Davacının haksız tutuklanma sonucu uğramış olduğu zarar nedeniyle 3.000 Lira maddi ve 10.000 Lira manevi tazminatın davalı hazineden tahsiline yönelik isteminin kısmen kabulü ile 14,35 Lira maddi ve 2.120 Lira manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ve 900 Lira vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin, Muş Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.05.2006 gün ve 249-154 sayılı hüküm, davalı hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 06.05.2009 gün ve 917-5434 sayı ile;
“Davanın beraat kararı verilmesinden itibaren 9 yıl 6 ay gibi uzunca bir süre geçtikten sonra açıldığı ve davacının bu süre içerisinde beraat kararından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği de gözetilerek süresinde açılmayan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 27.07.2009 gün ve 186-165 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.03.2000 tarih 2000/8-44, 200/48 sayılı kararında dava açma süresini 10 yıl olarak belirlendiği, dava açıldığı tarihte bu kararda bir değişiklik bulunmadığı gibi Yargıtay 9. Ceza Dairesinin de bu yönde bir içtihat değişikliğinin bulunmadığı, davanın 10 yıllık süre dolmadan açıldığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verildiği, davacının birlikte yargılandığı ve beraat ettiği diğer iki arkadaşı ile birlikte aynı gün mahkememize tazminat davası açtığı ve her üç davanın kabulüne karar verilerek tazminata hükmedildiği, diğer iki dava ile ilgili kararların Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, davacı ile ilgili kararı ise; içtihat değişikliği nedeniyle bozulduğu görülmüş olup, içtihat değişikliğinin daha önce açılan davalarda uygulanamayacağı aksine düşüncenin bireylerdeki adalet duygusunu zedeleyeceği, bu nedenle mahkememizce daha önce verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden CMK’nun 326/3. maddesi gereğince Yargıtay bozma ilamına direnilmesine” karar vermiştir.
Bu hükmün de davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C. Başsavcılığının 18.10.2010 gün ve 220332 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe¬lerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; tazminat istemine ilişkin davanın yasal süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, öncelikle yerel mahkeme direnme hükmünün yeni hüküm olup olmadığı hususu Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
B) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
C) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
Direnme kararında; ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçe ile davacıyla aynı davada yargılanarak beraat eden iki kişinin aynı gün açtığı davalarla ilgili olarak yerel mahkemece verilen aynı mahiyetteki kararların Özel Dairece onanmasına ilişkin kararlara yer verilmiş olup bu hususların Özel Dairece incelenmemiş olması karşısında, konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi olanaklı görülmediğinden, hükmün Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, direnme kararı olmayıp “yeni hüküm” niteliğindeki yerel mahkeme hükmünün, temyiz davasına bakmakla görevli olan Özel Dairece incelenmesi gerekeceğinden, dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Muş Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.07.2009 gün ve 186-165 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.04.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.