Esas No: 2018/1163
Karar No: 2018/1163
Karar Tarihi: 18/5/2021
AYM 2018/1163 Başvuru Numaralı SADİ CAN Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
SADİ CAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/1163) |
|
Karar Tarihi: 18/5/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Olcay ÖZCAN |
Başvurucu |
: |
Sadi CAN |
Vekili |
: |
Av. Fatih AYDIN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kamulaştırmasız el atma bedelinin değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/1/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 1951 doğumlu olup Kocaeli"nin Gebze ilçesinde ikamet etmektedir.
8. Başvurucunun da aralarında olduğu toplam seksen kişi, Kocaeli"nin Gebze ilçesi Muallim köyü Hendekler mevkiinde bulunan 874 parsel sayılı taşınmazın hissedarı oldukları ve taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığı gerekçesiyle Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü (İdare) aleyhine 5/10/2010 tarihinde Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Bu davada başvurucu ve diğer davacılar, toplam 1.079.500 TL tazminatın ödenmesini talep etmiştir.
9. Mahkeme 1/11/2013 tarihinde, tapu kaydı üzerine İdare lehine kamulaştırma şerhi konulduğu, fiilî el atmanın söz konusu olmadığı, yalnızca hukuki el atma bulunduğu ve bu nedenle davanın idari yargının görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir.
10. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (Yargıtay Dairesi) 27/10/2014 tarihinde, keşifte yapılan mahkeme gözlemi ve bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza çam fidanlarının dikildiğinin ve üzerinde inşaat tabelasının bulunduğunun anlaşıldığı, taşınmaz üzerindeki inşaat tabelası ve fidanların hangi idare tarafından dikildiği araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
11. Bozmaya uyan Mahkeme 30/6/2015 tarihinde davanın kısmen kabulüne, 1.025.550 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte İdareden alınarak tapudaki hisse ve mirasçılık belgelerindeki payları oranında başvurucu ve diğer davacılara verilmesine, taşınmazın tapusunun iptali ile İdare adına tapuya tesciline karar vermiştir. Mahkeme kararının gerekçesinden yapılan keşif sonucu düzenlenen kök ve ek raporlarda el atılan taşınmazın yüz ölçümünün 2.580 m² olduğu ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal uygulaması sonucu 1.025.550 TL el atma bedeli tazminatı belirlendiği anlaşılmıştır. Bireysel başvuru dosyası ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminden (UYAP) bilirkişi raporlarına, dolayısıyla yapılan hesaplamaya ve başvurucunun taşınmazdaki hissesine ilişkin başka bir bilgi ve belge temin edilememiştir.
12. Başvurucu ve diğer davacılar 8/4/2016 tarihinde Gebze 4. İcra Dairesinde (İcra Müdürlüğü) İdare aleyhine 850.000 TL tazminat, 421.693,15 TL işlemiş faiz, 54.166,50 TL vekâlet ücreti, 3.779,78 TL işlemiş faiz, 950 TL yargılama gideri ve 60,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.330.655,72 TL"nin tahsili istemiyle icra takibi başlatmıştır.
13. Karar taraflarca temyiz edilmiştir. Yargıtay Dairesi 19/4/2016 tarihinde, kamulaştırmasız el atmadan bahsedilebilmesi için el atmanın kalıcı olması ve sahiplenme kastının bulunması gerektiği, dikilen çam ağacı fidanlarının taşınmazın tamamını kapsayıp kapsamadığı ve ağaçların İdare tarafından dikilip dikilmediğinin anlaşılamadığı, taşınmaza fiilî ve kalıcı el atma olmadığı takdirde idari yargının görevli olabileceği hususu da nazara alınarak mahallinde yapılacak keşif sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
14. Başvurucu ve diğer davacılar tarafından karar düzeltme kanun yoluna başvurulmuştur. Yargıtay Dairesi 30/10/2017 tarihinde bozma kararını kaldırmış ve ilk derece mahkemesi kararını onamıştır.
15. Nihai karar başvurucu vekiline 30/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
16. İdare tarafından 26/12/2017 tarihinde icra dosyasına 89.379,24 TL ödeme yapılmıştır.
17. Başvurucu 2/1/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
18. İdare tarafından 24/4/2018 tarihinde icra dosyasına 1.423.164,71 TL ödeme yapılmıştır. Başvurucu bu ödeme ile birlikte borcun kapandığını gösteren ekran kaydını sunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. Konu ile ilgili hukuk için bkz. Şevket Karataş [GK], B. No: 2015/12554, 25/10/2018, §§ 20-33.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 18/5/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden
1. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
22. 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun"a eklenen geçici 2. maddeye göre Anayasa Mahkemesine yapılan ve münhasıran bu maddenin yürürlüğe girdiği 31/7/2018 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla ilgili bireysel başvuruların Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu (Tazminat Komisyonu) tarafından incelenerek karara bağlanması öngörülmüştür. Anayasa Mahkemesi Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018, §§ 27-36) kararında Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönünden inceleyerek Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna varmış; başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle başvurunun kabul edilemezliğine karar vermiştir.
23. Mevcut başvuruda da söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.
B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden
1. Başvurucunun İddiaları
25. Başvurucu, taşınmazın m² değerinin 2011 yılında 397 TL olarak tespit edildiğini ancak kararın 2017 sonunda kesinleşmesi nedeniyle başvuru tarihindeki m² değerinin 1.200-1.300 TL"ye ulaştığını, kararın kesinleşmesinden sonra ödeme yapıldığı da dikkate alındığında oluşan değer kaybının faiz ile karşılanmadığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
26. Anayasa’nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”
27. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi ve ödemenin de geç yapılması nedeniyle bedelin değer kaybına uğratıldığını ileri sürmüştür.
28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3), 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği, buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
29. Başvuruya konu ihlal iddiasıyla ilgili deliller sunarak hangi Anayasa hükmünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma ve iddialarını kanıtlama yükümlülüğü başvurucuya aittir. Bu kapsamda, bireysel başvuru dosyası eklerinde yer alan bilgi ve belgeler ile UYAP aracılığıyla temin edilen belgeler incelendiğinde taşınmazın yalnızca arsa niteliğinde olduğu, el atılan taşınmazın yüz ölçümünün 2580 m² olduğu, el atma bedelinin emsal uygulaması sonucu belirlendiği ve 1.025.550 TL tazminat hesaplandığı bilgilerine ulaşılabilmiştir. Mahkeme kararı incelendiğinde başvurucu ile birlikte toplam seksen kişi davacı konumundadır. Mahkemece, 1.025.550 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte İdareden alınarak tapudaki hisse ve mirasçılık belgelerindeki payları oranında başvurucu ve diğer davacılara verilmesine karar verilmiştir. Ancak tapu kaydı ve mirasçılık belgeleri sunulmadığından ve tespit edilemediğinden başvurucunun hisse miktarı, dolayısıyla lehine hükmedilen tazminat miktarı belirlenememiştir. Bu durumda başvurucu lehine hükmedilen tazminatın enflasyon karşısında değer kaybına uğrayıp uğramadığına ilişkin bir tespit yapmak da mümkün olmamıştır. Dolayısıyla değer kaybına yönelik söz konusu iddiaların temellendirilmemiş şikâyet kapsamında kabul edilmesi gerekir.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle başvurunun;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/5/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.