Esas No: 2018/778
Karar No: 2019/44
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/778 Esas 2019/44 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/778 KARAR NO : 2019/44 KARAR TR: 28.01.2019
|
ÖZET: Karayolları Genel Müdürlüğü 3. Bölge Müdürlüğünde alt işveren firmada işçisi olarak çalışan davacı tarafından, adı geçen Genel Müdürlüğe işçi alımına ilişkin imzalanan protokol ve ek protokol kapsamında, sürekli işçi kadrosuna alınmak için gerekli şartları taşıdığı halde kadroya alınmadığından bahisle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Karayolları Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
KARAR
Davacılar :İdari Yargıda Adli Yargıda S.A.T.- S.A.T.
2-İ.D.
Vekili : Av. A.E.A.
Davalı : Karayolları Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. M.Ş.H.
O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karayolları Genel Müdürlüğü 3. Bölge Müdürlüğünde alt işveren firmanın işçisi olarak çalışan davacı tarafından, adı geçen Genel Müdürlüğe işçi alımına ilişkin imzalanan 29.4.2015 tarihli protokol ve 5.4.2016 tarihli ek protokol kapsamında, sürekli işçi kadrosuna alınmak için gerekli şartları taşıdığı halde kadroya alınmadığından bahisle, yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Karayolları Genel Müdürlüğü"nün 7.9.2016 tarih ve E378142 sayılı işleminin; 3. Bölge Müdürlüğü nezdinde taşeron firmada yol bakım/yapım işçisi olarak 13.4.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, protokol kapsamında şartları taşıdığı halde kadroya alınmamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
KONYA 1. İDARE MAHKEMESİ: 7.11.2017 gün ve E:2016/1406, K:2017/1763 sayı ile, davalı idare bünyesine düz işçi alımının kamu işveren tarafını temsil eden sendika ile işçi tarafını temsil eden sendika arasında imzalanan protokol ve ek protokol hükümleri kapsamında gerçekleştirildiği, protokolün hukuki niteliğinin genel sözleşme niteliğinde olduğu, tarafların serbest iradelerine dayanılarak düzenlendiği ve özel hukuk hükümlerine tabi bir sözleşme olduğu düşünüldüğünde, tarafların serbest iradelerine dayanılarak düzenlenen özel hukuk sözleşmesi niteliğinde bulunan protokol kapsamında işe alımların gerçekleştirildiği ve davacının kadrolu işçi olarak alınmamasına yönelik işlemin de adı geçen protokol kapsamında değerlendirilerek kamu işverenince (davalı idarece) tesis edildiği anlaşılmakla, idarenin tek yanlı iradesi ile kamu gücüne dayanılarak işlem tesis ettiğinden bahsedilemeyeceğinden, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı merciilerinin (İş Mahkemesinin) görevine girdiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 15 inci maddesinin 1-a bendi hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
Konya Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi: 3.4.2018 gün ve E:2018/225, K:2018/707 sayı ile, istinaf başvurusunda bulunulan mahkeme kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 45. maddesinde sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf isteminin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacılar vekili bu kez aynı istemle her iki kişi (davacı) adına adli yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 24. İŞ MAHKEMESİ: 28.5.2018 gün ve E:2018/154, K:2018/298 sayı ile, incelenen yasalar çerçevesinde söz konusu işlemin idari bir merci olan davalı kurum tarafından tesis edilmiş olması ve söz konusu talebin reddine ilişkin işlemden kaynaklanan bu uyuşmazlığın iş akdi ile herhangi bir ilişkisi bulunmaması nedeniyle söz konusu talebin tamamen idare tarafından tesis edilen işleme yönelik açılan bir dava olduğu, idari işlemlere karşı açılacak davaların görüm ve çözüm yerinin idari yargı olduğu; Sendika ile protokol yapılmış olmasının bu gerçeği ortadan kaldırmayacağı, Kamu İdarelerine işçi alımının ne şekilde yapılacağının kendi özel yasalarında düzenlendiği; işe alma yada almama konusunda karar verme yetkisinin tamamen idarenin tasarrufunda olan bir yetki olduğu; Sendika ile protokol yapılmasının söz konusu işlemin idari işlem olmadığını göstermeyeceği; söz konusu işlemin idarenin tek yanlı iradesi ile kamu gücüne dayanılarak yapılan bir işlem olduğu ve emsal idare ve bölge idare mahkemeleri kararlarının da bu yönde olduğu, dolayısıyla mahkemelerinin görevsizliğine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile HMK 115/2 Maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacılar vekili idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi"nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ"un katılımlarıyla yapılan 28.01.2019 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esası davacılardan Said Alaaddin Turunçkapı açısından incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Karayolları Genel Müdürlüğü 3. Bölge Müdürlüğünde alt işveren firmanın işçisi olarak çalışan davacı tarafından, adı geçen Genel Müdürlüğe işçi alımına ilişkin imzalanan 29.04.2015 tarihli protokol ve 04.04.2016 tarihli ek protokol kapsamında, sürekli işçi kadrosuna alınmak için gerekli şartları taşıdığı halde kadroya alınmadığından bahisle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Karayolları Genel Müdürlüğü"nün 07/09/2016 tarih ve 79460993-901/E378142 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Karayolları Genel Müdürlüğü 3. Bölge Müdürlüğünde alt işveren firmanın işçisi olarak çalıştığı, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün üyesi bulunduğu Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile Türkiye Yol Yapı İnşaat İşçileri Sendikası (YOL-İŞ) arasında 29.04.2015 tarihli protokol imzalandığı, söz konusu protokol kapsamında daha önceden Genel Müdürlüğe ait işyerlerinde alt işverenin himayesinde çalışmış olan ve yine protokolde belirtilen şartları taşıyan işçilerin kadrolu işçi olarak Kamu İşvereni (Karayolları Genel Müdürlüğü) bünyesine alınacağının düzenlendiği, protokolün uygulanmasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın 16. Dönem Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre oluşturulacak Merkez işbirliği Kurulu aracılığıyla giderileceği hususlarının düzenlendiği, diğer taraftan 04.04.2016 tarihinde taraflar arasında ek protokol düzenlendiği ve protokoller kapsamında kamu işvereninde işçi kadrosunda çalıştırılmak üzere protokollerde belirtilen usulde başvurular alınıp şartları taşıyan 6417 adet işçinin daimi işçi kadrosuna alımlarının gerçekleştirildiği, davacının işçi olarak alınmaması üzerine gereken şartları taşıdığından bahisle başvurusunun tekrar incelenerek kendisinin de işçi kadrosuna alınması talebiyle başvuruda bulunduğu; davalı idare tarafından, söz konusu protokol kapsamında kadro hakkından yararlanmak için gerekli şartları taşımadığı nedeniyle başvurusunun reddedildiği ve ret işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 4. maddesinde kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği hükme bağlanmış olup, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçilerin de geniş anlamda kamu görevlisi olduğu içtihatlarla kabul edilmiştir.
Öte yandan 2.7.2018 gün ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 9. maddesinde;
" (1) 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmıştır. 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerde yer alan kadrolar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yeniden düzenlenerek genel kadro ve usulüne ilişkin ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesine eklenir. Bu süre içinde anılan cetveller ile 10/5/2018 tarihli ve 7142 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararname ve ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çerçevesinde yeniden teşkilatlanan kurumlara ait kadro ve pozisyonlar genel kadro ve usulüne ilişkin ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümleri çerçevesinde geçerliliğini korur." denilmiş ve bu madde uyarınca;
Genel Kadro ve Usulü Hakkında 2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin "Sürekli işçi kadroları ve sözleşmeli personel pozisyonları" başlıklı 8. maddesinde;
" (1) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren kuruluşların,
a) Atölye, şantiye, fabrika ve çiftlik gibi işçi istihdamı zorunlu olan hizmet birimleri ile temizlik, koruma ve güvenlik, bakım ve onarım gibi destek hizmetleri için Cumhurbaşkanınca sürekli işçi kadrosu ihdas edilebilir.
b) Sürekli işçi kadroları Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı sürekli işçi kadroları ile değiştirilebilir, birimler arası aktarmalarda da aynı usule uyulur. Bu işlemlere ilişkin bilgiler Devlet Personel Başkanlığınca bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığına bildirilir.
c) Sürekli işçi kadrolarından boş olanların açıktan atama amacıyla kullanılması, ilgili mevzuatı uyarınca yükümlü oldukları engelli ve eski hükümlü işçi atamaları ile sürekli işçiyken askerlik görevi sebebiyle kurumlarından ayrılanlardan muvazzaf askerlik hizmeti dönüşü göreve başlayacaklar hariç Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Strateji ve Bütçe Başkanlığının iznine tâbidir.
(2) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren kuruluşların,
a) Sözleşmeli personel pozisyonları; sayı, unvan, nitelik, sözleşme ücreti ve sürelerinin belirlenmesi suretiyle merkezde toplam sayı olarak, taşrada ise bölge veya il bazında Cumhurbaşkanınca ihdas edilebilir.
b) Sözleşmeli personel pozisyonları Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı sözleşmeli personel pozisyonları ile değiştirilebilir, birimler arası aktarmalarda da aynı usule uyulur. Bu işlemlere ilişkin bilgiler Devlet Personel Başkanlığınca bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığına bildirilir.
c) Sözleşmeli personel pozisyonlarından boş olanların açıktan alım amacıyla kullanılması, Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Strateji ve Bütçe Başkanlığının iznine tâbidir.
(3) İhdas ve izin işlemleri tamamlanmaksızın sürekli işçi ve sözleşmeli personel çalıştırılamaz.
(4) Boş kadro ve pozisyonlara yapılacak atamalar, atamanın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. " hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümle, bu kararname kapsamına giren kuruluşların kanunla ve milletlerarası anlaşmalarla veya yıllık programlarla kurulması veya genişletilmesi öngörülen atölye, şantiye, fabrika ve çiftlik gibi işçi istihdamı zorunlu olan hizmet birimleri için ihtiyaç duyacakları sürekli işçi kadrolarını mevcut kadrolarından karşılayacakları, mevcut işçi kadrolarının bu birimlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına kafi gelmemesi halinde, Devlet Personel Dairesinin görüşü üzerine Strateji ve Bütçe Başkanlığı yeni birimlerin norm kadrolarını aşmamak üzere, bütçe imkanları gözönünde bulundurularak uygun görülebilecek kısmı kadar sürekli işçi kadrosu vize edilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasında idari dava türleri sayılmış olup, (a) bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının bir idari dava türü olduğu belirtilmiştir.
Uyuşmazlığa konu olayda, taşeron işçi olarak görev yapan davacının isteminin, tarafına kadro tahsis edilmesine ilişkin olması, bu isteğin reddine dair işlemin ise idari bir merci tarafından tesis edilmiş bulunması ve kadro tahsisi isteminin reddine ilişkin işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın iş akdi ile ilgili olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; dava görüm ve çözümü yönünden idari yargının görev alanına girmektedir.
Bu durumda, uyuşmazlığın kamu kurum ve kuruluşlarına ait kadroların ihdası, iptali ve kullanılmasına dair esas ve usulleri düzenleyen mevzuattan doğduğu, idare hukuku esaslarına göre kadro kullanımına ilişkin olarak tesis edilen işlemin, kamu görevlileri mevzuatından kaynaklanan bir uyuşmazlık olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümündeidari yargı yeri görevli olduğundan, Konya 1. idare Mahkemesince verilen 7.11.2017 gün ve E:2016/1406, K:2017/1763 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 1. idare Mahkemesince verilen 7.11.2017 gün ve E:2016/1406, K:2017/1763 sayılıGÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.01.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Nurdane
AYDIN TUNÇ TOPUZ
S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 1. idare Mahkemesince verilen 7.11.2017 gün ve E:2016/1406, K:2017/1763 sayılıGÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,28.01.2019 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Nurdane
AYDIN TUNÇ TOPUZ