AYM 2018/15130 Başvuru Numaralı HASAN BAŞARAN Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2018/15130
Karar No: 2018/15130
Karar Tarihi: 7/4/2021

AYM 2018/15130 Başvuru Numaralı HASAN BAŞARAN Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASAN BAŞARAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/15130)

 

Karar Tarihi: 7/4/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ

Başvurucu

:

Hasan BAŞARAN

Vekili

:

Av. Temel EKEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, gözaltı sürecinde kolluğun fiziki saldırılarına maruz kalınması ve bu eylemlerle ilgili olarak etkili bir soruşturma yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 31/5/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden erişilen, Beypazarı Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu ve olay sırasında görevli olmayan polis memuru Ş.K. arasında trafikte tartışma yaşanmış ve şahıslar birbirlerini karşılıklı olarak darbetmiştir.

8. Olayın kolluk birimlerine haber verilmesi üzerine polis memurları E.G. ve S.Y. başvurucunun ikamet adresine giderek adli işlemler için başvurucuyu polis merkezine davet etmiş, başvurucunun karşı çıkması üzerine zor kullanarak başvurucuyu polis aracına bindirmişlerdir.

A. Başvurucunun Beyanı

9. Soruşturma aşamasında başvurucunun olayın gerçekleştiği gün olan 15/12/2017 tarihinde alınan ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...Aracımıza binerek ikamet adresimiz olan ... yere geldik. Araçtan ineceğim sırada yanımıza sivil bir araç geldi ve benim aracımın önünü kesti. Araçtan yine sivil kıyafetli 2 erkek şahıs indi. Sonra bende araçtan indim. Yanıma gelen şahıslar "biz polisiz" dediler ancak kimliklerini göstermediler. Bana hitaben "sen nasıl polis döversin, sana göstereceğiz, dön arkanı dön" diye bağırdılar. Bende ne olduğunu anlamadan "bir dakika durun, ne oluyor" dedim. Eşim [F.B.] polis olduğunu iddia eden şahıslara kimliklerini göstermesini söyledi. Ancak şahıslar herhangi bir kimlik göstermediler. Sonra bana zor kullanarak ellerimi arkaya doğru getirdiler ve ellerimi arkadan kelepçelediler. O esnada eşim [F.] birşeyler söyledi ancak ben dediğini şu an hatırlamıyorum. Eşimin söylediklerine karşılık ise polisler "git nereye şikayet edersen et" diye karşılık verdiler. Beni kelepçeledikten sonra polis aracına bindirdiler ve beni oradan alarak götürmeye başladılar. Araca binerken ismini sonradan öğrendiğim [E.G.] isimli polis memuru bana ana avrat küfür etti. Diğer polis memuru [S.Y.] hiç hakaret etmedi, kötü davranışta bulunmadı. Ekip aracıyla giderken sürücü koltuğunda [E.G.] vardı. Araç ile giderken mezarlığın arkasına doğru gittik. Araç orada durdu. [E.] isimli polis araçtan indi ve yanıma geldi "sen demek polis döversin, hadi şimdi de beni döv bakalım, sen vatan haini misin, terörist misin" diyerek kolumdan tutup beni aşağıya indirmeye çalıştı. Bende "ben terörist vatan haini değilim, bana bu şekilde vatan haini terörist diyemezsin" diyerek karşılık verdim. Sonra [E.G.] beni bıraktı ve araca tekrar bindi. Sonrasında beni polis merkezine götürdüler. Polis merkezine geldiğimde ismini bilmediğim 2 sivil kıyafetli erkek şahıs, sanırım sivil polisler bana "ananı avradını s... O... çocuğu" diyerek hakaret ettiler. Ayrıca hakaret eden bu iki şahıs beni polis merkezinde göğsüme ve karın bölgeme elleri ve ayaklarıyla vurarak darp ettiler. Ben sivil kıyafetli olan bu iki polis memurunu ismen tanımıyorum ancak şahısları görsem tanırım ve net olarak teşhis edebilirim..."

B. Soruşturma İşlemleri Neticesinde Verilen Kararlar

10. Soruşturma kapsamında Başsavcılık, başvurucu ile Ş.K., M.T. ve M.B.Ö. hakkında 16/3/2018 tarihli iddianame düzenlenmiştir. İddianamenin ilgili kısmı şöyledir:

"Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı olan Ş.K.nın 14/12/2017 tarihinde, sevk ve idaresi altında bulunan... plakalı araçla, eşi [B.K.] ile birlikte Hacıkara Mahallesi Yıldırım Beyazıt Caddesi üzerinde seyir halinde olduğu, Hasan Başaran’ın ise eşi [F.B.] ile birlikte belirtilen cadde üzerinde sevk ve idaresi altında bulunan ... plakalı araç ile bekleme yaptığı, [Ş.K.] nın yola devam edebilmek maksadıyla Hasan Başaran’a sellektör yaptığı, bunun üzerine önce Hasan Başaran’ın, daha sonra [Ş.K.] nın araçlarından indikleri, tarafların yol ve sellektör meseleleri yüzünden tartıştıkları, taraflar arasında çıkan sözlü tartışmanın kavgaya dönüştüğü,

Hasan Başaran’ın eniştesi olan ve olay yerinde bulunan [M.T.] nin kavgaya müdahil olarak [Ş.K.] nın yüzüne yumruk attığı, Hasan Başaran ve [M.T.] nin yere düşen [Ş.K.] ya tekme attıkları ve elleri ile yine vücudunun çeşitli yerlerine vurdukları, kavga sırasında [Ş.K.] nın da Hasan Başaran"a yumruk attığı,

Akabinde Hasan Başaran ve [M.T.] nin olay yerinden uzaklaştıkları,

Hasan Başaran’ın [F.B.] ile birlikte ... bulunan ikametgahına gittiği, gerekli adli işlemlerinin yapılabilmesi için olay tarihinde görevli polis ekibince Beypazarı İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne davet edildiği, bunun üzerine Hasan Başaran’ın görevli polis memurlarına hitaben "Terörist mi alıyorsunuz lan, ben gelmiyorum" dediği, görevli polis memuru [E.G.] yi iteklediği ve bu şekilde ekipten kurtulmaya çalışarak direndiği sırada [E.G.] nin ayağına bastığı ve yaralanmasına neden olduğu,

Daha sonra ekip aracına bindirildiği ve adli işlemleri için Beypazarı Ş.E.D. Polis Merkezi Amirliği’ne götürüldüğü, olay tarihinde nöbetçi amir olan [M.B.Ö.] nün bu nedenle karakolda bulunduğu, olay nedeniyle Hasan Başaran’ın göğsüne ve karnına, elleri ve ayakları ile vurduğu, ayrıca Hasan Başaran’a hitaben "O çocuğu ne hale getirmiş onun a.ına koyacam, a... koduğumun ... seni, anasını s... evladı, ...Senin a.. koyacam a... koduğumun şerefsizi" dediği, incelenen kamera kayıtları, bu kameralara ait ses kayıtları, özellikle ses kayıtlarında geçen "[M.] çok pis dal...abi....[M.] çok pis dal...." şeklindeki ibareler ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilen [M.B.Ö.] nün savunması nazara alındığında açıklanan eylemlerin son derece sabit olduğunun görüldüğü,

Alınan adli muayene raporlarında, [Ş.K.] nın ve Hasan Başaran’ın yaralanmalarının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun, [E.G.]nin yaralanmasının ise bu nitelikte olmadığının, vücudunda kemik kırığına neden olduğunun, bu kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) derecede olduğunun tespit edildiği,

Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; iştirak iradesi ile hareket eden Hasan Başaran ve [M.T.] nin [Ş.K.]yı darp ederek yaraladıkları, [Ş.K.] nın da Hasan Başaran’ı yaraladığı, Hasan Başaran’ın görevli polis memurlarına hitaben "Terörist mi alıyorsunuz lan, ben gelmiyorum" diyerek hakarette bulunduğu ve direndiği, görevli polis memurlarından [E.G.] yi iteklediği, ayrıca bu sırada [E.G.]nin ayağına basarak yaralanmasına neden olduğu, [M.B.Ö.] nün ise adli işlemler için karakolda bulunan Hasan Başaran’ı darp ederek yaraladığı, ayrıca yukarıda belirtilen şekilde hakarette ve tehditte bulunduğu,

Hasan Başaran’ın eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 125/1-3.a-4, 265/1-5 ve 86/1, 87/3 maddelerinde düzenlenen kasten yaralama, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları kapsamında kaldığı, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarının aynı yasanın 43/2 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerine tabi olduğu, [M.T.] ve [Ş.K.]nın eylemlerinin86/2 maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçu kapsamında kaldığı, [M.B.Ö.]nün eyleminin ise 86/2-3. d, 125/1-4, 106/1.1.cümle maddelerinde düzenlenen kasten yaralama, hakaret ve tehdit suçları kapsamında kaldığı kanaati ile..."

11. Başsavcılığın 16/3/2018 tarihli kararıyla şüpheliler E.G., S.Y., Ş.K. ve A.D. hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Hasan Başaran’ın [F.B.] ile birlikte ... bulunan ikametgahına gittiği, gerekli adli işlemlerinin yapılabilmesi için olay tarihinde görevli polis ekibince Beypazarı İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne davet edildiği, bunun üzerine Hasan Başaran’ın görevli polis memurlarına hakaret ettiği ve direndiği, [E.G.]nin sevk ve idaresi altında bulunan ekip aracına bindirildiği, araçta görevli polis memuru [S.Y.]nin de bulunduğu, tahkikat evrakında bulunan krokide ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere Hasan Başaran’ın ikametgahı önünden hareket eden aracın sırasıyla Ankara Üniversitesi Beypazarı Meslek Yüksek Okulu ve Beypazarı İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü önünden geçtiği ve mezarlığın arka giriş kapısına doğru ilerlediği, ancak 3 dakika 31 saniye sonra geri döndüğü ve Beypazarı Ş.E.D. Polis Merkezi Amirliğine doğru hareket ettiği, bu hususta başkaca bir kamera kaydı bulunmadığının tespit edildiği,

Hasan Başaran’ın Beypazarı Ş.E.D. Polis Merkezi Amirliği’ne götürüldüğü,

Hasan Başaran’ın olayın sıcağı sıcağına alınan ve Cumhuriyet başsavcılığımızda da aynen tekrar etmiş olduğu ilk ifadesinde [E.G.]nin kendisine ana avrat küfrettiğini, [S.Y.]nin ise hakaret etmediğini ve herhangi bir kötü davranışta bulunmadığını, karakolda 2 sivil polis tarafından darp edildiğini ve bu polislerin kendisine hitaben "ananı avradını s... o... çocuğu" dediklerini belirttiği, kolluk görevlilerince yapılan mülakatta1 polis memuru tarafından darp edildiğini, diğer polis memurunun sadece hakaret ettiğini beyan ettiği, müdafii aracılığıyla ibraz etmiş olduğu ve sonradan geliştirildiği kanaatine ulaşılan dilekçede ise bu sırada [E.G.] tarafından darp edildiğini beyan ettiği, [S.Y.] hakkında da çeşitli ithamlarda bulunduğu ayrıca bu sefer şikayetçi de olduğunun görüldüğü,

Karakolda bulunan sivil polis memurlarının açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edildiği, alınan ifadelerinde atılı suçları kabul etmediklerinin görüldüğü, ancak görevli polis [M.B.Ö.]nün eylemlerinin sabit bulunduğu,

Olay yerinde ve karakolda bulunan kamera kayıtlarının incelendiği, yine tanık olan şahısların ifadelerinin alındığı ve olayın etraflıca araştırıldığı, toplanan delillerin açıklanan hususları dışında Hasan Başaran’ın iddialarını destekler nitelikte olmadıklarının tespit edildiği,

Bu kameralara ait ses kayıtlarının incelenmesinde ise Hasan Başaran’ın çok uzun bir süre suç ortağının açık kimlik ve adres bilgilerini paylaşmadığının, ısrarla olayı tek başına gerçekleştirdiğini belirttiğinin, ayrıca [A.D.]ye ait olabileceği düşünülen herhangi bir hakaret ve tehdit içeren söze de rastlanmadığının görüldüğü,

Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; [Ş.K.]nın [M.T.]ye karşı suç içeren herhangi bir eyleminden söz edilemeyeceği, Hasan Başaran’a karşı tehditte bulunduğuna dair Hasan Başaran’ın soyut iddialarından başkaca herhangi bir delilin dosyada mevcut olmadığı, olaya karışan şüpheli şahıs sayısı, bu şahıslardan birinin hala yakalanmamış olması, bu hususta devam eden çalışmalar, şahsın bulunduğu iddia edilen mevkii, zaman dilimi ve destekler nitelikteki kameralara ait ses kayıtları da gözetildiğinde [E.G.] ve [S.Y.]nin Hasan Başaran’a karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediklerinden de söz edilemeyeceği, ayrıca [E.G.]nin Hasan Başaran’a karşı hakarette ve tehditte bulunup Hasan Başaran’ı darp ettiğine, yine [A.D.]nin Hasan Başaran’a karşı darpta, hakarette ve tehditte bulunduğuna dair iddiadan başkaca herhangi bir delilin dosyada mevcut olmadığı, salt iddia ile kamu davası açılamayacağı anlaşılmakla..."

12. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz, Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 7/5/2018 tarihli kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.

13. Anılan karar 15/5/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 31/5/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

C. Bireysel Başvuru Sonrasındaki Süreç

14. Başvurucu, polis memurları tarafından mezarlığa götürüldüğünü, 3 dakika 31 saniye sonra mezarlıktan döndüklerinin kamera kayıtlarıyla sabit olduğunu, burada hürriyetinden yoksun bırakıldığını, tehdit, hakaret ve darp eylemlerine maruz kaldığını ileri sürmüş; ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur.

15. Yargıtay 8. Ceza Dairesi 16/12/2019 tarihinde, anılan karara karşı yapılan kanun yararına bozma talebini kabul etmiştir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, şüpheliler E.nin ve Y.nin başvurucuyu polis merkezine götürmek için araca bindirdikten sonra mezarlığa doğru gittikleri ve 3 dakika 31 saniye sonra aynı güzergâhtan dönüp polis merkezine döndükleri hususunun kamera kayıtlarıyla sabit olduğu, şüphelilerin başvuruya karşı hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri konusunda yeterli delilin bulunduğu, ayrıca şüpheli M.nin azmettiren sıfatıyla sorumlu olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin kararını bozmuştur.

16. Kanun yararına bozma kararı üzerine Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hâkimliği ek kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın kısmen isabetsiz olduğu gerekçesiyle kaldırılmasına karar vermiştir.

17. Anılan karar üzerine Başsavcılık, şüpheliler E.G., S.Y. ve A.D. hakkında8/12/2020 tarihli iddianame düzenlenmiştir. İddianamenin ilgili kısmı şöyledir:

"Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; şüphelilerden A.]nın müştekiye yönelik BTM ile giderilecek şekilde yaralama eyleminde bulunduğu, müştekiye yönelik "ananı avradını s..., o... çocuğu" şeklinde tehdit ve hakarette bulunduğu, diğer şüpheliler [E.] ve [S.]nin müştekiyi ekip aracına aldıktan sonra hakkında işlem yapmak üzere polis karakolunun zıt istikametine araç ile gittikleri, yaklaşık 3 dakika 31 saniye sonra dönüşe geçtikleri, araç içerisinde iken müşteki darp ettikleri, bu haliyle şüpheliler [E.] ve [S.]nin üzerilerine atılı Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçunu işledikleri anlaşılmakla,...."

IV. İLGİLİ HUKUK

18. İlgili hukuk için bkz. İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17; Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 18; Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 55; Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 112.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 7/4/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu; ikametine gelen polisler tarafından zor kullanılarak polis aracına bindirildiğini, polis merkezinin zıt istikametinde bulunan mezarlığa götürüldüğünü, burada özgürlüğünden yoksun bırakıldığını, darbedildiğini, hakaret ve tehditlere maruz kaldığını, şikâyetçi olduğu polisler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek kötü muamele yasağının, adil yargılanma hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetleri kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.

22. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"…Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

24. Başvuru yollarının tüketilmesi koşulu, bireysel başvurunun temel hak ihlallerini önlemek için son ve olağanüstü bir çare olmasının doğal sonucudur. Diğer bir ifadeyle temel hak ihlallerini öncelikle idari makamların ve derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, başvuru yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılmaktadır (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 20).

25. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi, idari ve yargısal makamların görevidir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

26. Somut olayda başvurucu, ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunmuş, bu talebi Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından kabul edilmiş ve kötü muamelesine maruz kaldığını ileri sürdüğü polisler hakkında Başsavcılık tarafından iddianame düzenlenmiştir. Bu durumda başvurucunun şikâyeti hakkında kovuşturma sürecinin devam ettiği ve başvurucunun olağan kanun yollarını tüketmeden bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.

27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 7/4/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara