Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/5-4 Esas 2011/136 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/5-4
Karar No: 2011/136

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/5-4 Esas 2011/136 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık S.Ş. hakkında irtikap suçundan 13 kez 2 yıl 6 ay, sahtecilik suçundan 11 kez 1 yıl 8 ay ve sahtecilik suçundan 2 kez 1 yıl 11 ay 10 gün olmak üzere toplamda 36 yıl 9 ay hapis cezası verilmiştir. Ancak, katılanlar H.K., H.K., A.S., A.S. ve F.T. adına düzenlenen tapuların aldatma yeteneğinin mahkeme tarafından incelenmemesi sebebiyle mahkumiyet kararının eksik soruşturma ile verildiği belirtilerek bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 250/2 ve 62. maddeleri ile 204/1 ve 62. maddeleri, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 342/1, 80 ve 59. maddeleri uygulanmıştır.
Ceza Genel Kurulu         2011/5-4 E.  ,  2011/136 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname : 2010/296596
    Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : MALATYA 2. Ağır Ceza
    Günü : 26.01.2009
    Sayısı : 124-12

    Sanık S. Ş..’nun irtikap suçundan 5237 sayılı TCY’nın 250/2 ve 62. maddeleri uyarınca (13 kez) 2 yıl 6 ay hapis, sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCY’nın 204/1 ve 62. maddeleri uyarınca (11 kez) 1 yıl 8 ay hapis ve sahtecilik suçundan 765 sayılı 342/1, 80 ve 59. maddeleri uyarınca (2 kez) 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.01.2009 gün ve 124-12 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 24.12.2009 gün ve 12749-14968 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığınca 04.01.2001 gün ve 296596 sayı ile;
    “Malatya C.Başsavcılığı tarafından Malatya Defterdar Yardımcısı olan sanığın da aralarında bulunduğu 5 sanık hakkında ikna suretiyle irtikap ve gerçeğe aykırı resmi evrak (tapu) tanzimi suçlarından 09.05.2007 ve 14.11.2007 günlü iddianamelerle kamu davası açılmış, iki dava birleştirilerek karara bağlanmıştır.
    Dosya incelendiğinde; sanığın müdahiller H.M., M. M., H.M., M.Ö., A. S., A.S., F. T., H. K., Ş.G., H.K. ve M.I.’a birer adet, A. G.’e 15 adet, C.M.’a ise 4 adet sahte tapu düzenlendiği ve verdiği anlaşılmıştır.
    Suça konu bir kısım sahte tapu senedi asıllarının emanete alındıkları ve emanetin 2007/767 sırasında kayıtlı oldukları, emanet makbuzunun dosyada olduğu görülmüştür.
    Emanette bulunan toplam 25 adet tapu aslı mahkemece incelenmiş ve bu husus 04.06.2007 günlü duruşma tutanağında yer almıştır. H. K. adına düzenlenen sahte tapu aslının emanetin 2007/953 sırasında kayıtlı olduğu, ancak mahkemece incelendiğine ilişkin tutanaklara yansıyan bir bilginin bulunmadığı, A. S., A. S.ve F.T. adına düzenlenen tapuların onaysız fotokopilerinin dosyada bulunduğu, H.K.adına düzenlenen tapunun ise asıl ve fotokopisinin dosyada mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
    Sahte belge düzenlemek suçunun varlığının tespiti için belgenin mahkemenin elinde bulunması gerekmektedir. Bu belgenin iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığını değerlendirmek ise, belge ile doğrudan ilişki kuran mahkemeye ait olup, mahkeme gerek duyduğunda bilirkişi mütalaasına da başvurabilecektir.
    Dosyanın tetkikinde, mahkemece emanetten getirilerek incelenen tapu asılları yönünden gerekli incelemenin yapılmış olması ve kararın gerekçesi dikkate alınarak itirazı gerektirir bir durum bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Ancak; A.S., A.S., F. T.ve H.K.adlarına düzenlenen tapu asılları dosyada mevcut değildir. Dosyada fotokopileri bulunan A.S., A. S. ve F. T. adına düzenlenen tapular ile aslı ve sureti bulunmayan H.K.adına düzenlenen tapu asıllarının teminine çalışılıp mahkemece bizzat incelenmesi ve suçun oluşup oluşmadığının buna göre tespiti gerekmektedir.
    Sonuç olarak, müdahil H.K. adına düzenlenen tapu aslının emanetten getirtilmesi, H.K., A.S., A.S.ve F.T. adlarına düzenlenen tapu asıllarının ise teminine çalışılarak temin edilmesi halinde mahkemece bizzat incelenmeleri, gerek görülmesi halinde, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ile mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı bulunmaktadır. Mahkemenin bu müdahillere yönelik sahte belge tanzimi suçlarından verdiği mahkumiyet kararlarının bozulması gerektiği” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurularak; katılanlar H.K., H.K., A. S., A. S. ve F. T.’a yönelik sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyetlere ilişkin Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, anılan katılanlara yönelik sahtecilik suçlarından verilen yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık hakkında sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Malatya Adli Emanetinin 2007/767 sırasında 25 adet tapu aslının bulunduğu, mahkemece tapu asıllarının emanetten getirtilerek 04.06.2007 tarihli duruşmada incelendiği, katılan H.K.’a ait olan ve adli emanetin 2007/953 sırasında kayıtlı bulunan tapu aslının yargılama aşamasında getirtilip incelenmediği, katılanlar H. K., A. S., A. S. ve F. T. adına düzenlenen tapuların emanete alınmadığı, katılanların anlatımlarından da bu tapuların sahte olduğu kabul edilerek sanığa iade edildiği, diğer bir ifade ile dosya içine delil olarak alınmadığı anlaşılmaktadır.
    Resmî belgenin, gerçeği taklit edilerek (sahte olarak düzenlenerek) işlenen suçun sahtecilik olarak nitelendirilebilmesi için, düzenlenen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği suçun temel unsurudur. Özel bir incelemeye tabi tutulmadıkça, gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte (nesnel) olup olmadığının ve beş duyuyla ilk bakışta anlaşılabilir olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir.
    Sahteciliğe konu olan belgenin aldatma yeteneği olup olmadığının tartışılması ve belirlenmesi öncelikle yargılamayı yürüten mahkemeye aittir. Hakim olayın çıkış, oluş ve akışını, düzenlenen belgelerle yapılan işlemleri göz önüne alarak, sahteciliğin kolaylıkla anlaşılıp anlaşılamayacağını bizzat saptamalı ve sonucuna göre belgelerde aldatma yeteneği olup olmadığını takdir ve tespit etmelidir.
    Mahkemece, suçun konusunu oluşturan belge aslı getirtilerek resmi belgede bulunması gereken başlık, sayı, tarih, imza, mühür gibi zorunlu öğelerin incelenmesi, nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığının saptanması, duraksama halinde ise; mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından konusunda uzman bilirkişinin görüşüne başvurulmasında zorunluluk vardır.
    Bu bilgi ve belgeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Katılanlar H.K., H. K., A. S., A.S. ve F.T.’a sanık tarafından verilen tapu asıllarının aldatma yeteneğinin olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi amacıyla katılan H. K.’a ait tapu aslının emanetten getirtilerek incelenmesi, katılanlar H. K., A. S., A. S. ve F. T..adlarına düzenlenen tapu asıllarının ise teminine çalışılarak, temin edilmesi halinde öncelikle aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının mahkemece belirlenmesi, duraksama halinde bu yönde uzman bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyet kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu itibarla, haklı nedene dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire onama kararının sanık hakkında katılanlar H.K., H. K., A.S., A. S. ve F. T.’a yönelik sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sınırlı olarak kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün sanık hakkında katılanlar H.K., H. K., A.S., A. S. ve F. T.’a yönelik sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sınırlı olarak eksik araştırma sonucu hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 24.12.2009 gün ve 12749-14968 sayılı onama kararının sanık hakkında katılanlar H. K., H. K., A. S., A. S.ve F.T.’a yönelik sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sınırlı olarak KALDIRILMASINA,
    3- Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.01.2009 gün ve 124-12 sayılı kararının sanık hakkında katılanlar H.K., H.K., A. S., A.S. ve F. To.’a yönelik sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile sınırlı olarak eksik araştırma sonucu hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere, Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2011 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara