Esas No: 2018/5225
Karar No: 2018/5225
Karar Tarihi: 11/3/2021
AYM 2018/5225 Başvuru Numaralı YAKSAM HANE ENER. ATIK DEĞER. MAD. İNŞ. İTH. İHR. SAN. VE TİC. A.Ş. Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
YAKSAM HANE ENER. ATIK DEĞER. MAD. İNŞ. İTH. İHR. SAN. VE TİC. A.Ş. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/5225) |
|
Karar Tarihi:11/3/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Tuğba TUNA IŞIK |
Başvurucu |
: |
Yaksam Hane Ener. Atık Değer. Mad. İnş. İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş. |
Vekili |
: |
Av. Nilay ÇALIŞKAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; yargılama aşamasında yürürlüğe giren kanun hükmünün aleyhe sonuç doğuracak şekilde uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının, kanun hükmü kapsamında bulunmayan talebin mahkemece karşılanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/2/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Dağıtım tarifeleri içinde yer alan, teknik olan ve teknik olmayan kayıp maliyeti şeklinde ifade edilen kayıp kaçak elektrik; dağıtım sistemine giren toplam enerji ile tüketicilere fatura edilen enerji arasındaki farkı oluşturan elektrik enerjisidir. Bu kayıp, elektriğin dağıtımı sırasındaki teknik sorunlardan meydana gelebileceği gibi elektriğin mevzuata aykırı kullanılmasından da kaynaklanabilmektedir (AYM, E.2016/150, K.2017/179, 28/12/2017). Dağıtım faaliyetinin yürütülmesi sırasında kaçınılmaz olarak ortaya çıkan bu kayıp kaçak elektrik maliyetinin tüketicilere yansıtılmasından oluşan bedel de kayıp kaçak bedeli olarak adlandırılmaktadır. Yargıtay, kayıp kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden tahsil edilen bedellerin kurallara uygun davranan abonelerden tahsilinin hukuk devleti ile bağdaşmayacağını kabul etmekte iken Danıştay, söz konusu bedelin tahsilinin dayanağı olan idari işlemin iptaline dair açılan davaları anılan bedelin elektrik piyasası faaliyetlerinin düzgün yürütülmesi, kaliteli ve sürekli bir elektrik hizmeti sağlanmasının teminini amaçladığı gerekçesiyle reddetmektedir (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2017/36736, 1/9/2018, § 8).
7. Başvurucunun elektrik aboneliği sonucunda kullandığı elektriğe ilişkin olarak düzenlenen faturalara, normal kullanımının dışında elektrik enerjisinin nakli sırasında meydana gelen veya başka kişilerin kaçak kullanımından kaynaklanan kayıplara ilişkin bedel yansıtılmıştır.
8. Başvurucu 17/3/2015 tarihinde Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinde (Mahkeme) kendisinden tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, personel satış hizmet bedeli, personel sayaç okuma bedeli, iletişim sistemleri bedeli, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) fonu kesintisi nedeniyle tazminat davası açmıştır.
9. Mahkeme tarafından alınan 11/1/2016 tarihli bilirkişi raporunda başvurucudan geriye dönük olarak yapılan TRT fonu kesintisinin 2.044,69 TL, 12/6/2017tarihli bilirkişi raporunda ise 2.154,10 TL olduğu belirtilmiştir.
10. Mahkeme 26/10/2017 tarihli kararıyla başvurucunun davanın açıldığı tarihteki içtihatlara göre davayı açmakta haklı olduğunu fakat dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 4/6/2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun ile 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen geçici 20. maddesinin aynı Kanun"un 17. maddesine yaptığı gönderme uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından onaylanan tarifelerin uygulanmasının zorunlu olduğu ve mahkemelerin denetim yetkisinin bedelin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğu ile sınırlı olduğu gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
11. İstinaf başvurusu Samsun Bölge İdare Mahkemesinin 16/1/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
12. Nihai karar 6/2/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 16/2/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. Konu hakkında ilgili hukuk için bkz. Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti.,§§ 17-46.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 11/3/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, Yargıtay içtihatları uyarınca elektrik abonelerinden kayıp kaçak bedeli altında para tahsil edilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir. Başvurucu, anılan Yargıtay kararlarına dayanarak dava açtığını ancak yargılamanın devamı sırasında meydana gelen kanun değişikliği sonucunda konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini belirtmiştir. Başvurucu, söz konusu düzenlemenin haksız alınan bedellerin iadesini önlemek ve yargı yetkisini kısıtlamak amacıyla yapıldığını belirterek adil yargılanma hakkı ve hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
16. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak 35. maddesi şöyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”
17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).Başvurucunun iddiasının esas olarak kayıp kaçak bedeli altında tahsil edilen paranın iadesine yönelik bir karar alamamasına ilişkin olması nedeniyle başvurunun mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.
18. Anayasa Mahkemesi daha önce benzeri şikâyetleri Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. başvurusunda incelemiş ve sonuca bağlamıştır. Buna göre elektrik abonelerinden kayıp kaçak bedeli adı altında tahsilat yapılmasının mülkiyet hakkına yönelik bir müdahale olduğunu kabul etmiş ve müdahaleyi mülkiyetin kullanımının kontrolüne veya düzenlenmesine ilişkin üçüncü kural çerçevesinde incelemiştir (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., § 55).Kanunilik ölçütü yönünden uyuşmazlığa uygulanacak olan 6446 sayılı Kanun"un 17. maddesi adli ve idari yargı mercileri tarafından farklı olarak yorumlanmakta iken kanun koyucunun çelişkiyi ortadan kaldırmak amacıyla 6446 sayılı Kanun"a ek bir düzenleme yaptığına ve anılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla henüz sonuçlanmamış uyuşmazlıklara da uygulanmasının öngörüldüğüne vurgu yapılmıştır (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., § 64).
19. Anayasa Mahkemesi, müdahalenin elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması ve yargı kolları arasındaki farklılıkların giderilerek hukuki güvenliğin sağlanması bakımından meşru bir amaca yönelik olduğunu tespit etmiştir (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., § 68). Son olarak ölçülülük bağlamında ise elektrik abonelerinden kayıp kaçak bedeli adı altında bedel tahsil edilip edilemeyeceğine ilişkin uygulamanın çelişkili olduğu dikkate alındığında kanun koyucunun amacının yargı kolları arasındaki farklılığı gidermeye ve dolayısıyla hukuki güvenliği sağlamaya yönelik olduğu belirtilmiştir. Ayrıca tahsil edilen bedelin hangi nedenle ölçüsüz olduğu hususunda da bir açıklama yapılmadığına da işaret edilerek müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine varılmıştır (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., §§ 72-75).
20. Başvuru konusu olayda da bu ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmadığından müdahalenin meşru amacının dayandığı kamu yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasındaki adil dengenin bozulmadığı sonucuna varılmıştır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
Celal Mümtaz AKINCI bu görüşe katılmamıştır.
B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
22. Başvurucu, TRT fon kesintisinin aktif kullanım bedeli üzerinden yapılmadığını ve yargılama sırasında meydana gelen düzenlemenin TRT fon kesintisini kapsamaması sebebiyle Mahkemenin söz konusu talep hakkında karar vermesi gerektiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
23. Başvurucunun TRT fon kesintisinin kayıp kaçak bedeli içinde sayılmaması nedeniyle anılan iddia yönünden karar verilmesi gerektiği ve kesintinin aktif kullanım bedeli üzerinden yapılması gerektiği şikâyeti bakımından başvuru formunda TRT fon kesintisi tutarının ne kadar olduğunu belirtmediği görülmektedir. Ancak 1/1/2016 tarihli bilirkişi raporunda başvurucunun maddi zararının TRT fon kesintisi bakımından 2.044,69 TL, 12/6/2017 tarihli raporda ise 2.154,10 TL olduğu tespit edilmiştir. Başvurucunun TRT fon kesintisine yönelik iddiasının kabul edilebilirlik kriterlerinden olan anayasal ve kişisel önemden yoksun olma kriteri yönünden incelenmesi gerekir.
24. Anayasal ve kişisel önemden yoksun olma kriterine ilişkin genel ilkeler Anayasa Mahkemesince daha önce incelenmiş ve bu konuda karar verilmiştir (K.V. [GK], B. No: 2014/2293, 1/12/2016, §§ 47-68).
25. Somut başvuruya konu olayda TRT fon kesintisinin tazmini konusunda Mahkemenin karar vermemiş olmasının -başvurucunun şirket olduğu da göz önünde bulundurulduğunda- başvurucuya ciddi anlamda nasıl bir zarar verdiği ve kendisi için ne denli önemli olduğu hususunda başvurucunun herhangi bir açıklamasının da olmadığı gözetildiğinde önemli bir zararı olduğu kanaatine ulaşılamamıştır.
26. Sonuç olarak TRT fon alacağına ilişkin şikâyetin Anayasa"nın yorumlanması ve uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucunun da önemli bir zarara uğramadığı sonucuna varılmıştır.
27. Açıklanan gerekçelerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
Celal Mümtaz AKINCI bu görüşe katılmamıştır.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Celal Mümtaz AKINCI"nın karşı oyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Celal Mümtaz AKINCI"nın karşı oyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 11/3/2021 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Başvurucu, elektrik abonelerinden “kayıp kaçak bedeli” adı altında para tahsil edilmesinin bir hukuk devletinde mümkün olmadığını, haksız tahsil edilen bedelin sadece kayıp kaçaktan ibaret olmayıp bunun dışında müvekkilinden haksız olarak TRT payı adı altında da kesinti yapılmış olduğunu, kendilerinin Yargıtay kararlarına dayanarak dava açtıklarını mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine göre müvekkilinden “kayıp kaçak”, ”PSHB”, “dağıtım bedeli”, “sayaç okuma bedeli”, “iletim bedeli” ve “TRT fonu” adı altında yapılan kesinti toplamın 38.828,79 TL olduğunun tespit edildiğini ancak yargılamanın devamı esnasında kanun değişikliği yapılarak, yasama tarafından yargıya müdahale edilmesi sonucu haklı davalarının reddine karar verildiğini, bu durumun kanunların geriye yürümezliği, kazanılmış hakların korunması genel olarak da adil yargılanma hak ve ilkesine aykırı olduğunu ve müvekkilinin zarar görmesi sonucu doğurduğunu ileri sürmüştür.
2. Mahkememiz çoğunluğunun, kayıp kaçak olarak adlandırılan beş kalemden oluşan, yerel mahkemede dava, bizde de talebe konu edilen 38.828,79 TL’nin, sadece 2.044,69 TL lık TRT fonunun başvuru konusu yapıldığı kanaati ile, başvurucunun, esas yekün teşkil eden dört kalem hakkındaki şikayetini göz ardı ettiği kanısındayım. Başvuru formunun “Sonuç Talepleri ”bölümünde 38.828,79 TL maddi, 15.000.-TL de manevi tazminat istenmesinden başvurunun sadece “TRT fonu”na ilişkin olmadığı da görülebilmektedir. Bu yüzden başvurunun (2.044,69 TL lık) TRT fonuna hasredilerek, miktar itibarıyla “anayasal önemden yoksun” olduğu gerekçesiyle ve kabul edilemez bulunmasına katılmıyorum.
3. Anayasa’nın 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmü yer almıştır.
Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesinin önkoşullarından biri kişilerin hukuki güvenliğinin sağlanmasıdır. Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Hukuk devletinin bir diğer önkoşulu da belirlilik ilkesidir. Belirlilik ilkesi, yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade etmektedir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir. Hukuki belirlilik ilkesinde asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların o hukuk düzeninde öngörülebilir olmasıdır.(Anayasa Mahkemesi 07.4.2016 gün ve E.2015/94, K.2016/27, §§ 14-17).
4. Anayasa Mahkemesi’nin bu ve benzer kararlarındaki içtihatları bağlamında başvuru değerlendirildiğinde:
Yukarıda atıf yapılan karar ve benzer nitelikteki kararlarda ifade olunduğu üzere 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle “Hukuki güvenlik, belirlilik ve öngörülebilirlik“ ilkelerine aykırı davranılarak başvurucunun Adil Yargılanma ve Mülkiyet haklarının ihlaline neden olunmuştur.
5. Açıklanmaya çalışılan nedenler ve bunlara ilaveten Mahkememizin; “Aksaray Tır Nakliyat San. Ve Tic. Ltd. Şti.,19/9/2018, B. No:2017/36736 numaralı kararında Sayın Üye Hasan Tahsin GÖKCAN tarafından kaleme alınan karşı oyda ifade olunan gerekçelerle çoğunluk kararına katılmıyorum.
|
|
|
|
Üye Celal Mümtaz AKINCI |