başka hacizlerin konulmuş olduğunun açıkça yazılı olduğu, bu hacizlerin konuluş tarihlerine bakıldığında en sonuncusunun 25.07.2007 tarihinde konulduğu, bu tarihin sanığın İİY"nın 332. maddesi kapsamında “aczine kendi fiiliyle sebebiyet verme veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırma” suçu açısından suç tarihi olarak kabul edilmesi halinde bile şikayet tarihi olan 04.09.2008 tarihinde İİY"nın 347. maddesinde yer alan bir yıllık sürenin geçmiş olduğu açıktır.
    Kaldı ki, müştekinin, sanığın birçok kişiye borçlandığını, kendisinin haciz koydurduğu taşınmazlara ve araca bu kişilerin de haciz koydurmasıyla öğrendiği, bu yönden de müştekinin suçu öğrendiği tarihin en lehine yorumla, sanığa İİY"nın 103. maddesine göre davet kâğıdı çıkarılan 08.10.2007 tarihi olabileceği, bu durumda 3 aylık şikâyet süresinin de geçmiş olduğunda duraksama bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, müştekin İİY’nın 347. maddesinde yazılı sürelerin geçmesinden sonra şikâyette bulunduğu anlaşıldığından, yerel mahkemece şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmayıp, direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ankara 12. İcra Ceza Mahkemesinin 04.05.2010 gün ve 204-92 sayılı direnme hükmünün ONANMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere, Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2011 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara