Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/6-156 Esas 2011/164 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/6-156
Karar No: 2011/164

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/6-156 Esas 2011/164 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2011/6-156 E., 2011/164 K.

Ceza Genel Kurulu 2011/6-156 E., 2011/164 K.

  • HIRSIZLIK
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 29 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 492 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 522 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 59 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 80 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 81 ]
  • "İçtihat Metni"

    Hırsızlık suçundan sanık R…

    … Ö…

    …… hakkında Merzifon C.Başsavcılığınca 10.02.2000 gün ve 54 sayılı iddianame ile açılan kamu davasında sanığın 765 sayılı TCY"nın 492/1, 81/2, 522 ve 59. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 1 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Merzifon Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.07.2000 gün ve 46-195 sayılı hükmün, üst C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 26.03.2002 gün ve 2772-3774 sayı ile;

    "1- Suç tarihindeki ekonomik koşullara, paranın satın alma gücüne ve yerleşmiş uygulamalara göre suça konu eşyaların 162.000.000 TL olan değerinin hafif yerine pek aşırı kabulü,

    2- TCK.nun 81/2. maddesinin 522/1. maddeden önce uygulanması suretiyle aynı kanunun 29/6. maddesine aykırı davranılması" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

    Bozmaya uyan Merzifon Asliye Ceza Mahkemesince 12.12.2002 gün ve 139-454 sayı ile; sanığın 765 sayılı TCY"nın 492/1, 522/son, 59 ve 81/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay 1 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 04.03.2003 tarihinde kesinleşmiştir.

    Hırsızlık suçundan sanık R…

    … Ö…

    …… hakkında Merzifon C.Başsavcılığınca 10.02.2000 gün ve 56 sayılı iddianame ile açılan kamu davasında ise sanığın 765 sayılı TCY"nın 493/1, 523 ve 81/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Merzifon Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10.10.2000 gün ve 48-284 sayılı hükmün, sanıklar R…

    … Ö…

    ……, A…

    …. G.. ile o yer C.savcısı ve üst C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 17.10.2002 gün ve 9261-11788 sayı ile;

    "1-a) Sanık R…

    … Ö…

    …… temyiz aşamasında gönderdiği 07.11.2000 tarihli dilekçesinde akıl hastanesinde yatıp bali bağımlılığından dolayı tedavi olduğunu belirtmesi ve İlçe Emniyet Müdürlüğü"nün 06.02.2000 tarihli yazısında Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde uyuşturucu tedavisi gördüğünün saptanmış olması karşısında; suç tarihinde TCK"nın 46 ve 47. maddelerinin uygulanmasını gerektirecek bir hastalığının olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi zorunluluğu,

    b) Dosya arasında bulunan 2000/54 esas sayılı iddianameden ve mahkemenin incelemesinden sanık R…

    …"nın aynı yakınına ait aynı isimli işyerinin büro kısmının camını kırıp faks aleti ile telefon çalıp, diğer sanık A…

    …. G.."e sattığından söz edilerek dava açıldığı ve sonucunda sanık A…

    ….."in cezalandırılmasına karar verildiği ancak temyiz edilmiş olduğu anlaşıldığından sonucunun beklenip olanaklı ise birleştirilip, sanık R…

    … hakkında TCK"nın 80. maddesinin uygulanma olanağının tartışılmaması,

    2- Sanıklar A…

    ….. B…

    …… ve A…

    ….. G..."ün bilirkişi tarafından 7.000.000 TL değerinde olduğu saptanan müzik seti kolonunun 10.000.000 liraya sanık A…

    …. tarafından satın alınması olayında hırsızlık malı olduğunu bilerek sanık A…

    …."ın satışa aracı olduğunu, sanık A…

    ….."in ise satın aldığını kabule götüren somut delillerin nelerden oluştuğu gösterilmeden yeterli olmayan gerekçe ile hükümlülüklerine karar verilmesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

    Bozmaya uyan Merzifon Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21.10.2004 gün ve 427-404 sayılı hükmün, üst C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine yeni yasaların yürürlüğe girmesi nedeniyle 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca dosya Yargıtay C.Başsavcılığının 21.09.2006 gün ve 192453 sayılı yazısı ile iade edilmiştir.

    Lehe yasa değerlendirmesi yapan Merzifon Asliye Ceza Mahkemesince 08.03.2007 gün ve 511-154 sayı ile; sanığın 765 sayılı TCY"nın 493/1, 80 ve 523. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile; cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 30.03.2010 gün ve 20064-3358 sayı ile;

    "Sanık R…

    …. Ö…

    ….. hakkında yakınan İbrahim Çetin"e karşı, Ocak 2000 tarihindeki hırsızlık eylemi nedeniyle 10.02.2000 günlü iddianame ile kamu davası açıldığı, yargılama sonunda Merzifon Asliye Ceza Mahkemesinin 10.10.2000 gün, 48-284 sayılı kararıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık ile üst ve yerel Cumhuriyet savcıları tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.10.2002 tarihli kararıyla diğer bozma nedenlerinin yanı sıra "dosya arasında bulunan 2000/54 esas sayılı iddianameden ve mahkemenin incelemesinden, sanık R…

    …."nın aynı yakınana ait aynı isimli işyerinin büro kısmının camını kırıp faks aleti ve telefon çalıp, diğer sanık A…

    ….. G…

    …"e sattığından söz edilerek dava açıldığı anlaşılmakla sonucu beklenilip olanaklı ise birleştirilip, sanık Rıza hakkında TCK"nun 80.maddesinin uygulanma olanağının tartışılmaması" gerekçesiyle bozulduğu ve devam eden süreçte inceleme konusu kararın verildiği anlaşılmıştır.

    Sanık hakkında yakınan İ…

    …… Ç…

    ….."e karşı 22.01.2000 günü hırsızlık suçundan 2000/54 sayılı iddianame ile 10.02.2000 tarihinde açılan kamu davasının yargılaması ise aynı mahkemede yürütülüp, 04.07.2000 gün, 2000/46-195 sayılı kararla cezalandırıldığı, bu hükmünde temyizi üzerine Dairemizin 26.03.2002 tarihli kararıyla, suça konu eşyanın değeri ve uygulama sırasıyla ilgili gerekçelerle bozulmuş, ancak dosyada bulunan 09.02.2000 günlü ayırma kararında aynı sanığın aynı yakınana ait işyerinden hırsızlık eylemi ile ilgili ayrı bir soruşturma bulunduğunun anlaşıldığı ve sanıkta 07.03.2000 tarihli oturumda "daha önce müzik seti çaldığım yere başka yerden tekrar girerek hırsızlık" yaptım şeklinde açıklamada bulunduğu halde, Dairemiz bozma kararında bu durumun araştırılıp, belirtilen hazırlık dosyası incelenerek suç tarihleri belirlendikten sonra, sonucuna göre sanık hakkında TCK"nun 80. maddesinin uygulanma olanağının değerlendirilmesi konusu bozma nedeni yapılmamıştır. Bu aşamadan sonra mahkemece bozmaya uyularak 12.12.2000 tarihli kararın verildiğinin, bu kararın temyiz yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; yukarıdaki açıklamalar ışığında sanık hakkında TCY"nın 80. maddesinin değerlendirilmesi konu ile ilgili Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26.03.2002 tarih ve 2772-3774 sayılı bozma kararına yönelik 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin son cümlesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yoluna başvurması olanaklı görüldüğünden, öncelikle bu hususta gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine" karar verilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 13.06.2011 gün ve 179727 sayı ile;

    "Sanık hakkında müşteki İbrahim Çetin"in işyerinde 2000 yılı Ocak ayı içerisinde muhtelif tarihlerde hırsızlık yapıldığından bahisle Merzifon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 10.02.2000 tarihinde 2000/54 ve 2000/56 iddianame esas numaraları ile iki ayrı dosyada kamu davası açılmıştır. Her iki dava Merzifon Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/46 ve 2000/48 esas numaraları ile kaydedilerek ayrı ayrı yargılamaları sürmüştür.

    2000/46 esas numarası ile yürütülen dosyada, Merzifon Asliye Ceza Mahkemesi 04.07.2000 tarihli ve 2000/46 esas ve 2000/195 kararı ile verilen hüküm üst Cumhuriyet savcısının temyizi üzerine Başsavcılığımızın tebliğnamesinde de aynı şekilde talep edildiği üzere Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26.03.2002 tarih ve 2002/2772 -2002/3774 sayılı kararı ile suça konu eşyaların değerinin pek hafif yerine fahiş kabulü, yine 765 sayılı TCK"nın 522. maddesinin aynı Yasanın 81/2. maddesinden sonra uygulanarak sıralamaya uyulmaması sebebiyle bozulmuş ve aynı mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu 765 sayılı TCK"nın 492/1, 522, 59 ve 81/2. maddeleri gereği 1 yıl 8 ay 1 gün hapis cezası verilmiştir. Bu karar taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

    2000/48 esas numarası ile yürütülen dosyada, Merzifon Asliye Ceza Mahkemesi 10.10.2000 tarihli ve 2000/48 esas ve 2000/284 karar sayılı kararı ile verilen hüküm Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 17.10.2002 tarih ve 2002/9261 -2002/11788 sayılı kararı ile sanığın akıl hastalığı hususunda rapor alınması, dosya arasında mevcut 2000/54 iddianame esas sayılı iddianameden anlaşıldığı üzere sanığın aynı müştekiye karşı aynı tarihlerde işlediği belirtilen hırsızlık suçu ile ilgili araştırma yapılıp sonucunun beklenip gerekirse davaların birleştirilmesi yoluna gidilmesi sebepleriyle sanık açısından bozma kararı verilmiştir. Merzifon Asliye Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu sanığa Merzifon Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2007 tarihli ve 2006/511 esas ve 2007/154 kararı ile 765 sayılı TCK"nın 493/1, 80, 523, 59. maddeleri gereği 11 ay 20 gün hapis cezası verilmiş ayrıca aynı mahkemece verilen 2002/139-454 esas ve karar sayılı kararın iptaline karar verilmiştir. Bu karar taraflarca temyiz edilmiş olup henüz kesinleşmemiştir.

    Yargıtay 6. Ceza Dairesi kesinleşmeyen bu karara ilişkin yapmış olduğu temyiz incelemesi sonucu 30.03.2010 tarih ve 2007/20064 -2010/3358 sayılı kararında;

    Sanık R…

    … Ö…

    ……. hakkında yakınan İ…

    …… Ç…

    ….."e karşı, Ocak 2000 tarihindeki hırsızlık eylemi nedeniyle 10.02.2000 günlü iddianame ile kamu davası açıldığı, yargılama sonunda Merzifon Asliye Ceza Mahkemesinin 10.10.2000 gün, 2000/48-284 sayılı kararıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık ve üst ve yerel Cumhuriyet Savcıları tarafından temyizi üzerine Dairenin 17.10.2002 tarihli kararıyla diğer bozma nedenlerinin yanı sıra "dosya arasında bulunan 2000/54 esas sayılı iddianameden ve mahkemenin incelemesinden, sanık R…

    …"nın aynı yakınana ait aynı isimli işyerinin büro kısmının camını kırıp faks aleti ve telefonu çalıp diğer sanık A…

    ….. G..."e sattığından söz edilerek dava açıldığı ve sonucunda sanık A…

    ….."in cezalandırılmasına karar verildiği ancak temyiz edilmiş olduğu anlaşıldığından sonucunun beklenip, olanaklı ise birleştirilip, sanık R…

    … hakkında TCK"nun 80. maddesinin uygulanma olanağının tartışılmaması" gerekçesiyle bozulduğu ve devam eden süreçte inceleme konusu kararın verildiği,

    Sanık hakkında yakınan İ…

    ….. Ç…

    …."e karşı 22.01.2000 günü hırsızlık suçundan 2000/54 sayılı iddianame ile 10.02.2000 tarihinde açılan kamu davasının yargılaması ise aynı mahkemede yürütülüp, 04.07.2000 gün, 2000/46-195 sayılı kararla cezalandırıldığı, bu hükmünde temyizi üzerine Dairenin 26.03.2002 tarihli kararıyla, suça konu eşyanın değeri ve uygulama sırasıyla ilgili gerekçelerle bozulmuş, ancak dosyada bulunan 09.02.2000 günlü ayırma kararında aynı sanığın aynı yakınana ait işyerinden hırsızlık eylemi ile ilgili ayrı bir soruşturma bulunduğunun anlaşıldığı ve sanıkta 07.03.2000 tarihli oturumda "daha önce müzik seti çaldığım yere başka yerden tekrar girerek hırsızlık" yaptım şeklinde açıklamada bulunduğu halde, Daire bozma kararında bu durumun araştırılıp, belirtilen hazırlık dosyası incelenerek suç tarihleri belirlendikten sonra, sonucuna göre sanık hakkında TCK"nun 80. maddesinin uygulanma olanağının değerlendirilmesi konusu bozma nedeni yapılmamıştır. Bu aşamadan sonra mahkemece bozmaya uyularak 12.12.2000 tarihli kararın verildiğinin, bu kararın temyiz yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; yukarıdaki açıklamalar ışığında sanık hakkında TCY"nın 80. maddesinin değerlendirilmesi konu ile ilgili Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26.03.2002 tarih ve 2002/2772-3774 sayılı bozma kararına yönelik 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin son cümlesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.

    Sonuç olarak; sanık hakkında aynı müştekiye karşı aynı tarihlerde işlemiş olduğu birden fazla hırsızlık eylemine ilişkin olarak aynı mahkemeye iki ayrı dava açıldığı ve bu davaların birbirinden bağımsız yürüyerek iki ayrı karar verildiği ve bu hükümlerden birinin kesinleştiği diğerinin ise temyiz aşamasında olup kesinleşmediği;

    Buna göre;

    Yukarıda Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 30.03.2010 tarih ve 2007/20064 - 2010/3358 sayılı kararında belirttiği şekilde özetle;

    Sanık hakkında yakınan İ…

    ….. Ç…

    …."e karşı 22.01.2000 günü hırsızlık suçundan 2000/54 sayılı iddianame ile 10.02.2000 tarihinde açılan kamu davasının yargılaması Merzifon Asliye Ceza Mahkemesince aynı konuda açılan diğer dava ile birlikte yürütülüp, 04.07.2000 gün, 2000/46-195 sayılı kararla sanığın bu davada cezalandırıldığı, bu hükmünde temyizi üzerine Dairenin 26.03.2002 tarihli kararıyla, suça konu eşyanın değeri ve uygulama sırasıyla ilgili gerekçelerle bozulduğu, ancak dosyada bulunan 09.02.2000 günlü ayırma kararında aynı sanığın aynı yakınana ait işyerinden hırsızlık eylemi ile ilgili ayrı bir soruşturma bulunduğunun anlaşıldığı ve sanıkta 07.03.2000 tarihli oturumda "daha önce müzik seti çaldığım yere başka yerden tekrar girerek hırsızlık yaptım" şeklinde açıklamada bulunduğu halde, Daire bozma kararında bu durumun araştırılıp, belirtilen hazırlık dosyası incelenerek suç tarihleri belirlendikten sonra, sonucuna göre her iki dosya birleştirilerek sanık hakkında teselsül hükümlerini içeren TCK"nun 80. maddesinin uygulanma olanağının değerlendirilmesi konusu bozma nedeni yapılmaması sebebi ile sanık hakkında her iki dosyanın birleştirilip birlikte değerlendirilmesi ve 765 sayılı TCY"nın 80. maddesinin göz önüne alınması ve konu ile ilgili Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26.03.2002 tarih ve 2002/2772-3774 sayılı bozma kararı eksik ve yasaya aykırı olması sebebi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin son cümlesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz yoluna başvurulması gerekmektedir" görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26.03.2002 gün ve 2772-3774 sayılı bozma kararının kaldırılması isteminde bulunmuştur.

    Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, şikayetçiye ait işyerinden gerçekleştirdiği iki ayrı hırsızlık eylemi nedeniyle sanık hakkında açılan iki ayrı davanın birleştirilmesinin gerekip gerekmediğine ilişkin ise de; 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlere yönelik olarak Yargıtay C.Başsavcılığının 5271 sayılı CYY"nın 308. maddesi uyarınca itiraz yasa yoluna başvurmasının olanaklı olup olmadığının öncelikle belirlenmesi gerekmektedir.

    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.02.2008 gün ve 30-35 sayılı kararında açıklandığı üzere;

    5271 sayılı CYY"nın "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi" başlıklı 308. maddesinde, Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebileceği öngörülmüştür. Ancak, itiraz süresi kural olarak 30 gün olarak kabul edilmekle birlikte aynı madde ile sanık lehine itirazlarda süre aranmayacağı kuralı getirilmek suretiyle de 1412 sayılı CYUY"da yer almayan ayrıksı bir düzenlemeye yer verilmiştir.

    Gerek öğretide gerekse yerleşmiş yargısal kararlarla, yeni yürürlüğe giren yargılama kurallarının yapılacak yargılama işlemlerinde derhal uygulanması ilkesi benimsenmiş, bu suretle de ülkede aynı anda birden çok yargılama yasasının uygulanmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu ilkenin istisnası da ancak yeni yürürlüğe konulan yasada geçici maddelerle yapılan düzenlemeler ile ayrık tutulan hallerde ortaya çıkmaktadır. 5320 sayılı Ceza Yargılaması Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasanın 4/2. maddesi uyarınca CYY"nın yürürlüğe girmesinden önceki işlemlerin geçerliliklerini koruyacakları açıktır.

    Somut olayda, Yargıtay C.Başsavcılığı 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5271 sayılı CYY.nın 308. maddesinde öngörülen, sanık lehine itirazlarda süre aranmayacağına ilişkin hükmüne dayalı olarak yaklaşık 9 yıl sonra lehe olmak üzere itiraz yasa yoluna başvurmuştur. Ne var ki; Özel Daire ilamının Yargıtay C.Başsavcılığına verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY"nın 322. maddesi uyarınca gerek lehe, gerekse aleyhe itirazların 30 gün içinde Yargıtay C.Başsavcılığınca itiraza konu edilmesi gerekmekte, süre sona erdiğinde ise itiraz olanağı kalmamaktadır.

    1412 sayılı CYUY hükümlerine göre süresinde kullanılmayan itiraz hakkının sonradan yürürlüğe giren 5271 sayılı CYY hükümleri uyarınca kullanılması usul hükümlerinin derhal uygulanırlığı ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

    Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığınca, ilamın kendisine verildiği tarihte yürürlükte bulunan usul kurallarına uygun olarak süresinde Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26.03.2002 gün ve 2772-3774 sayılı bozma kararına yönelik olarak itiraz yasa yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla, itirazın süre yönünden reddine karar verilmelidir.

    SONUÇ:

    Açıklanan nedenlerle;

    1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının süresinde yapılmamış olması nedeniyle REDDİNE,

    2- Dosyanın, sanığın temyiz başvurusu yönünden incelenmek üzere Yargıtay 6. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 05.07.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara