Esas No: 2013/1393
Karar No: 2013/1775
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1393 Esas 2013/1775 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2013/1393 E. , 2013/1775 K.- 2247 SAYILI YASA’NIN 14. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : E.Ö. Vekilleri : Av. Ş.Ö., Av. E.A. Davalı : Sol Sahil Sulama Birliği Başkanlığı-Zile Vekili : Av. Ş.C. O L A Y : 1-Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin 01.04.1998 tarihinden itibaren hiç ara vermeden Zile Sol Sahil Sulama Birliği Başkanlığı bünyesinde, aralıksız olarak yaklaşık 8,5 yıldır çalıştığını; davalı Birlik Başkanlığı tarafından, Birliğin maddi sıkıntı içinde olduğu gerekçesi ile 16.04.2007 tarihinden itibaren 2 ay süre ile iş aktinin geçici olarak askıya alındığını, iki aylık sürenin bitmesi beklenmeden 4.5.2007 tarih ve 40 sayılı yazı ile iş aktine aykırı davranışları gerekçe gösterilerek, iş aktinin feshine karar verildiğini; hakkında hiçbir disiplin soruşturması yapılmadığı gibi 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinde sayılan ve işvereni haklı kılacak hiçbir fiilin oluşmadığını, konuyla ilgili her hangi bir savunma istenmediğini, belge düzenlenmediğini; kaldı ki bu güne kadar işveren tarafından müvekkiline verilmiş her hangi bir cezanın da bulunmadığını; iş aktinin geçici olarak feshine ilişkin idari işlemin iptali için idare mahkemesine açmış olduğu davanın henüz sonuçlanmadığını; işveren sıfatıyla sulama birliği başkanının, bir yandan kıdem tazminatı hakkının doğduğunu belirterek kıdem tazminatı tutarını müvekkilinin hesabına yatırırken, diğer yandan kusurlu davrandığı gerekçesi ile iş akdini feshetmek suretiyle kendi içinde çelişkiye düşmüş olduğunu; bilindiği üzere, 5620 sayılı Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli işçi Kadrolarına Veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 2006 ve 2007 yılında 6 ay süre ile geçici işçi olarak çalışanların sürekli işçi kadrolarına geçirilmelerinin öngörülmüş olduğunu; ne hazindir ki, müvekkili böyle bir hakkı elde ettiğine sevinirken, aynı tarihlerde iş akdinin fesh edildiğini; esasen, sulama birliği başkanının, kendi akraba ve siyasi çevresini yerleştirmek için bu tür yola tevessül ederek müvekkilinin akdini sonlandırma yoluna gittiğini; zaten, 16.04.2007 tarihli yazıda ve iki ay süre ile iş akdi geçici süreli askıya alınmış, geçici süreli askıya alınma işlemi devam ederken, yani 04.05.2007 tarihli yazı ile ve üstelik iş akdine aykırı davrandığı gerekçesi ile iş akdinin sona erdirildiğini ifade ederek; geçerli bir sebebe dayanmayan iş akdinin feshine ilişkin işlemin iptal edilerek ortadan kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. SİVAS İDARE MAHKEMESİ: 28.6.2007 gün ve E: 2007/1112, K: 2007/1045 sayı ile, 2576 sayılı Yasanın 6. maddesinde "Vergi Mahkemeleri; a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun uygulamasına ilişkin davaları, c) Diğer kanunla verilen işleri, çözümler" hükmünün yer aldığı; aynı yasanın 5. maddesinin 1. fıkrasında da İdare Mahkemelerinin, Vergi Mahkemelerinin görevine giren davalar ile Danıştay"da çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davaları ile tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinin birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar ve kanunlarla verilen diğer işleri çözümleyeceğinin hükme bağlandığı; 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinde ise; iş sözleşmesi feshedilen işçinin, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabileceğinin hükme bağlandığı; dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, uyuşmazlığın konusunun 4857 sayılı İş Kanunu"nun uygulanmasından kaynaklandığının anlaşılması karşısında davanın görev yönünden reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. 2-Davacı vekili bu defa, müvekkilinin 1993 yılından 04.05.2007 tarihine kadar aralıksız olarak davalı sulama birliğinde geçici işçi statüsünde sayman olarak sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar sürekli hizmet vermiş bulunduğunu; SGK sicil numarasının 6001023036408 olduğunu; 5620 Sayılı Kanunla getirilen düzenleme kapsamında müvekkili(açısından da), geçici işçilerin, sürekli işçi veya sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi için gereken yasal şartlar oluştuğu halde, davalı kurum yönetimi tarafından gerekli bildirimlerin yapılmadığını; iş bu sebeple, müvekkilinin, 5620 Sayılı Kanunla geçici işçilerin sürekli işçi kadrosuna geçirilmesine hak kazandığının tespitinin yapılmasını talep etmek için dava açma zorunluluğu doğduğunu ifade ederek; tazminat ve diğer hukuki hakları saklı kalmak kaydı ile 5620 Sayılı Yasa ile getirilen düzenleme kapsamında; müvekkilinin de sürekli işçi veya sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesine hak kazandığının tespitine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. Tokat İş Mahkemesi: 8.3.2011 gün ve E:2009/205, K:2011/69 sayı ile, 5620 sayılı Kanunun yayımlanarak yürürlüğe girdiği 21/04/2007 tarihinden sonra 04/05/2007 tarihinde davacının iş akti feshedilmiş olmakla ve davacının 6 aydan fazla kıdemi olduğu anlaşılmakla davacının 21/04/2007 tarihi itibariyle 5620 sayılı yasa gereğince daimi işçi kadrosuna geçmeye hak kazandığının tespitine ve davanın kabulüne karar vermiş; bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi: 29.1.2013 gün ve E:2012/38619, K:2013/3246 sayı ile, görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği; İş mahkemelerinin görev alanını hakimin, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesini esas alarak belirleyeceği; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yerinin iş mahkemeleri olduğu; 21/04/2007 tarih ve 26500 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına Veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesine göre ”geçici işçilikten sürekli işçi kadrosuna geçirilenlerin, ilgili idare, kurum ve kuruluşlarda 2006 yılı içerisinde toplam 6 ay ve daha fazla sürelerle vizeli geçici iş pozisyonlarında işçi olarak çalıştığının belgelenmesi...” şartının getirildiği; davacının anılan yasa uyarınca 2006 yılı içerisinde altı aydan fazla süre ile çalıştığının ve kadroya geçirilmesi gerektiğinin tespiti için bu davayı açtığı; kadro tahsisinin idari bir işlem olduğu, idari işlem tesis edecek şekilde yargı kararı verilemeyeceği; idarenin 5620 sayılı yasa kapsamında sürekli işçi veya sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi için düzenlediği kadro tahsis işleminin bir idari işlem olduğu, bu işlemin iptaline yönelik uyuşmazlığın; kısaca sürekli işçi kadrosunda bulunması gerektiği yönündeki istemin idari yargı yerinde çözülmesinin gerektiği; zira 5620 sayılı yasadan kaynaklanan düzenleyici işlem niteliğindeki uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu; buna göre mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı (HMK.nın 114/b, 115 maddeleri) nedeni ile reddine kararı verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle; kararın BOZULMASINA karar vermiştir. TOKAT İŞ MAHKEMESİ: 11.6.2013 gün ve E:2013/85, K:2013/240 sayı ile, mahkemelerince usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulduğu; her ne kadar Mahkemelerinin 08/03/2011 tarih ve 2009/205 esas, 2011/69 karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, İdarenin 5620 sayılı yasa kapsamında sürekli işçi veya sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi için düzenlediği kadro tahsis işleminin bir idari işlem olduğu, bu işlemin iptaline yönelik uyuşmazlığın, kısaca sürekli işçi kadrosunda bulunması gerektiği yönündeki istemin idari yargı yerinde çözülmesinin gerektiği; 5620 sayılı yasadan kaynaklanan düzenleyici işlem niteliğindeki uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu kanaatine varıldığından davaya bakmaya adli yargı yeri görevli olmayıp idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle; dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar vermiş; bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 3-Davacı vekili, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına sunulmak üzere Tokat İş Mahkemesi Hakimliğine verdiği 26.6.2013 tarihli dilekçe ile; Zile Sol Sahil Sulama Birliği Başkanlığına karşı açtıkları davada Sivas İdare Mahkemesi’nin 28/06/2007 gün ve 2007/1112 E. 2007/1045 K. sayılı kararıyla görevsizliğe hükmettiğini ve bu kararın kesinleştiğini; bunu üzerine Zile Sol Sahil Sulama Birliği Başkanlığına karşı açtıkları davada Mahkemelerinin 11/06/2013 gün ve 2013/85 E., 2013/240 K. sayılı kararıyla görevsizliğe hükmettiğini ve bu kararın kesinleştiğini; açılan davalar aynı konu hakkında olup müvekkilinin 5620 Sayılı Yasa’dan yararlandırılarak kadrolu olarak işe devamına ilişkin bulunduğunu; kesinleşen görevsizlik kararları nedeniyle ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesini istediklerini ifade ederek; ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş ve adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır. 2247 sayılı Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir. Olayda; idari yargı yerinde, davalı Birlik Başkanlığında çalışan davacının iş akdinin feshine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açıldığı; Mahkemece, uyuşmazlığın konusunun 4857 sayılı İş Kanunu"nun uygulanmasından kaynaklandığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddedildiği; adli yargı yerinde ise; 5620 Sayılı Yasa ile getirilen düzenleme kapsamında; davacının sürekli işçi veya sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesine hak kazandığının tespitine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı; Mahkemece, Yargıtay’ın bozma kararına uyulmak suretiyle; 5620 sayılı yasadan kaynaklanan düzenleyici işlem niteliğindeki uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verildiği; dolayısıyla ortada, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde, tarafları aynı olan ve kesinleşmiş iki karar bulunmasına karşılık; bu kararların aynı konuya ve sebebe dayalı olmadıkları anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, Davacı vekilinin, 2247 sayılı Yasanın 14.maddesinde öngörülen koşulları taşımayan “Sivas İdare Mahkemesi ile Tokat İş Mahkemesi arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi” istemiyle yaptığı başvurunun, anılan Yasa’nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.