Esas No: 2020/16865
Karar No: 2020/16865
Karar Tarihi: 18/5/2021
AYM 2020/16865 Başvuru Numaralı OKTAY YAŞAR Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
OKTAY YAŞAR BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2020/16865) |
|
Karar Tarihi: 18/5/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Yusuf Enes KAYA |
Başvurucu |
: |
Oktay YAŞAR |
Vekili |
: |
Av. Hasan SEYMEN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması ve resen yapılan tutukluluk incelemelerinin duruşmasız olarak gerçekleştirilmesi nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 19/6/2020 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Ankara Emniyet Müdürlüğünün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği 31/3/2020 tarihli yazıda, başvurucunun da aralarında bulunduğu bir kısım kişinin Covid-19 salgını nedeniyle vatandaşların tedirgin olduğu bir dönemde sosyal medya sitelerinde yaptıkları paylaşımlarla insanlar arasında korku ve panik yaratmaya sebep oldukları belirtilmiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu yazı üzerine başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır.
10. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 31/3/2020 tarihinde Gebze Cumhuriyet Başşavcılığına gönderdiği talimat yazısında başvurucunun ikametgâhında arama yapılarak başvurucuya ait bilgisayar, cep telefonu gibi dijital materyallere el konulması ve başvurucunun Ankara"ya getirilmek üzere gözaltına alınması talimatını vermiştir.
11. Aynı gün Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı Gebze Sulh Ceza Hâkimliğinden (Hâkimlik) arama ve elkoyma talebinde bulunmuştur.
12. Hâkimlik aynı gün talebi kabul ederek 1/4/2020 tarihinde başvurucunun ikametgâhında ve üzerinde arama yapılmasına izin verilmesine ve suç unsuru eşyaların tespit edilmesi hâlinde bu eşyalara el konulmasına izin verilmesine karar vermiştir.
13. Hâkimlik kararına istinaden başvurucunun ikametgâhında arama gerçekleştirilmiştir. O sırada evde bulunan başvurucunun anne ve babasından alınan bilgi üzerine başvurucunun evde olmadığı, Ankara"da bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle evde sadece arama yapılmış ve dijital materyallere el konulmuştur.
14. Başvurucu 31/3/2020 tarihinde Ankara"da bir otelde gözaltına alınmış ve üzerinde bulunan cep telefonuna el konulmuştur.
15. Gözaltına alınmasından sonra 1/4/2020 tarihinde başvurucu Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde müdafii huzurunda ifade vermiştir.
16. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 1/4/2020 tarihinde başvurucu hakkındaki soruşturma evrakının Terör Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerine teslim edilmesi ve bundan sonraki tahkikatın adı geçen Müdürlük tarafından yapılması talimatını vermiştir.
17. Terör Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından 3/4/2020 tarihinde başvurucunun yeniden ifadesi alınmıştır.
18. Savcılık 3/4/2020 tarihinde başvurucuyu terör örgütünün propagandasını yapma suçundan tutuklanması istemiyle sulh ceza hâkimliğine sevk etmiştir. Sevk yazısının ilgili kısmı şöyledir:
"Şüpheli Oktay Yaşar"ın "oktayyasar" kullanıcı adıyla aktif olarak kullanmış olduğu Twitter isimli sosyal medya hesabı üzerinden; 6/4/2015 tarihinde "Gülen Cemaatine yakın 4 isim bağımsız olarak seçime giriyor", 7/2/2015 tarihinde "Gülen keşke dini cemaat yerine siyasi parti kursaymış", 3/2/2015 tarihinde "Fetullah Gülen, gözyaşlarını tutamadı" şeklinde paylaşımlarda bulunduğunun tespit edildiği, şüphelinin kendisine ait twitter hesabından göndermiş olduğu bu paylaşımların;FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü liderini mağdur göstermeye çalışan ve bu örgütü ile liderinin eylemlerini meşru göstermek amacı içeren beyanlar olması dolayısıyla şüphelinin bu paylaşımlarının aleni olarak TMK md.7/2 kapsamında terör örgütü propagandası yapma suçunu oluşturduğu, şüphelinin bu ve buna benzer eylemlerini; halen kendinin kullanımında olan "Ankara Kuşu" kullanıcı isimli twitter hesabından, gerek söz konusu silahlı terör örgütünü zımnen övme gerekse Devlet organlarını ve yöneticilerini küçük düşürerek asılsız haber ve bilgi içerikleri paylaşma şeklinde devam ettirdiği de dosya içeriğinde paylaşım içeriklerinden anlaşıldığı,Bu kapsamda halen soruşturulma safhasında bulunan ve şüpheliye ait olan suç delili niteliğindeki farklı kullanıcı isimli twitter paylaşım içeriklerinin hesap sahibi olan şüpheli tarafından karartılma ihtimalinin bulunduğu, ayrıca şu aşamada şüphelinin talep edilen HTS kaydı sonucu iletişim halinde olduğu şahıslar yönünden incelemediğinden bu şahıslar üzerinden ulaşılacak yeni delillerin yine şüpheli tarafından yok edilme durumunun var olduğu hususları da birlikte değerlendirildiğinde; Şüphelinin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça dair yasada yazılı cezanın üst haddi dikkate alınarak 5271 sayılı CMK’nın 100. vd. maddeleri uyarınca tutuklanmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur."
19. Başvurucu 3/4/2020 tarihinde Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği huzuruna çıkarılmıştır. Başvurucu sorgusunda "Benim FETÖ ile herhangi bir bağım yoktur. Başkaca bir terör örgütü ile de herhangi bir bağım yoktur. 2 sene önce FETÖ ile alakalı olarak da hakkımda soruşturma yapıldı, KYOK kararı aldım. Benim darbe girişimi ile alakam da yoktur. @Ankara-kusu isimli twitter hesabını ben kurdum ve tek başıma ben yönetmekteyim. Geçimimi sosyal medyalarda reklam vererek sağlıyorum. Bunun haricinde şu anda başkaca bir gelirim yoktur. Suçsuzum." şeklinde beyanda bulunmuştur. Başvurucunun müdafii de sosyal medya içeriklerinde FETÖ/PDY"ye ilişkin yazı içeriğinin olmadığını, bu paylaşımların kamu yararı gözeten haber niteliğinde olduğunu, başvurucu hakkında 2018 yılında FETÖ/PDY üyeliği hakkında soruşturma yapıldığını ve hakkında takipsizlik kararı verildiğini, terör örgütüyle bir bağlantısının olmadığını, FETÖ/PDY"yi savunan paylaşımlarının bulunmadığını ifade etmiştir.
20. Başvurucu sorgusunun ardından terör örgütünün propagandasını yapma suçundan tutuklanmıştır. Kararın gerekçesi şöyledir:
"Şüphelinin üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, şüphelinin kendisine ait ve kendisinin yönettiği sosyal medya adresi üzerinden yapılan terör örgütünü öven, eylem ve düşüncelerini meşru gösteren paylaşımlarının bulunması, sosyal medya adresinin hedef kitlesi, atılı suçun üst sınırı, delillerin önemli bir çoğunluğunun henüz toplanmamış olması, şüphelinin kaçma şüphesinin bulunması, bu aşamada şüpheli hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmasının yetersiz kalacağı göz önüne alınarak CMK. 100. vd. maddeleri gereğince tutuklanmasına ... [karar verildi.]"
21. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 8/5/2020 tarihinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden başvurucunun ifadesini almıştır. Başvurucu ifadesinde "... Oktayyasar kullanıcı isimli Twitter hesabı bana aittir, ben söz konusu tarihlerde bana sormuş olduğunuz üç ayrı twiti de attım, ancak benim bu twitleri atmamda gerek propaganda kastım gerekse propaganda unsurunu oluşturacak bir eylem bulunmamaktadır. Ben bu zamana kadar bu örgüt ile savaşmış biriyim. Benim bu twiti attığım tarihlerde insanlar bu terör örgütü başına sayın Gülen ya da Hocaefendi derken ben sadece ismiyle kendisine hitap ediyordum. Bu sebeple bu zamana kadar terör örgütü propagandası oluşturacak herhangi bir eylemim bulunmamaktadır. Bu konuda üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum..." şeklinde beyanda bulunmuştur.
22. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 8/5/2020 tarihli iddianame ile başvurucunun terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır. İddianamenin ilgili kısmı şöyledir:
"Şüpheli Oktay Yaşar"ın "oktayyasar" kullanıcı adıyla aktif olarak kullanmış olduğu Twitter isimli sosyal medya hesabı üzerinden; 6/4/2015 tarihinde "Gülen Cemaatine yakın 4 isim bağımsız olarak seçime giriyor" , 7/2/2015 tarihinde "Gülen keşke dini cemaat yerine siyasi parti kursaymış" , 3/2/2015 tarihinde "Fetullah Gülen, gözyaşlarını tutamadı" şeklinde paylaşımlarda bulunduğunun tespit edildiği, şüphelinin kendisine ait twitter hesabından göndermiş olduğu bu paylaşımların;FETÖ/PDY silahlı terör örgütü liderini mağdur göstermeye çalışan ve bu örgütü ile liderinin eylemlerini meşru göstermek amacı içeren beyanlar olması dolayısıyla şüphelinin bu paylaşımlarının aleni ve birden farklı zamanda zincirleme olarak TMK md.7/2 kapsamında terör örgütü propagandası yapma suçunun yasal unsurlarını oluşturduğu, şüphelinin bu ve buna benzer eylemlerini; halen kendinin kullanımında olan "Ankara Kuşu" kullanıcı isimli twitter hesabından, gerek söz konusu silahlı terör örgütünü zımnen övme gerekse Devlet organlarını ve yöneticilerini küçük düşürerek asılsız haber ve bilgi içerikleri paylaşma şeklinde devam ettirdiği de dosya içeriğinde paylaşım içeriklerinden anlaşıldığı, terör örgütü propagandası suçunu gerektirir bu eylem dışında şüpheli hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gerek diğer sosyal medya paylaşımları ve kişisel yazışmaları gerek aldırılan HTS raporu çerçevesinde düzenlenen görüşme analizi gerekse de toplanan sair deliller çerçevesinde şu aşamada Silahlı Terör Örgütü Üyesi olduğuna yönelik kamu davası açmaya yeter şüphe gerektirecek herhangi bir delil tespitinin bulunmadığı,
Şüpheli Oktay Yaşar"ın 3/4/2020 ve 8/5/2020 tarihlerinde alınan ifadelerindeki savunmalarından özetle; bu zaman kadar herhangi bir terör örgütü içerisinde bulunmadığını, yapmış olduğu sosyal medya paylaşımlarının da örgüt propagandası gerektirecek durumda olmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği,
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin şu aşamada Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmamakla birlikte Terör Örgütü Propagandası yaptığının, birden farklı tarihte zincirleme olarak yapmış olduğu sosyal medya paylaşımları ile sabit olduğu, her ne kadar şüphelinin üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği görülse de Terör Örgütü liderini mağdur göstermeye çalışan ve bu örgütü ile liderinin eylemlerini meşru göstermek amacı içeren propaganda konusu paylaşımları sebebiyle üzerine atılı suç ile ilgili olarak hakkında kamu davası açmaya yeter şüphenin oluştuğu anlaşılmakla, şüphelinin eylemine uyan yukarıda yazılı sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi ... [talep olunur]."
23. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi 12/5/2020 tarihinde iddianamenin kabulüne karar vermiş ve E.2020/138 sayılı dosya üzerinden kovuşturma başlamıştır.
24. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi 12/5/2020 tarihinde suç yerinin Kocaeli olduğu gerekçesiyle yetkisiz olduğuna, dosyanın Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
25. Başvurucu 2/6/2020 tarihinde Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu dilekçeyle tahliye talebinde bulunmuştur.
26. Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi 5/6/2020 tarihinde yaptığı tensip incelemesi sırasında başvurucunun tahliye talebinin reddine ve tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Mahkeme tensip incelemesinde "silahlı terör örgütü propagandası yapma suçundan hakkında kamu davası açılan sanıkla ilgili düzenlenen iddianame metni incelendiğinde, propaganda suçu unsurlarını oluşturduğu gerekçesiyle "oktayyasar" isimli kullanıcı hesabından yapılan 3/2/2015, 7/2/2015 ile 6/4/2015 tarihli 3 farklı paylaşım ve içeriğine yer verdikten sonra, iddianame metninde devamla, sanığın kendisi tarafından kullanılan "ankara_kusu" kullanıcı isimli bir diğer twitter hesabından da örgüt propagandası niteliğindeki benzer eylemlerini devam ettirdiğinin iddia edildiği, ancak "ankara_kusu" isimli hesaptan yapılan hangi tarihli paylaşımın dava konusu edildiği iddianamede açıkça gösterilmediği gibi bunu belirlemeye yönelik soruşturma evrakı arasındaki bir tutanak, tespit vs. bilgi veya belgeye herhangi bir atıf da yapılmadığı; öte yandan soruşturma belgeleri incelendiğinde, 29/3/2020 tarihli Araştırma Raporuna göre hesabın aktif edildiği 6/11/2016 ile inceleme tarihine kadar geçen süreçte "ankara_kusu" isimli twitter hesabından toplam 33.033 adet paylaşım yapıldığının belirtildiği; sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için her şeyden önce suçlamanın çerçevesinin belli olması gerektiği, "ankara_kusu" isimli hesaptan yapılan on binlerce paylaşımın hepsi dava konusu edilmiş olamayacağına göre, bunlar içersinden varsa 3713 sayılı Yasa’nın 7/2. maddesinde tanımı yapılan propaganda suçu şüphesi doğuran paylaşımların belirlenmesi, sanığa da buna göre kendisini savunma imkanı tanınması gerektiği, mahkememiz kanaatine göre her ne kadar düzenlenen iddianamesi bu yönüyle CMK’nun 170. maddesine uygun bulunmamış ise de, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince iddianame kabul edilip kovuşturma aşamasına geçildiğinden, gelinen bu aşamada, "ankara_kusu" isimli hesaptan yapılan suç unsuru paylaşım varsa belirlenmesi ve somut biçimde gösterilmesi zaruret arz ettiğinden; dosyanın bütünüyle Kocaeli C. Başsavcılığına gönderilmesi suretiyle, soruşturma evrakı arasındaki sosyal medya ortamında sanık tarafından yapılan paylaşımların gösterildiği dijital materyal inceleme ve çıkartım raporları, Araştırma Raporları incelenerek, sanık tarafından kullanıldığı beyan ve kabul edilen "ankara_kusu" isimli twitter hesabından yapılan paylaşımlarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçu şüphesi doğuran herhangi bir paylaşım bulunup bulunmadığı araştırılarak tespiti hâlinde birleştirmeye esas olmak üzere yeniden iddianame tanzimi yoluyla gereğinin takdir ve ifa edilmesinin istenmesine" şeklinde bir ara karar vermiştir.
27. Başvurucu 9/6/2020 tarihinde tutukluluk hâlinin devamı kararına itiraz etmiştir.
28. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi 11/6/2020 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.
29. Başvurucu 19/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
30. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi 22/6/2020 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazdığı müzekkerede başvurucu tarafından kullanıldığı beyan ve kabul edilen "ankara_kusu" isimli Twitter hesabından yapılan paylaşımlarında FETÖ/PDY"nin propagandasını yapma suçu şüphesi doğuran herhangi bir içerik bulunup bulunmadığının araştırılarak tespiti hâlinde birleştirmeye esas olmak üzere yeniden iddianame tanzimi yoluyla gereğinin takdir ve ifa edilmesini istemiştir.
31. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 25/6/2020 tarihinde bu müzekkereye cevap vermiştir. Müzekkere cevabı şöyledir:
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2020/69794 soruşturma sayılı dosyası üzerinden Oktay Yaşar isimli şahıs ile ilgili olarak terör propagandası yapmak suçuyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında; şüpheli üzerine atfedilen ve 08/05/2020 tarihinde düzenlenen iddianamede, üzerine atılı suç unsuru olduğu değerlendirilen eylemlerin; şüphelinin "oktayyasar" kullanıcı adıyla aktif olarak kullanmış olduğu hesaptan paylaşılan 6/4/2015,03/2/2015 ve 07/2/2015 tarihli -iddianame içeriğinde siyah puntoyla belirtilen- paylaşımlardan ibaret olduğu, bunun dışında Oktay Yaşar isimli şahsın "Ankara Kuşu" isimli twetter hesabında herhangi bir örgüt propagandası suçunu oluşturacak şekilde paylaşımının tespit edilemediğinden ötürü bu hesaptaki tweetlerin konu yapılarak herhangi bir kamu davası açılmadığı, her ne kadar iddianamenin 3.paragrafında şüphelinin devlet organlarını ve yöneticilerini küçük düşürecek asılsız haber ve bilgi içeriklerini Ankara Kuşu isimli twetter hesabında paylaşmaya devam ettiği belirtilmiş olsa da bu twetter hesabından iddianameye konu terör örgütü propagandası oluşturacak her hangi bir paylaşımın tespit edilemediği, iddianamenin 3.paragrafında geçen bu açıklamaya yer verilmesindeki amacın, Oktay Yaşar"ın örgüt propagandası yapmak dışında halen etik olmayan habercilik anlayışı çerçevesinde hareket ettiğinin anlatılmasının amaçlandığı, dolayısıyla Oktay Yaşar"a yönelik Ankara Kuşu isimli twetter hesabında örgüt propagandası oluşturacak herhangi bir paylaşımın dava konusu yapılmadığı,
Sonuç olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08/05//2020 tarih 2020/3077 iddianame numaralı iddianame konusu olan terör örgütü propagandası suçunu oluşturan eylemlerin, şahsın "oktayyasar" isimli kullanıcı hesabından paylaşmış olduğu 3 adet twettten ibaret olduğu, bunun dışında "ankara_kusu" kullanıcı adıyla şahsa yönelik olarak herhangi bir suç ithamında bulunulmadığı, kaldı ki böyle bir iddianın olmuş olması durumunda iddianame içeriğinde mahkemenizin 22/06/2020 tarihli yazısında da belirtildiği üzere söz konusu tweet içeriklerinin yer almasının elzem olduğu, bu kapsamda yukarıda izah edildiği üzere Oktay Yaşar"a yönelik iddianame konusu eylemlerin iddianame içeriğinde açıklanan 3 adet paylaşım olduğu hususunda; gereği bilgilerinize arz olunur."
32. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi 18/8/2020 tarihli ilk duruşmada başvurucunun tahliyesine karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"Sanığa yüklenen suç bakımından yürütülen soruşturma ve kovuşturmasında bugüne kadar hakkında koşulları bulunduğu gerekçesiyle tutuklama koruma tedbirine başvurulmuş ve atılı suçun sanık tarafından işlendiği hususunda her ne kadar dosya içersinde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren birtakım delillerine rastlanmış ise de ve ayrıca atılı suçun tutuklama nedeninin varsayıldığı katalog suçlardan olduğu saptanmış ise de; tutuklamanın bir tedbir olduğu ve bu koruma tedbirinin kişi özgürlüğünü en ağır derecede sınırlayan bir tedbir mahiyetinde bulunduğu, tutuklulukta geçirdiği süresi, dosyada elde edilen diğer bulgular, savunmasının alınmış ve hakkındaki delillerin büyük ölçüde toplanmış olması, sanığın kişisel ve ailevi durumu, gibi nedenleri dikkate alındığında bu aşamadan sonra tutukluluğun daha fazla sürdürülmesinin ölçülü olmayabileceği, ileride telafisi imkanı olmayacak zarara neden olabileceği sonuç ve hukuki kanaatine varılmakla, tutuklama müzekkeresinde yazılı suçtan sanığın bihakkın tahliyesine ... [karar verildi.]"
33. Mahkeme 12/11/2020 tarihinde başvurucunun beraatine karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"Dava konusu olay ve eylemler incelendiğinde; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08/05/2020 tarih 2020/69794 soruşturma ve 2020/18153 esas sayılı iddianamesi ile silahlı terör örgütü propagandası yapma suçundan hakkında kamu davası açılan sanıkla ilgili düzenlenen iddianame metni incelendiğinde, propaganda suçu unsurlarını oluşturduğu gerekçesiyle "oktayyasar" isimli Twitter sosyal medya kullanıcı hesabından yapılan 3 ve 7 Şubat 2015 ile 6 Nisan 2015 tarihli 3 farklı paylaşım ve içeriğine yer verildiği görülmekle; Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, silahlı terör örgütü propagandası yapma suçunun yasal tanımı karşısında, sanık tarafından yapılan paylaşımların 2015 yılının başlarında olduğu da dikkate alınarak sanığın iddianameye konu eylemleri değerlendirildiğinde, Yargıtay 16. Ceza Dairesi"nin 11/3/2019 tarih, 2018/3111 esas - 2019/1706 karar ve yine Yargıtay 16. Ceza Dairesi"nin 7/22017 tarih, 2015/7522 esas - 2017/850 karar sayılı kararlarında da belirtildiği gibi söz konusu eylemin terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, meşru gösteren ya da bu yöntemlere başvurulmasına teşvik eden bir muhteva içermediğinin anlaşıldığı, bu şekilde silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı tespit edilmekle, 5271 sayılı CMK.nun 223/2-a maddesi gereğince iş bu kamu davasından sanığın beraatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."
34. Bu karara karşı Savcılık istinaf yoluna başvurmuştur. Bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla istinaf incelemesi devam etmektedir.
IV. İLGİLİ HUKUK
35. İlgili hukuk için bkz. Besime Konca, B. No: 2017/5867, 3/7/2018, §§ 43-53.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
36. Mahkemenin 18/5/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Tutuklamanın Hukuki Olmadığına İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
37. Başvurucu; tutuklamaya konu paylaşımlarının hiçbirinin terör örgütünü öven veya meşrulaştıran paylaşımlar olmadığını, bunun haricinde kendisini FETÖ/PDY ile ilişkilendirebilecek hiçbir delilin bulunmadığını, kuvvetli suç şüphesi ortaya konulmadan delillerin takdirinde açıkça keyfî davranılarak tutuklandığını, tutuklama ve tutukluluğun devamı gerekçelerinin soyut ve basmakalıp nitelikte olduğunu, kişiselleştirme yapılmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca gazeteci kimliğiyle yaptığı faaliyetler, iktidara karşı muhalif duruşu ve üç adet sosyal medya paylaşımı nedeniyle tutuklandığını, söz konusu paylaşımlarının şiddeti teşvik edici, terör örgütünü övücü bir yönünün olmadığını belirterek ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
38. Bakanlık öncelikle başvurucunun tahliye edilmiş olması nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesindeki tazminat yolunun tüketilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bakanlık başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağının bulunduğunu, tutuklanmasına ilişkin kararda başvurucunun sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımlara detaylı olarak yer verildiğini, paylaşım ve açıklamalarının ne suretle müsnet suçlara vücut verdiğine detaylı olarak değinildiğini, dolayısıyla kuvvetli şüpheye yönelik olgusal temellerin ortaya konulduğunu, atılı suçun niteliği bakımından tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin bulunduğunu, başvurucuya isnat edilen suç için öngörülen yaptırımın ağırlığı, işin niteliği ve önemi de göz önünde bulundurulduğunda başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varılmasının keyfî olduğunun savunulamayacağını belirtmiştir. Bakanlık başvurucunun tutuklanmasının hukuki olduğunu, başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede bu hususun dikkate alınması ve bu şikâyetin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddedilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
39. Başvurucu; Bakanlık görüşüne cevabında 5271 sayılı Kanun"un 141. maddesinde öngörülen tazminat yolunun tutuklamaya konu dava kesinleşmeden başarı sansı sunmadığını, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu, dolayısıyla bu yolun tüketilmesi gerekmediğini belirtmiştir. Başvurucu esas bakımından başvuru dilekçesindeki iddialarını yinelemiştir.
2. Değerlendirme
40. Anayasa"nın "Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması" kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:
"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
41. Anayasa"nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:
"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
...
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir."
42. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun bu kısımdaki iddialarının Anayasa"nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
a. Genel İlkeler
43. Genel ilkeler için bkz. Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 6/12/2016, §§ 110-124.
b. İlkelerin Olaya Uygulanması
44. Başvurucu, terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği iddiasıyla 5271 sayılı Kanun"un 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Bu itibarla başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına tutuklama suretiyle yapılan müdahalenin kanuni bir temeli bulunmaktadır.
45. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirtinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.
46. Somut olayda tutuklamaya sevk yazısında başvurucunun "oktayyasar" kullanıcı adıyla aktif olarak kullanmış olduğu hesaptan yaptığı üç adet sosyal medya paylaşımına yer verilmiştir. Tutuklamaya sevk yazısında başvurucuya ait "ankara_kusu" isimli Twitter hesabından yapılan paylaşımlara da değinilmekle birlikte bu paylaşımların hangilerinin FETÖ/PDY"nin propagandasını oluşturduğu açıklanmamıştır. Tutuklama kararında kuvvetli suç şüphesine ilişkin olarak başvurucuya ait sosyal medya adresi üzerinden terör örgütünü öven, eylem ve düşüncelerini meşru gösteren paylaşımlarının bulunduğu belirtilmiştir. İddianamede de başvurucunun üç adet paylaşımına yer verilmiş, "ankara_kusu" isimli Twitter hesabından yapılan paylaşımlara da değinilmekle birlikte bu paylaşımların hangilerinin FETÖ/PDY"nin propagandasını oluşturduğu açıklanmamıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının daha sonra Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği cevapta da başvurucuya yönelik suçlamaların iddianame içeriğinde açıklanan 3 adet paylaşımdan ibaret olduğu belirtilmiştir. Bu çerçevede kuvvetli belirti bulunup bulunmadığı bu üç paylaşım üzerinden değerlendirilecektir. Bu paylaşımlar 6/4/2015 tarihli "Gülen Cemaatine yakın 4 isim bağımsız olarak seçime giriyor", 7/2/2015 tarihli "Gülen keşke dini cemaat yerine siyasi parti kursaymış", 3/2/2015 tarihli "Fetullah Gülen, gözyaşlarını tutamadı" şeklinde paylaşımlardır.
47. İlk paylaşım o dönemde de gündem olan bir olaya ilişkindir. FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan yargılanan emniyet müdürleri 7/6/2015 tarihinde yapılacak seçimde bağımsız milletvekili adayı olmuşlardır. Başvurucunun paylaşımı da bu durumun aktarılmasından ibarettir. İkinci olarak "Gülen keşke dini cemaat yerine siyasi parti kursaymış" şeklindeki paylaşımı ile başvurucu kendi sitesindeki bir haberi alıntılamıştır. Başvurucu burada Fetullah Gülen"in dinî figürden ziyade siyasi parti genel başkanı gibi her güncel olaya müdahale etmeye, yorum yapmaya çalışmasına binaen bu şekilde bir görüş bildirerek Fetullah Gülen"i eleştirdiğini ifade etmiştir. Son paylaşım ise bir haber başlığının alıntılanarak paylaşılmasından ibarettir. Başvurucu söz konusu paylaşımında herhangi bir yoruma yer vermemiştir. Başvurucu bu haberin o dönem birçok haber sitesinde yayımlandığını, hâlen birkaç haber sitesinde yer aldığını ve tüm haber sitelerinde aynı başlıkla yayımlandığını belirtmiştir.
48. Söz konusu paylaşımlar incelendiğinde başvurucunun FETÖ/PDY"nin cebir ve şiddet eylemlerini övdüğü, terörizmi, terörü ve şiddeti meşrulaştırdığı veya teşvik ettiği söylenemeyecektir. Bu itibarla soruşturma belgelerinde yer alan tespit ve değerlendirmeler kapsamında başvuru konusu olayda tutuklama için gerekli olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirtinin ortaya konulamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Nitekim ilk derece mahkemesi de benzer değerlendirmelerle başvurucunun beraatine karar vermiştir.
49. Varılan bu sonuç karşısında tutuklama nedenlerinin bulunup bulunmadığına ve tutuklamanın ölçülü olup olmadığına ilişkin ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
50. Açıklanan gerekçelerle suç işlediğine dair kuvvetli belirtiler ortaya konulmadan tutuklama tedbirinin uygulanması nedeniyle başvurucunun Anayasa"nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
51. Öte yandan başvurucu tutuklama tedbiri nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de başvurucunun temel şikâyetiyle ilgili olarak kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmış olması nedeniyle bu iddianın ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.
B. Resen Yapılan Tutukluluk İncelemelerinin Duruşmasız Gerçekleştirildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
52. Başvurucu, tutuklama tarihinden iddianamenin kabulüne kadar resen yapılan tutukluluk incelemelerinin duruşmasız yapıldığını ve Savcılıktan görüş alınmasına rağmen kendisinden görüş alınmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
53. Anayasa"nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca hürriyeti kısıtlanan bir kimsenin kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı hâlinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkı bulunmaktadır. Burada belirtilen bir yargı merciine başvurma hakkı, suç isnadıyla hürriyetinden yoksun bırakılan kimseler bakımından tahliye talebinin yanı sıra tutuklama, tutukluluğun devamı ve tahliye talebinin reddi kararlarına karşı yapılan itirazların incelenmesi sırasında da uygulanması gereken bir güvencedir (Mehmet Haberal, B. No: 2012/849, 4/12/2013, §§ 122, 123; Ali Efendi Peksak, B. No: 2017/29428, 17/7/2019, § 84).
54. Bununla birlikte 5271 sayılı Kanun"un 108. maddesine göre şüpheli veya sanığın istemi olmaksızın tutukluluğun resen incelenmesi durumunda hürriyeti kısıtlanan kişiye tanınan yargı merciine başvurma hakkı kapsamında bir değerlendirme yapılmadığından bu incelemeler Anayasa"nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamına dâhil değildir (Firas Aslan ve Hebat Aslan, B. No: 2012/1158, 21/11/2013, § 32; Faik Özgür Erol ve diğerleri, B. No: 2013/6160, 2/12/2015, § 24; Ali Efendi Peksak, § 85).
55. Bireysel başvuruya konu olan başvurucu hakkındaki tutukluluk incelemelerinin 5271 sayılı Kanun"un 108. maddesine göre yapıldığı görülmektedir. Söz konusu incelemelerin başvurucunun tahliye talebini incelemek ya da hakkında verilen tutukluluğun devamına ilişkin karara yapılan itirazı değerlendirmek üzere yapıldığına ilişkin bir iddia bulunmamaktadır. Dolayısıyla tutukluluğun gözden geçirilmesi yönünde resen yapılan bu incelemeler Anayasa"nın 19. maddesinin kapsamına dâhil olmadığından Anayasa Mahkemesinin konu bakımından yetkisi kapsamı dışında kalmaktadır (aynı yöndeki değerlendirme için bkz. Hidayet Karaca (2), B. No: 2015/7254, 12/12/2018, §§ 73, 74).
56. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun"un 50. Maddesi Yönünden
57. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."
58. Başvurucu 200.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
59. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağı hususunda genel ilkeler belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi diğer bir kararında ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararının yerine getirilmemesinin sonuçlarına da değinmiş ve bu durumun ihlalin devamı anlamına geleceği gibi ilgili hakkın ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacağına da işaret etmiştir (Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).
60. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması, ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§ 55, 57).
61. Somut olayda başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Yargılandığı davada başvurucunun 18/8/2020 tarihinde tahliyesine karar verilmiş ve başvurucunun tutukluluk hâli sona ermiştir.
62. Öte yandan somut olayda ihlalin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı açıktır. Başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 40.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
63. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 446,90 harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 4.046,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Resen yapılan tutukluluk incelemelerinin duruşmasız gerçekleştirildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle Anayasa"nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 40.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 446,90 harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 4.046,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2020/85) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/5/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.