AYM 2018/22450 Başvuru Numaralı MUSTAFA GÖNÜLAL Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2018/22450
Karar No: 2018/22450
Karar Tarihi: 7/4/2021

AYM 2018/22450 Başvuru Numaralı MUSTAFA GÖNÜLAL Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA GÖNÜLAL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/22450)

 

Karar Tarihi: 7/4/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Kamber Ozan TUTAL

Başvurucu

:

Mustafa GÖNÜLAL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, terörle mücadele kapsamında yaralanmasına rağmen maddi haklardan faydalanılabilmesi için maluliyet şartı aranması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 30/7/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Kamu emeklisi olan başvurucu avukatlık yapmaktadır. Başvurucu 1968 doğumlu olup Ankara"da ikamet etmektedir.

10. Başvurucu 25/1/2017 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) ekli belgelerle birlikte dilekçe sunmuştur. Başvurucu dilekçesinde; 1988 yılında Jandarma Astsubay rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetlerine katıldığını ve Savur ilçesinde görev yaptığı 1991 ile 1994 yılları arasında PKK terör örgütüyle yapılan mücadelede yaralandığını açıklamıştır. Bu kapsamda başvurucu 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu"na 23/1/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan 2/1/2017 tarihli ve 684 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin (684 sayılı KHK) 1. maddesi ile eklenen ek 3. maddesi uyarınca vazife malullüğü aylığı bağlanmasını talep etmiştir.

11. Başvurucu 9/3/2017 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına (Sosyal Politikalar Bakanlığı) müracaat etmiştir. Başvurucu müracaatında; 1991 ile 1994 yılları arasında Savur ilçesinde askerlik yaptığını, PKK terör örgütüyle mücadele kapsamında operasyonlara katıldığını ve bu operasyonlarda yaralandığını ifade etmiştir. Başvurucu 29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan 3/10/2016 tarihli ve 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin (675 sayılı KHK) 14. maddesi kapsamında kendisine gazilik unvanı verilmesini talep etmiştir.

12. Sosyal Politikalar Bakanlığı 16/3/2017 tarihinde başvurucunun gazilik unvanı verilmesi talebini reddetmiştir. Sosyal Politikalar Bakanlığı, 684 sayılı KHK ile eklenen hüküm uyarınca 3713 sayılı Kanun kapsamında yaralanmalarına rağmen malul sayılmamaları nedeniyle maaş bağlanamayan kişilere maaş bağlanabileceğini açıklamıştır. Sosyal Politikalar Bakanlığı, 675 sayılı KHK"nın 14. maddesindeki düzenlemenin yalnızca 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaralanan kişileri kapsadığını belirtmiştir.

13. SGK 29/5/2017 tarihinde başvurucunun vazife malullüğü aylığı bağlanması talebini reddetmiştir. SGK, başvurucu adına Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 18/11/1993 tarihli raporun sağlık kurulunca incelendiğini belirtmiştir. SGK; rapordaki rahatsızlığın terör nedeniyle yaralanma olayından sonra oluşan rahatsızlığın devamı olduğunu, başvurucunun malul olmadığını ve 13/7/1953 tarihli ve 4/1053 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yayımlanan Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında Nizamname"ye göre tespit edilecek bir derece bulunmadığını açıklamıştır.

14. Başvurucu 19/4/2017 tarihinde, 675 sayılı KHK"nın 14. maddesi kapsamında gazilik unvanı verilmesi talebiyle Sosyal Politikalar Bakanlığına yaptığı müracaatın reddine ilişkin işlemin iptali için dava açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde; 675 sayılı KHK"nın 14. maddesi uyarınca 15 Temmuz darbe girişimine karşı mücadelede yaralananlara bazı hakların tanınmasında maluliyet derecesi aranmadığını, buna karşılık PKK terör örgütüyle mücadele edenler için maluliyet aranmasının ayrımcılığa neden olduğunu ifade etmiştir. Başvurucu, terör örgütlerine karşı mücadele edenlerin farklı muameleye tabi tutulduğunu ve talebinin reddi nedeniyle maddi haklardan mahrum bırakıldığını iddia etmiştir.

15. Ankara 7. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 14/11/2017 tarihinde davayı reddetmiştir. Mahkeme kararın gerekçesinde; 675 sayılı KHK"nın 14. maddesinin 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler nedeniyle malul olan kamu görevlileri ve sivillere gazilik unvanı verilmesini düzenlediğini belirtmiştir. Mahkeme, başvurucunun ise darbe teşebbüsünde değil bunun öncesinde görev yaptığı sırada yaralandığını ifade ederek Sosyal Politikalar Bakanlığının ret işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını açıklamıştır.

16. Başvurucu 15/2/2018 tarihinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Başvurucu istinaf dilekçesinde; 675 sayılı KHK"nın 14. maddesi ile herhangi bir maluliyet derecesine bakılmaksızın herkese gazilik unvanı verildiğini, kanunla öngörülmesi gereken bir hususta kapsamı daraltmak için KHK ile düzenleme yapıldığını ve yapılan düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

17. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi 17/5/2018 tarihinde Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğunu belirterek istinaf başvurusunu kesin olmak üzere reddetmiştir.

18. Nihai karar 12/7/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

19. Başvurucu 30/7/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

20. 675 sayılı KHK"nın "Gazilik unvanı verilenler" kenar başlıklı 14. maddesi şöyledir:

"(1) 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle malul olan kamu görevlileri ve siviller ile bu eylemlerin devamı niteliğindeki eylemlerin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan kamu görevlileri ve sivillere, yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik unvanı verilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenir."

21. 3713 sayılı Kanun"un ek 3. maddesi şöyledir:

"21 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (h), (i) ve (j) bentleri kapsamında terör eylemi nedeniyle yaralanmış olup ilgili mevzuatına göre malul sayılmamaları nedeniyle aylık bağlanamayanlardan, talepleri üzerine 13/7/1953 tarihli ve 4/1053 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında Nizamname hükümlerine göre derece tespiti yapılanlara, bu dereceleri esas alınarak aşağıda yazılı gösterge rakamlarının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda, nakdi tazminat karar tarihini takip eden aybaşından başlamak üzere aylık bağlanır.

Dereceler Göstergeler

 1 22.382

 2 20.821

 3 19.259

 4 17.698

 5 16.136

 6 14.616

Ancak, herhangi bir sigortalılık statüsüne tabi çalışmaları olanlara bağlanacak ilk aylığın tutarı, aylık bağlanmasına ilişkin şartlar aranmaksızın bu aylığa hak kazanıldığı tarihteki unsurlar ve mevcut hizmet süreleri esas alınarak hesaplanacak emekli veya yaşlılık aylığının % 25 artırımlı tutarından az olamaz. Bunlardan aylık başlangıç tarihinden önce ilgili mevzuatı uyarınca aylık bağlanmış olanlara, durumuna göre belirlenecek gösterge rakamı karşılığı bulunacak aylık miktarından az olmamak üzere, aylık başlangıç tarihinde ödenmekte olan veya aylıkları kesilmiş olanlar için ödenebilecek emekli, yaşlılık veya malullük aylıkları % 25 oranında artırılır. Bu madde uyarınca aylık bağlananlar hakkında 5510 sayılı Kanunun5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükümleri uygulanır. Bu aylıklar, vefatları halinde, anne ve baba için herhangi bir şart aranmaksızın, 5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi esas alınarak hak sahiplerine ölüm aylığı olarak intikal ettirilir. Bu şekilde aylığa hak kazanılmasından önce geçen her türlü sigortalılık ve prim ödeme süreleri, iştirakçilik ve fiili hizmet süreleri ile bunların itibari ve fiili hizmet süresi zammı olarak değerlendirilen süreleri; aylığa hak kazanılmasından sonra geçen sigortalılık ve çalışma sürelerinin tabi olacağı sigortalılık haliyle birleştirilmez ve sonradan geçen sigortalılık veya çalışma süreleri yaşlılık/emekli, malullük ya da ölüm/dul veya yetim aylığı bağlanmasında veya toptan ödeme yapılmasında ilgili mevzuatına göre ayrı bir çalışma veya sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu şekilde aylık bağlananlardan, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlara, ikramiyeye esas hizmet süreleri için ayrıca emekli ikramiyesi ödenir. Ayrıca, aylık bağlandıktan sonraki çalışmaları için 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümleri uygulanmaz.

Bu madde uyarınca aylık bağlananlardan söz konusu yaralanmalarına bağlı olarak sonradan malul olduklarına karar verilenlere, karar tarihini takip eden aybaşından itibaren ilgisine göre bu Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrası hükümleri uygulanır ve bu madde hükümlerine göre bağlanmış olan aylıkları vazife malullüğü aylığının başladığı tarihten itibaren kesilir. Bunlardan emekli ikramiyesine hak kazanacak olanların emekli ikramiyesinin hesabında daha önce ikramiye ödenen süreler dikkate alınmaz. Bu Kanunun 21 inci maddesi kapsamında vazife malullüğü aylığı bağlanmış olup, kontrol muayenesi sonucunda maluliyetlerinin sona erdiğine karar verilenlerden bu madde kapsamına girenlere, vazife malullüğü aylığına hak kazanıldığı tarihteki mevcut hizmet süreleri, unsurlar ve memur aylık katsayısı ile varsa almakta oldukları aylıklar esas alınarak birinci fıkra uyarınca hesaplanacak tutarın; aylık artışları ile artırılması sonucu bulunacak tutar üzerinden vazife malullüğünün kesildiği tarihten itibaren bu madde hükümleri uyarınca aylık bağlanır. Ancak, bu kapsamda aylık bağlanması sebebiyle ikramiye ödenmez.

Bu maddedeki hükümler saklı kalmak kaydıyla bağlanan bu aylıklar hakkında vazife malullüğü aylığı hükümleri uygulanır ve Sosyal Güvenlik Kurumunca bağlanan aylıklar her yıl sonunda faturası karşılığında Maliye Bakanlığından tahsil edilir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Mahkemenin 7/4/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

23. Başvurucu, terör örgütlerine karşı mücadele eden kişilerin farklı muameleye tabi tutulduğunu iddia etmiştir. 15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı mücadele edenler yönünden maluliyet oranı aranmazken PKK terör örgütüne karşı mücadele edenler bakımından maluliyet oranı aranmasının ayrımcılık olduğunu belirten başvurucu, bazı maddi haklardan mahrum kaldığını belirtmiştir. Başvurucu; 684 sayılı KHK ile yapılan değişiklik ile haksızlık giderilmeye çalışıldığını, buna rağmen SGK"nın talebini reddettiğini ve böylece hiçbir haktan yararlanamadığını ifade etmiştir. Başvurucu sonuç olarak bu gerekçelerle mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

24. Bakanlık görüşünde; başvurucunun vazife malullüğü aylığı bağlanması talebinin reddine ilişkin SGK"nın 29/5/2017 tarihli işlemine karşı yargısal yollara başvurmadığını belirtmiştir. Bakanlık, sosyal güvenlik hakkı bağlamındaki taleplerin ortak koruma alanına girmediğini ve başvurucunun meşru bir beklentisi bulunmadığından başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulunması gerektiğini açıklamıştır. Bakanlık ayrıca, 684 sayılı KHK hükümlerine göre ve derece tespiti şartı çerçevesinde bağlanacak aylığa ilişkin esasların SGK"ya sorulmasının uygun olacağını bildirmiştir.

B. Değerlendirme

25. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, mülkiyet hakkı ile birlikte eşitlik ilkesinin de ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bununla birlikte gazilik unvanına bağlı maddi haklar yönündeki şikâyetlerin esas itibarıyla mülkiyet hakkını ilgilendirdiği anlaşıldığından başvurucunun bütün şikâyetleri, mülkiyet hakkının ihlali iddiası kapsamında incelenecektir.

26. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir.

27. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

28. Başvuru yollarının tüketilmesi gereğinden söz edilebilmesi için öncelikle hukuk sisteminde hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişinin başvurabileceği idari veya yargısal bir hukuki yolun öngörülmüş olması gerekmektedir. Ayrıca bu hukuki yolun iddia edilen ihlalin sonuçlarını giderici, etkili ve başvurucu açısından makul bir çabayla ulaşılabilir nitelikte olması ve sadece kâğıt üzerinde kalmayıp fiilen de işlerliğe sahip bulunması gerekmektedir. Olmayan bir hukuki yolun tüketilmesi başvurucudan beklenemeyeceği gibi hukuken veya fiilen etkili bulunmayan, ihlalin sonuçlarını düzeltici bir vasıf taşımayan veya aşırı ve olağan olmayan birtakım şeklî koşulların öngörülmesi nedeniyle fiilen erişilebilir ve kullanılabilir olmaktan uzaklaşan başvuru yollarının tüketilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır (Fatma Yıldırım, B. No: 2014/6577, 16/2/2017, § 39).

29. Başvurucu 3713 sayılı Kanun"un ek 3. maddesi kapsamında maluliyet aylığı bağlanmasını SGK"dan talep etmiştir. SGK başvurucunun talebini reddetmiştir. Bundan ayrı olarak başvurucu 675 sayılı KHK"nın 14. maddesi kapsamında durumunun değerlendirilmesi için Sosyal Politikalar Bakanlığına başvurmuştur. Sosyal Politikalar Bakanlığı, başvurucunun 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaralanan kişilerden olmadığını belirtmiştir. Sosyal Politikalar Bakanlığının ret işleminin iptali için açılan dava ise başvurucunun 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsüne karşı mücadele sırasında yaralanmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucu, redde ilişkin nihai karar sonrasında bireysel başvuruda bulunmuştur.

30. Başvurucu 675 sayılı KHK"nın 14. maddesi uyarınca 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü sırasında yaralananlara maluliyet derecesine bakılmaksızın maddi haklar sağlanırken kendisinin de terörle mücadele kapsamında yaralanmasına rağmen %60 oranında maluliyet şartı aranması nedeniyle maddi haklar verilmemesinden şikâyetçidir.

31. Somut olayda başvurucunun durumunun 675 sayılı KHK"nın 14. maddesi kapsamında değerlendirilmesi talebinin Sosyal Politikalar Bakanlığınca kabul görmemesine karşı açtığı davanın reddi sonrası bireysel başvuruda bulunduğu görülmektedir. Başvurucunun 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sırasında yaralandığına dair bir tespit olmadığı gibi başvurucunun böyle bir iddiası da yoktur. Bununla birlikte başvurucunun idari yargıda ve bireysel başvuruya konu yaptığı iddia darbe teşebbüsüne karşı mücadele kapsamında gazilik unvanı verilmemesine ilişkindir.

32. Öte yandan başvurucunun yakındığı durumu 3713 sayılı Kanun"un ek 3. maddesine rağmen maluliyet şartı aranması ve bu şart karşılanmadığından maddi haklardan mahrum kalması teşkil etmektedir. Bu bağlamda söz konusu şikâyet edilen işlemi, SGK"nın ret işlemi oluşturmaktadır. Başvurucunun maluliyet aylığı bağlanması talebi SGK tarafından reddedilmiş olmasına rağmen başvurucu söz konusu ret işlemine karşı iptal davası açtığını gösterir herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunmamıştır.

33. Başvurucu, malul sayılmasına bağlı olarak talep edebileceği haklardan mahrum kaldığını ileri sürmektir. Buna karşın işlemin iptali davasına ve bireysel başvuruya getirdiği idari işlem ise 675 sayılı KHK"nın 14. maddesi kapsamına girip girmediğine ilişkindir. Başvurucunun 3713 sayılı Kanun"un ek 3. maddesi kapsamında aylık bağlanması talebi SGK tarafından 29/5/2017 tarihinde reddedilmiştir. Başvurucu söz konusu işleme karşı iptal davası açmamıştır.

34. Etkin ve erişilebilir bir çözüm imkânı sunan hukuk yollarına başvurulmaksızın yapılan bireysel başvuruların incelenmesi, bireysel başvuru yolunun ikincilliği ilkesi gereği mümkün değildir. Sonuç olarak ihlale neden olduğu ileri sürülen söz konusu iddiaya ilişkin olarak başvuru yolları usulünce tüketilmemiştir.

35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik nedenleri incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 7/4/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara