Esas No: 2018/3547
Karar No: 2020/191
Karar Tarihi: 28.01.2020
Yağmaya teşebbüs - Tefecilik - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/3547 Esas 2020/191 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağmaya teşebbüs, Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/03/2012 ve 15/10/2018 tarihli tebliğnameleri ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Tefecilik suçu yönünden 5271 sayılı CMK"nin 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve sanıklar ... (...), ... ve ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararlarının Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, Hazinenin CMK"nin 237/2. maddesi uyarınca tefecilik suçu yönünden katılan olarak kabulüne karar verilerek;
O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin sanıklar ... ve ... hakkında yağmaya teşebbüs suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına, sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararına; sanık ... savunmanının temyiz isteminin, sanık ... hakkında yağmaya teşebbüs ve tefecilik suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına, sanık ... savunmanının temyiz isteminin, sanık ... hakkında yağmaya teşebbüs suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına, Hazine vekilinin temyiz isteminin ise sanıklar ..., ... ve ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararlarına yönelik olduğu anlaşılarak, yapılan incelemede;
I- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat; sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelemesinde; Sanıklara atılı 5237 sayılı TCK"nin 241/1. maddesindeki suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımının sanıklar ..., ... ve ...’ın sorgusunun yapıldığı 06.05.2009 tarihinden; sanık ... hakkında mahkumiyet hükmünün kurulduğu 19.10.2010 tarihinden; inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının, katılan Hazine vekilinin ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II- Sanık ... hakkında yakınanlar ..., ..., ... ve ...’a yönelik yağmaya teşebbüs suçlarından verilen mahkumiyet; sanık ... hakkında yakınanlar ... ve ...’a yönelik yağmaya teşebbüs suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelemesine gelince;
Ceza yargılamasının amacı maddi gerçeği açığa çıkarmasıdır. Bunun ortaya çıkarılmasında başvurulacak kanıtlardan birisi de ifade alma veya sorguya çekilmedir. İfade verme ve sorgulama, kanıt aracı olmakla birlikte aynı zamanda savunma aracıdır. Bu nedenle ifade verme ve/veya sorgulama, şüpheli veya sanık için de bir araçtır. Bu sebepledir ki; şüpheli veya sanık, ifadelerinin alınmasını veya sorguya çekilmeyi isteyebilirler.İfade veya sorgunun nasıl yapılacağı CMK’de ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Buna göre sanık veya şüphelinin kimliği saptanıp, kanunda öngörülen hakları hatırlatıldıktan sonra iddianame veya iddianame yerine geçen belge okunup hangi suç veya eylemden dolayı bilgisine başvurulduğu açıkça bildirilip buna göre olay veya olayları açıklaması ve varsa delillerini bildirmesine olanak verilir. Şüpheli/sanık ifadesi alınırken veya sorgulanırken bildirilen ve açıklanan suçlarla ilgili açıklamada bulunabilir veya susma hakkını kullandığını bildirebilir. Bu durumda şüpheli ve/veya sanığın anılan suçlar yönünden sorgusunun yapılmış olduğu kabul edilir.
Ancak, birden fazla suç içeren iddianameler söz konusu olduğunda, sanığa üzerine atılı her suçu bilme ve delillerini bildirme olanağı sağlanmadan yürütülen işlemde kamusal niteliği ağır basan usulüne uygun bir sorgu ve/veya ifade alımından bahsedilemez.
Somut dosyaya gelince;
Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 13.02.2009 gün ve 2009/98 sayılı iddianamesi ile; sanık ... hakknda TCK’nin 241, 106/1, 156, 86/2, 53, 54, 63; sanık ... hakkında TCK’nin 241, 106/1, 53, 54, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan davada Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.02.2009 günlü, 2009/41 esas ve 2009/44 sayılı kararı ile; adı geçen sanıklar hakkında TCK’nin 148,149, 35, 43. maddeleri uyarınca yargılama yapılmak üzere dosyanın Söke Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilerek anılan görevsizlik kararının sanıklara tebliğ edildiği, bu görevsizlik kararı üzerine dosyanın Söke Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/79 esasına kaydedilerek yapılan yargılamada; 06.05.2009 günlü oturumda Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 13.02.2009 gün ve 2009/98 sayılı iddianamesi ve ekleri okunarak sanıkların savunmalarının alındığı, 28.09.2010 günlü oturumda esas hakkında mütalaanın verildiği, hükmün verildiği 19.10.2010 günlü oturumda bu mütalaanın iddia makamınca tekrar edildiği, sanıklar ... ve .... savunmanlarına “Sanıklar ... ve .... hakkında ...’a yönelik yağmaya teşebbüs suçundan dolayı TCK’nin 37. maddesi yollamasıyla 148 ve 35. maddelerinin ve ...’a yönelik birlikte yağmaya teşebbüs suçundan dolayı TCK’nin 149/1-c, 35. maddelerinin, sanık ... hakkında ...’ya ve ...’a yönelik yağmaya teşebbüs suçlarından dolayı iki kez TCK’nin 148, 35. maddelerinin uygulanması ihtimaline binaen” ek savunma hakkı verildiği, anlaşılmakla;
1- Sanıklara iddianame yerine geçen görevsizlik kararı okunmadan, okunmuşsa bu husus tutanağa geçirilmeden, ayrıca usulüne uygun sorguları yapılıp savunmaları tespit edilmeden, sanık savunmanlarına CMK’nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı vermekle yetinilip, sanıkların yazılı şekilde hükümlülüklerine karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nin 191. maddesine aykırı davranılması ve savunma hakkının kısıtlanması,
2- Hükmün tefhim olunduğu 19.10.2010 günlü oturumda sanıklar savunmanlarına ek savunma hakkı tanındıktan sonra, Cumhuriyet Savcısına diyecekleri sorulmadan hüküm kurulması suretiyle CMK"nin 216. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanları ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son (5271 sayılı CMK"nin 307.) maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakkının korunmasına, 28.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.