Esas No: 2011/6-50
Karar No: 2011/67
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/6-50 Esas 2011/67 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık Ş.E., hırsızlık suçu nedeniyle 2 yıl hapis cezası almıştır. Ancak, Yargıtay 6. Ceza Dairesi, sanığın eylemlerinin 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 142/1-b maddesi ile ilgili olduğunu ve 5 yıl 4 aylık asli zamanaşımının dolmadığını belirterek, düşme kararı vermiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu karara itiraz etmiş ve dava zamanaşımının sona ermediğine karar verilmiştir. Bu nedenle, karar kaldırılıp dosya tekrar incelenmek üzere Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Yasası, 142/1-b maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Yasası, 31/3. madde
- 5237 sayılı Türk Ceza Yasası, 66/1-e maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Yasası, 66/2. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Yasası, 67/4. maddesi
"İçtihat Metni"
İtirazname: 2008/215946
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi : İZMİR 3. Çocuk
Günü : 10.04.2008
Sayısı : 788-282
Hırsızlık suçundan sanık Ş. E.’nin, 5237 sayılı TCY"nın 142/1-b ve 31/3. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, İzmir 3. Çocuk Mahkemesince verilen 10.04.2008 gün ve 788-282 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 25.01.2011 gün ve 27234-502 sayı ile;
“5237 sayılı TCY’nın 66/1. maddesinde, sanığa yüklenen ve eylemlerine uyan anılan Yasanın 142/1-b maddesinin gerektirdiği suç için 8 yıllık süre belirlenmesi, aynı maddenin 2. fıkrasına göre de 15-18 yaş grubunda bulunan sanık için bu sürenin üçte ikisinin geçmesiyle kamu davasının düşürülmesi gerektiği gözetildiğinde 5 yıl 4 aylık asli zamanaşımının, sanığın sorgusunun yapıldığı 07.07.2005 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Ş.E. savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17.02.2011 gün ve 215946 sayı ile;
“Yüksek 6. Ceza Dairesi ile Cumhuriyet Başsavcılığımız arasındaki uyuşmazlık davada zamanaşımının sona erip ermediğine ilişkindir.
Bilindiği üzere 765 sayılı TCK’nun 493/1. maddesinin uygulanması halinde suç, maddedeki cezanın üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesi uyarınca 10 yıllık asli, 104/2. maddesi uyarınca da 15 yıllık kesintili zamanaşımına tabidir.
5237 sayılı Kanun’da ise zamanaşımı yönünden farklı süreler öngörülmüş, çocuklar için lehe hükümler getirilmiştir.
Somut olaya gelince;
Sanık Ş. E.suç tarihinde 15-18 yaş grubu içerisindedir. Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 142/1-b maddesinin uygulanmış olması karşısında, asli zamanaşımı süresi aynı Kanun’un 66/1-e ve 66/2. maddesine göre 5 yıl 4 ay, kesintili zamanaşımı süresi de 67/4. maddesine göre 8 yıldır.
Sanığın sorgusunun yapıldığı 07.07.2005 tarihinden sonra zamanaşımını kesen başka bir işlem olan mahkûmiyet hükmü verildiğine, göre inceleme tarihinde 5 yıl 4 aylık zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla sanık hakkındaki mahkûmiyet kararının zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin Yüksek 6. Ceza Dairesinin ilamının yerinde olmadığı” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurularak Özel Dairenin düşme kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Sanığın hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCY"nın 142/1-b ve 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İnceleme konusu olayda; sanık hakkında hırsızlık suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz edilmesi üzerine, Özel Dairece, sanığın sorgusunun yapıldığı tarihten inceleme tarihine kadar 5 yıl 4 aylık asli zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle düşme kararı verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın “dava zamanaşımı” başlıklı 66. maddesinde, yasalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiştir. Zamanaşımını kesen sebepler ise aynı Yasa’nın 67. maddesinde sayılmıştır.
Buna göre;
Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı kesilecektir.
Zamanaşımını kesen bir sebebin bulunması halinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Yasada belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 23.01.2007 gün ve 254-5 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, re’sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar vermek zorundadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın eylemine uyan ve suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY’nın 493/1. maddesindeki suçun, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasını gerektirmesi nedeniyle, aynı Yasanın 102/3. maddesi uyarınca 10 yıllık olağan ve 104/2. maddesine göre de 15 yıllık kesintili zamanaşımına tabi olduğu,
Sanık hakkında lehe hükümler içeren 5237 sayılı TCY’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen suçun, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasını gerektirmesi nedeniyle, aynı Yasa’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık olağan ve 67/4. maddesine göre de 12 yıllık kesintili zamanaşımına tabi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, 5237 sayılı TCY’nın 66/2. maddesinde, fiili işlediği sırada 15-18 yaş grubunda bulunan sanıklar hakkında sürenin üçte ikisinin geçmesiyle dava zamanaşımının gerçekleşeceği düzenlendiğinden; suç tarihi itibarıyla 15-18 yaş grubunda bulunan sanık Ş.E. hakkında, 5237 sayılı TCY hükümlerine göre atılı suçun 5 yıl 4 aylık olağan ve 8 yıllık kesintili zamanaşımı süresine tabi olduğu görülmektedir.
İncelenen dosya içeriğine göre, 09.06.2003 tarihinde işlendiği iddia olunan hırsızlık suçundan 25.06.2003 tarihli iddianameyle kamu davası açıldığı, sanığın mahkeme huzurunda usulüne uygun olarak 07.07.2005 günlü oturumda sorgusunun yapıldığı ve hakkında 10.04.2008 tarihinde mahkûmiyet hükmünün kurulduğu anlaşılmaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 67. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendine göre, zamanaşımını kesen en son işlem sanığın sorgusu olmayıp, sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüdür. 10.04.2008 günlü mahkûmiyet hükmü ile 25.01.2011 günlü Özel Daire inceleme kararı arasında 5 yıl 4 aylık asli zamanaşımı gerçekleşmediği gibi, 09.06.2003 olan suç tarihinden itibaren inceleme tarihine kadar da 8 yıllık kesintili zamanaşımı da dolmamış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; dava zamanaşımını kesen son işlemin 10.04.2008 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü olduğunun belirlendiği olayda, Özel Dairece düşme kararının verildiği 25.01.2011 tarihi itibarıyla, 5 yıl 4 aylık asli zamanaşımının gerçekleşmediği sabittir.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına, esasa yönelik olarak inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.01.2011 gün ve 27234-502 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılabilmesi için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.04.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.