Esas No: 2021/2339
Karar No: 2022/1673
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2339 Esas 2022/1673 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2339 E. , 2022/1673 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; davalının davacı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifte iki dairenin maliki olduğunu, yapılan genel kurallarda ödenecek aidat ve ek ödemelerin belirlendiğini, tüm üyelerin genel kurula davet edildiğini ve alınan kararlardan bilgilendirildiklerini, davalının iki dairesinin evvelce tek bir dubleks mesken iken ifraz sonrasında dubleks meskenini iki ayrı müstakil daire haline getirdiğini ve ayrı ayrı numaralandırıldığını, davalının tek konutunun aidatını ödediğini, diğer konutunun aidat ve genel kurul kararınca belirtilen sair ek ödemeleri yerine getirmediğini ileri sürerek 4.063,00 TL alacağın genel kurul kararınca belirlenen aylık gecikme faizlerinin de hesaplanarak işlemiş ve davadan sonra işleyecek gecikme faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili taşınmazını ikiye böldüğü için iki adet taşınmazı varmış gibi aidat istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak, davacı kooperatif ile davalı arasında üyelik ilişkisi bulunsa de taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın genel giderlere ilişkin olduğu, bu nedenle TBK 147/5 maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, bu nedenle zamanaşımına uğramamış olan bilirkişi raporu ile tespit olunan 3.654,00 TL asıl alacağının ve 1.601,00 TL işlemiş faizin bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Usulü kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usulü müktesep hak müessesesi kanunda düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma kararına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır. Mahkeme bozma kararıyla gösterilen yolu bırakarak, yeni içtihadı birleştirme kararı gereğince inceleme yapmak ve karar vermekle yükümlüdür. (Kuru B. Arslan R., Yılmaz E.; Medeni Usul Hukuku – 2011, s. 680)
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 12.11.2021 tarihli 2020/2 Esas 2021/3 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince özetle; kooperatifler/yapı kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar. Türk Ticaret Kanununun 8’inci maddesinin birinci fıkrasında, tarafların ticari işlerde faiz oranını serbestçe belirleyebileceği hükme bağlanmıştır. Türk Borçlar Kanununun 88’inci maddesinin ikinci fıkrası ile 120’nci maddesinin ikinci fıkrası sadece adi işler bakımından emredicilik arz eder, anılan madde hükümleri ticari işler bakımından uygulanamaz. Kooperatifler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayıldığından (İBBGK. 12.11.2021.T. 2020/2 E; 2021/3K) ve taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, diğer taraf içinde ticari iş sayılacağından(TTK.m.19) mahkemece kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı dikkate alınarak karar verilmesi gerekir. (TTK.m.8/1)
Bu durumda mahkemece, genel kurullarda, gecikme halinde uygulanacak faiz oranı ile ilgili karar alınmış ise, genel kurulda kararlaştırılan faiz oranlarının daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ya da iptal edilmediği sürece genel kurula katılan tüm üyeleri bağladığı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.