Esas No: 2021/2673
Karar No: 2022/1670
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2673 Esas 2022/1670 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2673 E. , 2022/1670 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
K A R A R
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatif üyesi iken kooperatife aidat borcu ve gecikme zammı nedeni ile borçlu olduğunu, borcunu ödememesi üzerine kendisine ihtarname keşide edilip, yönetim kurulunun 21.05.2007 gün 84 sayılı kararı ile üyelikten ihraç edildiğini, ancak alacağın yine tahsil edilemediğini, davalının ihraç kararının iptali için açtığı davanın halen derdest olduğunu, müvekkilinin alacağının tahsili için iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu ileri sürerek, 40.529,00 TL'nin, aidat alacağı olan 7.166,00 TL'ye faiz yürütülerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatife borcu olmadığını, müvekkiline ait ortaklığın dava dışı ...'a ait olduğunu, bu kişiden 06.01.1999 tarihinde ...'nın üyeliği devraldığını, müvekkilinin ise 09.12.2001 tarihinde ...'dan üyeliği devraldığını, adı geçen dava dışı kişilerin yaptıkları ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığının kabulünün gerektiğini, ayrıca gecikme cezası için genel kurulca bu yönde karar alınmasının şart olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak, davalının ilk sahibi dava dışı ...'a ait hisseyi, yine dava dışı ...'dan devraldığı, dava dışı bu kişiler tarafından yapılan bir kısım ödemelerin, hesaba dahil edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 427 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun'un 19'ncu maddesiyle HUMK eklenen Ek-Madde 4'te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında, 2020 yılı için 3.920,00 TL'dir. Davalı vekilince temyize konu yapılan miktar yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava kooperatif aidat alacağından kaynaklanmaktadır.
TBK 102. maddesi ‘Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.’ hükmünü içermektedir.
Her ne kadar mahkemece bozmaya uyulmuş ise de bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Davalının üyeliği devraldığı ...'nın, iki üyeliği bulunduğu ve hangi üyelik için ödeme yaptığını belirtmeden ödemeler yaptığı, yapılan incelemede belirlenmiştir. Hükme esas alınan raporda hangi üyelik için ödemelerin yapıldığı belli olmadığından yapılan ödemelerin davalıya devredilen üyelik için olduğu kabul edilerek miktar hesabı yapılmıştır. Halbuki TBK 102. maddesine göre ödemenin hangi borç için yapıldığı belli değil ise orantılı olarak paylaştırılması gerekir. Mahkemece TBK 102. maddesi göz önünde bulundurularak ...'nın yaptığı ödemelerin iki üyelik için orantılı olarak mahsup edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeni ile reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcın talep halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.