AYM 2018/27431 Başvuru Numaralı MEHMET HİLMİ GÜNIŞIK Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2018/27431
Karar No: 2018/27431
Karar Tarihi: 24/3/2021

AYM 2018/27431 Başvuru Numaralı MEHMET HİLMİ GÜNIŞIK Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET HİLMİ GÜNIŞIK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/27431)

 

Karar Tarihi: 24/3/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

M. Emin ŞAHİNER

Başvurucu

:

Mehmet Hilmi GÜNIŞIK

Vekili

:

Av. Aysun TEZCAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, bir sosyal güvenlik ödemesinin değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 17/8/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu 22/9/1997 tarihine kadar Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde T.C. Emekli Sandığına tabi memur (öğretmen) olarak görev yapmıştır. Söz konusu tarihte Ankara Kurtuluş Lisesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni iken kurumundan istifa ederek TED Ankara Kolejinde öğretmen olarak meslek hayatına devam eden başvurucu, Sosyal Sigortalar Kurumundan 1/7/2001 tarihinde emekli olmuştur.

7. Anayasa Mahkemesi 5/2/2009 tarihli ve E.2005/40, K.2009/17 sayılı kararı ile 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun"un 12. maddesinde yer alan "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve" ibaresini, Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. Bu karar 5/6/2009 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanmış olup 5/6/2010 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.

8. Başvurucu 24/4/2013 tarihli dilekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) Emekli Sandığına tabi olarak çalıştığı hizmet süresi için kendisine emekli ikramiyesi ödenmesini talep etmiştir. SGK 6/5/2013 tarihli yazıyla başvurucunun talebini reddetmiştir. Bu yazıda şahsa münhasır olan mahkeme kararlarının uygulanmak suretiyle ikramiye ödenmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.

9. Başvurucu 28/6/2013 tarihinde Ankara 1. İdare Mahkemesinde (Mahkeme), talebinin reddine ilişkin idari işlemin iptali ve bahse konu emekli ikramiyesinin yasal faiziyle birlikte kendisine ödenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkeme 7/5/2014 tarihli kararıyla davayı süre aşımı nedeniyle reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucunun 11/7/2012 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunduğu, idarece başvurunun reddine yönelik 18/7/2012 tarihli işlemin tesis edildiği ve bu işleme ilişkin davanın işlemin tebliğ edildiği tarihten itibaren en geç altmış gün içinde açılması gerekirken 28/6/2013 tarihinde açıldığı belirtilmiştir.

10. Karara itiraz edilmesi üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. Kurulu (Kurul), 31/3/2015 tarihli kararı ile itirazın reddine ve Mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir. Bu karara karşı yapılan karar düzeltme istemi üzerine Kurul bu defa onama kararını kaldırarak söz konusu istemin kabulüne, Mahkemenin 7/5/2014 tarihli kararının bozulmasına ve işin esası hakkında karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine iadesine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucunun Anayasa Mahkemesinin mezkûr iptal kararının doğurduğu hukuki sonuçlardan yararlandırılması istemiyle en son 24/4/2013 tarihinde yeniden yaptığı başvurusunun 6/1/1982 tarihli ve2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 10. maddesi kapsamındaki bir başvuru niteliğinde olduğu, bu başvurunun reddi yolundaki 6/5/2013 tarihli işlemin 9/5/2013 tarihinde tebliği üzerine 28/6/2013 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunun kabulünün gerektiği belirtilmiştir.

11. Bozma kararına uyan Mahkeme 17/5/2017 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucunun 22/9/1997 tarihinde istifa ettiğinin sabit ve ihtilafsız olduğu buna göre iş sözleşmesinin 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermediği ve 1/7/2001 tarihinde emekli olduğunun anlaşılması nedeniyle devlet memurluğunda geçen hizmet süreleri için kendisine emekli ikramiyesi ödenmesine hukuken imkân bulunmadığı belirtilmiştir.

12. Başvurucu, karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi 26/4/2018 tarihinde istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkemenin 17/5/2017 tarihli kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline kesin olarak karar vermiştir. Kararın gerekçesinde özetle;

i. Kanunların yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olaylar bakımından hüküm ifade edeceği yolundaki genel hukuk ilkesi uyarınca, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu"nun 89. maddesinde 17/1/2012 tarihli ve 6270 sayılı Kanun"la yapılan değişiklik ile getirilen ve Sandığa tabi olarak geçen hizmet süreleri yönünden ikramiye ödenmesini hizmetin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması koşuluna bağlayan düzenlemenin 6270 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 26/1/2012 tarihinden sonra emekli olanlara uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

ii. Anayasa Mahkemesinin 5/2/2009 tarihli iptal kararından sonra kanun koyucu tarafından 19/9/2010 tarihli ve 5997 sayılı Kanun"un 14. maddesi ile getirilen düzenlemenin de Anayasa Mahkemesinin 12/5/2011 tarihli ve E.2010/81, K.2011/78 sayılı kararı ile iptal edildiği hatırlatılmıştır.

iii. Bu durumda yeni koşullara göre farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlananlara, Sandığa tabi hizmetlerinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermemiş olması veya son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olmaları nedeniyle kendilerine Sandığa tabi hizmetleri için ikramiye ödemesi yapılmayan ilgililere emekli aylıklarının bağlandığı tarihte yürürlükte bulunan katsayılar gözetilerek 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenmesi gerektiği ifade edilmiştir.

iv. Buna göre de farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle 6270 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 26/1/2012 tarihinden önce yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılan başvurucuya Emekli Sandığına tabi hizmet süresi için emekli ikramiyesi ödenmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

13. Nihai karar başvurucu vekiline 24/7/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

14. Başvurucu 17/8/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

15. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırmada başvurucunun 7/6/2019 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 24/3/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un "Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi" kenar başlıklı 48. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:

"Kabul edilebilirlik şartları ve incelemesinin usul ve esasları ile ilgili diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir."

18. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 80. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:

...

ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.

 (2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir."

19. Başvurucunun bireysel başvuru tarihinden sonra 7/6/2019 tarihinde yaşamını yitirdiği anlaşılmıştır. Başvurucunun ölümünden sonra başvuruya mirasçı olarak devam edilmek istendiğine dair bir talepte bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Başvurucu açısından başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden bulunmamaktadır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun yapılmasından sonra başvurucunun ölümü nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvurucunun ölümü nedeniyle DÜŞMESİNE,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 24/3/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara