Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/642 Esas 2017/776 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2017/642
Karar No: 2017/776

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/642 Esas 2017/776 Karar Sayılı İlamı

                        T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS   NO   : 2017/642

          KARAR NO : 2017/776

          KARAR TR  : 25.12.2017              

 

ÖZET : Adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadı-ğından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

             Davacı           : Malatya Kamu Hastaneleri Birliği

             Vekili             : Av. G.Ö.

             Davalı            : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

 Vekili             : Av. S.M.

 

O L A Y        : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Malatya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Beydağı  Sosyal Güvenlik Merkezinin 1.8.2016-(10413895)  gün ve 14224973/1012144.044 sayılı işlemi ile, Malatya Devlet Hastanesinde meydana gelen ve M.D. isimli çalışanın yaralanması ile sonuçlanan iş kazasının, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 14. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen sürede bildirilmediğinden bahisle, söz konusu Kanuna aykırılık nedeniyle, aynı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrası (e) bendi uyarınca Malatya Devlet Hastanesi adına 2.603,00  TL idari para cezası verildiği davacıya bildirilmiş, davacının itirazı aynı Kurumun 15.11.2016 gün ve 2016/125 sayılı komisyon kararı ile reddedilmiştir.

Davacı vekili, idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 MALATYA İDARE MAHKEMESİ: 31.5.2017 gün ve E:2017/213, K:2017/925 sayı ile, 6331 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasının iptal edilmesi istemiyle açılan davada,  6331 sayılı Kanun’da bu Kanun uyarınca verilen idari para cezalarına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 ve 27. maddeleri gereğince davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez aynı  Kurumun 17.11.2016 gün ve 2016/145 sayılı komisyon kararına konu  idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur.

 MALATYA 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 26.7.2017 gün ve D.İş:2017/2422 sayı ile; 6331 sayılı Yasa’da, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından verilen para cezalarına karşı açılan davalarda  5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesine atıf yapıldığı ve 5510 sayılı Yasa  uyarınca  yapılan başvuru konusunda karar verme görevinin idari yargı yerine ait olduğunun açıkça düzenlendiği gerekçesiyle ve Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak  başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 25.12.2017 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

 Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

 Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin  veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

 (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

  Dosyanın incelenmesinden, davacı Malatya Kamu Hastaneleri Birliği vekilinin, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Malatya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Beydağı  Sosyal Güvenlik Merkezinin 17.11.2016 gün ve 2016/145 sayılı komisyon kararının  iptali istemiyle adli yargı yerine yaptığı itiraz sonucunda, Malatya 1. Sulh Ceza Hakimliği’nce itirazın görev yönünden reddine karar verildiği, ancak davacının itiraz dilekçesinde, aynı konuda Malatya İdare Mahkemesi’nce verilmiş görevsizlik kararı bulunduğundan bahsetmesi nedeniyle, görevli yargı yerinin belirtilmesi için dosyanın re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verildiği,  verilen kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, adli yargı dosyasının Mahkememize gönderildiği, bahsedilen idari yargı dosyasının Başkanlıkça Mahkemesinden getirtildiği anlaşılmıştır.

  Uyuşmazlık  Mahkemesi bu durumlarda,  her ne kadar 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönte-me uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, mahkemelerce  re’sen yapılan başvuruların 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi kapsamında olduğunun kabul edilerek Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlıklarının çözüme kavuştu-rulmasının,  gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağı düşüncesiyle görev uyuşmazlıklarının esasını inceleyerek  esasa  ilişkin  karar vermektedir.

 

 Ancak, somut olayda, Mahkemesinden getirtilen idari yargı dosyasının incelenmesinde, davacı Malatya Kamu Hastaneleri Birliği vekilinin,  Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Malatya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü  Beydağı  Sosyal Güvenlik Merkezinin 15.11.2016 gün ve 2016/125 sayılı komisyon kararının  iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açtığı, Malatya  İdare Mahkemesi’nin 31.5.2017 gün ve E:2017/213, K:2017/925 sayılı kararı ile, davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği ve  kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, bu işlem ile ilgili olarak davacı vekilinin adli yargı yerine dava açıp açmadığı konusunda bir bilgi olmadığı gibi, adli yargı yerince davacı Malatya Kamu Hastaneleri Birliği hakkında bu işlem ile ilgili olarak verilmiş bir görevsizlik kararı da bulunmadığı, Mahkememize taraflarca yapılan bir başvurunun da olmadığı, davacı vekilinin, davacı adına verilen aynı  Kurumun 17.11.2016 gün ve 2016/145 sayılı komisyon kararına konu  idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunduğu,  Malatya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 26.7.2017 gün ve D.İş:2017/2422 sayılı kararı ile,  davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle itirazın görev yönünden reddine, ancak aynı konuda Malatya İdare Mahkemesi’nin 31.5.2017 gün ve E:2017/213, K:2017/925 sayılı görevsizlik kararı bulunduğundan,  Malatya İdare Mahkemesi  ile aralarında bahsedilen kararlar yönünden görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden bahisle, dosyanın görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verildiği ve dosyanın Mahke-memize gönderildiği anlaşılmıştır.  

Bu durumda,  adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebe-biyle verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz  görev uyuşmazlığı oluşmadığı gibi, 19. maddede belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı gibi, 19. maddede belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 25.12.2017 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

 

Üye

Birgül

KURT

 

 

Hemen Ara