AYM 2017/29411 Başvuru Numaralı İBRAHİM HALİL ARABULAN Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2017/29411
Karar No: 2017/29411
Karar Tarihi: 26/5/2021

AYM 2017/29411 Başvuru Numaralı İBRAHİM HALİL ARABULAN Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İBRAHİM HALİL ARABULAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/29411)

 

Karar Tarihi: 26/5/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Gülsüm Gizem GÜRSOY

Başvurucu

:

İbrahim Halil ARABULAN

Vekili

:

Av. Pınar AKBİNA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, izinsiz afiş astığı için başvurucuya idari para cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 6/7/2017 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) üyesidir. 23/4/2017 tarihinde başvurucunun afiş astığı gerekçesiyle hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 42. maddesi uyarınca 227 TL idari para cezası uygulanmış ve afişlerin asıldığı gün başvurucunun huzurunda hazırlanan idari yaptırım kararı kendisine tebliğ edilmiştir.

9. Başvurucu, idari para cezasına itiraz etmiştir. Yargılamayı yapan İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği 31/5/2017 tarihinde usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazı reddetmiştir.

10. Anılan karar, başvurucuya 6/6/2017 tarihinde tebliğ edilmiş; başvurucu 6/7/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

11. 5326 sayılı Kanun’un "İdari para cezası" kenar başlıklı 17. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İdari para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de belirlenebilir. Bu durumda, idari para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur."

12. Aynı Kanun’un "Afiş asma" kenar başlıklı 42. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"42- (1) Meydanlara veya parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve benzeri afiş ve ilân asan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Aynı içerikteki afiş ve ilânlar, tek fiil sayılır.

 (2) Birinci fıkra hükmü, yetkili makamlardan alınan açık ve yazılı izne dayalı olarak asılan afiş ve ilânlar açısından uygulanmaz. Bu izinde, afiş ve ilânın asılacağı zaman dilimi açık bir şekilde gösterilir. Bu afiş ve ilânlar izin verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından bu sürenin dolmasını müteakip derhal toplatılır. Toplatma yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi halinde birinci fıkra hükmüne göre idarî para cezası verilir.

 (3) Bu afiş ve ilânların kaldırılmasına ilişkin masraflar da ilgili kişilerden ayrıca tahsil edilir.

 (4) Bu kabahatler dolayısıyla idarî para cezasına, kolluk veya belediye zabıta görevlileri karar verir.

 (5) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır"

V. İNCELEME VE GEREKÇE

13. Mahkemenin 26/5/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

14. Başvurucu; asılan afişlerin tüm dünyada kutlanan ve Türkiye"de de resmî tatil ilan edilen 1 Mayıs İşçi Bayramı"nın duyurusu olduğunu, 1 Mayıs"ın üyesi olduğu Siyasi Parti açısından ayrı bir önem arz ettiğini ve afiş asma yoluyla ifade özgürlüğü hakkını kullandığını, asılan afiş dolayısıyla hakkında idari para cezası uygulandığını, derece mahkemesinin bu hususları gözetmeksizin gerekçesiz bir şekilde itirazın reddine karar verdiğini, kendisi ile birlikte afiş asan başka bir kişinin cezasının derece mahkemesince kaldırıldığını, bu nedenlerle Anayasa"nın 10., 26., 28., 36., 68. ve 69. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda karmaşık veya zorlama şikâyetler, kanun yolu şikâyeti niteliğindeki şikâyetler, başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği şikâyetler ile temel haklara yönelik bir ihlalin olmadığı açık olan şikâyetler açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir.

16. Görüldüğü üzere Anayasa Mahkemesi ancak temellendirilebilmiş bir bireysel başvuruyu inceler. Başvurucuların şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Maddi dayanaklar yönünden başvurucuların yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak ve bunlara ilişkin delilleri Mahkemeye sunmak, hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19; Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021, § 22).

17. Nitekim 6216 sayılı Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına ilave olarak Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 59. maddesinde de başvurucuların yükümlülükleri kapsamında şikâyetin maddi ve hukuki temellerine başvuru formu ve eklerinde yer verilmesi gerektiği açıkça belirtilmiş, böylece başvuru koşullarının öngörülebilirliği kuvvetlendirilmiştir (Cemal Günsel, § 23).

18. Bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi, kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa"ya uygunluğunun ve müdahale gerekçelerinin denetimini kendiliğinden yapmaz. Bu sebeple başvurucunun başvurusunun esasını ve bu kapsamda kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için öncelikle kendisinin ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur (Cemal Günsel, § 24).

19. Anayasa Mahkemesinin başvurucunun yerine geçerek ihlal iddialarını gerekçelendirme, olay ve olguları ortaya koyma, delil toplama görev ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Söz konusu yükümlülükler başvurucuya aittir (Cemal Günsel, § 25).

20. Başvurucuların anılan yükümlülüklere uymamaları hâlinde şikâyetlerini temellendiremedikleri gerekçesiyle başvuruları açıkça dayanaktan yoksun bulunabilir. Anayasa Mahkemesi temellendirmeye ilişkin incelemesini her başvurunun somut koşullarında yapar. Kuşkusuz bu yükümlülüklere ellerinde olmayan nedenlerle uymamalarının ikna edici gerekçelerini Anayasa Mahkemesine sunmaları ya da Anayasa Mahkemesinin bu durumu işin niteliğinden anlaması hâli müstesnadır (Cemal Günsel, § 26).

21. Somut olayda başvurucu, 1 Mayıs İşçi Bayramı etkinliğinin duyurulması amacıyla Parti tarafından hazırlanan afişleri yapıştırması nedeniyle hakkında idari para cezası uygulanmasının siyasi faaliyette bulunma hakkını ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini iddia etmiştir. Başvurucu; afiş asmak için idareye başvurduklarını, Kocaeli Valiliği tarafından verilen izin çerçevesinde faaliyette bulunduklarını, suç unsuru bulunmayan afişler hakkında idari para cezası kesildiğini, bu yaptırıma itirazı inceleyen derece mahkemesinin de savunma almaksızın dosya üzerinden ret kararı verdiğini ifade etmiştir.

22. Başvurucu ayrıca mensubu olduğu siyasi partinin faaliyetlerinin büyük çoğunluğunun engellendiğini, bu nedenle parti üyesi kişilere sürekli idari para cezası kesildiğini ileri sürmüştür.

23. Somut başvuruda, başvurucunun yapıştırdığı afiş nedeniyle hakkında idari para cezası uygulanmıştır. Açıktır ki kamusal makamların engellemesi neticesinde başvurucunun mesajlarını yaymak ve toplumdaki diğer kişilere ulaştırmak için sahip olduğu bir araç elinden alınmıştır. Bu nedenle başvurucunun ifade özgürlüğüne müdahalenin varlığı konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır (benzer değerlendirmeler için bkz. Cemal Günsel, § 28).

24. Başvurucu 5326 sayılı Kanun’un 42. maddesi uyarınca yetkili makamlardan alınan açık ve yazılı izne dayalı olmaksızın kamuya ait alanlara afiş asması nedeniyle cezalandırılmıştır. Kurala göre kamuya ait alanlara yetkili makamlardan alınan açık ve yazılı izne dayalı olarak afiş ve ilan asmak mümkündür. O hâlde Anayasa Mahkemesinin ifade özgürlüğünün ihlaline ilişkin yapılan eldeki başvurunun esasını inceleyebilmesi için afişlerde ne yazdığı ile bu afişlerin nereye yapıştırıldığı hususlarının kritik önemde olduğu açıktır.

25. Buna karşın başvurucu, şikâyete konu afişlerin içeriği ve nereye yapıştırıldıklarına ilişkin olarak herhangi bir açıklama yapmamış; yalnızca afişlerin suç unsuru içermemesine karşın hakkında idari para cezası uygulandığını ifade etmiştir. Başvurucu; afişleri asma konusunda gerekli izinlerin alındığını öne sürmüşse de bu izinlerin kapsamı, ne zaman alındığı, izni veren makamın afişler ve afişlerin nerelere yapıştırılabileceği hususlarında bir çerçeve çizip çizmediği, asılan afişlerin bu izne uygunluğu, afişler ile mensubu olduğu siyasi parti arasında nasıl bir münasebet bulunduğu konularında herhangi bir açıklamada bulunmamıştır.

26. Öte yandan başvurucu; başvuru konusu afişlerin yapıştırılması nedeniyle hakkında idari para cezası uygulanması şeklindeki müdahalenin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini yalnızca soyut olarak ileri sürmüş, bu özgürlüğün hangi nedenle ihlal edildiği hususunda delillendirme yapmamış, varsa bilgi ve belgelerini bireysel başvuru formunda sunmamıştır.

27. Sonuç olarak başvurucu şikâyetlerine konu temel olay ve olgular ile bireysel başvuruya konu ettiği ve temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini açıklamak yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiş; bu bağlamda ileri sürdüğü ihlal iddialarını temellendirememiştir.

28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 26/5/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara