Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/7-171 Esas 2011/196 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/7-171
Karar No: 2011/196

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/7-171 Esas 2011/196 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme kararı, Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen hüküm üzerine yapılan temyiz sonucunda Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından kararın açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmayacağı gerekçesiyle bozulduğunu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı sonucunda ise Özel Dairenin sair yönleri incelenmeksizin verdiği bozma kararının kaldırılmasına karar verildiğini içermektedir. Kanun maddeleri olarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 232/6. maddesi ve 230/1. maddesi gösterilmiştir.
Ceza Genel Kurulu         2011/7-171 E.  ,  2011/196 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname : 2011/81518
    Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : GÜRPINAR Asliye Ceza
    Günü : 29.07.2008
    Sayısı : 176-256

    Sanık N.... B... "nun 5015 sayılı Yasaya aykırılık suçundan 5015 sayılı Yasanın ek 5/1, 5237 sayılı TCY"nın 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine ve sanık hakkında 53. maddenin uygulanmasına ilişkin, Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.07.2008 gün ve 176-256 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 11.05.2011 gün ve 4177-5830 sayı ile;
    “Açıklanmakla hükmün esasını oluşturan kısa kararda yer almadığı halde, gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarından olan kamunun uğradığı zararın giderilmesi maddi ve nesnel şartının somut olayda gerçekleşmemesi nedeni ile sanık hakkında bu müessese tatbik edilmemiş…’ gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilerek hükmün karıştırılması” isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeyen hükmün oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiş, Daire üyeleri M... M... Ve M... S... G.... karşı oy kullanmıştır.
    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 22.06.2011 gün ve 81518 sayı ile;
    “Gerekçeli kararın gerekçe ve delillerin değerlendirilmesi bölümünde yasal ve tatmin edici gerekçelerle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığı belirtilmiştir. CMK. 230, 232/6. maddelerinde belirtilen hususlara kısa kararda yer verilmiş ve gerekçeli kararın gerekçe bölümünde de hükmün neden açıklandığı ya da neden açıklanmasının geri bırakılmadığı yasal gerekçelerle ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Hüküm fıkrasında her ne kadar hükmün açıklanmasının gerek bırakılmasına yer olmadığına dair ibare yok ise de, kısa kararla açıklanan hükmün neden açıklandığı, gerekçeli kararın gerekçe ve delillerin değerlendirilmesi bölümünde anlatılarak kısa kararla çelişki ve karıştırma değil, bilakis kısa karar teyit edilmiştir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmayacağının kısa kararda gösterilmeyip, gerekçeli kararın gerekçe kısmında belirtilmesinin hükmün karıştırılması niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Tefhim edilen kısa kararda sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmaması konusunda herhangi bir karara yer verilmeden, gerekçeli kararda, zararı gidermediğinden bahisle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma olanağının bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
    1412 sayılı CYUY"nın 268. maddesine benzer bir düzenlemeyi içeren 5271 sayılı CYY"nın 232. maddesinin 6. fıkrasında “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” şeklinde, “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde ise, “Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar gösterilir” biçiminde düzenlemelere yer verilmiştir.
    Görüldüğü üzere, 5271 sayılı CYY"nın 232/6. maddesinin açık düzenlemesinden de anlaşılacağı gibi, hüküm fıkrasında 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddeleri ile verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin gösterilmesi, buna karşın cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine yönelik dayanakların ise anılan Yasanın 230/1. maddesi uyarınca hükmün gerekçesinde gösterilmesi yasal ve yeterli olacaktır.
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerini kısa kararda uygulamayan yerel mahkemenin, zararı gidermediğinden bahisle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmadığını gerekçeli kararın gerekçe kısmında belirtilmesi, 5271 sayılı CYY"ın da yer alan açık düzenlemeler karşısında usul ve yasaya aykırılık oluşturmamaktadır.
    Esasen, hükmün esasını oluşturan kısa kararda yer alan bir uygulamanın aksinin, gerekçede yer alması halinde hükmün karıştırıldığından bahsedilebileceğinden, somut olayda hükmün karıştırıldığından da söz edilemez.
    Nitekim tamamen benzer konu Genel Kurul gündemine gelmiş, 27.09.2011 gün ve 168-186 sayı ile; “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmayacağının gerekçe de gösterilmesinin yeterli olacağı, ayrıca kısa kararda gösterilmesinin hükmün karıştırılması niteliğinde olmayacağı” sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Dairenin sair yönleri incelenmeksizin verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 11.05.2011 gün ve 4177-5830 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3-Dosyanın esastan incelenmesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.10.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara