AYM 2018/26345 Başvuru Numaralı Y.A. Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2018/26345
Karar No: 2018/26345
Karar Tarihi: 11/3/2021

AYM 2018/26345 Başvuru Numaralı Y.A. Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Y.A. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/26345)

 

Karar Tarihi: 11/3/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Başvurucu

:

Y.A.

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, doktora öğrencisine uygulanan disiplin cezasına karşı açılan davanın reddedilmesinin hakkaniyete uygun yargılanma hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 28/8/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Enstitü) Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalında doktora öğrencisi olup tez aşamasındadır.

8. Başvurucu hakkında Enstitü müdürüne karşı hakaret, tehdit ve sözlü tahrikte bulunduğu, eşini hakaret etmesi için azmettirdiği, Enstitü hizmetlerini aksattığı ve sözlü tahrikte bulunduğu iddialarıyla disiplin soruşturması başlatılmış ve soruşturma sonucunda 26/5/2017 tarihli soruşturma raporu düzenlenmiştir.

9. Raporda tespit edilen hususlar üzerine başvurucudan 17/5/2017 tarihli yazı ile savunması istenilmiştir. Anılan yazı özel kargo şirketi ile başvurucuya 18/5/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.

10. Başvurucu 24/5/2017 tarihinde yazılı savunmasını yapmıştır. Dilekçesinde diğer beyanlarının yanında Enstitü Müdürü"ne karşı herhangi bir art niyetinin olmadığını vurgulayarak yaşanılan olayda bir kusurunun bulunmadığını dile getirmiştir.

11. Soruşturma raporunun sonuç kısmında başvurucunun eylemlerinin 18/8/2012 tarihli ve 28388 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği"nin 7. maddesinde düzenlenen "Yükseköğretim kurumu personeli ve öğrencilerini tehdit etmek", "Yükseköğretim kurumlarında işgal ve benzeri fiillerle yükseköğretim kurumunun hizmetlerini engelleyici eylemlerde bulunmak" ve "Kurum personeli ve öğrencilerine fiili saldırıda bulunmak" kapsamında olması nedeniyle "Yükseköğretim Kurumundan bir yarıyıl uzaklaştırma" cezası ile tecziye edilmesi gerektiği teklifinde bulunulmuştur.

12. Soruşturma raporu ve raporda getirilen teklifin değerlendirilmesi üzerine başvurucu, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğünün (Rektörlük) 1/6/2017 tarihli işlemiyle Yükseköğretim Kurumundan bir yarıyıl uzaklaştırma cezası ile tecziye edilmiştir. Söz konusu işlem Rektörlüğün 29/6/2017 tarihli işlemiyle başvurucuya tebliğ edilmiştir.

13. Başvurucu 25/8/2017 tarihinde verilen cezanın iptali istemiyle dava açmıştır. Dava dilekçesinde 2,5 yıllık çalışmasının tamamen kötü niyet ve keyfî olarak yok sayıldığını belirtmiştir. Hiç kimseye hakaret etmediğini ve yükümlülüklerini tamamen yerine getirdiğini ifade etmiştir. Buna rağmen hem hakarete maruz kaldığından hem de akademik çalışmalarının sebepsiz yere engellendiğinden yakınmıştır. Söylediği sözlerin tehdit manasına gelmediğini vurgulamıştır. Hiçbir şekilde yükseköğretim kurumunun hizmetlerini engelleyici eylemde bulunmadığını dile getirmiştir. Başvurucu, işlemin iptali ile birlikte yürütmesinin durdurulmasını da talep etmiştir.

14. Davalı Rektörlük 2/10/2017 tarihinde dava dilekçesine karşı savunmasını yapmıştır. Dilekçesinde disiplin soruşturmasının usulüne uygun yürütülerek tamamlandığını belirtmiştir. Soruşturma raporunda tespit edilen hususlar tekrar edildikten sonra başvurucunun eylemlerine uygun şekilde cezalandırıldığı ifade edilmiştir.

15. Isparta İdare Mahkemesi (Mahkeme) 31/10/2017 tarihli kararıyla disiplin cezasının yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Kararda disiplin cezasına yürütülen işlemlerin idarelerin işleyişleri ve yazılılık ilkesi gereği bunu mevzuatta öngörülen prosedüre göre yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Başvurucunun savunmasının istenilmesine ilişkin tebligatın Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü vasıtasıyla yapılması gerekirken özel bir kargo şirketi aracılığı ile yapıldığı ifade edilmiştir. Resmî yazışma kural ve şekil şartları yönünden mevzuata uyarlık bulunmadığı vurgulanmıştır.

16. Rektörlük karara karşı 20/11/2017 tarihinde itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde, savunma istenilmesine ilişkin yazının özel kargo şirketi ile tebliğ edilmiş olmasının dava konusu işlemi hukuka aykırı hale getirmeyeceği, davacının hak kaybına uğramadığı belirtilmiştir.

17. Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi (Daire) 29/11/2017 tarihinde yürütmenin durdurulması kararına karşı yapılan itirazı reddetmiştir.

18. Mahkeme 21/2/2018 tarihinde dava konusu cezayı iptal etmiştir. Kararda yukarıda belirtilen gerekçeye yer verilmiştir (bkz. § 15).

19. Rektörlük 8/3/2018 tarihinde istinaf yoluna başvurmuştur. Dilekçesinde yürütmenin durdurulması kararına itiraz dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmiştir (bkz. § 16).

20. Daire 24/5/2018 tarihinde mahkeme kararını kaldırmış ve davayı kesin olarak reddetmiştir. Kararda tebligatta amacın ilgiliyi yapılan işlemden haberdar etmek olduğu belirtilmiştir. Savunma istem yazısına ilişkin tebligatın usule aykırı olarak özel bir kargo firması aracılığıyla yapılmış olsa da başvurucunun bu durumdan haberdar olduğu ve süresinde savunmasını verdiği, diğer ifadeyledavacının herhangi bir hak kaybına uğramadığı ifade edilmiştir. Kararda başvurucunun Enstitü ve bölüm başkanlığının işleyişini personeli bıktıracak seviyede meşgul ettiği ve dolayısıyla kurumun işlerini aksattığı belirtilmiştir. Belirtilen hususlar nedeniyle başvurucunun eylemlerinin sübut bulduğu ve verilen disiplin cezasının mevzuata uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

21. Nihai karar başvurucuya 30/7/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 28/8/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

22. Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği"nin "Yükseköğretim kurumundan bir yarıyıl için uzaklaştırma cezasını gerektiren disiplin suçları" kenar başlıklı 7. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Yükseköğretim kurumundan bir yarıyıl için uzaklaştırma cezasını gerektiren eylemler şunlardır;

a) Yükseköğretim kurumu personeli ve öğrencilerini tehdit etmek,

b) Yükseköğretim kurumlarında işgal ve benzeri fiillerle yükseköğretim kurumunun hizmetlerini engelleyici eylemlerde bulunmak,

c) Kurum personeli ve öğrencilerine fiili saldırıda bulunmak,

..."

23. Aynı Yönetmelik"in "Tebligat ve adres bildirme" kenar başlıklı 27. maddesi şöyledir:

"(1) Disiplin soruşturması dolayısıyla her türlü tebligat, imza karşılığı elden teslim veya öğrencinin yükseköğretim kurumuna bildirdiği adrese yazılı olarak veya tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye elektronik yolla tebligat yapılır. Bu yollarla tebliğin mümkün olmadığı durumlarda tebliğ varakası ilgili yükseköğretim kurumunda ilan edilmek suretiyle tebligat tamamlanmış sayılır.

(2) Yükseköğretim kurumuna kaydolurken bildirdikleri adresi değiştirdikleri halde, bunu mensubu bulundukları kurumlara kaydettirmemiş bulunan veya yanlış veya eksik adres vermiş olan öğrenciler, yükseköğretim kurumunda mevcut adreslerine tebligatın yapılmış olması halinde, kendilerine tebligat yapılmış sayılır."

24. Anılan Yönetmelik"in "Yazışma şekli" kenar başlıklı 29. maddesinin birinci fıkrası şu şekildedir:

"Kişilerle olan yazışmalarda 28 inci maddedeki tebliğ şekli saklı kalmak üzere, diğer hususlarda 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

25. Mahkemenin 11/3/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

26. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğunu belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.

27. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Başvurucunun İddiaları

28. Başvurucu işlemediği suçlardan dolayı cezalandırılmasının ve buna karşı açtığı davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Değerlendirme

29. Başvurucu bireysel başvuru formunda herhangi bir anayasal hakkının ihlal edildiğini açıkça belirtmemiş, disiplin cezasının ve buna ilişkin açılan davada verilen Daire kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

30. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarının gerekçesinde bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

31. Anayasa"nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz (konuya ilişkin birçok karar arasından bkz. Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013).

32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 11/3/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara