Esas No: 2017/3650
Karar No: 2021/5072
Karar Tarihi: 09.06.2021
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3650 Esas 2021/5072 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Sanıklar ... ve ...’nin vaki duruşmalı inceleme taleplerinin, yasal koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip, duruşmasız olarak yapılan incelemede:
I. Sanıklar ... ve ... hakkında 2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ... müdafii ve sanık ...’un temyiz taleplerinin incelenmesinde:
Sanıklara yüklenen suçun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, en aleyhe 31.12.2007 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ... müdafii ve sanık ...’un temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
II. Sanıklar ... ve ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafilerinin, sanık ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yllarında sahte fatura düzenleme, defter ve belgeleri gizleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde:
1. Sanıklar ... ve ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri, ayrıca sanık ... hakkında ibrazı istenen defter ve belgeleri incelenmek üzere vergi dairesine teslim etmediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanık ...’in “diğer sanık ...’nin kendisini sigortalı yapacağını söylerek notere götürüp bir kısım belgelere imza attırdığını, iddianamede adı geçen şirketin adını ve yerini dahi bilmediğini, suça konu faturaları düzenlemediğini, ibrazı istenen defter ve belgeler kendisinde bulunmadığından vergi dairesine teslim edemediğini” savunması, sanık ...’ın “28.12.2009 tarihinde şirketteki hisselerini ...’a devrettiğini, sorumlu olduğu dönemde şirketin herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, şirket adına fatura bastırmadığını, suça konu faturaları düzenlemediğini” savunması, 14.09.2012 tarihli vergi suçu raporunda, sanık ...’ın yalnızca 2009 takvim yılında düzenlenen faturalardan sorumlu olduğunun belirtilmesi karşısında; maddi gerçeğin ve iştirak iradesinin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için;
a) Suçlara konu faturaların asıllarının, faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanıklar ... ve ...’ın yetkilisi oldukları .... Şti.nin bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilmesi, söz konusu faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
b) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmeleri, kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, anıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların düzenlenmesi/ alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
c) 06.09.2012 tarihli vergi tekniği raporunun 3. sayfasında basım bilgileri açıklanan faturalar ve sevk irsaliyelerinin kim tarafından sipariş edilip teslim alındığının ilgili matbaadan sorulması, gerekirse belge sipariş ve teslim formlarının getirtilerek imzaların sanıklara aidiyeti yönünden inceleme yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükümleri kurulması,
2- Sanık ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarına iştirak ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; dosya kapsamına ve UYAP ortamından yapılan incelemeye göre mali müşavir ve muhasebeci olan sanık hakkında benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle derdest, temyiz incelemesinde bulunan veya mahkumiyetine karar verilmiş dava dosyalarının bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında şahsi mükellefiyetinin bulunmadığı, ortağı ve yöneticisi olmadığı firmaların 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarına iştirak ettiği iddiasıyla açılan dava dosyaları getirtilip incelenerek, irtibatlı dosyaların mümkünse birleştirilmesi, değilse gerekli belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içerisine konulması; sübutu kabul edilen sahte fatura düzenleme fiilleri ile ilgili zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının veya mükerrer dava bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşen hükümler var ise dikkate alınarak, sonradan sübutu kabul edilen fiil nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler de uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanıklar hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafileri ve sanık ...’un temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 09.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.