Esas No: 2021/2043
Karar No: 2022/1671
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2043 Esas 2022/1671 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2043 E. , 2022/1671 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olduğunu, 2007 ve 2009 yılları arasında yapılan genel kurul toplantılarında kararlaştırılan aidat borçlarını ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin, kooperatif üyeliğini 04.11.2004 tarihinde dava dışı Seyyah Sabut isimli kişiden devraldığını, dairenin anahtar teslim değerinin 13.100,00 TL olduğu ve borcunun bulunmadığının belirtildiğini, müvekkilinin de bu daireyi sabit bedelini ödeyerek ve borcu olmadığına inanarak devraldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak, davalının 14.350,00 TL aidat, 6.932,86 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 21.282,86 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif aidat alacağından kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
Usulü kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usulü müktesep hak müessesesi kanunda düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma kararına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır. Mahkeme bozma kararıyla gösterilen yolu bırakarak, yeni içtihadı birleştirme kararı gereğince inceleme yapmak ve karar vermekle yükümlüdür. (Kuru B. Arslan R., Yılmaz E.; Medeni Usul Hukuku – 2011, s. 680)
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 12.11.2021 tarihli 2020/2 Esas 2021/3 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince özetle; kooperatifler/yapı kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar. Türk Ticaret Kanununun 8’inci maddesinin birinci fıkrasında, tarafların ticari işlerde faiz oranını serbestçe belirleyebileceği hükme bağlanmıştır. Türk Borçlar Kanunu'nun 88’inci maddesinin ikinci fıkrası ile 120’nci maddesinin ikinci fıkrası sadece adi işler bakımından emredicilik arz eder, anılan madde hükümleri ticari işler bakımından uygulanamaz. Kooperatifler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayıldığından (İBBGK. 12.11.2021.T. 2020/2 E; 2021/3 K.) ve taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler diğer taraf içinde ticari iş sayılacağından (TTK.m.19) mahkemece kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı dikkate alınarak karar verilmesi gerekir. (TTK.m.8/1)
Bu durumda mahkemece, genel kurullarda, gecikme halinde uygulanacak faiz oranı ile ilgili karar alınmış ise, genel kurulda kararlaştırılan faiz oranlarının daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ya da iptal edilmediği sürece genel kurula katılan tüm üyeleri bağladığı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.