Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/10-9 Esas 2011/2 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/10-9
Karar No: 2011/2

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/10-9 Esas 2011/2 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, karşılıksız çek keşide etmek suçundan mahkum edilmiş ve ağır para cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak, Yargıtay 10. Ceza Dairesi, keşide yeri ve ödeme yeri aynı olan çeklerde ibraz süresinin 10 gün olduğunu belirtti ve çekin yasal süre geçirilerek ibraz edildiği gerekçesiyle hüküm bozuldu. Daha sonra verilen kararda ise, keşide yerinin Karabük olduğu belirtilerek suçun unsurları oluştuğu gerekçesiyle sanık cezalandırılmıştır. Ancak, Ceza Genel Kurulu kararıyla suç tarihi ve zamanaşımı durumu göz önüne alınarak dava düşürülmüştür. Kanun maddeleri ise şöyledir: 4184 sayılı Kanunun 3167 sayılı Kanunun 16/1 ve 16/3 maddeleri, TTK’nun 708. maddesi, 765 sayılı TCY’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri, 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi, 5320 sayılı Yasa, 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi.
Ceza Genel Kurulu         2011/10-9 E.  ,  2011/2 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 2009/40849
    Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : İSTANBUL 13. Asliye Ceza
    Günü : 24.07.2008
    Sayısı : 436-733

    Sanığın 4184 sayılı Yasa ile değişik 3167 sayılı Yasanın 16. maddesinin 1 ve 3. fıkraları uyarınca, 640.000.000 TL ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle çek hesabı açmaktan yasaklanmasına ilişkin, İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.12.2003 gün ve 1634-1222 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen, Yargıtay 10. Ceza Dairesince 24.03.2008 gün ve 7600-4558 sayı ile;
    “TTK’nun 708. maddesinde açıklandığı üzere keşide yeri ve ödeme yeri aynı olan çeklerde ibraz süresi l0 gün olup, 28.02.2001 keşide tarihli çekin, 13.03.2001 tarihinde yasal süre geçirildikten sonra ibraz edildiği ve bu nedenle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesince 24.07.2008 gün ve 436-733 sayı ile;
    “Mahkememizce sanık hakkında karşılıksız çek verme suçundan mahkumiyet kararı kurulduğu, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2006/7600 esas 2008/4558 karar ve 24.03.2008 tarihli kararı ile keşide yeri ve ödeme yeri aynı olan yerde ibraz süresi 10 gün olup, 28.02.2001 tarihli çekin 13.03.2001 tarihinde yasal süre geçtikten sonra ibraz edildiği bu nedenle suçun unsurlarının oluşmadığı nedeniyle verilen karar her ne kadar bozulmuş ise de keşide yerinin Karabük olduğu, keşide tarihinin 28.02.2001 olduğu, ibraz yerinin keşide yerinden ayrı yer olan İstanbul olduğu, ibraz tarihinin 13.03.2001 olduğu, şikayet tarihinin 21.06.2001 olduğu, ibraz süresinin Yargıtay kararının bozma ilamının aksine olarak TTK’nun 708 maddesinde belirtildiği üzere yasal bir aylık süre içerisinde bulunduğu, ibraz süresinin on gün olmadığı, daha önceki kararın doğru ve usule uygun olduğu” şeklindeki gerekçe ile; ilk hükümde direnildiği belirtilerek "sanığın karşılıksız çek keşide etmek suçundan, 3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Yasa ile değişik 16/1 maddesi gereğince; Akbank Karabük Şubesine ait, 28.02.2001 tarihli, 3279138 seri nolu çek tutarı olan 640 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Yasa ile değişik 16/3 maddesi gereğince 1 yıl süreyle çek hesabı açmaktan yasaklanmasına, yasaklanma durumunun karar kesinleştiğinde tüm bankalara bildirilmek üzere Merkez Bankasına bildirilmesine” karar verilmiştir.
    Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C. Başsavcılığının zamanaşımı nedeniyle “bozma” ve “ortadan kaldırma” istekli 22.06.2010 gün ve 40849 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay 10. Ceza Dairesine, Özel Dairece de 16.12.2010 gün ve 34942-27664 sayılı gönderme kararı ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına yönelik ise de; zamanaşımının dolup dolmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Dosya incelendiğinde;
    28.02.2001 tarihinde, Ş..C..tarafından verilmiş bulunan vekaletnameye istinaden kardeşi D..C..tarafından Karabük"te, hamiline olarak düzenlenen çekin, daha sonra katılana verilmesi ve katılan tarafından 13.03.2001 tarihinde Akbank Nuruosmaniye (İstanbul) Şubesine ibraz edildiği karşılığının bulunmadığının anlaşılması üzerine, 24.03.2001 tarihinde yapılan tebligata rağmen, düzeltme hakkının 7 günlük yasal süre içerisinde kullanılmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, suç tarihinin 13.03.2001 olduğu somut olayda; kesen nedenler de dikkate alındığında, sanığın "karşılıksız çek keşide etme suçundan" başka bir suçu oluşturma olasılığı bulunmayan eylemiyle ilgili olarak, 765 sayılı TCY"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı, yerel mahkemece direnme hükmünün verildiği 24.07.2008 tarihinden sonra, ancak dosyanın henüz Ceza Genel Kuruluna intikalinden önce Yargıtay C. Başsavcılığında bulunduğu aşamada dolmuş bulunmaktadır.
    Bu itibarla yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4 104/2. ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1 - İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.07.2008 gün ve 436-733 sayılı direnme hükmünün dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
    2- Yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
    3- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.01.2011 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara