Esas No: 2021/1136
Karar No: 2022/1821
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1136 Esas 2022/1821 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1136 E. , 2022/1821 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil, birleşen davalarda tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine yönelik verilen hüküm asıl davada davalı ... ile dahili davalı ... ve Prefabrik Yapı San. Tic. A.Ş. vekillerince duruşmalı, davacılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde dahili davalılardan ... ve Prefabrik Yapı San. Tic. A.Ş. vekili Avukat ... ile temyiz talebinde bulunan davacılar vekili Avukat ... geldiler. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı vekili müvekkili ile davalı ... Ltd. Şti. arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı ...’in müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, davalı şirketin edimlerini süresinde yerine getirmediğini iddia ederek yapılan 4 ayrı sözleşmenin feshine ve cezai şartın hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2003/913 Esas sayılı dosyada davacı yüklenici vekili; davalı arsa sahibinin fesih ihtarı gönderilmesine rağmen müvekkilinin inşaatları yapmaya devam ettiğini, davalının 4 parselde kayıtlı 9.10.12 nolu bağımsız bölüm tapularını vermediğini iddia ederek bu taşınmaz tapu kayıtlarının iptal ve tesciline, olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2010/342 Esas sayılı dosyada yüklenici vekili sözleşme uyarınca 5 parselde bulunan 17 nolu dükkanın müvekkiline ait olacağının kararlaştırılmasına rağmen arsa sahibi davalının diğer davada oğluna sattığını, satın alanın iyi niyetli olmadığını, bu taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine dair verilen karar davalı Abdülbaki Yücel, davacılar ve davalı ... ve Prefabrik Yapı Sanayii Ticaret A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce mahkemeye yazılan müzekkere üzerine Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğünün 01.03.2022 tarihinde mahkemeye yazdığı cevabi yazıya göre; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından davalı ve birleşen dosyalarda davacı olan ... İnşaat Turizm, Gıda, Hayvancılık, Nakliyat, Emlak, Taahhüt Sanayii ve Ticaret Limited Şirketinin, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 07.10.2013 tarih ve 8420 sayılı ve 07.07.2014 tarih, 8606 sayılı nüshalarında yayımlanan ilan ve yapılan ihtara rağmen ve 6552 sayılı Kanun'un 134. maddesi ile 6102 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. maddede belirtilen sürede sermayesini 6102 sayılı Kanun'da belirtilen asgari tutarlara yükseltmediğinden 03.02.2015 tarihinde Ticaret Sicilinden resen silindiği ilan olunmuştur.
6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinde ticaret şirketlerinin re’sen tasfiye ve sicilden terkin halleri düzenlenmiş, ancak maddenin 2. bendinde davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirketlere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı ve süresi içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasının istenebileceği belirtilmiştir.
Dava ehliyeti; 6100 sayılı HMK 51. maddede açıkça düzenlenmiş olup, kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK'nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlardır. Bir başka deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır.
Bu hükümler ve açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davanın açıldığı tarih itibariyle dava ehliyeti bulunan davalı-karşı davacı şirketin davanın devamı sırasında ve 24.09.2020 tarihli karardan önce sicilden resen terkin edildiği anlaşılmakla dava ehliyeti ortadan kalkmış durumdadır. Bu husus taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan davanın her aşamasında resen nazara alınması gereken bir durumdur.
O halde mahkemece yapılacak iş, davalı-birleşen dosyalar davacısı şirketin davanın devamı sırasında terkin edilmekle dava ehliyetini kaybettiği anlaşıldığından davacı- birleşen dosyalar davacısı şirket hakkındaki tasfiye ve terkin işlemleri işbu dava sonuçlanıncaya kadar yapılamayacağından, davacılar vekiline davalı- birleşen dosyalar davacısı şirketin ihyasını sağlamak üzere makul ve kesin bir süre verilip ihyasını sağladıktan sonra yargılamaya devam ederek sonucuna uygun bir karar vermekten ibarettir.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre asıl davada davalı Abdülbaki Yücel, asıl dava davacıları ve asıl davada davalı ... ve Prefabrik Yapı Sanayii Ticaret A.Ş.’nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan taraflara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 30.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.