Esas No: 2011/7-168
Karar No: 2011/186
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/7-168 Esas 2011/186 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık Vasvi'nin 5015 sayılı Yasa'ya aykırılık suçundan cezalandırılmasına dair verilen hüküm temyiz edilmiş ve Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi, hükmün esasını oluşturan kısa kararda yer almayan \"hükmün açıklanmasının geri bırakılması\" kurumunun uygulanmadığı gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz etmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun gerekçeli kararda açıklanmış olması yeterli olduğunu belirterek bozma kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Ceza Genel Kurulu, yapılan müzakereler sonucunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulünü ve bozma kararının kaldırılmasını oyçokluğuyla kararlaştırmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Ceza Muhakemesi Kanunu (5271) Madde 231
- Ceza Muhakemesi Kanunu (5271) Madde 230/1 (d)
- Ceza Muhakemesi Kanunu (5271) Madde 232/6
- HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (5271) Madde 231
"İçtihat Metni"
ÖZET: HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI HÜKÜMLERİNİ KISA KARARDA UYGULAMAYAN YEREL MAHKEMENİN, ZARARI GİDERMEDİĞİNDEN BAHİSLE SANIK HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KURUMUNUN UYGULANMADIĞINI GEREKÇELİ KARARIN GEREKÇE KISMINDA BELİRTİLMESİ, 5271 SAYILI TCY’DE YER ALAN DÜZENLEMELER KARŞISINDA USUL VE YASAYA AYKIRILIK OLUŞTURMAZ.
Sanık Vasvi’nin 5015 sayılı Yasa’ya aykırılık suçundan 5015 sayılı Yasa’nın ek 5/1, 5237 sayılı TCY’nin 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine ve sanık hakkında 53. maddenin uygulanmasına ilişkin, (Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesi)’nce verilen 01.07.2008 gün ve 14-199 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi’nce 11.05.2011 gün ve 11266-5831 sayı ile;
“Açıklanmakla hükmün esasını oluşturan kısa kararda yer almadığı halde, gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarından olan kamunun uğradığı zararın giderilmesi maddi ve nesnel şartının somut olayda gerçekleşmemesi nedeni ile sanık hakkında bu müessese tatbik edilmemiş...’ gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilerek hükmün karıştırılması” isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeyen hükmün oyçokluğu ile bozulmasına karar verilmiş, Daire üyeleri Mehmet Mutlu ve Memiş Selçuk Güney karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 22.06.2011 gün ve 86855 sayı ile;
“Somut olayda, gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin uygulanmaması nedenleri yasal, yeterli, geçerli ve ayrıntılı gerekçe gösterilmek suretiyle açıklanmış, bu konuya kısa kararda ayrıca yer verilmemiştir.
CMK’nın 230. maddesinde hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar belirtilmiş, ‘Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar’ başlığını taşıyan 232. maddesinin 6. fıkrasında ‘Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir’ hükmü yer almaktadır.
Hükmün karıştırılması hali, uygulamada farklılık yaratan bir durum olup, hüküm fıkrasında yer alan bir uygulamanın, hükmün gerekçe bölümünde tersinin yer alması, ya da bu durumun aksi halinde söz konusu olacaktır.
Somut olayda sanık yönünden uygulamada farklılık yaratan bir durum bulunmayıp, hükmün karıştırılmasından söz edilemeyeceği düşünülmektedir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu’nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmayacağının kısa kararda gösterilmeyip, gerekçeli kararın gerekçe kısmında belirtilmesinin hükmün karıştırılması niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Tefhim edilen kısa kararda sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmaması konusunda herhangi bir karara yer verilmeden, gerekçeli kararda, zararı gidermediğinden bahisle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma olanağının bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CYUY’nin 268. maddesine benzer bir düzenlemeyi içeren 5271 sayılı CYY’nin 232. maddesinin 6. fıkrasında; “Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” şeklinde “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde ise, “Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar gösterilir” biçiminde düzenlemelere yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, 5271 sayılı CYY’nin 232/6. maddesinin açık düzenlemesinden de anlaşılacağı gibi, hüküm fıkrasında 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddeleri ile verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin gösterilmesi, buna karşın cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine yönelik dayanakların ise anılan Yasa’nın 230/1. maddesi uyarınca hükmün gerekçesinde gösterilmesi yasal ve yeterli olacaktır.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerini kısa kararda uygulamayan yerel mahkemenin, zararı gidermediğinden bahisle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmadığını gerekçeli kararın gerekçe kısmında belirtilmesi, 5271 sayılı CYY’de yer alan açık düzenlemeler karşısında usul ve yasaya aykırılık oluşturmamaktadır.
Esasen, hükmün esasını oluşturan kısa kararda yer alan bir uygulamanın aksinin, gerekçede yer alması halinde hükmün karıştırıldığından bahsedilebileceğinden, somut olayda hükmün karıştırıldığından da söz edilemez.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire’nin sair yönleri incelenmeksizin verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmek üzere Özel Daire’ye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Genel Kurul üyesi; itirazın reddi gerektiği yönünde karşı oy kullanmıştır.
S o n u ç: Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi’nin 11.05.2011 gün ve 11266-5831 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın esastan incelenmesi için Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 27.09.2011 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.