Esas No: 2018/26697
Karar No: 2018/26697
Karar Tarihi: 24/3/2021
AYM 2018/26697 Başvuru Numaralı İBRAHİM ÇAMLIBEL Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
İBRAHİM ÇAMLIBEL BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/26697) |
|
Karar Tarihi: 24/3/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Mahmut ALTIN |
Başvurucu |
: |
İbrahim ÇAMLIBEL |
Vekili |
: |
Av. Ayhan AKIN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ruhsatsız olan binanın yıkılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 14/9/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
A. Uyuşmazlığın Arka Planı
6. Başvurucu, Ankara"nın Altındağ ilçesi Hacılar Mahallesi"nde 24044 ada 2 parsel üzerinde 887. sokak No:53 adresinde bulunan taşınmazın hissedarıdır. Söz konusu parsel üzerinde zemin ve üç kattan oluşan betonarme binada, dört dükkân ve altı daire bulunmaktadır.
7. Altındağ Belediyesi (Belediye) tarafından 28/5/2014 tarihinde imar planında yeşil alanda bulunan, başvurucuya ait gecekondunun kaçak ve ruhsatsız olduğu ve imar uygulaması sonucunda kentsel dönüşüm projesi alanında kaldığı gerekçesiyle yıkımına karar verilmiştir. Bu karar gereğince Belediyenin 11/9/2015 tarihli yazıyla binanın yıkıldığı bildirilmiştir.
8. Başvuru formu ve eklerinde bulanan kadastro bilgi formunda binanın 1976 yılında yapıldığı belirtilmiştir. Dava dilekçesi ekinde yer alan imar affı müracaatına ilişkin belgenin tarih kısmı doldurulmamış ise de dava dilekçesinde 19/2/1987 tarihinde başvurulduğu belirtilmiştir. Diğer taraftan başvurucunun talebi üzerine delil tespiti dosyasından alınan bilirkişi raporunda imar affı bedelinin 4/12/1989 tarihinde yatırıldığı belirtilmiştir.
9. Başvurucunun Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı delil tespiti davasında başvuru konusu taşınmazların değerinin tespitine yönelik bilirkişi raporu aldırılmıştır. İnşaat ve kadastro fen bilirkişisi tarafından hazırlanan 3/6/2009 tarihli raporda taşınmazların değeri 211.065 TL olarak hesaplanmıştır.
B. Başvuru Konusu Dava Süreci
10. Başvurucu vekili tarafından Belediyeye yazılan 29/4/2015 tarihli dilekçede, yeşil alanda kalan söz konusu taşınmazlar için 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun"a göre imar affı müracaatında bulunulduğu açıklanmıştır. Öte yandan 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 10. maddesine göre imar planının yürürlüğe girmesinden itibaren kamu hizmetine ayrılan alanların taşınmazların beş yıl içinde kamulaştırılması gerekirken kamulaştırılmadığı belirtilerek taşınmazına hukuki el atıldığı ifade edilmiştir. Buna göre bina maliyet bedelinin ödenmesi talep edilmiştir.
11. Belediyenin 20/5/2015 tarihli cevap dilekçesinde ise söz konusu gecekondunun imar planında yeşil alanda kaldığı ve herhangi bir kamulaştırma çalışmasının bulunmadığı belirtilmiştir.
12. Bunun üzerine başvurucu, 12/8/2015 tarihinde Ankara 2. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) hissedarı olduğu taşınmazın imar planında yeşil alanda kalmasına rağmen uzun süre kamulaştırılmaması ve mülkiyet hakkının belirsiz süre kısıtlanması nedeniyle yapı ve eklentilerinin maliyet bedeli olarak maddi tazminat ve yaşanan mağduriyet nedeniyle de manevi tazminat ödenmesi talebiyle tam yargı davası açmıştır.
13. Mahkemece 21/10/2016 tarihinde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde 7/9/2016 tarihinde yürürlüğe giren 20/8/2016 tarihli ve 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"la 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"na birtakım hükümler eklendiği vurgulanmıştır. Bu bağlamda uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılan taşınmazların kamulaştırılması için öngörülen beş yıllık sürenin 2942 sayılı Kanun"a eklenen geçici 11. madde gereğince bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
14. Başvurucunun istinaf talebi üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesince 5/5/2017 tarihinde, dosya esas kaydının kapatılmasına ve dosyanın Ankara Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesine (Daire) gönderilmesine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, imar affı müracaatı yapılan başvurucuya ait binaların imar planında yeşil alanda kaldığı, uzun süre kamulaştırılmaması ve belirsiz olarak mülkiyet hakkının kısıtlanması nedenleriyle bina ve eklentilerin karşılığı olan tazminatın kamulaştırma bedeli olarak ödenmesinin talep edildiği belirtilmiştir. Ancak uyuşmazlığın parselasyon işlemi sonucu bir başka yerden imar parseli tahsis edilen başvurucuya ait gecekonduya enkaz bedeli ödenip ödenmeyeceğinden kaynaklandığı vurgulanmıştır. Bu durumda, gecekondu-imar affından kaynaklanan uyuşmazlığın Dairece çözümlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
15. Dairece 11/10/2017 tarihinde istinaf başvurusunun kabulüyle Mahkeme kararının kaldırılmasına ve neticede davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucunun hissedarı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan ve diğer hissedarlarından muvafakat alınamadığı için 2981 sayılı Kanun hükümlerinden yararlandırılmayarak ruhsata bağlanmamış olan yapının, ruhsatsız olması nedeniyle Belediye tarafından verilen yıkım kararının iptali istemiyle başvurucu tarafından açılan davanın Ankara 3. İdare Mahkemesince 21/4/2017 tarihinde reddedildiği belirtilmiştir. Öte yandan, anılan yapının üzerinde bulunduğu taşınmazı kapsayan alanda yapılan parselasyon işlemi ile başvurucuya başka bir parselden hisse verildiği açıklanmıştır. Buna göre başvurucunun idarenin bir eylem ya da işleminden kaynaklanan bir zararının bulunmadığı vurgulanarak koşulları gerçekleşmeyen maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddedildiği ifade edilmiştir. Dairenin kesin nitelikli 11/10/2017 tarihli kararı başvurucuya 2/1/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu tarafından Daire kararının kesin nitelikte olmaması nedeniyle temyize konu edilebileceği ileri sürülerek temyiz talebinde bulunulması üzerine Dairece bu kez 2/2/2018 tarihinde temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı temyiz talebinde bulunulması üzerine de Danıştay Altıncı Dairesi tarafından 17/5/2018 tarihinde Dairenin 2/2/2018 tarihli kararının onanmasına karar verilmiştir.
17. Temyiz isteminin reddine dair nihai karar, başvurucu vekiline 16/8/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
18. Başvurucu 14/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 24/3/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu, imar uygulaması kapsamında Belediye tarafından binanın yıkılmasına rağmen taşınmaz üzerindeki yapının ruhsatsız olduğu gerekçesine dayanılarak zararlarının giderilmemesinden yakınmaktadır. Başvurucuya göre Belediye tarafından alınan yıkım kararı hatalı olup taraflarına gönderilen süreli tebligat yazısında kentsel dönüşüm projesinden bahsedilmekle birlikte somut bir proje sunulmamış ve yapı sahipleriyle anlaşmaya gidilmemiştir. Başvurucu diğer yandan başvuru konusu taşınmazla ilgili 2981 sayılı Kanun"a göre imar affı müracaatında bulunulduğunu ancak derece mahkemelerince bu hususta bir değerlendirmede bulunulmadığını ileri sürmüştür. Bu bağlamda hukuka aykırı yıkım nedeniyle kusurlu olan Belediyenin aleyhine tazminat kararı verilmesi gerekirken davanın reddine yönelik kararının bariz bir takdir hatası içerdiğini savunan başvurucu, hukuk güvenliği ilkesinin ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, mülkiyet hakkı dışında hukuk güvenliği ilkesinin de ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Somut olayda başvurucunun asıl şikâyetinin imar uygulaması sonucunda kentsel dönüşüm projesi alanında kalan taşınmazı üzerindeki binanın yıkılmasına rağmen zararlarının giderilmemesine yönelik olduğu anlaşılmakla başvurucunun bütün şikâyetleri mülkiyet hakkının ihlali iddiası kapsamında incelenmiştir.
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün (İçtüzük) 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
23. Kesin nitelikteki kararların öğrenilmesinden itibaren bireysel başvuru süresi başlar. Bu nitelikteki kararlara karşı kanun yoluna başvurulmasının bireysel başvuru süresine bir etkisi bulunmamaktadır (Nesin Kayserilioğlu, B. No: 2012/613, 13/6/2013, § 17).
24. Dairenin başvuru konusu 11/10/2017 tarihli, davanın reddine dair kesin nitelikteki nihai kararı, başvurucu vekiline 2/1/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak başvurucu kesin nitelikteki bu karara karşı temyiz talebinde bulunmuş ve temyiz talebinin reddine dair kararın Danıştay Altıncı Dairesi tarafından 17/5/2018 tarihinde onanmasından sonra 14/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Buna göre nihai kararın tebliğ edildiği 2/1/2018 tarihinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 14/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır (bkz. §§ 15-18).
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 24/3/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.