Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6283 Esas 2022/1596 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6283
Karar No: 2022/1596
Karar Tarihi: 23.03.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6283 Esas 2022/1596 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/6283 E.  ,  2022/1596 K.

    "İçtihat Metni"

    Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı kooperatif vekili; müvekkilinin 21.04.2019 tarihli genel kurulunda alınan karar uyarınca önceden yapılan kesin maliyet hesaplarının iptaline karar verildiğini ve yeniden yapılan maliyet hesabına göre davalıdan talep edilen bedeli davalının ödemediğini bu nedenle öncelikle tapu kaydının iptalini mümkün olmazsa ıslah talebiyle 230.876,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; kooperatif üyesi olmadığını, önceden yapılan kesin maliyet hesabına göre talep edilen ödemeyi yaparak bağımsız bölüm tapusunu alıp kooperatiften istifa ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; kooperatif genel kurulunca oluşturulan komisyon tarafından belirlenen kesin maliyet hesabını davalının ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf talebi Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir.
    Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.
    Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler.
    Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir.
    Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir.
    Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat bittikçe biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre % 10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerinin teslim edilerek kooperatiften istifa edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir.
    Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir.
    Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.
    Yine somut olaya gelindiğinde mahkemece; Kooperatifler Kanununun 81. maddesine istinaden amacına ulaşarak dağılma sürecine girmiş kooperatiflerde istifa eden üyeden bağımsız bölümün tapusunun istenemeyeceği gerekçe gösterildikten sonra kooperatifin henüz amacına ulaşmadığı bu nedenle tapu iptali talep edilemeyeceği sonucuna varılarak çelişkiye düşülmüş ise de tapu iptali talebinin reddi kararı davacı vekilince temyiz edilmediği için bu konuda kararın bozulmasına gerek duyulmamıştır. Kaldı ki geçersiz de olsa kooperatif Ana Sözleşmesinin 61 ve 62. maddelerine istinaden üyelerin istifasının gerçek iradeyi yansıtmaması nedeniyle bu üyelerin üyeliklerinin devam ettiği kabul edildiğinde tapu iptali talebinin reddi kararı sonucu itibariyle doğru olmuştur. Ancak kooperatiflerde kesin maliyet hesabının nasıl yapılacağı ana sözleşmelerinde belirlidir. Kesin maliyet yok sayılan ana sözleşme değişikliği yapılmamış olsaydı nasıl yapılacak idiyse o şekilde yapılacaktır. Kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62. maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır.
    Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir. Bu durumda mahkemece eldeki davanın erken dava olduğu gerekçesiyle reddi ile masraf ve vekalet ücretinin bu doğrultuda sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 23.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara