AYM 2018/24929 Başvuru Numaralı UMUT ÇAMLIBEL Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2018/24929
Karar No: 2018/24929
Karar Tarihi: 25/2/2021

AYM 2018/24929 Başvuru Numaralı UMUT ÇAMLIBEL Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

UMUT ÇAMLIBEL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/24929)

 

Karar Tarihi: 25/2/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Ömer MENCİK

Başvurucu

:

Umut ÇAMLIBEL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetine karar verilen başvurucunun mahkûmiyetinin hukuka aykırı olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 27/7/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu olay tarihinde terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü olarak Kocaeli 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

8. Başvurucu 18/2/2016 tarihinde hükümlü olarak bulunduğu İnebolu M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Kocaeli 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir. Başvurucunun Ceza İnfaz Kurumuna girişi sırasında beraberinde getirdiği eşyalar, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde denetlenmiştir. Denetlenen eşyalar içinde yer alan ve kapak kısmında "Topraksızlar" yazan kitabın kapak kısmının değiştirildiğinin belirlenmesi üzerine bir inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemede kitabın içinde, PKK terör örgütünün bazı ceza infaz kurumlarındaki örgütsel işleyişini belirleyen kuralların yer aldığının tespiti üzerine olay hakkında Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığınca bir soruşturma başlatılmıştır.

9. Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurucu hakkında terör örgütüne üye olma suçundan kamu davası açılması için Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben fezleke düzenlemiştir. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı ise başvurucu hakkında terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesiyle 27/9/2016 tarihinde bir iddianame düzenlemiştir. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 4/10/2016 tarihinde iddianamenin kabulüne karar vermiş ve E.2016/386 sayılı dosya üzerinden kovuşturma başlamıştır. Yapılan yargılama sonunda Mahkeme 22/2/2017 tarihinde, başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetine hükmetmiştir. Mahkemenin anılan suça ilişkin değerlendirmesi şu şekildedir:

"Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın olay tarihi olan 18/02/2016 günü anılan kuruma girişi sırasında beraberinde getirdiği kitapların incelenmesinde "Topraksızlar" isimli kitabın kapak kısmının değiştirildiğinin belirlendiği, yapılan aramada kitabın kapakları içerisine dört parça farklı ebatta arkalı önlü el ile yazılmış, bir parçada yazıcı ile yazdırılmış toplam beş parça dokümanın tespit edildiği, 13/07/2016 tarihli uzmanlık raporunda; el yazısı ile yazılan dokümanların sanığın eli mahsulü olduğunun tespit edildiği, 01/04/2016 tarihli doküman inceleme tutanağında; Kandıra 1 ve 2 Nolu F tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu içerisinde PKK/KCK terör örgütü tarafından terör örgütünün yönteminine bağlı bir şekilde "Zindan Tüzük ve Yönetmeliği" adı verilen talimatname ile örgütsel işleyişi belirleyen kurallar çerçevesinde yazılarak cezaevi içerisinde dolaştırılan talimat, eğitim ve haberleşme notları olduğunun tespit edildiği böylelikle dosya kapsamı karşısında sanığın suçtan kurtulma maksatlı olduğu değerlendirilen inkar yönlü savunmalarına itibar edilmediği, kendi el yazısı ile yazdığı tespit olunan dökümanların içeriğine göre sanığın yasadışı PKK terör örgütü hiyerarşisi içerisinde faaliyetlerde bulunduğunun anlaşıldığı ve böylece sanığın üzerine atılı PKK terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediğinin sabit olduğu ve cezalandırılmasının gerektiği anlaşılmıştır."

10. Mahkûmiyete ilişkin karar istinaf ve temyiz incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir. Başvurucu, nihai karardan 10/7/2018 tarihinde müddetnamenin tebliği ile haberdar olduğunu belirtmiş; 27/7/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

11. İlgili ulusal ve uluslararası için bkz. Metin Birdal [GK], B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Mahkemenin 25/2/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

13. Başvurucu; terör örgütüne üye olma suçu dolayısıyla uzun yıllardan beri ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunduğunu, cezasını infaz ederken ilgili kurumca alınan bir kararla nakil işleminin yapıldığını, nakil sırasında yanında bazı eşyaları ile cezalandırılmasına konu kitabı getirdiğini belirtmiştir. Bundan başka başvurucu cezalandırılmasına konu kitabın nakil sırasında başka bir ceza infaz kurumundan getirildiğini, dışarıdan temin edilmiş bir belge olmadığını, kaldı ki içindeki bilgilerden de haberdar olmadığını ifade etmiştir. Buna ilave olarak başvurucu, kitap içinde yer alan birkaç yazının ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunması dikkate alınmaksızın cezalandırmaya gerekçe yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

14. Başvurucu ayrıca soruşturmanın derinleştirilmesi talebinin dikkate alınmadığını, isnat edilen suçun ceza infaz kurumunda işlenmesinin mümkün olmadığını, iddianamede bir kitap içinden çıkan notlardan hareketle söz konusu notları ceza infaz kurumundaki örgüt üyelerine dağıtabileceği gibi soyut bir gerekçeye dayanılarak cezalandırılmasının talep edildiğini ifade etmiştir. Son olarak başvurucu; yargılama süreçlerinde adil yargılanma hakkına aykırı birçok uygulama yapıldığını, ceza infaz kurumunda örgüt hiyerarşisi içinde yer almanın imkânsız olduğunu yargılama aşamasında açıkça belirttiğini ancak bu ve benzeri taleplerinin dikkate alınmadığını ileri sürmüştür. Tüm bu nedenlerle başvurucu adil yargılanma ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

B. Değerlendirme

15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

16. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

17. Somut olayda başvurucu genel itibarıyla, cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, anılan suçu ceza infaz kurumunda işlemesinin mümkün olmadığını ve cezalandırılmasının soyut gerekçelere dayalı olarak gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Başvurucunun söz konusu iddialarının ilk derece mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına, esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu görülmektedir. Yapılan yargılamada derece mahkemelerinin kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum tespit edilmemiştir.

18. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının yukarıda belirtilen içtihat kapsamında, kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu sonucuna varıldığından başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 25/2/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara