Esas No: 2011/1-95
Karar No: 2011/163
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/1-95 Esas 2011/163 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2011/1-95 E., 2011/163 K.
"İçtihat Metni"
Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan sanık A...l C...."in TCY"nın 81/1, 35/2 ve 62. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 02.06.2008 gün ve 170-188 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 08.02.2010 gün ve 10803-630 sayı ile;
"1- 02.06.2008 tarihli celsede Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirmesinden sonra esas hakkındaki savunmasını hazırlayabilmek için süre talep eden sanık müdafii Av. A…
……G…
……."ün talebi dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK"nun 147, 216, 289. maddeleri ile 1982 Anayasasının 90. maddesinde dayanağını bulan 19.03.1954 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkı başlıklı 6/3-b maddesinin "müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak" hükmü uyarınca kendisine makul bir süre tanınması gerekirken, hükmün hemen tefhimi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2- Yabancı uyruklu olan mağdur B…
……"ın doğum tarihinin gerekçeli karar başlığında 1989, kolluk ifadesinde 28.10.1989 ve mahkemedeki beyanı sırasında 1985 olarak gösterildiği anlaşılmakla, mağdurun suç tarihi itibariyle çocuk sayılıp sayılamayacağı ve buna dayalı olarak 5237 sayılı TCK"nun 6 ve 82/1-e maddelerinin değerlendirilmesi bakımından pasaportundan veya bağlı olduğu ülkenin konsolosluğundan gerçek doğum tarihinin tespit edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Mağdur B…
…….."la ile ilgili hasta müşahade ve tedavi belgelerinin, röntgen ve grafilerin eklenmesi suretiyle mağdurdaki yara adedi ve her bir yara ayrı değerlendirilmek suretiyle bu yaraların kaç tanesinin yaşamsal tehlike doğurduğu, göğüs ve batın boşluğuna nafiz olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmek üzere Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor alındıktan sonra, sanığın eyleminin nitelendirilmesi gerekirken eksik soruşturmayla hüküm kurulması" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesince 1 ve 2 nolu bozma nedenlerine uyulmuş, 3 nolu bozma nedenine ise 28.07.2010 gün ve 154-288 sayı ile;
"Her ne kadar Yargıtay 1.C.D"nin bozma ilamının 3. bendinde mağdurla ilgili tedavi evraklarının getirtilip adli tıp ihtisas kurulundan rapor alınması doğrultusunda bozma kararı verilmiş ise de; mahkememizce dosyada mevcut şikayetçi ile ilgili Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi acil servisince düzenlenen geçici rapor ile adli tıp uzmanı Dr. Z…
…… K…
……. tarafından düzenlenen 11.04.2008 tarihli bilirkişi raporu içeriğine, bilirkişi raporunun ayrıntılı oluşu, sanığın eylemi nedeni ile şikayetçi B…
….. M…
……"in yaralarının adedi, genel cerrahi tarafından operasyona alındığı kesici delici alet yaralanmalarının kişinin yaşamını tehlikeye soktuğu, yaralanmanın kişinin üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, dinlenen tanık beyanları, şikayetçinin beyanı, ve bilirkişi raporu göz önüne alındığında sanığın öldürmek kastı ile hareket ettiğini gösterdiği anlaşılmış bu yöndeki bozmaya mahkememizce uyulmamış ve adli tıp ihtisas kurulundan rapor alınmasına gerek görülmemiştir" gerekçesiyle direnilerek önceki hüküm gibi karar verilmiştir.
Hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 06.04.2011 gün ve 28621 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık A.... C...."in kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, suç niteliğinin belirlenmesi amacıyla mağdurdaki yaraların ayrı ayrı yaşamsal tehlike oluşturup oluşturmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alınmasının gerekip gerekmediği ve buna bağlı olarak da hükmün eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Olay günü L…
…. kıraathanesinin önünde sanık A...l C.... ile tanıklar S…
….. K…
….., İ…
….. O…
…. D…
…. ve S…
…… Ç…
……"ın sohbet ettikleri sırada şikayetçinin olay yerine geldiği, sanığın şikayetçiden gezmek için motosikletini istediği, şikayetçinin bu isteği kabul etmemesi üzerine sanığın şikayetçiye; "kafan motorun lastiği gibi" dediği, bu söz üzerine çıkan tartışmada sanığın önce şikayetçiye yumrukla vurduğu, şikayetçinin de sanığa yumrukla karşılık verdiği, devam eden kavga sırasında sanığın cebinden çıkardığı bıçakla şikayetçiye vurarak yaşamsal tehlike oluşturacak şekilde yaraladığı,
Suçta kullanılan kesici ve delici aletin aşamalarda ele geçirilemediği,
Ege Ü…
…….. Tıp Fakültesi Acil Servisinde düzenlenen 18.03.2008 tarihli geçici raporda; "sol 5. interkostal aralık ile ön aksiler hattın kesişim bölgesinde yaklaşık 3 cm"lik kenarları düzgün yara, sağ parasternal hat seviyesinde strenum alt kısmında 2-3 cm"lik dudakları düzgün yara, sol midklaviküler hat ile 8-9 kosta kesiştiği bölgede yaklaşık 2 cm"lik dudakları düzgün yara, sol ön kol distal 1/3 lateral kısımda 3 cm"lik cilt, ciltaltı yarası, sol pelvis crista iliacaların alt lateral dış kısmında 2 cm"lik dudakları düzgün yara saptandığı, hayati tehlikesi olduğu, genel cerrahi tarafından operasyona alındığı",
Ege Ü…
…… Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Servisinin 19.03.2008 tarihli operasyon raporunda; "orta hattın 2 cm. sağında msefoid seviyesinde 3 cm. uzunluğunda düzgün kenarlı kesici delici alet giriş yeri saptandığı, buradan yapılan lokal eksplarasyonda falsiform ligaman bağlantısına doğru defekt görüldüğü, bu giriş deliğinin 5 cm. orta hattın solunda aynı trasvers seviyede yaklaşık 2 cm. uzunluğunda düzgün kenarlı 2. bir giriş deliği tespit edildiği, batına nafiz yaralanma olduğunun saptandığı, ayrıca solda 5-6 kostalar arasında orta aksiler hattı 2 cm. çapında düzgün kenarlı kesici alet giriş yeri mevcut olduğu, batın içinde serbest sıvı, kan ve içerik gözlenmediği, batın içi organlardan ve vasküler yapılardan aktif kanama ekstravazasyon gözlenmediği, soldaki kesici alet giriş yerinin batın içi yüzünden sızıntı şeklinde kanama mevcut olduğu, falsiform ligamanın batın ön duvarına tutunma yeri çevresinde lokal hematom gözlendiği, karaciğer sol lop üst ön yüzde 1-2 cm"lik kapsül penatrasyonu ve buradan minimal hemoraji gözlendiği, diğer karaciğer bölgelerinde safra kesesinde, hilusta patoloji saptanmadığı, mideye hava verildiğinde herhangi bir lezyon saptanmadığı ve ameliyata son verildiği",
Ege Ü…
……. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Servisinin 20.03.2008 tarihli Epikriz yazısında; "göğüs orta ve alt kısmında, karın, el ve kalçadan aldığı bıçak darbeleri nedeniyle ileri tetkik ve tedavi amacıyla yatırıldığı, 19.03.2008 tarihinde laparoskobik eksplerasyon ile karaciğere hemostaz uygulandığı, yoğun bakımda izlemeye alındığı, vital bulguların stabilleşmesi sonucu servise alındığı ve 21.03.2008 tarihinde taburcu edildiği" tespitlerinin yapıldığı,
Soruşturma aşamasında Adli Tıp Uzmanı Dr. Z…
….. K…
……. tarafından düzenlenen 11.04.2008 tarihli bilirkişi raporunda; "mağdur adına düzenlenen rapor, ameliyat notu ve epikrizde tarif edilen kesici delici alet yaralanmalarının, kişinin yaşamını tehlikeye soktuğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı" görüşünün bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Şikayetçi aşamalarda özetle; "olay tarihinde kendime ait motosiklet ile mahallede tur atıyordum. Arkadaşlarımın L…
….. kıraathanesinin önünde oturduklarını görünce onların yanına gittim. Sohbete katıldım. Sohbet sırasında sanık benden motorumu istedi. Ben de vermedim. Bunun üzerine bana laf atmaya başladı. "Bu motorun lastiği senin kafandan büyük" dedi. Bunun üzerine aramızda tartışma başladı. Tartışma kavgaya dönüştü. Önce bana yumrukla vurdu. Ben de ona yumrukla karşılık verince sanık iki büklüm şeklinde eğilerek cebinden bıçak çıkardı. Bıçağı karın bölgelerime rastgele saplamaya başladı. Ben arkadaşlarımdan yardım istedim. Arkadaşlarım sanığı tutmaya çalıştılar. Fakat sanık 6. bıçak darbesi sonrası darbelerine ara verip kaçtı" ,
Tanık S…
…. K…
….. mahkemede; "L…
…. Kıraathanesi önünde sanık A…
…, İ…
….., O…
…. ve S…
…. Ç…
…… ile birlikte sohbet ediyorduk. Daha sonra şikayetçi B…
…… motosikleti ile geldi. O da sohbete katıldı. Sanık A…
…, şikayetçi B…
……"tan kullanmak için motorunu istedi. Şikayetçi vermedi. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra sanık şikayetçiye "senin motorunun lastikleri de kafan gibi" dedi. Bunun üzerine tartışmaya başladılar. Karşılıklı yumruklaştılar. Ayırdık. Ayırdıktan sonra şikayetçinin yaralanmış olduğunu gördük. Ben sanığın elinde bıçak görmedim" ,
Soruşturma aşamasında karakolda alınan beyanında ise; "kavgayı aralamak istediğimizde sanık A…
….. elinde bulunan çakı bıçağını B…
…….."a sallayarak 3-4 defa vücudunun değişik yerlerine sokup çıkardığını gördüm" ,
Tanık İ…
….. O…
….. D…
….. olayı benzer şekilde anlattıktan sonra; "kavga sırasında B…
….. yere düştü. Ben yerden kaldırdığımda vücudunu kan içinde görünce bıçaklanmış olduğunu anladım. Olay sırasında sanığın elinde bıçak görmedim" ,
Tanık S…
…. Ç…
….. ise diğer tanıklarla uyumlu olacak şekilde mahkemede; "olay sırasında sanığın cebinden bıçak çıkardığını ve şikayetçiye vurduğunu gördüm, ancak kaç bıçak darbesi vurduğunu bilmiyorum" şeklinde anlatımlarda bulunmuşlardır.
Sanık aşamalarda özetle; "olay günü L…
….. Kıraathanesinin önünde oturup sohbet ediyorduk. Şikayetçiye "senin kafan motor lastiği gibi" diyerek sataşmaya başladım. Bu yüzden aramızda tartışma çıktı. Şikayetçinin arkadaşları onun yanında yer alıp benim üzerime gelince kendimi savunmasız hissettim. Cebimdeki bıçağı çıkarttım. Kaçıp kurtulmak için sağa sola sallamaya başladım. Kurtulduktan sonra bıçağı atıp, kaçtım. Şikayetçiyi ben yaraladım, öldürme kastım yoktur" şeklinde savunmada bulunmuştur.
TCY"nın 21/1. maddesine göre suçun yasal tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir.
İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.07.2003 gün ve 196-212; 30.09.2003 gün ve 226-229; 08.07.2008 gün ve 88-184 ile 31.03.2009 gün ve 248-82 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesi sırasında; suç nedeni, kullanılan aletin cinsi, kullanılış şekli, isabet alınan bölge, darbe adedi ve şiddeti, failin suçtan önceki ve sonraki davranışları, aradaki husumet, hedef seçme olanağının bulunup bulunmadığı, mağdurdaki yaraların yerleri ve nitelikleri, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmaktadır.
Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Hükme esas alınan ve dosya içerisinde bulunan geçici rapor, ameliyat notu ve epikrize dayalı olarak Adli Tıp Uzmanı Dr. Z…
…. K…
….. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda tıbbi belgelerdeki veriler sıralandıktan sonra meydana gelen olay nedeniyle şikayetçinin yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaralandığının belirtildiği, ancak şikayetçide kaç kesici-delici alet yarası olduğu, bunlardan kaçının göğüse ve batına nafiz olduğu ile her bir yaranın şikayetçide yaşamsal tehlike oluşturup oluşturmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirtilmediği anlaşılmaktadır.
Sanığın eyleminin kasten yaralama suçuna mı yoksa kasten öldürmeye teşebbüs suçuna mı uyduğu konusunda doğru nitelendirme yapılabilmesi için olay nedeniyle şikayetçide oluşan yaraların sayısı, yeri ve her birinin yaşamsal tehlike oluşturup oluşturmadığının ayrıntılı ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle eksik araştırmaya dayalı yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına yerel mahkemece bozmaya uyulan nedenler yönünden bu aşamada Özel Dairece inceleme yapılması gerekmediğinden dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.07.2010 gün ve 154-288 sayılı direnme kararının BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.07.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.