Esas No: 2011/1-113
Karar No: 2011/207
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/1-113 Esas 2011/207 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname : 2011/59022
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi : BAFRA Ağır Ceza
Günü : 25.08.2010
Sayısı : 101-141
Maktüller S... G... ve İ... K...’u kasten öldürme suçundan sanık M... Ş...’in TCY’nın 81/1. maddesi uyarınca iki kez müebbet hapis, şikayetçi E... Ö... ’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCY’nın 81/1 ve 35. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis ve 1000 lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık İsmail A...’ın iki kişiyi kasten öldürme suçundan TCY’nın 81/1 ve 62. maddesi uyarınca iki kez 25 yıl hapis, şikayetçi E... Ö...’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCY’nın 81/1, 35, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Bafra Ağır Ceza Mahkemesince 03.12.2008 gün ve 138-163 sayı ile verilen kasten öldürme suçları yönünden re’sen temyize tabi olan hükmün, katılanlar vekili, sanık müdafiileri ve C.savcısı tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 07.04.2010 gün ve 5134-2161 sayı ile;
“1- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar M... ve İ..."in suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde her iki sanığın mağdur E..."i öldürmeye teşebbüs ve sanık M..."nın 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının niteliği tayin, sanık İ... yönünden tahrik ve takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar N.. S... ve M... A... hakkında açılan davalarda elde edilen delillerin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık İsmail müdafiinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde sübuta vesaireye, sanık M.... müdafiinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde eksik incelemeye, tahrik bulunduğuna, TCK.nun 62. maddesinin uygulanması gerektiğine, müdahiller vekilinin sanık N... Yönünden sübuta, sanık İ... yönünden TCK.nun 62. maddesinin uygulanmasının isabetsizliğine, Cumhuriyet Savcısının sanıklar N... S... Ve M... A.... yönünden sübut bulunduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanık Mustafa hakkında mağdur E..."i öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık İsmail hakkında mağdur E..."i öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar N... S... ve M... A... Hakkında verilen beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünce gibi onanmasına,
2- Sanıklar İ... ve M... müdafiileri ile müdahiller vekilinin, sanıklar M...ve İ.... hakkında adam öldürme suçlarından kurulan hükümler yönünden diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bafra Belediye Spor’un kendi sahasında oynadığı maçlarda fiilen simit satışı yapan sanık İ... A..."ın, Bafra Spor’un Çorum Spor ile yapacağı maçın seyircisiz oynanacağı yönünde duyumlar alması üzerine, olay günü Bafra Spor Kulübü müdürü olan mağdur E...."i telefonla arayarak ‘bu haftaki Çorum Spor maçı seyircisiz oynanacak diye duydum, böyle bir şey var mı, doğru mu’ diye sorması üzerine, mağdur E..."in ‘henüz böyle bir şey yok’ demesine rağmen, maçın seyircisiz oynanacağını düşünen sanık İ...."in, ‘maç seyircisiz oynanmayacaksa ilan verin anons yaptırın, taraftarların haberi olsun’ demesi üzerine, mağdur E..."in, sanık İ..."e hakaret edip telefonu kapattığı, bu duruma kızan sanığın, mağdur ile görüşmesinden hemen sonra akrabası ve sabıkalı bir kişiliği olan sanık M..."yı telefonla arayarak görüştüğü, görüşmenin hemen ardından ekmek servisi yaptığı minübüsle giderek sanık M...."yı işyeri önünden aldıktan sonra Bafra Belediye Spor Kulübü binasına geldikleri ve mağdur E... ile maktüllerin bulunduğu odaya girdikleri, sanık İ..."in mağdur E..."e telefonda kendisiyle görüşenin kim olduğunu sorması üzerine, E."in de, sert bir tavırla görüşmeyi kendisiyle yaptığını söylediği, sanık M..."nın, odanın kapısını kapatarak silahını çekip ‘kimse kıpırdamasın’ dediği, sanık İsmail"in de, E..."e saldırarak vurmaya başladığı, oda içerisinde bulunan maktüller S... G... ve İ... K..., E..."e saldıran sanık İ..."i engellemeye çalışmaları üzerine, sanık M..."nın, sanık İsmail"e müdahale etmeye çalışan maktüllerden önce İ..."e ateş ederek göğüs sol ve sol ön kol bölgesinden, ardından da S..."a ateş ederek göğüs ön yüz ve sol midklavüküler bölgesinden yaraladığı, sonra da E..."e ateş ederek onu da yaraladığı, sonra sanık İ... ile birlikte odadan çıktıkları, sanığın oda içerisinde toplam 7 el ateş ettiği, sanık M..."nın araçlarına bindikleri sırada yardım istemek için bina dışına çıkan E.."e tekrar 6 el daha ateş ederek sanık İsmail"in kullandığı araçla kaçarak uzaklaştıkları olayda;
a) Sanık M..."nın, mağdur E..."i darp eden sanık İ...."e müdahalede bulunan maktüllere engel olmak için ateş ederek öldürdüğü, eylemlerinin ‘bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla adam öldürme’ suçunu oluşturduğu anlaşıldığı halde, her iki maktül yönünden ayrı ayrı 5237 sayılı TCK.nun 82/1-h, 53. maddeleri uyarınca karar verilmesi gerekirken, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek 5237 sayılı TCK.nun 81/1, 53. maddeleri uyarınca hüküm kurulması,
b) Sanık İ..."in, üzerinde silah olduğunu bildiği M..."yı yanına alarak olay yerine birlikte gitmeleri, oda içerisine girdiklerinde M..."nın odanın kapısını kapatarak silahını çekip ‘kimse kıpırdamasın’ demesine ve silahını çekerek maktullere ateş etmesine sözle ve eylemiyle engel olmaması, bu davranışıyla sanığa manevi yönden cesaret vermesi, olaydan sonra onunla birlikte olay yerinden kaçması hususları dikkate alındığında, eylemlerinin nitelikli adam öldürmeye yardım etme suçunu oluşturduğu anlaşıldığı halde, her iki maktül yönünden ayrı ayrı 5237 sayılı TCK.nun 82/1-h, 39, 62 ve 53. maddeleri uyarınca karar verilmesi gerekirken, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek 5237 sayılı TCK.nun 37/1. maddesi delaletiyle 81/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca hüküm kurulması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bafra Ağır Ceza Mahkemesince 25.08.2010 gün ve 101-141 sayı ile; Yargıtay 1. Ceza Dairesinin sanık İ... A...’ın kasten öldürme suçuna yardım eden sıfatıyla katıldığına ilişkin bozma nedenine uyulmuş, eylemin TCY’nın 82/1-h madde ve fıkrasında düzenlenen nitelikli kasten öldürme suçunu oluşturduğuna ilişkin bozma nedenine ise;
“Mahkememizin bozma öncesi kabul ve uygulamasında, sanık İsmail"in müştekiye yönelmesiyle, sanık M..."nın kapıyı kapatarak belinden çıkardığı silaha ağzına mermi verdiği ‘kimse kıpırdamasın’ dediği, sanık İ.."in müşteki E...’in oturduğu masaya doğru yürüyerek ona bir kez yumrukla vurduğu, müştekinin de ona karşılık verdiği, bu sırada M...’nın silahını atışa hazır hale getirmesi nedeniyle donup kalan ve kavgaya hiçbir tepki vermeyen maktüllere silahı tevcih eden sanık M...’nın, ilk önce oturmakta olan maktül İ.’e ardından da S...’a hayati organların bulunduğu bölgelere ateş ettiği, sanık İ.’in müştekinin yanından ayrılmasından sonra sanık M..."nın bu kez müşteki E..’e ateş ettiği benimsenmiş,
Soruşturma aşamasında yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre; maktüllere ateş edildiği ve mermilerin isabet ettiği sırada oturur durumda oldukları belirtilmiştir.
Sanıklar dışında olayın tek görgü tanığı olan, müşteki E... Ö...’ın, bozmaya konu kararda açıklandığı gibi, olayın sebebi ve sübutuna dair soruşturma aşaması ve duruşmadaki ifadelerinde genel olarak bütünlük bulunmakla birlikte kısmi çelişki de bulunmaktadır. Bu müşteki, olayın hemen akabinde aynı gün 25.03.2008 tarihinde kollukta el yazılı alınan ifadesinde, sanık İ.in kendisine yumrukla vurması üzerine, maktüllerin olaya müdahale etmek istediklerini, bunun akabinde sanık M...’nın maktüllere ateş ettiğini, söylemiştir. Bu ifadede maktullerin olaya müdahale etmek istediklerini söylemiş ise de, onların müdahale şekli hakkında bir açıklamada bulunmamış, vuruldukları sırada oturur konumda olduklarını belirten bilirkişi raporu mevcuttur.
Yine aynı müşteki, 27.03.2008 günlü ve detaylı kolluk ifadesinde, sanıkların odaya geldiklerinde ve kendisi İ.tarafından darp edilirken ve sanık M... ateş ederken, maktüllerin koltuklarında oturduklarını, yerlerinden kalkmadıklarını, sanıklara herhangi bir müdahalelerinin olmadığını, ifade etmiştir. Bu ifadesi bilirkişi raporunu ve olay sonrası mahallindeki bulgular ile vücuttaki yaraların yerleri ile ilgili raporları doğrulamaktadır.
Her hangi bir saldırı anında olay mahallinde bulunan kişilerin bedensel bir refleks gösterebileceği, ancak bunun müdahale etmek isteği olarak algılanması ya da müdahale edememe veya etmeme şeklinde değerlendirilmesi olağandır. Müştekinin ilk ifadelerinin buna göre değerlendirilmesi gerekir. Kaldı ki, otopsi raporu ve sonradan yapılan keşif ile bilirkişi raporlarına göre, maktüllerin oturur halde vuruldukları anlaşılmaktadır. Buna göre zaten silahla içeri girmiş olan sanık M..."nın durumunu gören maktullerin herhangi bir engellemede bulunamamaları hayatın olağan akışına uygundur. Tüm bu hususlar nazara alındığında maktullerin, müşteki E..."i darp etmeye çalışan sanık İ..."i engellemek istedikleri ve bunun için harekete geçtikleri (bunun üzerine yani İsmail"in müştekiyi rahat darp edebilmesi için sanık M..."nın maktulleri öldürdüğüne ilişkin) ne dair delil bulunmamaktadır. Mahkememizin bozma öncesi kabul ve uygulaması yerindedir. Bu durumda sanıkların eylemi TCK’nun 81/1. maddesine uyar.
Kaldı ki, herhangi bir tarafın kavgasına destek amacıyla, olaya aniden karışmak, ya da karışması muhtemel kişileri olay anında engellemek, onlara karşı suç işlemek, asıl failin eylemine iştirak, ya da şartları varsa bağımsız bir suç oluşturur. Çok taraflı ve iştirakçisi fazla olan, özellikle hayata ve vücut dokunulmazlığına karşı işlenen benzer suçlarda amaç suç ve araç suç ayrımı yapabilmek, ayrı bir kasıt belirleyebilmek mümkün görülmemektedir” gerekçesiyle direnilmiştir.
Sanık M... Ş... yönünden re’sen temyize tabi olan hükmün sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istemli 14.04.2011 gün ve 59022 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulunda duruşmalı inceleme yapılacağına ilişkin bir yasa kuralı bulunmadığından, 1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 318. maddesi uyarınca sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme yapılması isteminin reddine karar verildikten sonra, dosya üzerinde yapılan incelemede:
Sanıklar M...Ş... ve İ... A...’ın, maktüller S... G... ve İ... G...’i kasten öldürme suçlarından TCY’nın 81/1. maddesinin iki kez uygulanması suretiyle cezalandırılmalarına karar verilen olayda; Özel Daire ve yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanıkların eylemlerinin TCY’nın 82/1-h maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçunun nitelikli halini oluşturup oluşturmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Bafra Belediye Spor’un Bafra’da oynadığı maçlarda stad içinde simit satışı yapan sanık İ... A..."ın, Bafra Spor’un Çorum Spor’la yapacağı maçın seyircisiz oynanacağı yönünde duyumlar alması üzerine, olay günü Bafra Spor Kulübü müdürü olan şikayetçi E... Ö...’ı telefonla arayarak “bu haftaki Çorum Spor maçı seyircisiz oynanacak diye duydum, böyle bir şey var mı, doğru mu” diye sorduğu, şikayetçi E..."in “henüz böyle bir şey yok” demesine rağmen maçın seyircisiz oynanacağını düşünen sanık İ.."in, “maç seyircisiz oynanmayacaksa ilan verin anons yaptırın, taraftarların haberi olsun” demesi üzerine, şikayetçi E..."in, sanık İ..."e hakaret edip telefonu kapattığı, bu duruma kızan sanığın, şikayetçi ile görüşmesinden hemen sonra akrabası olan sanık M... Ş...’i telefonla arayarak görüştüğü, görüşmenin hemen ardından minibüsle giderek sanık M..."yı işyerinin önünden aldığı, birlikte Bafra Belediye Spor Kulübü binasına geldikleri, şikayetçi E... ile maktüllerin bulunduğu odaya girdikleri, sanık İ..."in şikayetçi E..."e telefonda kendisiyle görüşenin kim olduğunu sorması üzerine, E..."in de görüşmeyi kendisiyle yaptığını söylediği, bu sırada sanık M..."nın, odanın kapısını kapatarak silahını çekip “kimse kıpırdamasın” dediği, sanık İsmail"in de şikayetçi E..."e saldırarak yumrukla vurmaya başladığı, şikayetçi E...’in de karşılık verdiği, maktüller S...G...ve İ... K..."un, şikayetçi E.."e saldıran sanık İ..."i engellemeye çalışmaları üzerine, sanık M..."nın, araya girmeye ve sanık İ..."e müdahale etmeye çalışan maktüllerden önce İ.e ateş ederek göğüs sol ve sol ön kol bölgesinden, ardından da S."a ateş ederek göğüs bölgesinden yaraladığı, sonra da şikayetçi E..."e ateş ederek onu da yaralayıp sanık İ... ile birlikte odadan çıktıkları, sanığın oda içerisinde toplam 7 el ateş ettiği, sanık M."nın araca bindikleri sırada yardım istemek için bina dışına çıkan E..."e tekrar 6 el daha ateş ederek sanık İ."in kullandığı araçla olay yerinden uzaklaştıkları, olay sonrasında S... G... ve İ... K...’un öldüğü,
Anlaşılmaktadır.
Sanık M... Ş..... aşamalardaki savunmalarında, maktüllerin sanık İ... A...’a vurmaları üzerine maktüllere ateş ettiğini,
Sanık İ...A..., kulüp müdürü şikayetçi E... Ö... İle boğuşurken olayı engellemek için maktüllerin kendisine müdahale ettiklerini, bu sırada “kimse kıpırdamasın” sözünün ardından silah sesleri duyduğunu, arkasını döndüğünde sanık M... Ş...’i gördüğünü,
Şikayetçi E... Ö.... soruşturma aşamasında ve olaydan hemen sonra 25.03.2008 tarihli ifadesinde; sanık İ.... A...’ın kendisine vurması üzerine, maktüllerin olaya müdahale etmek istediklerini, bunun üzerine sanık M... Ş...’in maktüllere ateş ettiğini,
Soruşturma ve yargılama aşamalarında alınan diğer ifadelerinde ise olay sırasında maktüllerin koltukta oturduklarını, oturdukları yerden kalkamadıkları, olay sırasında sanık İ. A..’a yönelik herhangi bir müdahalelerinin olmadığını,
İfade etmişlerdir.
Kasten öldürme suçu 5237 sayılı TCY’nın 81. maddesinde “(1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde,
Suçun nitelikli halleri ise aynı Yasanın 82. maddesinde;
“(1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
i) Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle
j) Kan gütme saikiyle,
k) Töre saikiyle
İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCY’nın 82/1-h maddesinde, “bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak, işlenmesini kolaylaştırmak, ya da yakalanmamak için işlenmesi” kasten öldürme suçunun nitelikli hali olarak öngörülmüştür. Burada kasten öldürme “araç suç”, işlenmesi kastedilen diğer suç ise “amaç suç”tur. Anılan bentte, “amaç suç” açısından belirli bir suç açıkça öngörülmediğinden, bileşik suç sözkonusu değildir. Fail, diğer suçu gizlemek, işlenmesini kolaylaştırmak, yakalanmamak veya diğer suçun delillerini ortadan kaldırmak için birini öldürürse, amaç suç bağımsızlığını korur. Bu halde fail, her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılır. Bu bendin uygulanabilmesi için, amaç suçun tamamlanması gerekmediği gibi, suçun teşebbüs derecesinde, hatta hazırlık hareketleri aşamasında kalmış olmasının da önemi yoktur. Failin öldürme eylemini, “amaç” suçu gizlemek, suçun işlenmesini kolaylaştırmak, delillerini ortadan kaldırmak veya yakalanmamak için gerçekleştirilmesi yeterlidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık M.... Ş....’in, olay sırasında şikayetçi E... Ö.... ile kavga eden sanık İ.... A...’a maktüllerin vurması üzerine maktüllere ateş ettiği, sanık İ..’in ise, şikayetçi E... Ö.... ile boğuşurken maktüllerin olayı engellemek için araya girmeleri ve kendisine müdahale etmeleri nedeniyle sanık M....’nın “kimse kıpırdamasın” diyerek ateş ettiği yönündeki savunmaları, şikayetçi E... Ö...’ın sanık İ... A...’ın kendisine vurması üzerine, maktüllerin olaya müdahale etmek istedikleri, bundan sonra sanık M.... Ş....’in maktüllere ateş ettiği şeklindeki olayın hemen ardından alınan beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, sanık İ.. A..’ın şikayetçi E...’e yönelik kasten yaralama suçunu işlediği sırada, araya girmeye ve sanık İ.... A...’ın eylemine engel olmaya çalışan maktüller S.... G.... ve İ.... K....’un sanık M.... Ş.... tarafından tabanca ile ateş edilerek öldürüldüğünün anlaşılması karşısında, sanıkların eylemenin “bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürme” suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu nedenle isabetli bulunmayan yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına ve bozmaya uyulan kısmın Özel Dairece bu aşamada incelenmesinde bir yarar bulunmadığından dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bafra Ağır Ceza Mahkemesinin 25.08.2010 gün ve 101-141 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.10.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.