6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık B. V."un aynı Kanunun 13/1. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis ve 450 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.11.2007 gün ve 630-887 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 11.03.2010 gün ve 18702-3910 sayı ile;
“Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesindeki koşulların varlığı halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde mahkemesince değerlendirme yapılması zorunluluğu" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesi ise 18.02.2011 gün ve 325-58 sayı ile;
“ Sanığa verilen özgürlüğü bağlayıcı cezanın süresi nedeniyle hakkında TCY"nın 50. maddesi uygulanmadığı gibi sanığın kişiliği, suç işleme eğilimleri göz önüne alınarak ileride yeniden suç işlemekten çekineceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında TCY"nın 51 ve CMK"nın 231/5. maddesi hükümlerinin uygulanmasına gerek görülmemiştir" gerekçesiyle direnerek, önceki hüküm gibi karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 23.05.2012 gün ve 299451 sayılı “onama" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairece, yerel mahkeme kararının hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla değişik CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi için bozulmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilmiş yeni hüküm olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise, incelemenin öncelikle Yargıtay’ın ilgili dairesince yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğine göre; yerel mahkeme ilk hükmünün, Özel Dairece hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi amacıyla bozulması üzerine yerel mahkemece direnme kararı verildiği belirtilmiş ise de, gerekçede; "Sanığa verilen özgürlüğü bağlayıcı cezanın süresi nedeniyle hakkında TCK"nun 50. maddesi uygulanmadığı gibi sanığın kişiliği, suç işleme eğilimleri, göz önüne alınarak ileride yeniden suç işlemekten çekineceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında TCK"nun 51 ve CMK"nın 231/5. maddesi hükümlerinin uygulanmasına gerek görülmemiştir" denilmek suretiyle, bozma ilamı doğrultusunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmak suretiyle yeni bir hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün görülmediğinden, dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın saptanan eylemli uyma nedeniyle, temyiz incelemesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.12.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.