Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/16.HD-886 Esas 2012/1850 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/16.HD-886
Karar No: 2012/1850

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/16.HD-886 Esas 2012/1850 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Burdu Icra Ceza Mahkemesi, alacaklisini zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltme suçundan saniklar F.U. ve F.A.'nin cezalandirilmasina karar verdi. Ancak, daha sonra davaci vekili saniklar hakkindaki sikayetinden vazgecmis, bu nedenle davada karar verilemeyecegi belirtilmistir. Saniklar hakkindaki dava, Icra ve Iflas Kanununun 354. maddesi uyarinca dusmus ve karar tebliğ edilen kanun maddeleri aciklanmistir. Icra ve Iflas Kanunu'nun 331. maddesi alacakliyi zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltme suçunu, 347. maddesi sikayet sursesini ve 354. maddesi sikayetten vazgecmeyi düzenler.
Ceza Genel Kurulu         2012/16.HD-886 E.  ,  2012/1850 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname: 2012/310854
    Yargıtay Dairesi : 16. Hukuk Dairesi
    Mahkemesi : BURDUR İcra Ceza
    Günü : 29.07.2010
    Sayısı : 1047-676

    Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltme suçundan sanık F.U."ın İİK"nun 331/1 ve TCK"nun 52. maddeleri uyarınca 7.200 Lira, sanık F. A."nın ise İİK"nun 331/1, TCK"nun 39/1 ve 52. maddeleri uyarınca 3.600 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Burdur İcra Ceza Mahkemesince verilen 25.12.2008 gün ve 484-1469 sayılı hükmün sanık Fevzi Uçak müdafii ve sanık Fatma Ada tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 02.11.2009 gün ve 5035-7201 ile;
    “Müştekinin, sanık F.U. hakkında, alacaklısını zarara sokmak kastiyle traktörünü ablası diğer sanık Fatma Ada"ya satışı işlemine yönelik olarak 07.12.2007 tarihinde tasarrufun iptali davası açmak suretiyle atılı suçu öğrenmiş olmasına rağmen, İİK’nun 347. maddesinde öngörülen üç aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 18.03.2008 tarihinde şikayetçi olduğu anlaşılmakla, açılan davada müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sanıkların cezalandırılmasına karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Burdur İcra Ceza Mahkemesi ise 29.07.2010 gün ve 1047-676 sayı ile;
    "...Müşteki vekilinin 18.02.2008 tarihinde Burdur Cumhuriyet Başsavcılığına aynı olay nedeni ile aynı sanıklar hakkında şikayette bulunduğu, başvurunun İcra Mahkemesine yapılması gerekliliği nedeni ile verilen takipsizlik kararının müşteki vekiline 10.03.2008 tarihinde tebliğ edildiği, müşteki vekilinin de 18.03.2008 tarihinde mahkememize başvurduğu görülmüştür.
    Müşteki 07.12.2007 tarihinde suça konu olayı öğrenmiştir. Bu tarihten 2 ay 11 gün sonra, üç aylık şikayet süresi içerisinde, 18.02.2008 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunmuştur. Şikayeti hakkında verilen karar kendisine 10.03.2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. 18.02.2008-10.03.l2008 tarihleri arasında şikayet süresi işlememiştir. Müşteki 18.03.2008 günü mahkememize şikayette bulunmuştur. Buna göre şikayetçinin 2 ay 19 gün sonra şikayetini yaptığı ve şikayetin süresinde olduğu" gerekçesiyle direnerek, önceki hüküm gibi karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 03.05.2011 gün ve 310854 sayılı “şikayetten vazgeçme nedeniyle dosyanın incelenmeksizin iade edilmesi" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltme suçunda şikayet hakkının İcra ve İflas Kanununun 347. maddesi uyarınca 3 aylık hak düşürücü süre içinde kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle temyiz aşamasında davacı vekilinin şikayetten vazgeçmesi durumunda yapılacak işlemin belirlenmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    29.07.2010 tarihli direnme hükmünün sanıklar tarafından 25.08.2010 tarihinde temyiz edilmesinden sonra davacı vekilinin 13.06.2011 tarihli dilekçe ile sanıklar hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmaktadır.
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun "Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası" başlıklı 331. maddesi; "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır...
    Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur",
    "Şikayet süresi" başlıklı 347. maddesi; "Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer",
    "Davanın ve cezanın düşmesi ile ceza verilemeyecek haller" başlıklı 354. maddesi ise; "Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer..." şeklinde düzenlenmiştir.
    İİK"nun 331. maddesinde düzenlenen alacaklısını zarara sokma kasdiyle mevcudunu eksiltme suçu anılan maddenin 5. fıkrasında belirtildiği üzere takibi şikayete bağlı bir suç olup, şikayet süresi İİK"nun 347. maddesinde şikayetçinin fiili öğrendiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir. Aynı kanunun 354. maddesinde ise; yargılama sırasında davacının şikayetten vazgeçmesi durumunda davanın düşmesine, kararın kesinleşmesinden sonra şikayetten vazgeçilmesi halinde ise bütün neticeleriyle birlikte cezanın düşmesine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Takibi şikayete bağlı olan alacaklısını zarara sokma kasdiyle mevcudunu eksiltme suçunda, davacı vekilinin temyiz aşamasında sanıklar hakkındaki şikayetinden vazgeçmesi ve vazgeçmenin kabule bağlı olmaması karşısında, dava şartı ortadan kalktığından İİK’nın 354. maddesi uyarınca sanıklar hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün davacı vekilinin sanıklar hakkındaki şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında açılan davanın İİK"nun 354. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Burdur İcra Ceza Mahkemesinin 29.07.2010 gün ve 1047-676 sayılı hükmünün davacı vekilinin şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle BOZULMASINA,
    Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki davanın İİK"nun 354. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.12.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara