AYM 2018/37007 Başvuru Numaralı GÖKHAN İLHAN VE EKREM KILIÇ Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2018/37007
Karar No: 2018/37007
Karar Tarihi: 24/2/2021

AYM 2018/37007 Başvuru Numaralı GÖKHAN İLHAN VE EKREM KILIÇ Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÖKHAN İLHAN VE EKREM KILIÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/37007)

 

Karar Tarihi: 24/2/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Selçuk KILIÇ

Başvurucular

:

1. Gökhan İLHAN

 

 

2. Ekrem KILIÇ

Başvurucular Vekili

:

Av. Raşit YILMAZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, haftalık çalışma saatlerinin 40 saati aşmayacak şekilde düzenlenmesi talebinin reddine yönelik işlemin iptali istemiyle açılan davada yerleşik içtihada aykırı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular 13/12/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvurular, başvuru formları ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. 2018/37206 numaralı bireysel başvuru dosyasının konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2018/37007 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2018/37007 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine ve diğer başvuru dosyasının kapatılmasına karar verilmiştir.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucular 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (399 sayılı KHK) kapsamında ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü (TCDD/İdare) bünyesinde sözleşmeli personel -hareket memuru- olarak görev yapmaktadır.

8. Başvurucular, norm kadroda sıkıntı olmamasına rağmen haftalık 40 saat olan çalışma saatlerinin aşıldığını ve fazla mesai yapmak istemediklerini belirterek haftalık çalışma saatlerinin 40 saati aşmayacak şekilde düzenlenmesi talebiyle TCDD"ye başvuruda bulunmuştur. Bu başvurular, personelin fazla mesai yapmasına gerek bırakılmamasına yönelik kadro çalışmalarının devam ettiği gerekçesiyle reddedilmiştir.

9. Başvurucular haftalık çalışma saatlerinin 40 saati aşmayacak şekilde düzenlenmesine ilişkin istemlerinin reddine yönelik işlemlere karşı Aksaray İdare Mahkemesinde (Mahkeme) iptal davası açmıştır. Mahkeme, verdiği kararlarla dava konusu işlemlerin iptaline hükmetmiştir. İptal gerekçelerinde özetle 399 sayılı KHK"da sözleşmeli personelin haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğuna, buna karşın zorunlu ve istisnai hâllerde normal çalışma saatleri dışında veya tatil günlerinde fazla çalışma yaptırılabileceğinin öngörüldüğüne değinilmiştir. Bu kapsamda fazla çalışmanın olağan bir çalışma usulü olmayıp istisnai bir usul olduğu ve bu istisnai çalışma usulünün personel açığını kapatmak amacıyla İdare tarafından sürekli uygulanarak olağan bir usul hâline getirilebilmesine hukuken imkân bulunmadığı vurgulanmıştır. Davaya konu olayda ise sürekli fazla çalıştırılarak başvurucular açısından fazla çalışmanın olağan bir çalışma usulü hâline getirildiği, buna göre ancak zorunlu ve istisnai hâllerde fazladan çalıştırılabilmesi mümkün olan başvurucuların sürekli hâle getirilmiş olan fazla çalıştırma uygulamasına son verilmesi istemiyle yaptığı başvuruların reddine ilişkin işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Diğer taraftan 399 sayılı KHK uyarınca davalı İdarenin Yönetim Kurulunun ancak tatil ve çalışma günlerini, günlük çalışmanın başlama ve bitme saatleri ile günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerdeki çalışma şekillerini tespit edebilmesinin mümkün olduğu, fazla çalışma konusunda herhangi bir yetkisinin bulunmadığı ifade edilmiştir. Ayrıca Danıştay Beşinci Dairesinin 14/5/2015 tarihli ve E.2014/3069, K.2015/5205 sayılı kararının da aynı yönde olduğu belirtilmiştir.

10. Davalı İdarenin istinaf başvurusu üzerine Konya Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin (Bölge İdare Mahkemesi) 10/10/2018 tarihli ve benzer gerekçeli kararlarıyla istinaf taleplerinin kabulüne, mahkeme kararlarının kaldırılmasına ve davaların reddine kesin olarak karar verilmiştir. İstinaf mercii kararlarının gerekçesinde, idarelerin üstlenmiş olduğu kamu görevini yerine getirirken haftalık çalışma süresi 40 saati geçmeyecek şekilde gerekli personel sayısını istihdam etmek yükümlülüğünde bulunduğu ve idarelerce istihdam edilen personele fazla mesai yaptırılmasının olağan bir yöntem olmayıp istisnai bir yöntem olduğu ancak 399 sayılı KHK"nın 30. maddesine göre fazla çalışmanın zorunlu ve istisnai hâllere münhasır olmak üzere yaptırılabileceğinin düzenlendiği ifade edilmiştir. Uyuşmazlıkta ise başvurucuların geleceğe matuf olmak üzere kendilerine haftalık 40 saati aşacak şekilde fazla çalışma yaptırılmamasına ilişkin olarak İdarece gerekli düzenlemelerin yapılması talebinde bulundukları ancak kamu hizmetinin zorunlu kıldığı durumlar olabileceği gözönünde bulundurulduğunda ileriye yönelik olarak İdareyi bağlayacak şekilde personele fazla çalışma yaptırılmayacağının taahhüt edilmesi sonucunu doğuran bir idari düzenleme yapılmasının mevzuat hükümleri ve personel durumu ile kamu hizmetlerinin devamlılığı ilkesi kapsamında mümkün olmadığı vurgulanmıştır. Aksi durumun kabulünün ani ve zorunlu durumlarda ortaya çıkacak acil personel ihtiyacının karşılanamamasına ve demir yolu ulaşımında ciddi aksamalara sebebiyet verebileceği belirtilmiş, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

11. Nihai karar olan Bölge İdare Mahkemesi ilamlarına ilişkin olarak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan incelemede, yargılama sürecinde vekil olarak görev yapan ve bireysel başvuruda da vekil olarak başvurucuları temsil eden avukat Raşit Yılmaz tarafından ilgili kararların 12/11/2018 günü saat 18.54’te ve yine 12/11/2018 günü saat 18.54.59"da açılarak okunduğu tespit edilmiştir.

12. Nihai kararlar 19/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucular 13/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

13. Mahkemenin 24/2/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

14. Başvurucular; sürekli ve çalışanı ruhsal olarak olumsuz etkileyecek şekilde, sadece tasarruf amacıyla çok sayıda personelin yapacağı işin daha az ücretle daha az sayıda personele yaptırıldığını, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere fazla çalışmanın kendileri için istisnai bir durum olmayıp süreklilik arz ettiğini ifade etmişlerdir. Benzer uyuşmazlıklarla ilgili hem ilk derece mahkemelerinde hem de Danıştayda iptal kararları verildiğini ve söz konusu içtihadın istikrar kazandığını, davalarını istikrar kazanmış söz konusu içtihada güvenerek açtıklarını, mevcut davanın ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun gerekçelerle reddedildiğini belirterek adil yargılanma haklarının ve hukuki güvenlik ile hukuki istikrar ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

B. Değerlendirme

15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un "Bireysel başvuru usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler ... "

16. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün (İçtüzük) "Başvuru süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."

17. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de otuz günlük süre kuralıdır. Sürenin başvurunun her aşamasında dikkate alınması gerekir (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, § 32). Otuz günlük süreye ilişkin başlangıç tarihinin tespitinde kanun hükmü gereği öğrenme tarihi esas alınmalıdır.

18. Bireysel başvurunun süre koşuluna bağlanmasıyla hukuki istikrarın sağlanması hedeflenmektedir. Dolayısıyla anayasal bir hak arama yolu olan bireysel başvurunun yapılması için belli sürelerin öngörülmesi hukuki istikrar ilkesinin bir gereğidir ve bu süre -bireysel başvuru yapılmasını imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça- bireysel başvuru hakkına aykırılık oluşturmaz (kısmi değişikliklerle birlikte bkz. Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).

19. Bireysel başvuruların 6216 sayılı Kanun"un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak başvuru yollarının tüketildiği tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin nihai kararın gerekçesinin öğrenildiği tarih olarak anlaşılması gerekir (A. C. ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1827, 25/2/2016, § 25).

20. Bireysel başvuru süresinin işlemeye başlaması yönünden nihai kararın gerekçesinin tebliği, öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Başvurucunun nihai kararın gerekçesini dava dosyasını incelemek suretiyle öğrenmesi mümkündür. Bu doğrultuda dosyadan suret alınması gibi hâllerde başvurucunun gerekçeli kararı öğrendiği kabul edilebilir. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini öğrendiklerini beyan ettikleri tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).

21. Diğer yandan somut olayın koşullarında başvurucunun nihai karardan daha erken bir tarihte haberdar olması gerektiğinin değerlendirilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi, başvuru süresinin başlangıcı için bu tarihi de esas alabilir (Ögeday Akın, B. No: 2014/2345, 10/6/2015, § 38).

22. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi, henüz avukatına tebliğ edilmemiş olmakla birlikte nihai karar olan gerekçeli Yargıtay ilamının ilk derece mahkemesine ulaştığı, başvurucunun avukatının ise bireysel başvuru formunda bu karardan haberdar olduklarını belirttiği tarihten daha önce ilk derece mahkemesine söz konusu ilamın tebliğe çıkarılması için birden fazla talepte bulunduğunun anlaşıldığı bir bireysel başvuruda başvuru süresinin avukatın ilk yazılı talep tarihinden itibaren işlemeye başladığını kabul etmiştir. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, gerekçeli nihai karar ilk derece mahkemesine ulaştığından başvurucunun haberdar olduğu ve bu durumda UYAP Avukat Bilgi Sistemi"ni kullandığı görülen başvurucu vekilinin nihai karar sonucunu ve gerekçesini kesin olarak öğrenme olanağına sahip bulunduğu konusunda şüphe olmadığını ifade etmiştir (Suat Bircan [GK], B. No: 2014/16800, 1/12/2016, §§ 25-27).

23. UYAP, kullanıcıların kendilerini ilgilendiren bilgi ve belgelere ihtiyaç duymaları hâlinde hızlı ve kolay şekilde ulaşabilmelerini sağlamaktadır. Her türlü bilgi ve belge alışverişi de UYAP üzerinden elektronik ortamda ve anlık denebilecek kısa sürede gerçekleştirilebilmektedir (Hüseyin Aşkan, B. No: 2017/15649, 21/7/2020, § 26).

24. Yargı sisteminin parçası olarak avukatlar, sistemde vekâleti bulunan dava dosyalarını internet üzerinden UYAP"tan yararlanarak inceleyebilmekte; bu dosyalardan suret alabilmekte, elektronik imza ile sistemdeki dava dosyalarına evrak ekleyebilmekte, yeni dava dosyası açabilmekte ve harç ödeyebilmektedir. Ayrıca nihai kararın gerekçesine erişmenin mümkün hâle geldiği durumlarda başvurucu avukatları bu sistemi kullanmak suretiyle nihai kararın gerekçesini kesin olarak öğrenme imkânını da elde etmektedirler (Hüseyin Aşkan, § 27).

25. Tüm bu işlemler yapılırken bilgi ve belgelerin son hâli, değişmez ve güvenli bir şekilde veri tabanında saklanmakta ve belgeler üzerinde yapılan işlemler UYAP evrak işlem kütüğünde kayıt altına alınmaktadır. Evrak işlem kütüğü, evrak üzerinde yapılan işlemleri (doküman oluşturma, düzenleme, imzalama, açma, okuma ve yazdırma gibi) kayıt altına almaktadır. Kayıt altına alınan evrak üzerindeki işlemleri yapan şahsın adı soyadı, sıfatı, birimi, yapılan işlemin niteliği, tarih ve saati sistemde saklanmaktadır (Hüseyin Aşkan, § 28).

26. Yargılama sürecinde nihai karar olan Bölge İdare Mahkemesi ilamlarına ilişkin olarak UYAP evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan incelemede ilgili kararların başvurucuların avukatı Raşit Yılmaz tarafından 12/11/2018 günü saat 18.54"te ve yine 12/11/2018 günü saat 18.54.59"da açılarak okunduğu tespit edilmiş ve buna ilişkin olarak ekran çıktısı alınıp dosya arasına konulmuştur. Dolayısıyla bu işlemi yapan ilgililerden işlem sırasında nihai kararın sonucunu öğrenmeleri beklenir. Böyle bir durumda işlem yapılırken nihai kararın sonucunun öğrenildiği kabul edileceğinden bireysel başvuru süresinin bu tarihten itibaren başlatılması gerekir.

27. Somut olayda Bölge İdare Mahkemesi ilamlarının başvurucuların avukatı tarafından UYAP üzerinden okunduğu, bu kapsamda 12/11/2018 tarihinde bireysel başvuruya ilişkin nihai kararlardan haberdar olunduğunun ve bu doğrultuda bireysel başvuru süresinin 12/11/2018 tarihinden itibaren işlemeye başladığının kabul edilmesi gerekir. Nitekim ilgili usul kuralları uyarınca sürenin münhasıran tebliğden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edildiği uygulamaların aksine bireysel başvuru yolunda başvuru süresi, ihlalin öğrenilmesi esasına bağlanmıştır (benzer yöndeki karar için bkz. Mehmet Özcan, B. No: 2019/6266, 15/1/2020, § 27).

28. Sonuç olarak bireysel başvuru konusu yargılama süreçlerine ilişkin nihai kararlardan 12/11/2018 tarihinde haberdar olduğu anlaşılan başvurucuların otuz günlük bireysel başvurusu süresinden sonra 13/12/2018 tarihinde yaptıkları bireysel başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 24/2/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara