Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/6-521 Esas 2012/1873 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/6-521
Karar No: 2012/1873

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/6-521 Esas 2012/1873 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık S.S. hakkında açılan hırsızlık suçu davasında, önce görevsizlik kararı verilmiş, sonra yapılan yargılama sonucunda sanık beraat etmiştir. Ancak şikayetçi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi, beraat kararını isabetsiz bulmuştur ve dosya tekrar yerel mahkemeye gönderilmiştir. Yerel mahkeme, tekrar beraat kararı vermiş, ancak bu karar da temyiz edilmiştir. Sonuç olarak dosya Ceza Genel Kurulu'na gelmiştir. Kararda, suçun zamanaşımına uğrayıp uğramadığı değerlendirilmiş ve suçun 765 sayılı TCK 102/4 ve CMK 223. maddeleri uyarınca dava zamanaşımına uğradığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle sanık hakkındaki kamu davası düşmüştür.
Kanun Maddeleri:
- 765 Sayılı TCK'nun 102. maddesi
- CMK'nun 223. maddesi
Ceza Genel Kurulu         2012/6-521 E.  ,  2012/1873 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname:   2009/284445
    Yargıtay Dairesi  : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi  : KARTAL 3. Asliye Ceza
    Günü   : 29.07.2009
    Sayısı   : 858 - 827

    Hırsızlık suçundan sanık S. S.hakkında açılan kamu davasında Kartal 2. Sulh Ceza Mahkemesince 02.06.2005 gün ve 1395-665 sayı ile verilen görevsizlik kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatına ilişkin, Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 03.03.2008 gün ve 776-91 sayılı hükmün şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 02.11.2006 gün ve 488-773  ile;
    "Yakınan idare vekilinin 28.09.2005 tarihli katılma istemini içeren dilekçesi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyarak şikayetçi kurumun katılma istemini kabul eden Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesince 03.03.2008 gün ve 776 - 91 sayı ile, sanığın beraatına karar verilmiştir.
    Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 07.04.2009 gün ve 3511-6445 sayı ile;
    "Sanığın, suça konu 61 paket Tekel 2001 ve 4 adet kağıda sarılı tek sıra halinde hazırlanmış sigaraları, giymiş olduğu kadın çorabının içerisine saklamak suretiyle çıkış kapısından geçirip aracının içerisinde ön koltuğunun altına sakladığı, ihbar üzerine güvenlik görevlilerinin sanığa ait araç içerisinde yaptıkları aramada sigaraları elde ettikleri, 18.09.2004 günlü tutanak içeriğinden ve tutanak tanıklarının özünde değişmeyen aşamalardaki ifadelerinden anlaşılması karşısında, sanığa yükletilen hırsızlık suçunun sübut bulduğu gözetilmeden, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesi ise 29.07.2009 gün ve 858 - 827 sayı ile;
    "Yapılan önceki duruşma ve dinlenen tanık anlatımları sanığın samimi ve mahkemece inandırıcı görülen savunması göz önüne alındığında, sanığın kantinden satın aldığı sigaraları çıkarırken yakalandığı, söz konusu sigaraların tekel fabrikasına ait ve emanetine tevdii edilmiş sigaralardan olduğunu gösterecek yeterli ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığı, getirtilen tüm belgeler, toplanan deliller, tanık anlatımları ve sanığın samimi görülen savunmasına göre atılı suçu işlediğinin şüphede kaldığı" gerekçesiyle direnerek önceki hüküm gibi karar vermiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 29.02.2012 gün ve 284445 sayılı "bozma ve düşme" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
                               TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçun subutuna ilişkin ise de, sorgu tarihinin 18.10.2005, suç tarihinin 18.09.2004 olduğu davada zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve dava zamanaşımı yönünden lehe hükümler içeren 765 sayılı TCK"nun 102. maddesinde, kanunlarda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin dördüncü fıkrasında da beş seneden fazla olmamak üzere hapis ya da para cezalarını gerektiren suçlarda bu sürenin beş sene olacağı hüküm altına alınmıştır.
       Zamanaşımı, kesen bir nedenin bulunması halinde kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
     Ceza Genel Kurulunun 23.01.2007 gün ve 254-5 sayılı kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, re’sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Suç niteliği yönünden aleyhe temyizin olmadığı, daha ağır başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 18.09.2004 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, sanığa atılı 765 sayılı TCK"nun 491/3. maddesinde düzenlenmiş olan hırsızlık suçuna kanunda öngörülen ceza miktarı göz önüne alındığında, suç 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 5 yıllık asli, 7 yıl 6 aylık kesintili dava zamanaşımına tabi bulunmaktadır.
     Zamanaşımını kesen en son işlem sanığın mahkeme huzurunda savunmasının alındığı 18.10.2005 tarihi olup, bu tarihten sonra zamanaşımını kesen başkaca bir işlem olmadığından 5 yıllık asli dava zamanaşımı yerel mahkeme direnme hükmünün verildiği 29.07.2009 tarihinden sonra ve temyiz aşamasında  18.10.2010 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK’nun 223. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.07.2009 gün ve 858-827 sayılı hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
    Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK’nun 223. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.12.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     


     

    Hemen Ara